*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Ce: Tarihimizde İz Bırakan Devlet Adamları
Kara Mustafa Paşa (Merzifonlu)
On yedinci yüzyıl Osmanlı sadrâzamlarından. 1634’te Merzifon yakınlarındaki Marince köyünde doğdu. Sultan Dördüncü Murâd Hanın Bağdat’ı fethinde (1639) şehid olan süvâri subaylarından Oruç Beyin oğludur. Dört yaşında yetim kalan Kara Mustafa, babasının dostu olan Köprülü Mehmed Paşanın himâyesinde ve kendisiyle yaşıt Fâzıl Ahmed (Paşa) ile berâber büyüdü. İyi bir tahsîl görüp, kıymetli bir asker olarak yetişti. Köprülü Mehmed Paşaya damat oldu.
Köprülü Mehmed Paşa, vezîriâzam olunca, Kara Mustafa’yı telhisçi (vezîriâzam veya vekîli tarafından pâdişâha takdim edilmek üzere saraya gidecek evrâkı götüren memur) yaptı. Erdel Seferinde Yanova Kalesinin zaptını pâdişâha bildirmesi üzerine, Eylül 1658’de ikinci mîrahurluğa terfî etti. Bir buçuk sene sonra Silistre beylerbeyi, ardından 1661’de vezirlikle Diyarbakır vâlisi oldu.
Fâzıl Ahmed Paşa vezîriâzam olunca, Kara Mustafa Paşa da Aralık 1661’de kaptanpaşalığa tâyin oldu. Vezîriâzam Fâzıl Ahmed Paşa Avusturya seferine serdâr-ı ekrem tâyin edilince, Nisan 1663’te kaptanpaşalık üzerinde kalmak üzere sadâret kaymakamı tâyin edildi. Bu vazîfeyi vezîriâzamın 1665’te Girit Seferi ve daha sonraki Lehistan Seferi esnâsında da yürüttü. 1676’da Fâzıl Ahmed Paşanın vefâtı üzerine mühr-i hümâyûn, üçüncü vezir olan Kara Mustafa Paşaya verildi. Sadâret kaymakamı sıfatıyla hükümet işlerini uzun seneler gördüğü için işlerde bir aksaklık olmadı. Onun ideâli, devleti, Kânûnî devrindeki azâmet ve kudretli durumuna eriştirmekti.
1678’de Rus Seferine çıkarak, Çehrin’i aldı. 1683’de Avusturya Seferine çıktı. Viyana’yı şiddetli bir muhâsara altına aldı. Ancak kaleyi tam düşürmek üzereyken Kırım Hanının ihâneti netîcesinde Osmanlı ordusu mağlup oldu. Viyana bozgununu fırsat sayan muarızları, Belgrad’a gelen Mustafa Paşanın 25 Aralık 1683’te îdâmına sebep oldular (Bkz. Viyana Kuşatması). Îdâmında elli yaşlarındaydı.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, zekî, irâdesi sağlam, azim sâhibi, işten anlar değerli bir devlet adamıydı. Tetkik edilen olaylara, gerek Türk ve gerek yabancı kaynaklara göre, Kara Mustafa Paşa otorite sâhibi olup, sevk ve idâre kâbiliyetiyle bozgunluğu durdurup felâketi önleyecek kudretteydi. Hattâ Budin vâlisi ihtiyar vezir İbrâhim Paşa bile Mustafa Paşayla arası iyi olmamasına rağmen, onun îdâm edilmeyip, bu işin sonunun yine Paşa’ya bırakılmasını tavsiye ederek Mustafa Paşanın ehliyetini beyân etmiştir. Nitekim, Kara Mustafa Paşadan sonra yerine getirilen serdarların ehliyetsizlikleri, mağlubiyetlerin senelerce devâmına ve düşmanın Balkanlara kadar sarkmasına sebep olmuştur.
Kara Mustafa Paşanın birçok hayır ve hasenâtı vardır. İstanbul’da Galata ve Yedikule dışında birer mescidi ile Merzifon’da câmi, bedesten ve sayısız çeşmeler yaptırmıştır. Çarşı kapısındaki medrese, mescid, mekteb, sebil ve medrese talebesi için olan kütüphâne vefâtından bir yıl sonra tamamlanmıştır. Kayseri civârında eşkıyâ yatağı olan İncesu denilen yeri kendisinin mülkü yazdırıp, câmi, hamam, medrese yaptırdıktan sonra kırk muhâfızı ile o tarafların âsâyişini temin etmiştir. Ölümünden sonra mülkü, pâdişâhın hatt-ı hümâyûnu ile evlâdına ihsân olunmuştur. Paşa’nın nesli devâm etmiş olup âileden birçok vezir yetişmiştir.
