Kadın Haberleri 2007

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Şanlıurfa'nın Viranşehir Belediyesi ile DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinde, çalışanların iş güvencesi ve ekonomik taleplerinin yanı sıra kadın haklarının korunmasına yönelik bir madde de yer aldı.

Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin ile Genel-İş Sendikası Şanlıurfa Şube Başkanı Sadık Demir, Genel-İş Sendikası Bölge Sekreteri Ahmet Özgezer, işçi temsilcisi Ömer Yalçın ve komisyon üyesi Kadri Özkan'ın katılımıyla, belediye toplantı salonunda yapılan görüşmede, belirlenen 65 maddede anlaşma sağlandığı bildirildi.

Sözleşme kapsamında işçiler için yılda 4 kez ücretsiz etkinlikler düzenleyeceklerini de dile getiren Cin, sözleşmede kadın haklarını koruyacak bir maddenin de yer aldığını belirtti.

Yeni sözleşmeyle bölgede zaman zaman gündeme gelen “aile içi şiddeti” önlemeye yönelik adımlar attıklarını ifade eden Emrullah Cin, sözlerine şöyle devam etti: “Sözleşmenin bir maddesinde, 'eğer işçi eşine şiddet uygularsa ve eşi bunu ispatlarsa, işçinin maaşından yüzde 50 kesinti yapılarak, eşine verilecek' şeklinde bir ifade yer alıyor.”.Genel-İş Sendikası Şanlıurfa Şube Başkanı Sadık Demir ise sendika olarak işçilerin haklarını korumaya çalıştıklarını vurgulayarak, görüşmelerin gayet iyi bir ortamda geçtiğini ve kısa sürede sonuçlandığını bildirdi
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Wal-Mart'a kadın darbesi
Dünyanın en büyük süpermarket zinciri Wal-Mart, önceki gün açıklanan Federal Temyiz Mahkemesi'nin kararı ardından milyonlarca dolarlık tazminat davalarıyla karşı karşıya. Mahkeme, şirketin kadın çalışanlarına, erkeklere kıyasla daha az maaş ve terfi imkanı verildiği iddiası için toplu davalar açılmasına yeşil ışık yaktı. Wal-Mart'a karşı 7 kadın çalışanı 1998'de, cinsiyet ayrımcılığı yapmakla suçladıkları şirketin kendilerine hak ettiklerinden daha az maaş verdiğini ve terfi edilmediklerini iddia ederek dava açmıştı.

FİRMA TEPKİLİ

Wal-Mart, 3 bin 500 şubesinin ayrı şirketler gibi çalıştığını belirterek toplu dava kararına karşı çıktı. Şirket avukatları, işçilerin çalıştıkları şubelere ayrı davalar açmaları gerektiğini belirtmesine karşın mahkeme, savunma avukatı Jocelyn Larkin'den yana tavır aldı. Larkin, ''Wal-Mart'ta çalışan kadınların birçoğunun bireysel hukuk mücadelesi verecek mali güce sahip olmadığının savunmuştu. Şirket ise, federal mahkemenin toplu dava kararının geri çevrilmesi için bütün hukuk yollarını zorlayacağını söyledi.

BATABİLİR

Şayet mahkeme süreci Wal-Mart'ın aleyhine işler ve davayı kadınlar kazanırsa firma, 1 buçuk milyonu aşkın kadın işçiye tazminat ödemek zorunda kalabilecek. Columbia Üniversitesi Hukuk Profesörü Jack Coffrey, firmaya ulusal çapta bir dava açılması halinde Wal-Mart'ın iflasa sürüklenebileceğini belirtti
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Portekız'de kürtajın serbest bırakılıp bırakılmamasına ilişkin referandum bugün yapılıyor. Referandumun geçerli olması için katılımın yüzde 50'nin üstünde olması gerekiyor. Bu konuda 1998'de referandum yapılmış, ancak katılım yüzde 36 olduğu için geçersiz sayılmıştı. Son anketlerde, halkın yüzde 42'si referandumda oy kullanmaya karar verdiğini açıklarken, yüzde 43.3'lük bir kesim oy kullanmayı düşünmediğini belirtti. Expresso dergisi halkın yüzde 53.1'inin, "Sol" dergisi halkın yüzde 58.7'sinin kürtajdan yana oy kullanmasının beklendiğini yazdı.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Töre cinayeti ve şiddete karşı etkin mücadele başlatılıyor

