Kadın Haberleri 2007

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Ahıra kapattığı eşine keserle işkence yaptı

Yaşar ANTER/BODRUM (Muğla), (DHA)

Ahıra kapattığı eşine keserle işkence yaptıMUĞLA'nın Yatağan İlçesi'nde eşi tarafından işkenceye uğradığı öne sürülen 30 yaşındaki Rukiye Onur, kapatıldığı ahırdan 20 günlük bebeğiyle kaçıp kurtuldu. Keserle kaburgaları, elmacık kemikleri kırılan, saçları yolunan, vücudunda sigara söndürülen Onur, hastaneye kaldırıldı.

‘Görücü usulüyle' tanıştırıldığı çiftçi Hürgez Onur ile aynı yıl evlenen Rukiye Onur'un yaşamı kabusa döndü. Evliliğinin 4'üncü ayında eşinden dayak yemeye başlayan, odun ve keserle dövülen Rukiye Onur'un 2 kez kolu, 1 kez bacağı kırıldı. Onur, 14 kez jandarmaya başvurarak şikayetçi oldu. Her defasında Hürgez Onur'un ifadesi alınıp serbest bırakıldı.

İddiaya göre 34 yaşındaki Hürgez Onur, ilk bebeğini, bir aileye para karşılığı vermek istedi. Karşı çıkan eşini feci dövdü. Akrabaları tarafından Bodrum Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak 20 gün yoğun bakımda tutulan Rukiye Onur'a 2 ay rapor verildi. Rukiye Onur iyileştikten 4 ay sonra eşinin yanına dönmek zorunda kaldı, Hürgez Onur'un, kız bebeğini Kavaklıdere İlçesi'ndeki bir aileye evlatlık verdiğini öğrendi. 20 gün de önce ikinci bebeğini kucağına alan Rukiye Onur, iddiaya göre geçen perşembe günü yine ahıra kapatıldı. İkinci bebeğini evlatlık vermek isteyen Hürgez Onur, iddiaya göre karşı çıkan eşinin el ve ayaklarını bağladı, keserle saatlerce dövdü, kaburga ve elmacık kemiklerini kırdı. Köylülerin Turgut Beldesi jandarma karakoluna haber vermesiyle olay ortaya çıktı. Gözaltına alınan Hürgez Onur, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Jandarma tarafından Yatağan Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Rukiye Onur da aynı gün evine gönderildi./_newsimages/3254894.jpg

Rukiye Onur, jandarmaya verdiği ifadede eşi tarafından yıllardan bu yana dövülerek öldürülmek istendiğini, 1 çocuğunun satıldığını, yeni doğan bebeğinin satılmak istendiğini öne sürerken eve döndüğünde yine işkence gördüğünü söyledi. İddiaya göre Hürgez Onur, aynı gün eşini sopayla dövdü, saçlarını yoldu, vücudunda sigara söndürdü. Perşembe gecesi ahırdan, köylülerin yardımıyla, kucağında 20 günlük erkek bebeği Toprak'la kaçan Rukiye Onur, Bodrum'daki akrabalarından yardım istedi. Yürüyemeyen talihsiz kadın, Mustafa Var tarafından köyden alınıp otomobille Ortakent-Yahşi Beldesi'ne getirildi.

İŞKENCEYLE DOĞUM

Rukiye Onur, 3 yılda yaşadıklarına dayanamadığını söyledi. Onur, ifadesinde şöyle dedi:

“İşkenceyle, zorla belge imzalattırılarak ilk bebeğimi sattı. Eşim beni hergün dövüyor. 3 yıldır, evden sadece hastaneye ya da jandarmaya gitmek için çıktım. Kocam bana ahırda işkence yapıyor, hapis hayatı yaşatıyor. Ahırda dövüp aç bırakıyor. Evimiz köyün dışında olduğu için derdimi kimseye anlatamıyordum. Köyde herkes kocamdan korkuyor. İlk bebeğimi sattılar. Dayak yiye yiye doğum yaptım. Fenalaşınca beni Turgut Sağlık Ocağı'na götürdüler doğumumu burada gerçekleştirdim. Son olarak perşembe günü yine beni yere yatırıp bacaklarıma, sırtıma ve göğsüme keserle vurdu, yalvardıkça daha çok dövdü. Gözü dönmüştü. İkinci bebeğimi de satacaktı. Dayaktan ölmek üzereyken köylüler ipleri keserek beni kurtardı. Bebeğimi alıp evden kaçtım, komşularıma sığındım. Bir daha dönersem bu adam beni öldürecek. Ondan boşanmak istiyorum. Şikayetçiyim.”

