Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Gözlerin gözlerime değince Felaketim olurdu ağlardım Beni sevmiyordunbilirdim Bir sevdiğin vardıduyardım Çöp gibi bir oğlanipince Hayırsızın biriydi fikrimce Ne vakit karşımda görsem Öldüreceğimden korkardım Felaketim olurduağlardım Ne vakit Maçka'dan geçsem Limanda hep gemiler olurdu Ağaçlar kuş gibi gülerdi Sessizce bir cigara yakardın Parmaklarımın ucunu yakardın Kirpiklerini eğerdinbakardın Üşürdümiçim ürperirdi Felaketim olurduağlardım Akşamlar bir roman gibi biterdi Jezabel kan içinde yatardı Limandan bir gemi giderdi Sen kalkıp ona giderdin Benzin mum gibi giderdin Sabaha kadar kalırdın Hayırsızın biriydi fikrimce Güldü mü cenazeye benzerdi Hele seni kollarına aldı mı Felaketim olurduağlardım ....
ZamansIz gözlerini ufka dikiŞin var ya Beni benden ediŞin Hesap vermeden Sormadan Söylemeden seviGİNin BuĞulu gözlerinde BakIŞlarIn beni bIrAKIR gider ya Sadece Sadece sen yokken kendime geliŞim UmulmadIk bir yerinde hayatIn CiĞerlerini söküp atarcasIna Kalbindekileri haYkIracakmIŞ gibi KarŞImda duruŞun Ve bir kelime bile etmeden Çekip gidiŞin Ve susuŞun var ya...
ŞakaĞIma dayanmIŞ bir namlunun TetiĞini çekmeyiŞİN
Oluk oluk cana hayat veren kanI Şahdamarda kesiŞin Ve beni benden ediŞin En yaŞanacak zamanInda yaŞanmamIŞlarIn Çekip gidiŞin Ve aŞktan ölürken dahi Sevmiyorum deyiŞİN
GÜZELLİĞİ gözlerinde bir sır gibi saklayan...
..
Sen hep kışını yaşadığım bir hayatın ardından gözlerinle
getirdiğin bir baharla kalbimi araladın.
Belki hala direndiğimi seni yalnızlığınla başbaşa bıraktığımı ve...
İnan böyle değil.
Sen ikiye bölündün sanki Bir mucize gibi.
Biri; kalbimde olan sen Biri de; kendini dışarda zanneden sen.
Şimdi düşünüyor ve soruyorum kendime.
Acaba dışarıdaki sen kalbimdeki senle birleşecek mi?
Yoksa dışarıdaki sen kalbimdeki seni geri mi isteyecek?
Acaba isteyecek mi?
İstese verebilecek miyim?
Kalbimdeki sen senin değil.
Benim o.
Bendeki sen senin değil İnan bana
''Kal" deseydin kalırdım. Demedin oysa...
Kuru bir "Bitmesin"den başka hiçbir şey demedin.
Öyle kuruöyle soğuköyle uzaktı kiondaki anlam!
Bu kadar kolay mıydı her şeybu kadar yakın mıydık uçuruma?
Savunmayacak mıydın sevgimizi?
"Kal" diye haykırmayacak mıydın ardımdan?
Düşündüğüm bu değildi...
Hayal ettiklerimbeklediklerim başkaydı senden Mücadele beklemiştim oysa...
Yelkensiz olan gemimizi kıyıya ulaştırırız sanmıştım...
Kıyıya ulaştırırsın sanmıştım...
Oysaonu denizin ortasında savunmasız bırakmama göz yumdun...
Bu kadar yıpratıcı olamazsın...
Oysabir anlam olmalıydı yaşadıklarımızda!
Paylaşılan duyguların bir anlamı olmalıydı.
Yüreğimdeki martıların bir anlamı olmalıydı.
Beynimizdeki melodilerinaramızdaki çekimin Geçen akşamki sohbetin bir anlamı olmalıydı.
Duygularımızın bir anlamı olmalıydı.
Yüreğimdeki tüm martıları uçurdun şimdi...
Hangi yöne gittiler bilmiyorum Geri dönerler mi bilmiyorum.
Dünya boşaldı mı ne!
Neden bu kadar sessizleşti birden yaşam Neden artık parlamıyor yakamozlar gözlerimde?
Neden artık rüzgar esmiyor Her şey seninle mi kaldı yoksa?
Mantığım... Mantığımı bana bırak lütfenona ihtiyacım var.
Bazı şeyleri anlamak için ona ihtiyacım var!
Evet! Ben istedim ayrılığıçıkmaz yollara yönelen bendim Kucağında bir yığın noktayla karşına çıkan bendim...
Kahretsin! Bunu neden yaptığımı bilmiyorum.
Ve senin buna nasıl göz yumduğunu...
Tıpkı balkondaki akasyaları sularken Fazla sudan dolayı sararacaklarını bilmediğim gibi...