Kadına karşı şiddet, töre ve namus cinayetlerinin önlenmesine yönelik geçen yıl yayınlanan Başbakanlık genelgesi meyvelerini veriyor. Genelgeyle belirlenen konuyla ilgili kuruluşlar yol haritalarını çıkardı.

Adalet, Sağlık, İçişleri, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT ve üniversiteler şiddeti önleme çalışmalarında etkin rol oynayacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanan genelge kapsamında koordinasyon görevi verilen Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü(KSSGM) ilgili kuruluşların yapacağı faaliyetleri raporlaştırdı. Raporda kadına karşı şiddet ile töre ve namus cinayetlerini azaltma konusunda ilgili bakanlıklar ve kuruluşların yapması gereken faaliyetlere yer verildi.

Kim ne yapacak?..

Adalet BakanlığıUlusal Yargı Ağı Projesi kapsamında, töre ve namus cinayetleri ile kadına yönelik şiddet olaylarını, günlük olarak bir havuzda toplayacak. Kadın ve çocuk hakları ile şiddet konularında hakim ve savcıların eğitim çalışmalarına katılması sağlanacak. Sağlık Bakanlığı, şiddet konusunda hastanelerin acil servislerine yönelik çalışmalar yapacak. Acil Serviste İntihar Girişimlerine Psikososyal Destek ve Krize Müdahale Programı çerçevesinde, aile içi şiddet ve istismara maruz kalmış kişilere de yardım edilecek. 32 ilin dsnların konaklayacağı sığınmaevlerinin sayılarının artırılması için çalışacak. Emniyet teşkilatı bünyesinde ise aile içi şiddet vakaları konusunda mağdurlara destek ve yönlendirme hizmeti vermek için birimler kurulacak. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı`na bağlı olan Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü(ASAGEM) ile KSSGM, şiddetin nedenlerini araştırarak önleyici çözümler üretecek.

Ailelere yönelik eğitim çalışmaları da yapılacak. Diyanet İşleri Başkanlığı da kadına yönelik şiddeti önlemek için çalışacak. İmamlar, çevrelerinde yaşanan kadına yönelik şiddet olaylarını ilgililere bildirecek. Töre ve namus cinayetleri konusunda toplumu bilinçlendirecek hutbe ve vaazlar verilecek. Ayrıca Diyanet, kadınlara yönelik özel günlerde faaliyetlerini artıracak. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü`, Anneler Günü`, 15 Mayıs Uluslararası Aile Günü` gibi günlerde kadın eğitimini ön plana çıkaran ve şiddeti önlemeyi amaçlayan çalışmalar yapacak. TRT, şiddetle ilgili kanun değişiklikleri, cezalar, şiddete maruz kalanların hakları konusunda kamuoyunu bilinçlendiren programlar yayınlayacak. Üniversiteler ise şiddetin önlenmesine yönelik ilgili kurumların çalışanlarına meslek içi eğitim verecek.

2007-02-18 03:05:12 Zaman
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Pakistan'da kadın hakları savunucusu kadın bakan, dinci bir militan tarafından öldürüldü. Polisin açıklamasına göre, Pencap eyaletinde sosyal işlerden sorumlu bakan görevinde bulunan Zill Huma, Gujranvala kentinde parti mensuplarıyla yaptığı toplantı sırasında bir kişi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Eyalet adalet bakanı Raja Beşaret, 'Huma, toplantı sırsında bir fanatiğin kurşunlarına hedef oldu' dedi. Bir polis müdürü de, kadın bakanın, 'tesettür kurallarına uymadığı ve kadınların özgürlüğü uğrunda mücadele ettiği için' öldürüldüğünü söyledi. Yakalanan zanlının, daha önce de 'ahlaki gerekçelerle' birçok kadına saldırıda bulunduğu belirtildi.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Kendisinden ayrılmak isteyen eşini oğlunun gözleri önünde benzin dökerek yakan Gündüz, yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Elif Gündüz, "Adalet İstiyorum" dedi

