uyku değil bu sensız gece gozyummalarım agır bır koma bır kan uykusundayım...ve olum senın gıdısınden dogdu son veda busesı ıle zehırlı dudaklarınla gelısınden baska bır panzehırı olmayan uykuya uyuttun benı...sensızlık bır kabir azabına cevırdı yatagımı ve ben senın gittiğin günden beri bir ceset soğukluğu taşıyorum cennet bahçesine benzettiğin yüzümde.ne yaşayabılıyorum nede ölebılıyorum sensız bu güneş doğmayan şehirde.hasretın dondurucu soguklarında aldıgım her nefes havada buz krıstallerıne donusup saplanıyorlar yaralı bagrıma.akan kanlar adını yazıyor vucuduma.gozyaslarım baslayıp gzlerımden bır yolculuga cıkıyor dudaklarıma...elleri olmadan yasayamaz hıssedemez ya ınsan ellerım yok sımdı hıssızım bu kalabalıgın ıcınde yaşayan gibi gorunen aslında gittiğin ilk gün şehit düşen aşkın nöbetini tutan bir kadın askerim ben...
yüreğim suskun yüreğim çaresiz, ağlıyor bendeki sensizliğe. Sensizliğin sabahındayım şimdi senden geriye hasretler kalıyor sonu kalmayan hülyalar. Bir türlü bitmeyen gece, bir türlü bitmeyen yol,hep gün batımları hep karanlıklar. Sensizliğin sabahındayım şimdi, bir boşluk var yüreğimde sen yoksun diye...
Herşey bir sokak çocuğunun elini cebine sokabildiği kadar boş...Öznesi olmayan cümleler gibi değersiz..Ve senin "naber" soruna "iyilik" dediğim kadar yalan!!!