şu üçgenin koşeside menin olsun

Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

Bir aşktır bu yaşanan,

bir gece vakti uyandım uykumdan,
birden aklıma yine sen geldin,oysa bilmediğim bir şey vardı,


beni uyandıran sendin, o gece hayata olan bütün özlemlerimi, bütün sevgimi, gecenin karanlığında kaybolan rüyalarımda bırakıverdim , her şeyimi yitirmiş gibiyim, saatler geçmeksizin atar durur,ölmek ister dururum, ama bir türlü ölememem, bitiremem seni ve içimdeki yangınımı, bir yandan kendimle savaşırken, öbür yandan da senin yokluğunun verdiği acıyı kaldırmaya çalışırken, hayata dair kaybettiğim bir çok şeyin farkına vardım, kaybedilmiş o kadar çok şey vardı ki, bunları kaldırmam kaldırabilmem mümkün değildi olamazdı, beni ayakta tutan tek şey neydi bilmiyorum, bilsem bile anlayamazdım, farkına varamazdım ne olduğunun.. Şimdilerde biraz unuttum sanıyorum seni kendimi dertlerimi ve arabeskçi hallerimi.. Ve artık sıra sende .. Üzüntü dert keder hüzün gözyaşı ve isyanlarla dolu geceler günler saatler haftalar aylar ve hatta yıllar başladı başlıyor ve zaman eskiyor... Simdi senin için yeni bir sayfa açılıyor, belki kara belki de bembeyaz saf temiz bir sayfa.. Her şey o kadar zor olacak ki .. Korkar olacaksın hayattan, sevmekten, korkmaktan, yaşamaktan, sevdiklerinden, geceden, karanlıktan, ama hiçbiri olmadan da yaşayamayacaksın.. Ağlamak gelecek içinden gönlünce dilediğin kadar ağlayabileceksin.. Gözyaşı akıtmaktan fırsat buldukça gözlerini biraz olsun güldürmeye içindeki o eski pırıltıyı tekrar yakalamaya çalışacaksın, ama bir türlü başarmayacaksın.. Hep aklına yaşadığımız anlar o sana ilk seni seviyorum deyişim, seni sevişim, sarılışım gelecek aklına unutamayacaksın beni yaşadıklarımı.. Ve bir gece ölmeyi özleyeceksin şöyle bir düşüneceksin. .aslında yaşayan tek canlı benim diyeceksin.. Çünkü yardan ayrı yaşamak dünyanın en büyük cezası, evrenin en ağır darbesi bunu anlayacaksın. Ve gökyüzüne bakacaksın.. Yıldızlar, ay, bulutlar ve hatta güneş hepsi sönmüştür.. Aslında hala dipdiri durular. Ama sana parlak gözükmezler gözükemezler, ve aklına sevdiklerin, arkadaşların gelecek, koşa koşa onlara gideceksin ama hiçbirinin sana gülmediklerini göreceksin.. Ağlamak gelecek içinden ama utanacaksın onların yanında ağlamaya çünkü hepsi sana yazıklanarak bakacaklar.. Bütün sevdiklerin yakınların hatta ailen bile sana gülümseyerek bakmayacak bakamayacaklar.. Ve birden yine ben geleceğim aklına.. Hemen çantandan resmimi alıp bakacaksın.. Göreceksin ki sana hayatta gülen tek canlı benim.. Kendini tutamayıp ağlamaya başlayacaksın resmim üstüne dökülen gözyaşlarını sileceksin.. Sensiz yapamıyorum aşkım! Sensiz olmuyor! Diyeceksin ama artık her şey için geç çok olmuş bunu göreceksin.. Beni aramak isteyeceksin ama bir türlü bana ulaşamayacaksın.. Herkeslere soracaksın kimseler sana istediğin yanıtı vermeyecek.. Herkes senden gizleyecek benim sensiz yapamadığımı benim kaybettiğimi, benim bir sevdaya yenik düştüğümü. Derken aradan biraz zaman geçecek sular durulacak hayat normale dönmeye başlayacak ve tam kendini beni unuttuğuna inandırmışken. Benim haberim gelecek sana, o kaybetti! Diyecekler o artık yok... İnanmayacaksın hemen beni bulmaya bana ulaşmaya çalışacaksın baktığın her yerde beni göreceksin ama bir türlü ulaşamayacaksın. Bir türlü bulamayacaksın beni. Hemen evimi arayacaksın. Ve telefona çıkan ağlamaklı sese hayatının en zor, en acı, en aciz, en korkak, en tedirgin sorusunu, beni soracaksın!o nerde diyeceksin. Ve benim öldüğümü söyleyecekler. Sana sen kimsin diye soracaklar hiçbir cevap veremeyeceksin. Ve hemen telefonu kapayacaksın, sana bütün söylediklerim birden beyninin her köşesinde yankılanacak., bütün geçmişin bütün yaşadıklarımız gelecek gözlerinin önüne bana ettiklerin, çektirdiklerin. Beni özleyeceksin son bir kere. Son bir kere benim olmayı isteyeceksin son bir kere resmime bakıp yalvaracaksın ne olur dön aşkım ne olur beni bırakma diyeceksin. Ve göreceksin ki artık resmim bile sana gülmeyecek. Başını öne eğmiş ağlıyor olacak hayat artık sana çekilmez olacak her yerde aklına ben geleceğim beni unutamayacaksın. Ve o gün anlayacaksın ki ben hayattım, sense bu hayata sıkılmış en acı, en tatlı, en sıcak, en hüzünlü, en duygusal masum ve en çaresiz kurşunsun..


