Ce: şu üçgenin koşeside menin olsun
ONBEŞİNCİ MEKTUP
Gözlerine baktığım zaman susmanın bir sebebi olmalı.
Bana kendini anlat. Korkularını, dileklerini söyle bana.
Aşktan ne bekilyorsun? Dostluk mu? Al, istediğin kadar...
Yüreğimi apaçık önüne seriyorum işte! Orada sevdiğin,
istediğin ne varsa al, senin olsun. Sana arzularımın
ötesinden sesleniyorum.
Aydınlık! Sen en güzel aydınlık! Bizi bırakma.
Kalplerimizde girmediğin köşe kalmasın. Çek,
kurtar bizi insan yaradılışımızın korkunç
karanlığından. İçimizde, tâ derinlerde kükreyen
o vahşi hayvanı sustur. Düşüncemizi tırmalayan
o kanlı pençelerden kurtar bizi. Unutulmuşların
dünyasında biz unutmak istemiyoruz.
Hadi sevdiğim sen de aç yüreğini. Dostluğun
o ölümsüz ışığı dolsun içine. Saçlarımı okşadığın
zaman, annemin eli sanmalıyım ellerini.
Dudaklarından yalnız aşkın hazzını değil,
dostluğun doyulmaz içkisini de içmeliyim.
Bana önce insanlığımı öğret, bana unutmamayı
öğret. Seni hiç unutmak istemiyorum. Bilinmeyen
içkilerin en zevk dolu sarhoşluğunda yaşayalım seninle.
Kurtulalım bu korkulardan, bu çaresizliklerden.
Beni hiç unutmayacaksan sev, usanmayacaksan sev.
Birlikte yaşayacağımız her dakika ömrümüzün bir yılına
bedel olmalı. O dakikaları, hatıraların sonsuz
mezarlığına gömeceksek hiç yaşamayalım.
Önce zamandan kurtullmalıyız öyleyse, önce
zamandan kurtulmalıyız. Birbirini yenilemeli saatlerimiz.
Yarın, bu günü aratmamalı. Yerçekiminden
kurtulurcasına aşmalıyız zamanı seninle.
O dost zamanı, o dostça zamanları.
Bana "gel" dediğin an; mesafeler de anlamını kaybetmeli.
Yolları dakikalarla, günleri kilometrelerle ölçmemeliyiz.
Beraberliğimiz, bütünlüğümüz hiç bitmemeli.
O hiç sönmeyen dostluk ateşinin çevresinde
hep böyle elele, dizdize olalım. Ne yağmur
söndürmeli o ateşi ne rüzgâr. Yüreklerimiz hep
böyle ışıl ışık olmalı alevlerinde.
Hadi sevdiğim, sen de aç yüreğini.
Bana kendinden bahset. Hep ben ol, durmadan
ben ol istiyorum. Dudaklarım kurudu bak!
Bir yudum su ver güzelliğinin pınarından.
Acıktım dersem iyiliğinle doyur beni. Üşüyorsam;
yalnız dostluğunun ateşinde ısınsın ellerim.
Benim olma demiyorum. Ama önce ben ol.
İnan, ben hep senin olacağım,
baştanbaşa sen olduğum için.
Aşkta kaybettiklerimizi dostlukla tamamlayalım.
Gel, aydınlık bizi bekliyor!
Gözlerine baktığım zaman susmanın bir sebebi olmalı.
Bana kendini anlat. Korkularını, dileklerini söyle bana.
Aşktan ne bekilyorsun? Dostluk mu? Al, istediğin kadar...
Yüreğimi apaçık önüne seriyorum işte! Orada sevdiğin,
istediğin ne varsa al, senin olsun. Sana arzularımın
ötesinden sesleniyorum.
Aydınlık! Sen en güzel aydınlık! Bizi bırakma.
Kalplerimizde girmediğin köşe kalmasın. Çek,
kurtar bizi insan yaradılışımızın korkunç
karanlığından. İçimizde, tâ derinlerde kükreyen
o vahşi hayvanı sustur. Düşüncemizi tırmalayan
o kanlı pençelerden kurtar bizi. Unutulmuşların
dünyasında biz unutmak istemiyoruz.
Hadi sevdiğim sen de aç yüreğini. Dostluğun
o ölümsüz ışığı dolsun içine. Saçlarımı okşadığın
zaman, annemin eli sanmalıyım ellerini.
Dudaklarından yalnız aşkın hazzını değil,
dostluğun doyulmaz içkisini de içmeliyim.
Bana önce insanlığımı öğret, bana unutmamayı
öğret. Seni hiç unutmak istemiyorum. Bilinmeyen
içkilerin en zevk dolu sarhoşluğunda yaşayalım seninle.
Kurtulalım bu korkulardan, bu çaresizliklerden.
Beni hiç unutmayacaksan sev, usanmayacaksan sev.
Birlikte yaşayacağımız her dakika ömrümüzün bir yılına
bedel olmalı. O dakikaları, hatıraların sonsuz
mezarlığına gömeceksek hiç yaşamayalım.
Önce zamandan kurtullmalıyız öyleyse, önce
zamandan kurtulmalıyız. Birbirini yenilemeli saatlerimiz.
Yarın, bu günü aratmamalı. Yerçekiminden
kurtulurcasına aşmalıyız zamanı seninle.
O dost zamanı, o dostça zamanları.
Bana "gel" dediğin an; mesafeler de anlamını kaybetmeli.
Yolları dakikalarla, günleri kilometrelerle ölçmemeliyiz.
Beraberliğimiz, bütünlüğümüz hiç bitmemeli.
O hiç sönmeyen dostluk ateşinin çevresinde
hep böyle elele, dizdize olalım. Ne yağmur
söndürmeli o ateşi ne rüzgâr. Yüreklerimiz hep
böyle ışıl ışık olmalı alevlerinde.
Hadi sevdiğim, sen de aç yüreğini.
Bana kendinden bahset. Hep ben ol, durmadan
ben ol istiyorum. Dudaklarım kurudu bak!
Bir yudum su ver güzelliğinin pınarından.
Acıktım dersem iyiliğinle doyur beni. Üşüyorsam;
yalnız dostluğunun ateşinde ısınsın ellerim.
Benim olma demiyorum. Ama önce ben ol.
İnan, ben hep senin olacağım,
baştanbaşa sen olduğum için.
Aşkta kaybettiklerimizi dostlukla tamamlayalım.
Gel, aydınlık bizi bekliyor!