Olayı öğrenen Bodrum Devlet Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Oğuz Şahin, Rukiye Onur'un hastaneye yatırılıp tedavi altına alınmasını sağladı. Yeşil kartlı Rukiye Onur'un kaburgalarında 8'den fazla yeni kırık ve daha önceden meydana gelmiş ve kaynamış kırıklar ile el, kolları, dizleri, sırtı ve göğsünde ağır dayak izleri olduğunu belirten Başhekim Şahin, şunları söyledi:

“Genç kadının ölmemesi bir mucize. Çok ağır fiziksel ve psikolojik travma altında. Devlet olarak genç kadına ve bebeğine her türlü maddi ve manevi desteği sağlayacağız. Rukiye'yi hayata döndürmek için ne gerekiyorsa yapılacak. Kaburgalarındaki kırıklarla 4 gündür seyahat etmiş. Kırıklar karaciğer veya akciğere zarar vermiş olabilir. Bu nedenle müşahade altında tutuyoruz. Uzun süre fizyolojik ve psikolojik tedavi görmesi gerekebilir.”

“YİNE DÖVERİM”

Hürgez Onur, banyo yapması için eşinin kendisine su kaynatmadığı ve ‘kadınlık görevini' yapmadığı için dövdüğünü söyledi. İlk çocuğunu Kavaklıdere İlçesi'ndeki bir aileye verdiğini belirten Onur, şöyle konuştu:

“Evde iş yapmıyor, bana hakaret ediyordu. Ben de dövüyordum. Kemiklerini kırmış olabilirim. Bunda ne var ki, herkes karısını dövüyor. Sopayla da vurdum, keserle de. Kırılan kemiklere ekleme yaptırırız, yine döverim, gerekirse öldürürüm. Ben de artık onunla yaşamak istemiyorum. İsterse gebersin. Zaten boşayacağım. Ama eve gelirse yine döverim.”

Eşini hemen hergün dövdüğünü söyleyen Hürgez Onur'un serbest bırakılması, Rukiye Onur'un Konya'dan gelen ağabeyi Mehmet Olcay ve ablası Fatma Olcay'ın tepkisine neden oldu. Mehmet Olcay “Hamile kadını, kucağında bebeği olan bir kadını döven, insan olamaz. Hemen boşanma davası açacağız, ayrıca Yatağan Cumhuriyet Savcılığı'na da suçduyurusunda bulunduk” dedi.





27 Nisan 2007
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Avustralya karıştı! İktidardaki muhafazakar partinin bir yetkilisi, kadın muhalefet liderine sert yüklendi....

03.05.2007 04:53 Seçim yılında Avustralya karıştı! İktidardaki muhafazakar partinin bir yetkilisi, kadın muhalefet liderine sert yüklendi. Başbakan John Howarnd'ın siyasi danışmanı olan Bill Heffernan, İşçi Partisi Başkan Yardımcısı Julia Gillard (45) için "Halkı anlayamaz çünkü çocuğu yok" dedi, bu yüzden liderlik yapamayacağını savundu. "Bulletin" adlı dergiye verdiği röportajda "Bir tohlumdaki en önemli anlayış anneler, babalar ve bebek bezleri, aileyle ilgilidir" diye konuştu.

Bu sözler ülkedeki birçok kadını olduğu gibi siyasileri, Başbakan'ı da kızdırdı. Desteği giderek düşen Howard, danışmanına yüklenerek "Kişilerin çocuk sahibi olup olmadıkları, evlenip evlenmedikleri tamamen özel meseleleridir. Kamuya açık eleştiri konusu olamaz" dedi. Senatör Heffernan da bunun üzerine yeni açıklama yapıp "Julia Gillard ve sözlerimden rencide olmuş herkesten özür dilerim" dedi.