Haydi! Şimdi git hayata yenilmezliğini göster

ve gururunla son bir kez daha yücel
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

Serseri mayın gibi dolaşıyorum boş sokaklarda.Köpekler ve çöpçüler hariç.Onlar da eşlik ediyorlar geceye.

Suskunum bugün içim sıkıntı dolu.Şarkılar da öyle.susmak istiyorum sonsuza dek yüreğinde.böyle mi yaşanır sevdalar.


Kayıtsız kalma sende geceye hisset o ılık rüzgarı.kırıldım be bi tanem.Deniz gözlüm nerdesin.kırgınım insanlara.ne olurdu sen de yanımda olsan güzelliklerin ek gerçeği deniz gözlüm.

İmkansız değil bu şarkı.Bir gün beraber söyleyeceğiz.o zaman bu boş sokaklar kalabalık olacak.korkuyorum artık maskeli yüzler arasında olmaktan ve biliyorum ki ölüm bir adım ötemde.

Bu şarkı yarım kalmasın.lütfen deniz gözlüm hadi gel.Seni görmeden,dizlerini paylaşmadan,saçlarını okşamadan gitmek istemiyorum. Ben yeşertirken ağaçları onlar solduruyorlar. Bak ben de yaprak dökmeye başladım.

Korkum seni görmeden gitmek bu dünyadan. Şarkı söylüyorsun düşlerimde. Bir de konuşurken ağzından çıkan o ses. Onları duyarken her yerinde öpesim geliyor.

Hep derdin ya bana bu bir düş,gerçekler bir gün yüzümüze bir tokat atacak.ben zorları severim.ve biliyorum ki tek başıma değilim bu düşte.sarılıyorum yokluğunda sana.öyle zor ki sensiz olmak.bu maskeli yüzler arasında bunalıyorum.deniz gözlüm mavi kızının sıkışıyor yüreği hadi deniz gözlüm gel sil göz yaşlarımı

Ondan olduğun saatlerde ben ölürken bende olduğun saatlerde gökyüzündeyim.sevincim sığmıyor bu dünyaya.

Hadi deniz gözlüm.mavi kızın seni istiyor inatla.bağıra bağıra ağlaya ağlaya,düşler de sen bana ben sana.yok ki burada sevdalar!Ya ben hep düşlerde olayım ya sen gerçekte hadi deniz gözlüm yaradan aşkına gel!

Bir şarkı var dilimde ama asla sonunu getiremiyorum…

Ölümün koynunda bu sın gece,yalnızım ruhlar kadar;öyle zor ki seni anlatmak,seni düşlerde yakalamak

Böyle devam ediyor.Gece mi paylaşıyor beni yoksa sen mi?Taşıyorsun senli saatlerimde ruhumdan.öyle kolay değil seni birkaç satırda yazmak,ne mümkün.sensiz zamanlarıma üzülüyorum.varlığında bile seni özlüyorum.daha çok sarılmak,daha çok birlikte olmak istiyorum.

Deniz gözlüm hadi gel.gel de suretimiz çıksın su yüzüne,gizlemek seni asla!Gizlenmeyecek kadar güzelsin.Sihirli bir değnek olsa yanımda,hemen yanına gelirdim.Keşfedemediğim diğer yönlerini büyük bir zevkle keşfetmek isterdim.