Suonun için hayat olmalıydı oysa...
Ve... Sen de benim tutunacak dalım!
Bazı şeyler vardı aramızda biliyorsun Olmaması gereken ama daima varolan.
Farklı uçlardaydık seninle Farklı mevsimleri seviyordukfarklı zamanlarda....
Sen büyük fırtınalara vardınbense lodostan bile ürküyordum..
Oysa başardığımız şeyler vardı her şeye rağmen Daha doğrusu öyle sanıyordum...
Binlerce yıldız arasında Ayın güzelliğini gösterebilmekti tek amacım...
Yıldızları söndürmekti... Sorunları yok etmekti...
"Bitti" deyişim öylesine bir şeydiöylesinesıradanşakacıktan...
"Hayır" demeliydin!
Hatta kıyametler koparmalıydın yüreğimde Hendekler açmalıydın yoluma gidemeyeyim diye.
Sahip çıkmalıydın gözlerimdeki ay'a sevgimiz diye...
Beni yolumdan alıkoymalıydın...
"kal" demeliydin... Defalarca "kal" demeliydin...
Oysademedin...
Belki de senin çiçeklerin çoktan solmuştu ve ben
Akasyaları kışın yaşatmaya çalışmakla hata etmiştim...
Belki böylesi daha iyi oldu...
"Kal" deseydin kalırdım... Hem de seve seve kalırdım.
Martılarla kalırdım. Yakamozlarla kalırdım.
Demedin oysa!
Bilir misin?
Kaç çığlık olup yıkıldı yüreğim giderken...
Bilir misin?
Nasıl bir cana hasretti yüreğimyolumdan döndürecek...
Bilir misin?
Nasıl zor oldu ardıma bakmadan çekip gitmek...
'KAL' desen kalacaktım...
DEMEDİN OYSA!!!
Ne seni ne de sevgini istiyorum senden.
Sana olan çocuksu saf sevdamı
Sana bağlı canımı istiyorum.
Sana en büyük ceza; Yalnızlığı
Bırakıyorum...
Gözlerimden akan yaşlara değil
Sana acıyorum.
Yüreğime sapladığın hançere değil
Ssensiz gecelerde kurduğum hayallere
Yanıyorum...
Sana olan sevdamdan değil
Kaderimden kaçıyorum...
Sana en büyük cezayı yalnızlığı
Bırakıyorum...
Sana sensiz yaşayamam demiştim.
Yaşıyorum
Sensiz gözlerim gülmez demiştim...
Gülüyorum...
Sensizlik nefes almadan yaşamaksa
Sensizlik acı çekerek gülmekse
Yaşıyorum Gülüm
Sensizliğe mahkum olan benliğimle...
Damarlarımı izliyorum; mabedine çıkıyor yolları..
ellerimdeki çizgileri izliyorum; sana yürüdüğüm yollara çıkıyor...
bulutları seyrediyorum... pamuk tenine gidiyor...
kar tanelerine bakıyorum; hepsi birbirinden farklı...
tıpkı aramızdaki aşkın diğerlerinden olduğu gibi...
artık herşeyde seni buluyorum...
herşeyi sana çekiyorum... en ufak bir hareketini bile...
benzetecek özletecek hüzünlendirecek...
herşeyde biraz sen varsın sanki...
Daha sırada bekleyen o kadar dize var ki...!
Aşka çarpıtılacak...Saçmalanacak...!
Daha sırada bekleyen o kadar çok gözyaşı var ki...!
Sana dökülecek... Aşka ağlanacak...!
Daha o kadar zaman var ki...!
Seni hatırlatacak... sonsuza kadar...!
ve daha o kadar acı var ki...!
ölümle bitirilecek.. kurtulacak...!
ama oysa ki ben...!!!
bağcığı çözülmüş bir çocuk gibi öksüz...*
...ve sevmeye yeteneksizdim...!
pencerenin kenarında ki kedi kadar meraklı...*
...ve tüfeklerin yansıması kadar acılıydım...!
artık mavi gözlü bir bakış gibiyim...
herşeye yabancı ve herşeyden uzak...
daha bir yakın tutuyorum kaşlarımı gözlerime...
sinirden belli olmasın diye hüznüm...
iç fırtına soğuklardan da beter...
bedenim üşümüyor...ruhum titriyor...
bana bunları yazdıran sen değilsin...!
...kendimi içimi tanımlama aşkım...
ve daha o kadar çok söyleyecek sözüm kaldı ki...!
bunların hepsini yuttum...
ve sana verecek o kadar çok sevgim var ki...!
...o çok sevdiğin yüreğimde ısttığım...!
