Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben.
Kimi işaret ettiyse ona yöneldim.
şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor. Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan işte öyle ıslattı beni aşkın.
Seni bekledim ben.
Yüreğimdeki heyecanıgözlerimdeki yeşili dudaklarımdaki ateşiellerimdeki titremeyi küçük dokunuşları sana sakladım.
Ne sen beni bilirdin ne ben seni
ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin.
Ve bir gün çıktın karşıma.
İşte o gün sevdaya dair ne kadar tortu varsa içimde eridi gitti.
Çocuk oldum yeniden.
Hani bıraksan yemyeşil bir kırda
bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım.
Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım.
Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum.
O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin.
Bilirimbu şarkı korkutur bazen insanı. Neler oluyor diye sormadan
bir duygu selinin içinde bulursun kendini.
Ama zaten aşk öyle bir şey değil midir?
Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi?
Bırak kendinibrak ki aşkın büyüsü sarsın seni.
Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak.
Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa.
Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım.
Kaygısızca yaşayalım aşkıeriyelim birbirimizde.
Yüreklerimiz birbirimiz için atsın soluklarımız birbirine karışsın
Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi. Gidersen...Gözümdeki son parıltıyı da alır götürürsün.
Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni.
Ama merak etme ayakta kalırım ben.
Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağaçları gibi.
Senden bana yadigâr kalan her anıyı
bir kez daha bir kez daha yaşarım.
Aşkım da benden yadigar kalır sana...
Sevdam yüreğinde üşürken Denizler yanıyor bakışlarımdan.
Yalnızlığın kalabalığına karıştığı gibi sensizliğim;
Yokluğunun sesine karıştı sessizliğim.
Ellerimde kalan;
Ayrılık acıları
Ve duygularımın dokusundaki bir tek hayalin.
Rüzgarın dokunuşları alnımın ateşini alırken;
Islak gözlerim üşüyor bu sabrın buzulundan.
Zaman dışı saatleri kim anlar ki söylesem?
Çiçekler tutuşturulmuş ayrılığın eline.
Ve bir yokluk yakamozu düşmüş gönül nehrine.
Gökyüzüne düşen gecelerimden alınmış sabah Artıkyalnızlığım doğuyor güneş yerine.
Sesinin yankısıdır bu isimsiz çığlığım Hasretin buharıdır bütün bulutlar.
Duyamazsın beni duymayacaksın;
Çünkü acılarım kadar sevinçlerin var.
Benseelime verdiğin bir bardak zehrin;
Ölümünü yaşıyorum an be an sana.
Sanacan çekişimin her saatini Armağan ediyorumson nefese kadar.
Bin ömür mutlu olmana yetecek kadar
Bir acılı ömür yokoldu sana...
Öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki ne sevebilirne terk edebilirsiniz.
Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında...
En güzel yıllarınızınacı tatlı hatıralarınızın ortağıdır;
İç çekişmelerinizin nedeniyazılarınızın ilhamısohbetlerinizin konusudur.
Göz yaşlarınızdabilinçaltınızdakahkahanızdadır.
Korkunca saklandığınız bir sığınakcoşunca öptüğünüz bir bayrak...
Sevdanız riyasızçıkarsızkarşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; "Ölmek vardönmek yok"tur.
Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını...
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya...
Şurasındanburasından eleştirmeye koyulursunuz:
"Şöyle görünseöyle demesedeğişse biraz ya da eskisi gibi olsa..."
Başkalarını örnek göstermeye"Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız.
Hem birlikte yaşayıphem özgür olmanın yollarını ararsınız.
Aşkınızın gözü kör değildir artıkyanlışını görür düzeltmek istersiniz.
"Eskiden böyle miydi ya..." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı;
Açıldıkçabastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...
Böyle süremeyeceğini bilirsiniz.Değişsin istersiniz.
Osevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar.
Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür.
"Ya sev böyle ya da terket" diye gürler...
Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarınıyasaklar kendini size...Hoyrattırbakmaz yüzünüze...
Zehir akar dilindenkonuşturmazsuçlaryargılar mahkum eder.