Kadıköy'de gördüğü şiddet nedeniyle kendisinden ayrılmak isteyen eşi Elif Gündüz'ü oğlunun gözleri önünde benzin dökerek yakan Tevfik Gündüz, yaklaşık 3 ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye edildi. Halen tedavisi süren ve büyük acılar çeken Elif Gündüz, "Adalet istiyorum, o beni planlayarak öldürmek istedi, 3 ayda çıkmamalıydı" dedi.
25 Eylül 2006'da meydana gelen olayda, 6 yıllık eşi garson Tevfik Gündüz'den boşanmak isteyen ve ayrı yaşayan ev kadını Elif Gündüz, Söğütlüçeşme Tren İstasyonu'nda üzerine benzin dökülerek yakılmıştı.
Eşinin, oğlu Eren'i görmek için ısrarı üzerine tren istasyonuna gelen Elif Gündüz, üzerine dökülerek ateşlenen benzinin alevlerinden yakındaki bir su birikintisine atlayarak kurtulmuştu.
Ölümden dönen Elif Gündüz, olaydan sonra yoğun bir tedavi süreci geçirdi. Yüzü, sırtı ve boynunda derin yanık izleri oluşan ve sağ kulağının kıkırdak dokusu büyük ölçüde yanan genç kadın, geçenlerde taburcu edildi. Ancak bu süre içinde Tevfik Gündüz de cezaevinden çıktı.
Bir kamu kuruluşunun korumasındaki Elif Gündüz, kocasının, cep telefonuna gönderdiği "Seninle barışmak istiyorum" mesajıyla yeniden korku dolu günlere döndü.
Kadıköy Adliyesi'nde boşanma ve tazminat davası açan Gündüz, "Yaşıyor olmam şans ve tesadüftür. Olay basit bir yaralama olayı değildir" dedi.
Savcılığın olayla ilgili olarak henüz dava açmadığı, Elif Gündüz'ün vücudundaki kalıcı hasarın belirlenmesinden sonra davanın açılacağı bildirildi.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Yasal düzenleme tamam, uygulama eksik

STRASBOURG - Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda kabul edilen bir raporda, Türkiye'de kadın hakları konusundaki yasal düzenlemelerin ''tatmin edici olduğu'' vurgulanırken, ''yasaların uygulamasındaki eksikliklerin giderilmesi'' çağrısında bulunuldu.
Avrupa Parlamentosu genel kurulu, Türk asıllı Hollandalı parlamenter gazetemiz yazarı Emine Bozkurt tarafından hazırlanan "Türkiye'deki kadın hakları ile fırsat eşitliğini" konu alan raporunu oylayarak kabul etti. Oylamadan 522 ''evet'', 15 ''hayır'' oyu çıktı. AB'nin Türkiye ile tam üyelik müzakereleri başlatmasından memnunluk duyulduğu kaydedilen raporda, ''reform sürecinin yavaşlamasından üzüntü duyulduğu'' ifadesine yer verildi.
Raporda, ''kadın hakları da içinde olmak üzere insan haklarına saygının, Türkiye'nin AB üyeliği için ön koşul olduğu'' görüşü savunuldu.
Türk hükümetinin, kadın hakları konusundaki yeni yasal düzenlemenin uygulanmaya konulmasını hızlandırması istenen raporda, bu yasanın
uygulanmasının AB müktesebatına uygun olarak gerçekleştirilmesinin önemine değinildi.