Kara Mustafa Paşa (Merzifonlu)
On yedinci yüzyıl Osmanlı sadrâzamlarından. 1634’te Merzifon yakınlarındaki Marince köyünde doğdu. Sultan Dördüncü Murâd Hanın Bağdat’ı fethinde (1639) şehid olan süvâri subaylarından Oruç Beyin oğludur. Dört yaşında yetim kalan Kara Mustafa, babasının dostu olan Köprülü Mehmed Paşanın himâyesinde ve kendisiyle yaşıt Fâzıl Ahmed (Paşa) ile berâber büyüdü. İyi bir tahsîl görüp, kıymetli bir asker olarak yetişti. Köprülü Mehmed Paşaya damat oldu.
Köprülü Mehmed Paşa, vezîriâzam olunca, Kara Mustafa’yı telhisçi (vezîriâzam veya vekîli tarafından pâdişâha takdim edilmek üzere saraya gidecek evrâkı götüren memur) yaptı. Erdel Seferinde Yanova Kalesinin zaptını pâdişâha bildirmesi üzerine, Eylül 1658’de ikinci mîrahurluğa terfî etti. Bir buçuk sene sonra Silistre beylerbeyi, ardından 1661’de vezirlikle Diyarbakır vâlisi oldu.
Fâzıl Ahmed Paşa vezîriâzam olunca, Kara Mustafa Paşa da Aralık 1661’de kaptanpaşalığa tâyin oldu. Vezîriâzam Fâzıl Ahmed Paşa Avusturya seferine serdâr-ı ekrem tâyin edilince, Nisan 1663’te kaptanpaşalık üzerinde kalmak üzere sadâret kaymakamı tâyin edildi. Bu vazîfeyi vezîriâzamın 1665’te Girit Seferi ve daha sonraki Lehistan Seferi esnâsında da yürüttü. 1676’da Fâzıl Ahmed Paşanın vefâtı üzerine mühr-i hümâyûn, üçüncü vezir olan Kara Mustafa Paşaya verildi. Sadâret kaymakamı sıfatıyla hükümet işlerini uzun seneler gördüğü için işlerde bir aksaklık olmadı. Onun ideâli, devleti, Kânûnî devrindeki azâmet ve kudretli durumuna eriştirmekti.
1678’de Rus Seferine çıkarak, Çehrin’i aldı. 1683’de Avusturya Seferine çıktı. Viyana’yı şiddetli bir muhâsara altına aldı. Ancak kaleyi tam düşürmek üzereyken Kırım Hanının ihâneti netîcesinde Osmanlı ordusu mağlup oldu. Viyana bozgununu fırsat sayan muarızları, Belgrad’a gelen Mustafa Paşanın 25 Aralık 1683’te îdâmına sebep oldular (Bkz. Viyana Kuşatması). Îdâmında elli yaşlarındaydı.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, zekî, irâdesi sağlam, azim sâhibi, işten anlar değerli bir devlet adamıydı. Tetkik edilen olaylara, gerek Türk ve gerek yabancı kaynaklara göre, Kara Mustafa Paşa otorite sâhibi olup, sevk ve idâre kâbiliyetiyle bozgunluğu durdurup felâketi önleyecek kudretteydi. Hattâ Budin vâlisi ihtiyar vezir İbrâhim Paşa bile Mustafa Paşayla arası iyi olmamasına rağmen, onun îdâm edilmeyip, bu işin sonunun yine Paşa’ya bırakılmasını tavsiye ederek Mustafa Paşanın ehliyetini beyân etmiştir. Nitekim, Kara Mustafa Paşadan sonra yerine getirilen serdarların ehliyetsizlikleri, mağlubiyetlerin senelerce devâmına ve düşmanın Balkanlara kadar sarkmasına sebep olmuştur.
Kara Mustafa Paşanın birçok hayır ve hasenâtı vardır. İstanbul’da Galata ve Yedikule dışında birer mescidi ile Merzifon’da câmi, bedesten ve sayısız çeşmeler yaptırmıştır. Çarşı kapısındaki medrese, mescid, mekteb, sebil ve medrese talebesi için olan kütüphâne vefâtından bir yıl sonra tamamlanmıştır. Kayseri civârında eşkıyâ yatağı olan İncesu denilen yeri kendisinin mülkü yazdırıp, câmi, hamam, medrese yaptırdıktan sonra kırk muhâfızı ile o tarafların âsâyişini temin etmiştir. Ölümünden sonra mülkü, pâdişâhın hatt-ı hümâyûnu ile evlâdına ihsân olunmuştur. Paşa’nın nesli devâm etmiş olup âileden birçok vezir yetişmiştir.