Yazar Biyografileri

Ce: Yazar Biyografileri

Coşkun Aral ( 01.05.1956) </B>
1 Mayıs 1956’da Siirt’te doğdu. Basın fotoğrafçılığı mesleğine 1974 yılında Günaydın ve Gün gazetelerinde başladı. 1976 yılında Ekonomi ve Politika gazetesinde devam etti.

1977 yılı kanlı 1 Mayıs olaylarında çektiği fotoğraflarla ilk kez Sipa Press ajansı vasıtası ile adını dünya basınında duyurdu. Bu olaya ilişkin fotoğraflarıyla Time, Newsweek dergilerinde yer aldı. Bunu izleyen yıllarda Sipa Ajansının Türkiye muhabirliğini üstlendi. Bu arada Türk basınında da Türk Haberler Ajansı, Milliyet, Hürriyet gazeteleri ile freelance çalıştı.

1980 yılında ilk defa Sipa ajansı adına Türkiye dışında görev aldı. Polonya’da ünlü Gdansk Grevi, İran, Irak olaylarına ilişkin çalışmalarıyla uluslararası platformda adını duyurmaya başladı. 1980, 12 Eylül darbesini daha önce yaptığı arşiv çalışmalarıyla ünlü Newsweek, L’Express dergilerinin kapaklarında ve yüzlerce uluslararası dergi sayfalarında yansıttı.

14 Ekim 1980 günü kaçırılan bir uçakta dünyada ilk kez hava korsanlarıyla bir röportaj gerçekleştirerek Türk ve dünya basınında adından söz ettirdi. Aynı olayla Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde ödüller aldı. 1980 yılından itibaren sürekli olarak Lübnan, İran, Irak, Afganistan, Kuzey İrlanda, Çad ve Uzakdoğu’da meydana gelen savaşları görüntüledi. Time, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına savaş fotoğrafçısı olarak mesleğine devam ediyor.

1986 yılında fotoğrafa ilaveten Türkiye’de 32. Gün adına başlattığı savaş TV muhabirliğini asıl mesleği ile birlikte şu anda Haberci adlı televizyon haber belgeseli yapımcılığını da sürdürüyor. 1983/85 yılları arasında çektiği savaş fotoğrafları Paris’te FNAC’da sergilendi. Aynı yıllarda NewYork’ta Time Life Galerisi‘nde savaş fotoğrafları sergilendi. 1988 yılında Ara Güler ile birlikte Danimarka ve Finlandiya’da bir sergi açtı. 1993 yılında Almanya’nın Düsseldorf kentinde yabancılar kültür merkezinde “Savaş ve İnsan” konulu bir sergi hazırladı.

1983 yılında aralarında National Geographic’in ünlü fotoğrafçısı Reza ve Yan Morvan ‘nın da bulunduğu dört savaş fotoğrafçısı ile birlikte hazırladığı “Galile’de Barış“ adlı savaş fotoğraf albümü Edition de Minuit tarafından yayınlandı. Lübnan savaşını konu alan bu kitap, daha sonra Almanya ve Cezayir’de basıldı. Yine New York’ta Pantheon yayınevi tarafından son dönemin en iyi 31 savaş fotoğrafçısını içeren War Torn kitabında yer aldı. 1988 yılında Türkiye: Bin millik Büyük Serüven adlı macera fotoğraf albümü yayınlandı. 1995 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde Fielding Wordwide Yayınevi tarafından biri ‘Savaş Tehlikeli Işık’, diğeri ‘Dünyanın En Tehlikeli Yerleri’ adlı iki kitabı yayınlandı.
Şu anda da yapım ve yönetimini üstlendiği Haberci programının Türkiye’nin yanısıra uluslararası TV kanallarında da yayınlanmaktadır.
 
Ce: Yazar Biyografileri

Çağatay Koçar </B>
1946 yılında Türkistan’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana’da, yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü ve İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’nde yaptı. Almanya’nın Münih kentindeki Hürriyet Radyosu’nun Özbekçe Bölümü’nde 21 yıl araştırmacı-yazar ve spiker olarak çalıştı. Otuza yakın sempozyuma katıldı, tebliğler sundu. ‘Türkistan ile İlgili Makaleler’ adlı kitabı Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları arasında çıktı. Bu kitapla 1994 yılında Özbekistan Yazarlar Birliği tarafından ‘Uluslararası Kaşgarlı Mahmut Mükafatı’ verildi. Türk vatandaşı olan Koçar, Özbekçe ve Almanca biliyor, evli ve iki çocuk babası.
 