Mühürler dudaklarınızıyırtar atar yazdıklarınızısiler sizi defterden...
"İyiliğin içindi hepsiseni sevdiğim için..." dersinizdinletemezsiniz.
Ayrılırsanız yaşamayacağınız bilirsinizama böyle de sevemezsiniz
İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severekterk edersiniz...
"Madem öyle..." nin çağı başlar ondan sonra...
Madem ki siz böylesine tutkunkeno hep başkalarını seçmiştir Madem ki kıymetinizi bilmemiştiro halde "günah sizden gitmiştir".
Lanet ederek bu karşılıksız aşkaçekip gitmeleri denersiniz.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece....
Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre...
Ne var ki unutamazuzaktan uzağa izlersiniz olup biteni...
Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuşkurda kuşa yem olmuştur.
Delikanlılareli kanlılaruğruna ölenlersırtına binenler sarmıştır çevresini Gurur duyar onlarlakoynunda beslergözünü oysunlar diye
Uğruna kan dökenleri severyoluna gül dökenlerden fazla
"Bana ne.kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre
Ama sonra ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir kokuhatırlatır onu yeniden
Yaban ellerdebaşka kollarda ondan bahseder ağlarsınız.
Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyişarkısını dinlemeyiyemeğini yemeyielinden bir kadeh şarap içmeyi...
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınızsular kulağına fısıldasın diye...
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden...
Dönemezsiniz...
Göremedikçe bağlanıruzaklaştıkça yakınlaşırsınız.
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bune onunla olurne onsuz...
Hem kollarında ölmekkucağına gömülmek arzusuhem "Ne olacak sonunda" kuşkusu...
Böyle sevemezsinizterk de edemezsiniz.
Sürünür gidersiniz...
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyormusun?
Elin elime degmeden avuclarımı terleten sıcaklıgını taa icimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
''Seni seviyorum'' sözcügü dilimin ucunu ısırırken her konusmamızda bos
yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı seyleri seninle aynı anda düsünmek birlikte aglamak gülmek.Ve
buradayken bile seni cılgınca özlemek.
Seninle olmanin en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hic tanmadıgım bir sürü insanlarla paylasmak.Senin yanında olan
seninle konusan herkesi cocukca kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yani ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karsılasma tedirginligi ile yollarda yürümek yan
yana...Elimdeki semsiyeye inat yagmurda ıslanmak birlikte.Elimde
kırcicegiyle seni beklemek...Ayni mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya
anlatmak...Okudugum kitabın sayfalarında dinledigim sarkıların türkülerin
siirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattıgım o tarifsiz duygularımı
umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek...Sevgili yerine
yıllarca dost kalmayı basarmak.Yalın ayak yürümek bıcagın en keskin
yerinde. Kanadıkca tuz yerine gözyaslarımı basmak yüregime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?Sen benimle hic olmadın ki.Olsaydın avuclarım
terlemezdi...Isırmazdım dilimin ucunu...Özlemezdim seni
yanımdayken...Kıskanmazdım.Korkmazdım yollarda yürümekten.Islanmazdim
yagmurlarda...Yıldızlara aya dert yanmaz böyle her sarkıda sarhos
olmazdım.Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım
sandaldan denize...
Ve her kulacta haykırırdım seni
Ama sen hic benimle olmadin ki...
Ya aklin baska yerlerdeydi ya yüregin...
Gidiyor musun diye sorma bana.
Gönderen sensin.
Ne terk etmeyi istedim seni Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi.
Senin kadar öfkeliyim ben de.
Senin kadar endişeli...
Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana
Ama inandıramadım seni.
Sensorgularken beni kafanda
Bengözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla.
Bir tek sözün bağlardı beni sana Oysa sen hep susmanın koynunda. Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku Teslim alır bedenleri de.
Sütten çıkmış ak kaşık değildim
Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza.
O dünya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasında şekillendi.
Nasıl da güzeldi...
Zaten varsın diye her şey güzeldi ama
Sen buna inanmadın. Ah bu sorular...
Yaşamak varken sevdayı delice Niye boğarız sorularla?