Deniz gözlüm özledim seni.yoksun kaç gündür bu oyunda. Dediğin gibi bu oyundu sadece. Bitecek düşlerin tek gerçeği

Hep müzik dinliyorum.belki şimdi gelir diyorum.seni görmek için erken yatıp erken kalkıyorum.her zaman girmesen de düşlerime içimde gerçeksin

Hayat her zaman vermiyor istediklerimi.çok istiyorum ya bu yüzden yanımda değilsin.bir gün bu rüyadan uyanacağım biliyorum.korkuyorum.kime tutunurum ben sonra.kiminle paylaşırım kimle ağlarım kimle gün batımını seyrederim

Unuttuklarımı hatırlattın sen bana deniz gözlüm.öyle ansızın çıkmak yok hayatımdan sonra ben kime yazarım.kimi düşünürüm.kimi beklerim ben sonra.daha yeni atmışken kara bulutları üzerimden.aydınlanır mı sen gidersen dünyam

Bırak ben bu düşlerle yaşamaya devam edeyim.ta ki gerçekler yüzüme acı bir tokat atana kadar.

Bırak ben bu düşlerle avunayım.ve asla uyanmayayımbiliyorum sen de seveceksin yağmuru benim maviyi sevdiğim gibi

Bedenin uzak ama aşkın yüreğim de deniz gözlüm.olmasan da yanımda ben her gece o sahil kenarında okşuyorum saçlarını.dokunuyorum yüreğine yüreğimle.sen her gece yanımdasın deniz gözlüm.

Evet artık sabahları uyandığımda düzlerini paylaşabileceğim biri var hayatımda.düşte olsa!Yanımda olup olmaması umrumda bile değil.Çünkü ben senin yüreğini seviyorum.

Seni uzaktan sevmek,seni düşünüp, gözlerinin parladığını görüp ağlamak sevinçten…İşte huzur,işte aşk,işte çıkarsız sevmek.ben seni uzaklardan,usulca her anımda seviyorum.Bedenin yanımda değil biliyorum.En azından herkes böyle düşünüyor.Bilmiyorlar ki deniz gözlüm sen 24 saat yanımdasın.Her anında okşuyorum o narin yüreğini.Hadi ver artık elini.ayırma gözlerini gözlerimden.

Ben anne sen baba bir de çocuğumuz olsun.işte kocaman bir yürek!Senin için çarpıyor,senin için uyanıyor her sabah.Gülümsüyor artık mavi kızın…

Deniz gözlüm.içimdeki yarım türküm.Gel benimle o tahta küçük kulübemize.gaz lambası ışığı altında dile getirelim sevdamızı…

Deniz gözlüm ben seni uzaklardan da seviyorum.okşuyorum saçlarını.Sana dair ne varsa çekiyorum içime.ve ben hep buradayım seninle.kalbinde,yüreğinde ve sen yüreğimde…Deniz gözlüm bir gün senin kollarında uyanacağım biliyorum ve seni düşlerinle bırakıyorum.

Deniz gözlüm kaanım,seni seviyorum.içimdeki huzurum korkum…Hayatım sana dair.Mavi kızın unutma senin için uyanıyor her sabah…
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

Ne diyebilirim ki sana seni seviyorum demekten başka… Nasıl gösterebilirim sana nasıl delice tutkun olduğumu… Kalbim bu denli acırken yokluğunda ne yapabilirim ki neyle uğraşabilirim ki acımı dindirmek için…

Ne yapabilirim ne diyebilirim ki sana seni seviyorum demekten başka Sen benim için apayrıydın hayatım canım mutluluğum varlığım yokluğumdun…

Hem her şeyimdin hem de hiçbir şeyimdin. Aslında hiçbir şeyimde sendin… Her şeyimi sen yaptıktan sonra varlığın bütün benliğimi ele geçirdikten sonra hiçbir şeyim de sen olmuştun… Sabah kalktığımda ve gece tekrar o buz gibi karanlık odama döndüğümde gözlerimden akan yaşların sebebi sendin…

Sen benim hem her şeyim hem de hiçbir şeyimdin… Çaresizliğin en kuytu yanlarında içimi ısıtan bahar güneşimdin sen benim… Varlığım ve yokluğumdun…

Sen benim gökyüzündeki en meşhur ve en nadir bulunan çiçeğiydin… Her nadir bulunan çiçek gibi sen de terk edip gittin beni… Mutluğum seninle başlamıştı mutsuzluğumda senin gidişinle başladı her şey ne kadar benzer öyle değil mi?