SAÇI BİLE ELEŞTİRİLDİ

Avustralya'daki krizin ortasında kalan Gillard daha önce de saç stili, aksanı ve hatta evinde çok az mobilya olması nedeniyle bile eleştirilere maruz kalmıştı.

(SABAH)
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Kadınların aile içi şiddete karşı başlattığı mücadelenin 20. yılı için bugün, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ile kadın örgütleri İstanbul'da buluşuyor

axyas02.jpg
GÜLAY FIRAT İstanbul


Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ile kadın örgütleri, Anneler Günü'yle aynı güne denk gelen "Dayağa Karşı Kadın Dayanışması Kampanyası"nın 20. yılını şenliklerle kutlayacak. Bugün İstanbul'da Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda basın açıklaması yapmak için buluşacak olan kadınlar, 20 Mayıs'ta da Maçka Parkı'nda şarkıcıların da katılalacağı bir şenlikte bir araya gelecek.
Bugün bir araya gelecek olan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Başkanı Canan Arın ile 50 civarındaki kadın örgütü temsilcileri, bir basın açıklaması yapacak, ardından ilçe sokaklarında el ilanları dağıtarak hemcinslerini "20 Mayıs Kadın Şenliği"ne davet edecek. 20 Mayıs'taki kutlamada ise Aylin Aslim, Zeynep Casalini, Ayben, Fulya Özlem, Sevgi Vural, Ayşe Tütüncü, Dalepenena, Leyla Doğan, Helin gibi birçok kadın şarkıcı sahneye çıkacak.
Canan Arın, "1987'de başlattığımız mücadeleyle Mor Çatı kuruldu, kadın örgütleri yaygınlaştı. Şiddet olayları duyulur, görülür oldu. Kadınlar birbirine destek oldu. Medeni Kanun'u ve Ceza Kanunu'nu değiştirdik, ama daha çok yolumuz var. İşte, 20 yıl sonra ilk kez bir araya geliyoruz, dayanışmamızı kutlayacak, belki biraz da iç muhasebe yapacağız" dedi.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

'Töre kurbanı' Neşe Özel'i cinayetten önce bıçaklayan kardeşi E.Ö., 820 YTL para cezasıyla kurtuldu. E.Ö. için tüm indirim maddelerini uygulayan mahkeme, cezayı da 6 eşit taksite böldü

ÖZGÜR CEBE Diyarbakır DHA


Diyarbakır'da ailesinin zoruyla nişanlandığı kişiden ayrılınca "aile namusuna leke getirdiği" gerekçesiyle Neşe Özel'in öldürülmesinin ardından açılan davadan "ilginç" bir karar çıktı.
Ablasını cinayetten hemen önce bıçaklayarak yaralayan E.Ö. 820 YTL para cezasına çarptırıldı. Kızını öldürdükten sonra kayıplara karışan baba Faruk Özel ise bulunamadı.
Diyarbakır'da geçen yıl babası tarafından istemediği biriyle nişanlanan, ardından nişanı bozduğu için önce kardeşi E. (17) tarafından bıçaklanan Kız Meslek Lisesi mezunu Neşe Özel, daha sonra yaralı haldeyken babası Faruk Özel tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Cinayetle ilgili davanın görüldüğü Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmaya, 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan tutuksuz sanık E.Ö. katılmadı.

Tüm indirimler uygulandı

Savcı, toplanan delillere göre sanığın bıçakla ablasını yaraladığını, yaralar ve bıçaklama sayısı dikkate alındığında suçun adam öldürmeye teşebbüs olmadığını, kasten yaralama niteliğinde kaldığını belirterek, sanığın 1 yıl hapsini istedi. Sanık avukatı da olayın aile dramı olduğunu, müvekkilinin öldürme kastı bulunmadığını söyledi.
Mahkeme, olay tarihinde 15 - 18 yaş grubunda olan sanığı, ablasını kasten yaralamaktan ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü göz önüne alınarak, 6 eşit taksitte ödenmek üzere 820 YTL para cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın olumsuz davranışlarda bulunmaması, yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkeme heyetinde kanaat oluşması nedeniyle, lehine olan bütün hükümlerin uygulanmasına da oybirliğiyle karar verdi.