Ellerinle uyanmayı özledim Yağmurlarla birlikte koştuğumuz Sonbahar akşamlarında
Rıhtımda oturupdizlerinde uyumayı özledim Sabaha karşı yıldızlarla şarkı söylemeyi Ve üşüyünce sana sarılıp saçlarını okşamayı özledim Yokluğun gökyüzündeki dolunay sanki
Elimi uzatıyorumdokunamıyorum Kaçmak istiyorumkaçamıyorum Nereye gitsem dolunayda geliyor yokluğunda
Gidişin hasretimyokluğun her şeyim oldu benim
Sana şiirler yazıyorum her gün batımı Özlemin doluyor ciğerlerime
Çığlık çığlığa uyanıyorum her sabah Avuçlarım yanıyor
Mütehassis hercai öpüşlerindudaklarımda eriyor Sevda yüklü membalar taşıyor gönlümde Payidar bir aşkın içindeebedi yolculuk Hep sürecek mi bu böyle
Ömür geçiyor muttasıl bir termosfer içinde Gidişin hasretimyeter çektiklerim Özledim sevdalımözledim seni her şeyinle
Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
Beynimi uyuşturuyor özlemin...
Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl
içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
sürekli bir boşluğa dönüşüyor.
Sabahlara seni okşayarak başlamaları akşamları her işi bir kenara koyup
seninle baş başa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı
yürüyüşlerimizi sevimli haşarılığını çocuksu küskünlüğünü...
Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak
bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken...
Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...
Hasta olduğunda o korkunç kriz gecelerinde günler
geceler boyu nöbet tuttuk başında... O şen kahkahalarına
yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...
"Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak
doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu evde...
Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde" dedi
"O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."
Bilsen ne zor gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...
Ne zor senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini bilmek...
Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğumuzu görmek
ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...
"Beni ne kadar çabuk unutursan o kadar çabuk kavuşacaksın
mutluluğa" demek sana ne zor...
Sesimi kokumu çekip alıvermek beyninden
sesin kokun hala beynimdeyken...
Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...
Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın
arka koltuğuna birlikte güneşlendiğimiz onca yazı
yan yana titreştiğimiz onca kışı paylaştığımız bunca acıyı
onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına
arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla
uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...
Yokluğunu beklemek ne zor...
Bunları düşündükçe şu anda uzaklarda bir yerlerde
üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp
terk edilmiş caddeleri kimsesiz sokakları yalnız bulvarları arşınlayarak
sana ulaşmak sessizce başını okşamak kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin yitirdiğimiz bir geleceğe
dönüşmesinden hicran duyuyorum.
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde
terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da
yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak
yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek
ve "Dön AŞKIM Bİ'TANEM demek istiyorum:
"Geri dön... .." KARTANEM...........
Sen bu şiiri okurken Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım Artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası Ne de telefonların çalacak gece yarısı Ve bu zavallı yüreğim olmayacak artık Kaprislerinin hedef tahtası... Seni sana Beni bir akıl hastanesine Bırakıp gideceğim bu şehirden Nasılsa kavuşamadım sana Nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım Nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu Ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın Ne yaptımsa Bir türlü sana yaranamadım Artık adressiz Işıksız Ve öylesine ıssızım
Dünlerin kadar eskiyim Verdiğin acılar kadar paslıyım İşte çıkıp gidiyorum hayatından Nasılsa fark etmez senin için Belki çok şanslı Belki de en yaşlıyım...
Artık Pusulam hasreti Saatim yalnızlığı Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana Neylersin Yolcu yolunda gerek Belki bundan sonra Belki senden sonra Adam olur bu “asi yürek” Ve dersini alır da bu sevdadan Bir daha Boyundan büyük denizlere Asılmaz kürek Yarın bu saatlerde Ben yollarda olacağım Sen kimbilir kaçıncı uykunda Masal mavisi bir rüyada Ve elbette o korsan yüreğin Yine pusuda Oysa İlk defa sesimi duymayacaksın Sitemlerin sahipsiz Soruların cevapsız kalacak Belki ilk defa içini kemirecek yokluğum Tanımadığın bir koku içini saracak Ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın Ne oldu? Ne oluyor? Ne olacak? Sonra Bir gözün kör Bir kulağın sağır Bir ayağın kırık Bir kolun kesik Düşeceksin yollara Yani baştan başa yarım Yani baştan başa eksik Bütün duvarlar üstüne yıkılacak
Belki ilk defa “Unutuldum” diyerek için sızlayacak Ve sen bu şiiri okurken Ayrılığımız çoktan başlamış olacak Belki de son tesellin Sana yazdığım “bu son şiir” olacak Ve kimbilir Unutulmuş bir gecenin tam ortasında Başucundaki bir radyoda Uykusuz bir şair yüreğini çınlatacak Ve bir daha fısıldayacak kulaklarına Sana adanmış bu satırları
“Bütün şehirler uyur İstanbul uyumaz Ve birgün Bütün sevenler unutur seni Ama bu “şair yürek” ASLA UNUTMAZ...”