KADINA YÖNELİK ŞİDDET, TÖRE CİNAYETLERİ
Raporda, özellikle Güneydoğu Anadolu'da kız çocuklarının nüfus kayıtlarına geçirilmemesi eğilimi eleştirilirken, zorla evlilik ve töre cinayetlerinin önlenmesi konusunda daha fazla önlem alınması istendi. Raporda, hükümetin, bütün kız çocuklarının doğumunun nüfusa işlenmesini ve bütün evliliklerin kayda geçirilmesini garanti altına alması talep edildi. Kadına şiddet konusuna da değinilen raporda, evlilik içi şiddet ve çok eşlilik kınandı ve bu konularda hükümetin gerekli tedbirleri alması, yargı organlarının suçluları cezalandırırken yasaların doğru biçimde yorumlanmasına
önem vermeleri çağrısında bulunuldu.
Töre cinayetleri ve kadına şiddetin önüne geçilmesi için kadınlara yönelik korunma merkezleri kurulmasının önemine değinilen raporda, güvenlik ve yargı güçlerinin bu konudaki eğitiminin ve güçlü bir kamuoyu bilincinin yaratılmasının önemine dikkat çekildi. Türkiye'deki kadın sığınma merkezlerin sayılarının ve kapasitelerinin azlığına işaret edilen raporda, bu konuda da gerekli önlemlerin alınması istendi.


KADINLAR VE SİYASET
Raporun sonunda, Türkiye'de çok az sayıda kadının siyasette yer aldığı hatırlatılarak, kadının siyasetteki rolünün artırılması ve gerekirse
kadınlara yönelik ''olumlu ayrımcılık'' ve seçim listelerinde ''kota sistemi'' uygulanması tavsiye edildi.
Siyasi partilere seçimlerde daha fazla kadın adaya yer vermeleri çağrısında bulunulan raporda, eğitim ve iş dünyasında kadınlara yönelik ayırımcılığın da önüne geçilmesi istendi. Raporda, hükümetin, ''Haydi kızlar okula'' kampanyasının memnunlukla karşılandığı belirtildi.
Genel kurulda raporla ilgili dün gece yapılan tartışmada, AB Komisyonu temsilcisi, önümüzdeki dönemde kadına yönelik şiddet ve töre
cinayetlerinin önüne geçilebilmesi için 8 kadın sığınma merkezinin kurulmasıyla ilgili projelere destek vereceklerini açıklamıştı.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Diyarbakır'da kadınlara yönelik çalışma yürüten Diyarbakır Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezinin (DİKASUM) girişimleri sonucu, aile meclisinden “ölüm” kararı çıkan 13 kadın kurtarıldı.

Alınan bilgiye göre, DİKASUM'a geçen yıl aile meclisinden ölüm kararı çıkan 13 kadın başvurdu. Hayatlarının tehlikede olduğunu bildiren kadınlar, yardım talebinde bulundu.
Bunun üzerine DİKASUM tarafından yapılan çalışma ile aileler ikna edilerek, kadınların hayatı kurtarıldı.
DİKASUM Sorumlusu Handan Coşkun, yaptığı açıklamada, Büyükşehir Belediyesince merkezin 2001 yılında açıldığını, kadın sorunlarına çözüm bulmak ve kadınları geliştirici yönde çalışma yürüttüklerini söyledi. Özellikle töre ve namus cinayetlerinin önlenmesine yönelik çalışma yaptıklarını ifade eden Coşkun, şöyle dedi:
“Geçen yıl Diyarbakır, Batman ve Mardin'den 13 kadın kendilerine yardım etmemiz için başvurdu. Berdel (Karşılıklı kız alıp verme) ve beşik kertmesi (çocukların bebeklikte nişanlamaları) usulü evliliği reddeden ve eşinden boşanmak isteyen toplam 13 kadın hakkında aile meclisleri ölüm kararı almıştı.
Kadınlara yardımcı olmak için öncelikle onların can güvenliklerini sağladık. Kadınları güvenli bir yerde barındırdık. Kadınların ailelerinin sosyal yapılarını araştırdıktan sonra çeşitli sivil toplum örgütlerinin yardımıyla aileler ile iletişime girdik. Bazı ailelerin değer yargılarına göre imamlardan da yardım aldık. Önce aileler ile güven bağı oluşturduk. Sonra kadınların da birey olduğunu, onların da haklarının bulunduğunu ve kötü bir davranış sergilemediklerini anlattık. İstenmeyen evliliklerin ilerde daha kötü sonuçlara neden olabileceğini söyledik. Kadınların kötü bir davranışta bulunmadığını dile getirdik. Girişimlerimiz sonucu aileleri ikna ederek, aldıkları karardan vazgeçirdik. Bazı aileler çok sert tepki gösterdi, ancak olumlu sonuçlar aldık. Aileler ve kadınlarla halen görüşmelerimiz sürüyor. Onlara destek veriyoruz. Artık, bu tür olayların sona ermesini istiyoruz. Bunun için aileleri bu konuda bilinçlendirecek çalışmalar yapıyoruz.”