Ce: Yazar Biyografileri

Çetin Yetkin ( 1939)
1939 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaöğrenimini Türk Eğitim Derneği Ankara Koleji'nde gördükten sonra, bir yıl Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünde (1960-1961), dört yıl da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okudu (1961-1965), aynı fakültede Hukuk Felsefesi doktorası yaptı (1966-1969).

ESERLERİ😕iyasal İktidar Sanata Karşı, Halka Karşı Türk Yazını
 
Ce: Yazar Biyografileri

Dinçer Sümer ( 1938) </B>
1938'de İzmir'de doğdu. Öğrenim yıllarında gazetecilik yaptı, tiyatrolarda çalıştı, sinemada oynadı, edebiyata şiir ve radyo oyunlarıyla girdi. Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Yüksek Bölümü'nü bitirdi, Polonya, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırmalar yaptı. 1961 yılından bu yana Devlet Tiyatroları'nda oyuncu ve yönetmen olarak çalışıyor. Değişik dönemlerde Devlet Tiyatroları Edebi Kurulu'nda, Tiyatro Yazarları Derneği yönetiminde bulunan sanatçı, Anadolu Üniversitesi'nde dramaturgi dersi öğretim görevlisi. Dinçer Sümer, Türk Dil Kurumu, Trt, Tobav,Bav, TBMM, Abdi İpekçi Barış ve Dostluk, Sanat kurumu ödülleri sahibi.

ESERLERİ:Aklımda Kalan Masallar, Bir Düşmüydü İzmir
 
Ce: Yazar Biyografileri

Doğan Aksan
1929’da İzmir’de doğdu. Ankara Atatürk Lisesi’ni (1948), Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi (1952). Aynı bölümde asistanlığa atandı. Dilbilim alanında çalışmaya başladı. A. von Humboldt bursunu kazanarak Bonn Üniversitesi Dilbilim Enstitüsü’nde bilimsel çalışmalara katıldı. Daha sonra Frankfurt Üniversitesi Doğu Dilleri Kürsüsünde Türk Dilbilimi dersleri verdi. 1972’de DTCF’de profesörlüğe yükseldi. 1996’da emekli oldu. Türk Dil Kurumu’nda Dilbilim ve Dilbilgisi Kolu Başkanlığı sırasında Türkiye Türkçesi’yle ilgili birçok çalışmayı yönetmiştir. Türkiye Bilimler Akademisi’nin 1998 Yılı Hizmet Ödülü’nü de almıştır.

ESERLERİ:
Anlambilimi ve Türk Anlam bilimi (1971), Tartışılan Sözcükler (1976), Her Yönüyle Dil (3 cilt, 1977-1982), Türkçenin Gücü (1987, genişletilmiş 6. basım, 1999), Şiir Dili ve Türk Şiir Dili (1993), Türkçenin Sözvarlığı (1996), Anlambilim Konuları ve Türkçenin Anlambilimi (1998), Halk Şiirimizin Gücü (1999), En Eski Türkçenin İzlerinde (2000), Türkiye Türkçesinin Dünü, Bugünü, Yarını (2000), Cumhuriyetin Çocukluk, Gençlik Yılları ve Bugün (2001) kitaplarıdır. Bunların dışında, dilbilim ve Türkçe’yle ilgili 70’i aşkın araştırması vardır.
 
Ce: Yazar Biyografileri

Dursun Gürlek ( 1952)
1952 yılında Tokat'ta doğdu. İlk ve orta tahsilini memleketinde tamamladı. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Yeni İstanbul, Tercüman, Hürriyet, Günaydın gazetelerinde çeşitli görevlerde bulundu. Bir süre muhtelif okullarda Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği yaptı.Biyoğrafi araştırmaları ve çeşitli makaleleri Meşale, İnanç, Milli Kültür, Türk Edebiyatı, Kültür Dünyası gibi dergilerde yayınladı. Tarih ve Düşünce dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Bu dergide neşrettiği "Kırkambar" ve "Ayaklı Kütüphaneler" başlığı altındaki yazılarıyla dikkat çekti.