Soyadını mezar taşına yazmadılar

Neşe Özel, nişanlısı askerden dönünce ayrılma kararı verdi. Baba Faruk Özel de A.'nın ailesiyle yeniden nişan için yaptığı görüşmeden olumsuz yanıt aldı. Özel bunun üzerine, kızları Neşe ile Şerife'yi kent dışında bir yere çağırdı. Oğlu E. ile randevu yerine giden baba Özel, burada kızının nişanlısının ağabeyi S.A. ile karşılaştı.
Baba Özel, A.'nın "Yapabileceğim bir şey yok" demesi üzerine çılgına döndü. Babasının talimatı üzerine E.Ö., ablasını defalarca bıçakladı. Baba da araya giren A.'yı "Bu bizim davamız, karışırsan vururum" diyerek tehdit etti. Yaralı halde S.A.'ya ait otomobile binen Özel, otomobile ateş eden babasının kurşunlarına hedef oldu.
A.'nın bir hastane önüne bıraktığı Neşe Özel kurtarılamadı. Genç kızın mezar taşına da yine "aile namusuna leke getirdiği" gerekçesiyle sadece adı yazıldı.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

ERZURUM’da, tartıştığı 6 yıllık eşi Pınar Sucuoğlu’na (35) tokat atan Selçuk Sucuoğlu (38), ‘eşe karşı müessir fiil’ suçundan yargılandığı Erzurum 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nde 500 YTL idari para cezasına çarptırıldı. Eşinden tokat yiyen Pınar Sucuoğlu mahkemede, “Hakim bey, şikayetçi olduktan sonra biraz akıllandı” dedi.

Palandöken semtinde oturan 2 çocuklu çift, Pınar Sucuoğlu'nun annesinin evine yakın bir yere taşınmalarını istemesi üzerine tartıştı. Bu isteği geri çeviren Selçuk Sucuoğlu, tartışma sırasında eşine bir tokat attı. Bunun üzerine, Pınar Sucuoğlu, Polis Merkezi’ne gidip, eşinden şikayetçi oldu.

Pınar Suçuoğlu'nun şikayeti üzerine, Erzurum 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, ‘eşe karşı müessir fiil’ suçundan bir yıl hapis istemiyle tutuksuz yargılanan Selçuk Sucuoğlu, duruşmada pişman olduğunu söyledi.

Duruşmaya katılan Pınar Sucuoğlu’nun, “Hakim bey, şikayetçi olduktan sonra biraz akıllandı, şikayetimden vazgeçiyorum” demesine karşın, hakim Selçuk Sucuoğlu'nu 500 YTL idari para cezasına mahkum ederek, cezasını 10 eşit taksit halinde ödemesine karar verdi.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

BAĞCILAR’da kamyon şoförü Ümit Tuğ, evi terk eden eşi Nesrin Tuğ’la konuşmak için dün saat 01.00’de kayınpederinin Mahmutbey’deki evine gitti.

Kapıyı açan Zeynep Kırmızıtaş (50), damadına kızının kendisiyle konuşmak istemediğini söyleyerek kapıyı kapatmak istedi. İçeri girmek için kayınvalidesini iten Tuğ, belinden çıkardığı tabancayla 3 el ateş etti. Başından vurulan kadın ölürken, Tuğ kaçtığı akrabasının evinde yakalandı. Bir yakını, "Ümit, karısına ’Kız arkadaşını bana ayarla’ diye teklifte bulununca Zeynep boşanma davası açtı. Ümit’in ailesi de töre diyerek bu cinayeti işletti" iddiasında bulundu.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

