jujunun köşesi burasıda buyrun melekler

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juju
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun. gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın. yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek müm...kün olmasın. belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde. hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi, hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha. hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun. hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde. hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. ..
 
sahte cennet/leriniz
sahte yüz/leriniz
sahte yürek/leriniz
sahte söz/leriniz
sahte sevgi/leriniz
ve ruhsuz beden/lerinizi alın gidin hayatımdan...
şeytan sofrasında bölüşün yüreğinizi,
gözlerimden düşen her damla
erimiş kurşun olsun,
yaksın iç/inizi..
 
SİL BAŞTAN

Gücün var mı sevgilim derin sularda inci tanesi aramaya
Cesaretin kaldıysa hala benle aşktan konuşmaya
Söyle canım sevgilim
Hayat bize oyun oynuyor olabilir mi
Yorgun gibi bir halin var
Duyguların karışık olabilir mi

Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Herşeyi unutm...ak

Sanki bugün son günmüş gibi dolu dolu yaşamak istiyorum ben
Her ne çıkarsa yoluma selam verip yürümek istiyorum ben

Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Her şeyi unutmak

ŞEBNEM FERAH'IN EŞSİZ YORUMU İLE...


harika bir şarkı
 
KIRILGAN

Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir... uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.

MURATHAN MUNGAN
 
Son düzenleme:
HERŞEY SENDE GİZLİ

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kada...r yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

(( CAN YÜCEL ))
 
Hükümdar Timur hapse düşer bir gün,

ve umudunu yitirir.

Allah’ın işi bu ya, karıncayla karşılaşır,

yâda karınca azmini Timur’un gözüne sokar!

Bir buğday tanesidir karıncanın hikâyesi.

Kendinden kat kat büyük bir buğday tanesini

yuvasına ulaştırmak için her gün çabalar durur,

defalarca defalarca dener.

Yorulunca yuvasına gider biraz dinlenir,

sabah kalkıp bakar Timur,

karınca yine buğdayın peşindedir…

Saymaya karar verir Timur,

kaç kez düşürüp kaç kez tekrar kaldırmaya çalıştığını…

Bini geçer, yorulur saymaktan azmini, umudunu.

Karınca hiç yorulmaz yıkılıp doğrulmaktan.

Bir sabah ne görsün, şaşar kalır hükümdar,

karıncanın sırtında bir buğday tanesi var…

Timur karar verir o sabah, karıncanın taklitçisi olmaya,

O kararında ne kadar sadık olabilmiş bizi bağlamaz ama

bu hikâye bir yol açsın dileriz tükenmiş umutlara…

Bir sabah gerçekten gücüm kalmadığını anladığımda

kalkar kalkmaz gözümün çarpacağı bir yere

küçük bir not iliştiririm.



KALBİM!

Ne olur karıncayı unutma!

Karıncanın sahibini ise asla unutma!...
 
Bu İlkbahar Çok Farklı,Nisan Yağmurlarımı Getirdi Seni Bana?Yoksa Dallarda Tomurcukmuydun Düştün Yüreğime,Kokun Sarhoş Etti Beni,Öyle Bir Büyüki Bu Şimdi Sürecek Ömür Boyu,Ben Sana Aşık Kalacağım Son Nefesime Kadar...
 
Sobeeeeee”…..
Dediğimde tüm saklanan insanlar çıkacak sandım ama
sanırım yanıldım…
Ne söbelendiği için kabullenip bana görünen vardı,
Ne de mızıkçılık yaparak ortaya çıkan…
Ya varsa saklanan biri hani, çıksın artık ortaya….
Dayanacak güç kalmadı da bende…
Yoruldum, açıkçası biraz da sıkıldım….
Neden hiç saklanan değil de, hep söbeleyen ben oluyorum ki…
Acaba çok mu iyi niyetliyim yoksa herkese olduğundan
daha mı çok değer veriyorum…
Belki de farkında olmadan söbeleyenin ben olmasına
sebep oluyorum…
Kim bilir….
Ama artık taakatim kalmadı,
Ben bu saklambaç oyununu burada sonlandırıyorum…
Sakın bana ebe ya da körebe oyununu da önermeyin,
istemem sizde kalsın…
Tüm oyunların sonu bende hüsrana çıkıyor nede olsa…
http://www.sevgimboard.org/showthread.php?p=245387
Açıkçası bu oyunun en iyi oyuncusu kim o bile bilmiyorum
ya aslında…
Bana düşen çantamı alıp, paltomu giyip oyunların bittiği
bir yere gitmek…
Evet doğru duydunuz gidiyorum, kimselere küsmeden…
Hesap vermeden ve yargılamadan…



Ve
Benim bitirdiğim bu saklambaç oyununu,
Bana tekrar başlatmayan şehirlere gidiyorum…
Artık söbeee diyeceğim kimseler olmayacak hayatımda…
Bunu düşünmek bile ayrı haz veriyor bana…
“Söbe”ler bitti “ceee” ler yer alıcak artık hayatım da….
Kim bilir belki de bundan sonra biri karşıma…
“Ceee”
Diyerek çıkar, he ne dersiniz?