Yazarın, Osmanlı Tarihi, Şark Klasikleri ve biyografi sahasındaki çalışmaları halen devam etmektedir.

ESERLERİ

Osmanıl Zaferleri, Osmanlı Kumandanları, Köprülüler, Banu Cihan, Tutiname,Sünusiler, İlim ve İrade, İbrahum Aleyhisselam, Amal-ı Hayal gibi bazı eserleri Osmanlı aslından latin harflerine aktardı.

Çınaraltı Kitap Sohbetleri
Dursun Gürlek
Timaş 2005

Felakatimizin kaynağı kültür yokluğu. Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. OLgunlaşmak, kalabin daha hassas, kanın daha sıcak. zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. Harami mağaralarının kapılarını değil, hükümdar hazinelerinin kapılarını açan büyü, kitap!...' Gözlerinin ışığı tükenene kadar gözünü kitaptan ayrımayan Üstad Cemil Meriç böyle söylüyor kitap hakkında...

Bir başka kitap aşığı da 'Benim sevgilim kitap ve kalemdir. Geride kalanların hepsi mihnet. endişe ve gamdır.' diyerek muhabbetini dile getiriyor.

Matbaanın bulunmadığı ve kitapların büyük zorluklar içinde çoğaltıldığı çağlarda kitabın. ilmin ve ilim adamının gördüğü itibar aranır hale gelmişse; kitaplar çoğaldıkça. matbaalar arttıkça okuma oranı düşünüyorsa; ve artık 'medeniyet' sahnesinde bize bir rol verilmiyorsa. kitaba yeniden dönmenin vakti gelmiştir.

Dursun Gürlek. medeniyet tarihimizdeki yolculuğu esnasında derlediği kültür hazinesini bir bardak demli çay eşliğinde paylaşmak üzere sizi Çınaraltı'na davet ediyor.

Çınaraltı; Ali Emiri'den Ahmet Mithad Efendi'ye; Sultan Reşat'dan Cemil Meriç'e; İbni Sina'dan Necip Asım Yazıksız'a; Hasan Sabbah'dan Babanzade Naim'e uzanan geniş bir tarihsel kesitte. kitap ve kitap kültürü üzerine ilgi çekici. hayret uyandırıcı. bazen de yüzünüzde buruk bir tebessüm oluştururan kısa anektodlardan oluşan. rahat ve zevkle okunan bir eser.


Maziye Bir Bakıver
Dursun Gürlek
Timaş 2005

Kültür tarihçilerimizden Dursun Gürlek, "Maziye Bir Bakıver" diyerek, geçmiş zaman bağlarından ve bahçelerinden zengin bir demet sunuyor. Dersaâdet'in cumbalı evlerinde, eski İstanbul hanımlarının yaptıkları "pencere sohbetleri"ni, ahşap evlerin cephelerinde yer alan "Ya Hafız!" levhalarının ne anlama geldiğini, bir zamanlar Ayasofya'nın etrafını saran farelerin nasıl ürkütüldüğünü, Sultan İkinci Abdülhamid'in Beylerbeyi Sarayı'nda Enver Paşa'ya söylediği ibretâmiz sözleri, Fatih'teki Şekerci Hanı'nı mesken hale getiren şeker insanların; şairlerin, yazarların hallerini, Galata Mevlevîhanesi'nde icra edilen sema törenlerini ve hatıralarda kalması gereken daha pek çok tabloyu gözlerinizin önüne seriyor.

Karınca Huzura Varınca
Dursun Gürlek
Timaş 2005

Çınaraltı Kitap Sohbetleri’nin yazarı Dursun Gürlek’ten tarihe, kültüre ve medeniyete dair ibret verici bilgi ve olayların anlatıldığı sürükleyici ve etkileyici bir kitap.

Çınaraltı Kitap Sohbetleri’nde kitap kültürüne ait, bilinmeyen pek çok ayrıntıyı gün yüzüne çıkaran Dursun Gürlek, yeni kitabında tarihin yaprakları arasında gözden kaçmış. unutulmuş veya unutturulmuş pek çok ilgi çekici anekdotu sayfalarına taşıyor. Kitabın sayfaları arasında gezinirken, okuduklarınız karşısında Türk ve İslam tarihine ait bir çok detayı öğrenme fırsatı bulacaksınız.