Nasıl ikna edebilirdim seni?
Benaşk dedikçe sendur dedin.
Benseninleyim dedikçe
Senhayır dedin.
Zaten az konuşan sen
Olumsuz ne kadar sözcük varsa
Bulup çıkardın ortaya.
Bense hiç bir şey diyemedim. Ne kadar zarar vermişim sana meğer.
Nasıl değiştirmişim seni.
Oysa hiç böyle düşünmemiştim.
Kimseye zarar vermek istemem ben.
Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem.
Ama öyle oldu işte.
Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi.
Çocukluğumuza sığınır atlatmaya çalışırız bu acıyı.
Ne sevişmelerimiz kalır aklındane sevda sözlerimiz.
Rahat değilim diyordun yarahat ol artık.
Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı.
Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan. Biliyor musun bir tanem!
Gidişim yürekten değilzorunluluktan.
Sanma kibu toy sevdayı başka kimliklere taşırım.
Sanma kibenden sakladığın gülüşleri
yalancı yüzlerde ararım.
Seni de götürürüm yüreğimde.
Her zaman yokluğunu taşırım.
Bulupbulup kaybettim seni aşkım.
Ne yazık kitozduman edemedim kuşkularını.
Ne yazık kikalamadın bana.
Öpücüğümün kokusu kalacak yüreğindebedeninde...
Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.
Ben bencilim biliyorum.
Çünkü seviyorum.
Ve hep sevgilimi yanimda istiyorum.
Içerek degil Gözlerine bakarak Sarhos olmak istiyorum.
Konusmak degil Dinlemek istiyorum.
Onunla 24 saat yetmiyor yüregime...
Sikayetim var!
Günleri en az 36 saate çikarsinlar...
Bu güne gelemiyor Ben hala dünde yasiyorum.
Bu günü hep Bir sonraki güne erteliyorum.
Kocaman bir yürek Kaldiramayacagi kadar hasret Bu özlemi bir güne sigdiramiyorum.
Eziliyor bedenim tik tak'larda...
Onunla 24 saat yetmiyor yüregime...
Sikayetim var!
Günleri en az 36 saate çikarsinlar...
Onun yaninda Zaman geçmesin diye dua ediyorum.
Onsuz zamanlarda Dakikalari asir saniyorum.
Teselli etmiyor kurdugum hiç bir hayal.
Ben sevdigimin ellerini yanimda Iste tam surda Yoklugunda kanayan Avuçlarimda istiyorum.
Onunla 24 saat yetmiyor yüregime...
Sikayetim var!
Günleri en az 36 saate çikarsinlar...
Yada bütün saatleri onun bana geldigi ana kursunlar...
ben seni ertelenmiş yaşanmamışlıklarla saklamıştım
paslı ve kanayan şiirlerde
paramparça uykularda buluyorum artık seni
ne denli sulasam da birer birer soluyor saksı çiçeklerim
birlikte dolaştığımız deniz kıyılarında
ölü martılar buluyorum artık ne tuhaf
okul duvarlarına yazdığımız yazılar silinmiş de
sahildeki ayak izlerimiz silinmemiş ne tuhaf
artık kan gözyaşı ve keder bulaşıyor gecelere
şimdi gözlerin eskisinden daha hüzünlü
şimdi gözlerin eskisinden daha çekik ve dalgın
ağlamaklı ve umarsız gözlerine
öpücükler konduramıyorum ne acı
hep o dalgın ve hüzünlü gözlerine ağlarım
bir türlü tükenmeyen gecelerime çığlık çığlığa giriyorsun
çaldığım yaralı ıslıklar gözlerini anlatır hep
gözlerin hala ilk günkü gibi utangaç mı?
devriyeler gezer düşlerimde uykularım kana bulanır
dostlarımı şiirlerimde saklıyorum
gözlerin şiirlerimden çıkmıyor
o işgalci gözlerinin gönüllü kölesiyim
konkunç yanılgılar yenilgiler
kısır döngülerde tükeniyorum
çürümüşlüğün ortasında gözlerine tutunuyorum