ÇAMAŞIR EVLERİ

Coşkun, kadınların yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla özellikle yoksul ailelerin yaşadığı Hasırlı, Benusen ve Aziziye mahallelerinde çamaşır ve tandır evleri açtıklarını anımsatarak, bu evlere gelen kadınların sorunlarını paylaştığını, eğitim programlarından yararlandığını anlattı.
Çeşitli sorunlarının çözümü için geçen yıl 2 bin 527 kadının merkeze başvurduğunu, çamaşır evlerinden toplam 3 bin 696 kadının ve tandır evinden de 683 kadının yararlandığını bildiren Coşkun, gelen kadınlara üreme sağlığı, aile planlaması, çocuk bakımı, güvenli annelik gibi konulardan bilgi verildiğini kaydetti. Gündelik temizlik, çocuk bakıcılığı, sekreterlik, kuaför ve çeşitli iş yerlerinde büro elemanı olarak çalışmak isteyen toplam 537 kadını bu işlere yönlendirdiklerini de belirten Coşkun, maddi durumu çok kötü olan kadınlara da gıda, giyim gibi yardımlarda bulunduklarını anlattı.
Coşkun, daha fazla kadına ulaşmak amacıyla ev ziyaretleri de yaptıklarını dile getirerek, “Amacımız kadınları bilinçlendirip, birey olarak kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlamaktır” dedi
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Töreden korkan 24 yaşındaki Kumriye Işık, evlilik dışı dünyaya getirdiği bebeğini, öldürüp toprağa gömdü. Kumriye Işık ve bebeğin babası olduğu ileri sürülen evli 33 yaşındaki Ertan E. tutuklanarak cezaevine konuldu. Kumriye Işık'ın yengesi N.I. ise olayları bildiği için koruma altına alındı.
Van'ın Başkale ilçesi Gelenler köyünde oturan Kumriye Işık, aynı köyde oturan 3 çocuk babası Ertan E.'den, 1.5 yıl önce hamile kaldı. Ancak, hamile kaldığını ailesinden gizleyen Kumriye Işık, 8 ay önce bir kız bebek dünyaya getirdi. Bebeğini saklama imkânı olmayan Kumriye Işık, töre gereği öldürülmekten korktuğu için bebeği yok etmeye karar verdi. Kumriye Işık, kız bebeğini henüz 1 günlükken öldürdü ve evlerinin yakınında toprağa gömdü.
Aile fertlerinin bebek gömüldükten 2 ay sonra olayı öğrenmesinden sonra Kumriye Işık, 4 bin YTL başlık parası alınarak Ertan E. ile evlendirildi. Ancak Ertan E.'nin eşi, üstüne kuma getirmesine sinirlendiği kocasından boşanacağını söyledi. Bunun üzerine Ertan E., Kumriye Işık'ın evine giderek ailesine bu evliliği bitirmek istediğini, aksi durumda eski eşinden boşanmasının söz konusu olacağını belirtti.
Kumriye'nin ailesi, Ertan E.'ye böyle bir şeyin sözkonusu olamayacağını ve gerekirse kendisini öldürecekleri cevabını verdi. Ertan E. bunun üzerine Gelenler Jandarma Karakolu'na giderek, baskı altında bulunduğunu ve Kumriye Işık'ın bebeğini öldürüp toprağa gömdüğünü tüm detaylarıyla ifadesinde anlattı. Ertan E. bebeğin de kendisinden olmadığını ileri sürdü.
BEBEĞE OTOPSİ