Karınca Huzura Varınca/Kültür Sohbetleri; muhteşem bir kültür ve medeniyet tarihinden, hassas bir araştırmacının titiz gözlemiyle seçilerek derlendi.
 
Ce: Yazar Biyografileri

Dündar Taşer ( 1925)- (13.06.1972) </B>

1925 yılında Gaziantep'te doğdu. Köklü ve gelenekli bir aileye mensuptur. Aile ve aile çevresinde köklü ve derin bir Türk terbiyesi almış. Çocukluk ve okul yıllarını burada geçirmiştir. Ailesinin desteği ve kendi isteği ile kara harbokuluna girmiş, bu okulun tank sınıfından teğmen olarak mezun olup ordu saflarına katılmıştır. Bilahare kurmay subay imtihanını başarı ile vererek kurmay olmuştur. Ordu saflarında başarı ile hizmet vererek kurmay tank binbaşılığına kadar yükselmiştir. 1960 yılı 27 Mayısta yapılan ihtilale katılmış ve 38 kişilik milli birlik komitesinde yer almıştır. İhtilalden kısa bir zaman sonra, ihtilal içindeki ahengin bozulması ve o zaman ki CHP'nin ihtilal komitesi üzerindeki baskısının artması üzerine ihtilalin yüksek subayları yani generalleri Dündar Taşer'le birlikte 14 arkadaşını yurt dışına sürdüler. Taşer'in kısmetine İsviçre'nin Zürih şehri çıktı. Orada T.C. büyükelçiliğinde askeri ateşelik yaptı. Yurda döndükten sonra zaten erken ve mecburi emekli edildi. Sonra siyasi hayata girdi. Alparslan Türkeş ve birkaç arkadaşıyla CKMP (Cumhriyetçi Köylü Millet Partisi) ne girdi. 1969 da bu partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirildi. Ölümü olan 13 Haziran 1972 ye kadar MHP'de millidevlet güçlü iktidar için mücadele etti. Talihsiz bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı, hakka yürüdü. O'nu rahmet ve şükranla anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

Hayatı Türk milliyetçiliği yolunda mücadelelerle geçen Dündar Taşer milli meselelerde daima vecd halinde, sanki ibadet halindeymiş gibi meselelerin üzerine eğilirdi. Geniş ve derin kültürü, keskin ve çarpıcı zekası, sarsılmaz imanı ve karakteri ile Türk milliyetçiliğinin mümtaz simasıydı. Dündar Taşer Türk tarihine vakıf, geniş bir kültüre sahipti. Gençlerin yetişmelerine büyük önem verir, bundan dolayı da gençlerle sık sık bir araya gelirdi, İsrarlı ve sabırlı bir tarih okuyucusu idi. Tarihe bakışı geçmişi öğrenmeden daha öte bir mana taşır, tarihi bir laboratuvar olarak değerlendirerek olayları yorumlar, günümüz ve gelecek için dersler çıkarırdı. Derin ve şuurlu kültürü içinde sağlam bir muhakeme tarzına, akıcı ve heyecanlı bir uslüba, keskin ve ilk hamlede meselelerin özüne giriveren tahlilci bir özelliğe sahiptir. Hangi konuda konuşup yazdıysa verdiği hükümler doğru çıkmıştır. Teşhis, tesbit ve yorumları olaylarca doğrulanmıştır. Olayları ve meseleleri Türk milliyetçiliği açısından değerlendirmiş, bakışıda bu tarzda olmuştur. En karışık hadiseleri, bir bakışta teferruattan ve yanıltıcı unsurlardan sıyırıp, sebep ve netice arasında basit fakat sağlam bağlar kurar. Kutsal bir dava ve onun mücadelesinin yolcusuydu. Ülkenin meselelerine ışık tutmaya devam etmek ve ölümünden sonra da yaşamak, rahmetli Dündar Taşer'in büyüklüğünü gösteriyor. Her geçen gün biraz daha vatan sathını örten bayraklaşmada rahmetli Dündar Taşer'in payı giderek artıyor. Büyük dava adamı, halk adamı, insan sevgisiyle dolu ve bağışlayıcı bir ruh sahibi olan Dündar Taşer tam bundan 22 yıl önce aramızdan ayrılmıştı.

