* sen , gitme olur mu ? *
Her gidişin ardından bakakalır gözyaşlarım. Öyle ki neden döküldüklerini bile anlamadan, yere bile düşmeden gitmiştir giden. Hep böyle olmuştur; ani (ve sebepsiz). Hiç anlamadım neden gittiklerini. Belki de ben aradığımı bulayım diye gitmeyi seçtiler.. Ne kadar nahifim.
Biliyor musun, hiç endişelenmedim terkedilirken. Üzülmedim dersem yalan olur, kimseler bilmeden ağlamadım belki, bir kaç damla göz yaşı ile geçiştirdim gidişleri; ama çok kıymetli bir kaç damla. Hep söylemişimdir, ben ağlayamam. Endişelenmedim, çünkü giden biliyordur, kalırsa huzursuz geceler beklemektedir bizi. Üzüldüm, çünkü hiç anlamadım neden gittiklerini; bilsem üzülmezdim belki.
Her gideni kalbimin bir köşesine koyayım dedim, beceremedim. Giden gittiğiyle bitmiştir hep. Bir kaç mutlu anı dışında ne varsa götürmüştür yanında her seferinde. Sanırım eski şeyleri tutmayı sevmediğimden pek; onlar da biliyor huyumu. Zaten kalan oldu mu, hemen başlıyorum temizliğe. Düzen hastası olmak ne fena.
Şimdi düşünüyorum da.. Sayamıyorum bile gidenleri. Aklımda bir kaç isim ve gözümün önünde bir kaç flu yüz var.
...:
Hiç birini küçümsemiyorum; ama huyum kurusun, unutmazsam olmuyor. Sebepsiz gidişlerden nasıl yorulduysam, dayanılır gelmiyor anımsamak. O kadarcık da olsun, değil mi?
Sen.. Seni unutmak istemiyorum. Senin gidişini izlemek istemiyorum. Tükeneceğimi biliyorum. İlk kez korkuyorum. Hem de çok korkuyorum. Zayıflık dersen de, ne yapayım? Sana yaranmak değil ki bunları yazarken niyetim. Şu alkolden dönen başımı durdurup 2 satır yazabiliyor olmamın sebebini ne ben biliyorum, ne bir başkası. Anlatıyorum işte. Korkuyorum, çünkü kendimi kandıracak değilim, senin gitmeni kaldıramam. Söylemekten korkmuyorum, bak. Seni seviyorum.
Sen gitme, olur mu? Hele sebepsiz, hiç gitme.