Sen benim hem her şeyim hem de hiçbir şeyimdin…aslında hiçbir şeyimde sendin..Her şeyimi sen yaptıktan sonra varlığınla beni kendini tutkun ettikten sonra ne diyebilirim ki seni seviyorum demekten başka nasıl gösterebilirim ki sana delice tutkun olduğumu…..​
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

asfalt1pn4.jpg

Asvalttan tasarruf

ampul2xg1.jpg

Ampülün sırrı
wol_error.gif
Resmi Büyütmek İçin Buraya Tıklayınız. Orjinal Resim 800x600 ve 80KB. Dir
bilgates3kp2.jpg

Bill gatesin arabası
wol_error.gif
Resmi Büyütmek İçin Buraya Tıklayınız. Orjinal Resim 667x489 ve 74KB. Dir
gne4jv4.jpg

Güneşin batmadığı yer

oyuncak5dh5.jpg

Oyuncak ağacı
konserve6ol1.jpg

Kutularla yapılan sanat
pglgetm3.jpg

Çöp yığını gölgesi
yemenmezgp7.jpg

Yemende bir mezuniyet görüntüsü

değisik bir aslan
mithatbtn1le9cb8.jpg
kaplangm7.jpg
ilgiçler dimiiiiiii
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

ÇİÇEKLE SUYUN HİKAYESİ

Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar.

İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder
birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için.

Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan
içi içine sığmaz artık ve anlar ki, su'ya aşık olmuştur.

İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar,
"Sırf senin hatırın için ey su" diye...

Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı
birşeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki,
çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.

Günler ve aylar birbirini kovalalar ve çiçek acaba
"Su beni seviyor mu?" diye düşünmeye başlar.

Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle... Halbuki çiçek,
alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz.

Çiçek, suya "Seni seviyorum der. Su, "Ben de seni
seviyorum" der. Aradan zaman geçer ve çiçek
yine "Seni seviyorum" der.
Su, yine "Ben de" der.
Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler...

Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz
etrafa ve son kez suya "Seni seviyorum." der.

Su da ona "Söyledim ya ben de seni seviyorum." der
ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek
artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin.
Yataklardadır artık çiçek. Su da başında bekler
çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine...

Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla
başını döndürerek çiçek, suya der ki; "Seni ben,
gerçekten seviyorum." Çok hüzünlenir su bu durum
karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır
nedir sorun diye...Doktor gelir ve muayene eder
çiçeği. Sonra şöyle der doktor: "Hastanın durumu
ümitsiz artık elimizden birşey gelmez."

Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık
nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir
bakar suya ve der ki: "Çiçeğin bir hastalığı yok dostum...
Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için" der.

Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece
"Seni seviyorum" demek yetmemektedir...
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

Sesin Kulağımda Yazdır[FONT=Verdana, Times New Roman, Times, serif]Tenim ürperiyor,
Bu sessizlik dayanılmaz.
Sanki hep sesin çınlıyor kulağımda.
Sesin evimin her yerinde,
Sanki bana sesleniyorsun.
İşte bak yine mutfaktan sesin geliyor,
Beni çağırıyorsun.
“Çay hazır, balkona gel içelim” diyorsun.
Heyecanla koşuyorum.
Bak işte yine yoksun.
Hayalmiş güzel sesin,
Fakat niye bu kadar gerçek.

Evin her yerini dolaşıyorum.
Senin dokunduğun eşyalara dokunuyorum.
Sanki sana dokunuyorum.
Çaydanlık elimde,
Düne kadar sen dokunurdun buna,
Dokundum tek tek dokunduğun yerlere.
Sana yumuşaklığına dokunur gibi.

Hayır, istemiyor canım işte,
Bir şeyler yemek.
Geçmiyor ki, zaten boğazımdan.
Öylece oturuyorum sadece,
Seni hissederek.

Ev sessiz, ruhum benliğim sensiz.
Kokun eve sinmiş, eşyalar mis gibi.
Sesin kulağımda, ah ne hoş.
Dön bekliyorum.

“Özledim, dayanamıyorum sensizliğe.
Geldim” de, “sana döndüm”.
“Sensiz olmuyormuş anladım” de.
Hadi bekliyorum dön artık.
[/FONT]
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

siir10179.jpg


Anneciğim!
Evlatlar vardır başarılarını, zaferlerini yazarlar...
Sana yazacak bir başarım, bir ödülüm yok anne.
Keşke olsaydı da, seni sevindirebilseydim.
Keşke, benim de anneme yazacak, anlatacak başarılarım olsaydı.
Ama yok anne...

Sevdiğin, okşadığın saçlarıma aklar düştü anne.
İlk evvel saçlarım hayat mücadelesinde yenildi.
Düşmanlarım hep benden güçlü oldu anne.
Onların tahta kılıçları benim çelikten kılıcımı paramparça etti.
Onlar beni yenmek için ne senaryolar yazdı, ne iftiralar attılar.
Ben, ‘masumum’ bile diyemedim.
Düşmanlarıma hep yenildim anne.