ŞANLIURFA'nın Siverek İlçesi ve 57 köyün mezralarında yaşayan 35 bin nüfuslu Türkan Aşireti'nin ileri gelenleri, çağdışı uygulama olan kan davası, başlık parası ve berdel evliliklerini sona erdirmek için dernekleşme kararı aldı.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bursa'dan Siverek'e göç edip Karacadağ eteklerine yerleşen Türkan Aşireti mensupları bir araya geldi. İlçeye 50 kilometre uzaklıktaki Söylemez Köyü'ne bağlı Çıkrık Mezrası'nda kurulan kıl çadırda toplanan aşiretin ileri gelenlerinden yaklaşık 2 bin kişi, çağ dışı geleneklerinden vazgeçip, çağdaş ve eğitimli insanlar olmak için dernekleşme kararı aldı. Aşiretin ileri gelenlerinin yaptığı toplantı sonunda ‘Türkan Aşireti Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ adı altında dernek kurulması kararı alınırken, bu karar, Türkçe bilmeyen aşiretin ihtiyar heyetinin en kıdemli üyesi olan 75 yaşındaki Abdülkerim İrim tarafından Kürtçe açıklandı. İrim, “Dağınık ve kırsal alanda yaşayan aşiret üyelerinin birbirlerini daha iyi tanıması ve daha sağlıklı kararlar almasını sağlamak için Siverek'te, ‘Türkan Aşireti Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ çatısı altında toplanmaya karar verdik. Bu kararla birlikte belirleyeceğimiz tarihte aşiretimiz yılda bir gün bir araya gelerek ‘Türkan Aşireti Şenliği’ yapacak” dedi.

LİSE ÖĞRENCİSİNDEN AÇIKLAMA

Daha sonra lise öğrencisi 17 yaşındaki Abdülkadir Işık, alınan kararı Türkçe olarak okudu. Karar şöyle:
‘Kırsal alanda zor şartlarda yaşayan aşiretimizde okumuşluk oranı oldukça azdır. Birçok kadınımız okuma yazma bilmiyor. Burada bir araya gelerek mevcut sorunlarımızı dile getirecek ve çözümlerle ilgili bir yol haritası çizmeyi hedefliyoruz. Karacadağ'da yaşayan halk olarak, daha çağdaş bir yaşam kalitesini elde etmek ve çağdışı bazı gelenekleri ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Bölgede halen devam eden başlık parası, kan davası ve berdel gibi gelenekleri tamamen ortadan kaldırmak için çalışacağız. Bu duygu ve düşüncelerle bütün aşireti birlik ve beraberliğe davet ediyoruz.’

Türkan Aşireti'nin ileri gelenlerinin oy birliği ile dernek kurma çalışmasını yürütmekle görevlendirilen Hacettepe Üniversitesi mezunu Nusret Kaya ise eğitime büyük önem veren bir anlayış içerisinde olacaklarını ifade etti. Alınan dernekleşme kararının ardından toplantıya katılan yaklaşık 2 bin aşiret mensubu, birlikte yemek yedi.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

KAHİRE - Badür Şakir adlı kız çocuğunun bu ay başında ruhsatsız bir klinikte yapılan sünnet sırasında yaşamını yitirmesi gazetelerce yakından takip edilirken, halk arasında kızgınlık yaratması üzerine harekete geçen Sağlık Bakanlığı yetkilileri, kadın sünnetine ilişkin bir kararname çıkardı.

Kararnameyle, yasanın kadın sünnetinin sağlık gerekçesiyle yapılmasına izin veren hükmü iptal edildi. Kadın sünnetini tamamen yasaklayan kararname, sünnetin doktorlar ve hemşireler dahil hiçkimse tarafından, devlet hastanelerinde bile yapılamayacağını belirtiyor.

Ölümle ilgili yapılan incelemede, kızın anestezi uygulamasındaki hata yüzünden öldüğü saptanmıştı.

Kızın annesi Zeynep Abdülgani, doktorun şikayetini geri çekmesi için kendisine 3 bin dolar rüşvet teklif ettiğini açıkladı.