DÜNDAR TAŞER'DEN SEÇMELER:
Örf'le kanun ayrı menbalardan (Kaynaklardan) gelirse yani kanun başka bir cemiyetin örfünden doğmuşsa cemiyette kanun dışına çıkma yaygın hale gelir ve düzen bozulur. Çok zamanlarda örf kanunun amir hükmünü yener ve onu uygulanmaz kılar.

Milliyetçilik ile hürriyetçilik eş manalıdır. Mülkiyetle hürriyet arasında rededilmez bir bağ vardır.

Din, millet, vatan gibi mevhumlar yaşamaya devam edecektir. SAĞ'ın eskiliği gerçekliğinde ve güçlülüğündedir. Kökünün bin yıllara dayanması, dalının bin yıllar ötesine uzanacağının delilidir.

Tarih boyunca Türk devleti Rusya'nın tehdidine uğramıştır. Rusya batı ile ittifak kurabildiği zaman da, Türkiye batı ile birleştiği zaman da Rusya'ya karşı toprak bütünlüğünü muhafaza etmiştir.

Biz, bir cihan devletinin kalıntısı üzerinde, cihan hakimlerinin evlatları olarak oturuyoruz. Sokaktan mektebe, kahveden fabrikaya koşmalıyız. Sanayimizi kurmalı, büyük milletin imkanlarını büyük geleceği kurmak için seferber etmeliyiz.

Cesaret, hadiselerin arasından sıyrılmaktır. Himaye kabul edenin, hamisine karşı fazla dik olamıyacağı bir bedahattir.

MİLLİYETÇİ HAREKETİN TEMEL VASFI: TÜRK'E ZARAR VERMEYENE MÜSAMAHA, TÜRK'E FAYDA VE RENİ HİMAYEDİR.

Benim neslimden olanlar, imparatorluğumuzu haritadan yani kağıt üzerinde gördüler. Devletimiz, bize göre bir çoğrafya parçasından ibaretti. Çocukluk çağında, yaşadığı kasaba sınırları içerisinde kalmış bir insan tabiki dünyanın yarısını kavrayamazdı.
 
Ce: Yazar Biyografileri

Ebubekir Eroğlu ( 1950) </B>
Malatya, 1950 doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi (1975). Kamu görevlisi olarak çalıştı. İlk denemelerinden sonra, Diriliş dergisinde yayınladığı 1969 şiirlerle edebiyat dünyasına girdi. Daha sonra şiirlerinden başka, çağdaş ve kültürel geçmişten gelen konulardaki yazıları, geniş bir yelpazeyi teşkil eden dergilerde yayınlandı. Yönelişler dergisinin kurucularından biri olarak bu derginin yayın yönetmenliğini yaptı. (1981-85; 43 sayı, 1990; 10 sayı) Haftalık denemelerini Zaman gazetesindeki "Açık Sayfalar" başlıklı sütununda yayınlamaktadır. (1986-87, 1992-....) Bir dönem, Yeni Şafak gazetesinde de haftalık denemeler yazmıştır (1996). Çalışmalarını topluca değerlendirmek amacıyla bugüne kadar, Sonbahar dergisi (Ağustos 1992, sayı: 12) ile Yedi İklim dergisi (Haziran 1993, sayı: 39), hakkında "Özel Bölüm" düzenledi.



ESERLERİ: Kuşluk Saatleri (1974), Kayıpların Şarkısı (1984), Yirmidört Şiir (1991), Şahitsiz Vakitler (1998) Deneme-İnceleme: Sezai Karakoç'un Şiiri (1981), Yenileme Bilinci (1988), Sevap Defteri (1992), Modern Türk Şiiri'nin doğası (1993), Şahit ve Değişken (1994), Muğlak Ölçekli Harita (1997), Kelimeler Çınladıkça (1997).
 
Ce: Yazar Biyografileri

Ebubekir Hazim Tepeyran </B>
ESERLERİ

1.Hatıralar
Ebubekir Hazim Tepeyran
Pera Turizm ve Ticaret A.Ş.