Ve ne yazık ki, dostlarıma da... Dostlarım da beni hep yendi...
Ben onları dost bilirken onlar beni meydanlarda tuş ettiler.
Arkamda hep bir hançer yarası oldu anne.
Senin anlayacağın, dostlarım beni düşmanlarımdan daha beter etti!
Kahkahayı unuttum, tebessümle dost oldum.
Yüzümde acı bir tebessüm var şimdi.
Bahtıma yenildim anne!

Çocukluk yıllarımın özlemiyle seni aradım anne...
Senden daha şefkatlisini,
daha merhametlisini bulamayacağımı bilerek...
Her şey küçükken güzelmiş anne.
Şimdi büyüdüm ve yenilmeyi öğrendim anne.

Gülü çok sevdim, hele alını, pembesini...
Bahtıma hep beyazı düştü anne...
O çok sevdiğim güllerin, dikenlerine yenildim anne...
Açlığa-tokluğa, hastalığa-sağlığa, dosta-düşmana...
Hepsine ama hepsine yenildim...

Senin anlayacağın hayata yenildim anne...
Yenildim...



Kemal Dadaşoğlu
siir10179-1.jpg
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...

Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...

İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum...
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...

Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma... Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...

Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana...
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...

Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım
yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...

Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...

Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum...
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken
belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?

Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...

Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor ...

Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun işte, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum
benim kırgınlığım aşk'a... Sen üstüne alındın...
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

BENİ GÜZEL HATIRLA
Beni güzel hatırla!
Bunlar son satırlar...
Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
Uyandın ve ben bittim...
siir10114-gul.jpg

Beni güzel hatırla!
Çünkü; sevdim seni ben, herşeyini...
Sana sırdaş oldum, dost oldum,
koynumda ağladın.
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
beni üzdün, kınamadım.
Alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım...
siir10114-gul.jpg

Beni güzel hatırla!
Sayfalarca mektup bıraktım sana.
Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
Sakladım günahını, sevabını içimde
sessizce gittim...
Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.
siir10114-gul.jpg

Beni güzel hatırla!
Sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar...
Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş "Merhaba"lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda.
Ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda.
siir10114-gul.jpg

Beni güzel hatırla!
Dizlerimde uyuduğunu düşün,
saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
Alnından öptüğüm dakikaları...
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun.
Bu da sana son sürprizim olsun.
Şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla.
Gidiyorum...
 
Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun

KIZIM BENİM.

Kızım benim!
Acısı tatlılardan tatlı, sızım benim...
İnan bana!
Sana güzel, cici, yavru meleğim
Daha ne demeli bilmiyorum.
Oysa ki ben, seni senden daha çok seviyorum.
Kısmet olur da bir gün kavuşursa birbirine
Aynı dine iman eden yüreklerimiz
Anlarsın bunu, anarsın.
Cici, benim dudakları,
hayalinden daha körpe kızım.
İçlenme!
Evli olsam da yalnızım...
Ben, anamdan böyle doğmuşum
Aynı menbaadan içmekle kanmıyor dudaklarım.
A benim güzel kuşum...
Bekleyeceğim seni
Girsem bile yüz yaşıma.
Fırtınalı bir gökyüzü olan başıma
Gelip, konacağın güne dek.
Ve... Şayet,
Daha önce çatlarsa sabır taşım
Lacivert bir gece,
Ay, sarhoş olup suya düşünce
Altın yaprakların uçuştuğu bir cenup güzü
Eşelenmiş bir mangal gibi
Pırıl pırılken gökyüzü
Çalarım kapını.
Açmazsan, benimle birlikte kaçmazsan
Çekilen hançerimin boş kalacaktır kını.
Ama sen, arkası al fistanlı
Dağıstanlı bir çerkez kızı gibi
uyar da bana
Atlarsan atıma
Mesele yok.
O dem, bir tanem
Baş koyup dizlerine
Seni davet ederim bir yasak cennetinin
Engin denizlerine...
Uyarak ak köpüklü martıların
deniz çığlıklı sürülerine
açılırız bir tanem,
Bilinmez iklimlerin görünmez sahillerine.
Orada sen,
Her ne istersen bulursun.
Mesela;
Dalında narı
Balında arı,
Körpe dudaklarında
Tadılmamış günahların tadı
Ve sonra
Rıza Polat'ı.
 
Geri
Üst