BM Çocuk Fonu UNICEF tarafından 2003’te yayınlanan raporda, Mısır’da evli kadınların yüzde 97’sinin sünnetli olduğu belirtilmişti.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Şanlıurfa’da ailesinin izni olmadan evlenen, daha sonra eşini terk edip geri dönen genç kız, “töre böyle” diye babası tarafından öldürüldü. “Kız gelinliğiyle gitti yerden, ancak kefeniyle çıkar” diyen baba tutuklandı.
ŞANLIURFA - Yasemin K., 19 yaşında töreye karşı çıktığı için babası tarafından öldürüldü. Şanlıurfa’da ailesi izin vermeyince, evden kaçarak sevdiği kişiyle evlenen, daha sonra eşini terk edip ailesinin yanına geri dönen Yasemin’i töre yüzünden öldürdüğünü itiraf eden baba İbrahim Halil Ç. tutuklandı
Baba Ç. kızının boş bir arazide öldürülmüş olarak bulunmasından sonra verdiği ilk ifadede “Kızım intihar etti” iddiasında bulunmuştu. Ancak Yasemin K.’nın töre cinayetine kurban gitmiş olabileceği ihtimali üzerine gözaltına alınan babanın daha sonra şu ifadeyi verdiği belirtildi:

“Töremiz gereği bir eve gelinliği ile giden kız, kefeniyle çıkar. Ben de şerefimi kurtarmak için bu kararı aldım ve kız kardeşimin evinden aldığım Yasemin’i boş araziye götürerek öldürdüm. Yasemin’i öldürüp şerefimi kurtardım, pişman değilim.”

Otopside bir buçuk aylık hamile olduğu anlaşılan genç kızın ailesinin sahip çıkmadığı cenaze ise kadın örgütleri tarafından toprağa verildi.

Baba Ç., dün sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Olayla ilgili gözaltına alınan diğer 6 yakını ise savcılıkça serbest bırakıldı.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2007

Gülistan Gümüş’ü çeyiz sandığında öldürenlere rekor ceza veren mahkeme, töre cinayetlerinin tüyler ürpertici gerekçelerini kayda geçirdi. Gülistan’ın cep telefonu taşıması, şehre taşınma isteği yörede “meşru töre cinayeti sebebi” sayılıyor
DİYARBAKIR - Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde töreden kaçan Gülistan Gümüş’ü, saklandığı çeyiz sandığında, uzun namlulu silahla tarayarak öldürenleri toplam 2 müebbet ve 116 yıl hapisle cezalandıran mahkeme, kararının gerekçesini 31 sayfada topladı ve bölgede yıllardır işlenen töre cinayetlerini, bölge insanın tavrını tüm detaylarıyla kayıtlara geçirdi
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararında öncelikle, öldürülen Gülistan Gümüş’ün açıkça tahrik oluşturacak ya da bir başkasıyla olduğu, uygunsuz davranışlarda bulunduğu gibi bir eyleminin olmadığını vurguladı.

ERKEĞE CEZA YOK, KADINA ÖLÜM
Bölgede insan davranışlarının, “töreye uygun olan ve olmayan” olarak sınıflandırıldığını belirten mahkeme, şu tesbiti yaptı:
“Şahısların cinsiyetlerinin esas alınması nedeniyle kadınla erkeğin benzer davranışlarına farklı anlamlar verilmekte, erkek yönünden hiçbir yaptırım öngörülmezken, kadın yönünden ölümle sonuçlanabilecek nitelik ve ağırlıkta cezaları söz konusu olabilmektedir.”

“BU KADIN ÖLSÜN, BİR ÖMÜR YATAYIM”
Bir çocuk annesi Gülistan Gümüş’ün çeyiz sandığında uzun namlulu silahla taranarak öldürülmesi olayında ise maktulün açıkça tahrik oluşturacak bir eyleminin söz konusu olmadığını, buna rağmen sanıkların “yörenin toplumsal kurallarına uygun davranmadığı” gerekçesiyle Gümüş’ü öldürdüğünü belirten mahkeme, şöyle dedi:

“Gülistan Gümüş’ün bir başkasıyla olduğu veya uygunsuz davranışları tespit edilemediği halde yalnızca içinde bulunduğu koşullara uygun olmayacak şekilde eşiyle ilgili bir kısım sorunlarının olması, eşiyle birlikte eşinin istememesine rağmen, başka bir şehre taşınma isteği, okuma yazma bilmediği halde cep telefonu taşıması ve kullanması, yine eşinin rızası dışında Diyarbakır’a ailesinin ve yakınlarının yanına gidip geliyor olmasının, yörenin toplumsal ahlak kuralları içerisinde olumlu değerlendirilmediği görülmüştür.
 
Geri
Üst