... Tepeyran, yarım yüzyıl süren devlet adamlığı süresince gözlemlerini birer öykü niteliğinde anlatmasını bildiği için anıları kişisel olmaktan çıkıp bir çeşit yaşam romanı niteliğini kazanmıştır. Niğde'de başlayıp Osmanlı İmparatorluğu'nun Hicaz, Bağdat, Beyrut, Manastır, Sivas, Ankara, Bursa, İstanbul vb. illerinde valilik, nazırlık, milletvekilliği ile geçen yarım yüzyıl! Abdülhamid, Reşad, Vahidettin'in saltanat yılları, İstiklal Savaşımızın Anadolu'su; ardından Cumhuriyet'in kuruluşu... Mütareke döneminde Divan-ı Harp önündeki duruşmalar sonucu idama mahkum oluş, ardından aklanış...

Ebubekir Hazim Tepeyran'ın daha önce "Canlı Tarihler" dizisinde yayınlanan "Hatıralar"ının ilk bölümü Niğde'deki çocukluk yıllarından İzmir, Edirne Vali Yardımcılığı'ndan Musul Valiliği'ne kadar geçen bir dönemi kapsamaktadır. 9. yy.'ın sonundan 20. yy.'ın ortasına kadar geçen bir ilginç yaşamın, canlı öykülerinden oluşan bir roman bütünlüğünde, aynı zamanda da birer belge niteliğindeki "Hatıralar" hem tarih, hem edebiyat açısından önemli bir yapıttır. Oktay Akbal-

2.Zalimane Bir İdam Hükmü
Ebubekir Hazim Tepeyran
Pera Turizm ve Ticaret A.Ş.

Devletin en yüksek kademelerinde çeşitli görevlerde bulunmuş olan Ebubekir Hazim Tepeyran, Bursa valisi iken, Kuva-yi Milliye hareketini savunduğu için tevkif edilir; "Nemrut" lakabıyla bilinen Mustafa Paşa Divanıharbi'nde sorguya çekilir. Her ne pahasına olursa olsun, Tepeyran'ı ortadan kaldırmak gayesini güden Mahkeme, bununla yetinmeyerek, bir başka suç daha isnad eder; Abdülhamid'in hall'i sırasında Yıldız Sarayı'ndaki özel eşyalarına el koyan komisyonunda görevli olan Tepeyran'ın bu görevinde suistimallerde bulunduğunda ısrar eder ve hükmünü verir: İdam!... Kitap, son dönem bir Osmanlı bürokratının; seçkin, namuslu ve aydın bir kişisinin, zor şartlar altında kendisini savunmasının hikayesidir.
İdam cezası Padişah Vahdettin tarafından "küreğe" çevrilen Tepeyran, Tevfik Paşa Kabinesi'nin ilk icraatlarından olarak beraat eder. Fakat bu karardan sonra bile, azgın muhalifler, onu bir gece daha idamlıkların hücresinde yatırırlar. İdama mahkum edilen bir kimsenin, kararın infazına ve daha sonra da tahliyesine kadar geçirdiği zor saatler yalın bir üslupla anlatılıyor...
 
Ce: Yazar Biyografileri

Edibe Sözen </B>
1982 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 1984 yılında, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Yapı ve Sosyal Değişme Bölümü'nde yüksek lisansını tamamladı. 1989 yılında yine aynı bölümde "Toplumsal Yapı, Değişme ve Toplumsal Kimlik" başlıklı teziyle, doktora unvanını aldı. 1991-1993 yılları arasında Wisconsin Üniversitesi Communications Arti bölümünde Honorary Fellow statüsüyle "Sosyal Temsiller Teorisi" ve "İnsan İletişimi" konularında çalıştı. 1994 yılında uygulamalı sosyoloji doçenti bilahare de profesör oldu. 1985'ten günümüze İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görevini sürdürdü. Bir ara Zaman gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 16 Kasım 2006 tarihinde yapılan AK Parti 2. Olağan Kongresi’nde MKYK Üyesi seçildi. Kongre sonrası yapılan iş bölümünde AK Parti Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na seçildi.


ESERLERİ:
1.Medyatik Hafıza (1997)
2.Demir Kafes’ten Plastiğe Kimliklerimiz (2000)
3.Söylem (2000)
4.Kertenkele Mantığı (2004)
 
Geri
Üst