Başkale Cumhuriyet Savcısı Yusuf Kuyruk, hâkim ve jandarma ekipleri ile birlikte Gelenler köyünde inceleme başlattı. Savcı Kuyruk'un talimatı ile bebek gömüldüğü yerden çıkarıldı. Bebeğin cesedinin, otopsisinin ardından İstanbul Adli Tıp Kuru-mu'na gönderileceği belirtildi.
Jandarma tarafından gözaltına alınan bebeğin annesi Kumriye Işık ile ilişkiye girdiği ve bebeğin babası olduğu iddia edilen Ertan E, ifadelerinin alınmasının ardından tutuklanarak cezaevine konuldu.
Bebeğinin katil zanlısı anne Kumriye Işık'ın ise yasak ilişkiyi Ertan E. ile yaşadığını ve bebeğin de ondan olduğunu iddia ettiği belirtildi.
YENGE KORUMA ALTINA ALINDI
Bu arada, tüm bu olup bitenlerden haberdar olan Kumriye Işık'ın yengesi N.I. ise ailesi tarafından öldürülme endişesi ile Savcı Yusuf Kuyruk'un talimatı üzerine, Jandarma tarafından Van Sosyal Hizmetler İl Mü-dürlüğü'ne getirilerek koruma altına alındı. Van Cumhuriyet Başsavcısı Yahya Akçadırcı, bebeğin 2006 yılının Temmuz ayında dünyaya geldiğinin belirlendiğini söyledi. Akçadırcı şöyle konuştu:
"Kış ayları olması nedeniyle bebek cesedinde fazla bir çürüme meydana gelmemiş. Bebeğe ait ceset üzerinde incelemeler sürüyor. İncelemelerin ardından gerekli tetkiklerin yapılması için ilgili birimlere gönderilecek. Soruşturma aşamasında olan olayla ilgili şu anda bebeğin annesi olduğu iddia edilen Kumriye Işık ve babası olduğu ileri sürülen Ertan E. tutuklu bulunuyor. Konuyu yakından takip ediyoruz."
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Kadınlar Koca Şiddetini Haklı Buluyor:
Türkiye'de kadınların bir çoğu eşlerinin cinsel ya da ekonomik nedenlerle kendilerini dövmesini haklı buluyor, erken yaşta anne olmak istiyor, sosyal güvenceden yoksun çalışıyor.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün (KSGM) verilerine göre, 1997-1998 öğretim yılında kız çocukları için ilköğretimde net okullaşma oranı yüzde 75.6 iken, 2004-2005 öğretim yılında bu oran yüzde 92.2'ye yükseldi.
Okuma yazma bilmeyen kadınların oranına bakıldığında, sorunun bölgesel bazda ve ileri yaşlardaki kadınlar için devam ettiği görülüyor.

Kadınların iş gücüne katılma oranı, 1990'da yüzde 34.1, 2002'de yüzde 26.9, 2004'te ise yüzde 25.4'e düştü. Kentteki kadınların yüzde 18.3, kırsal alandaki kadınların ise yüzde 36.7'si iş gücüne katılıyor.

Kırsaldaki 100 kadından 89'u tarım kesiminde ve bunların da yüzde 81.9'u ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor.

İstihdamda yer alan 100 kadından 71'i bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmaksızın çalışıyor.

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre ise 15-19 yaş grubundaki kadınların yüzde 63'ü, 15-49 yaş grubundaki kadınların yüzde 39'u, 45-49 yaş grubundakilerin yüzde 39'u cinsel ve ekonomik nedenlerle kocasının kendisini dövmesini haklı buluyor. (Anadolu Ajansı)
 
Geri
Üst