Anneciğim!
Evlatlar vardır başarılarını, zaferlerini yazarlar…
Sana yazacak bir başarım, bir ödülüm yok anne.
Keşke olsaydı da, seni sevindirebilseydim.
Keşke, benimde anneme yazacak,
anlatacak başarılarım olsaydı
Ama yok anne…
Sevdiğin, okşadığın saçlarıma aklar düştü anne.
İlk evvel saçlarım hayat mücadelesinde yenildi.
Düşmanlarım hep benden güçlü oldu anne.
Onların tahta kılıçları benim çelikten kılıcımı paramparça etti.
Onlar beni yenmek için ne senaryolar yazdı,
ne iftiralar attılar.
Ben, ‘masumum’ bile diyemedim
Düşmanlarıma hep yenildim anne.
Ve ne yazık ki, dostlarıma da…
Dostlarımda beni hep yendi…
Ben onları dost bilirken onlar beni meydanlarda tuş ettiler.
Arkamda hep bir hançer yarası oldu anne.
Senin anlayacağın,
dostlarım benim düşmanlarımdan daha beter
Kahkahayı unuttum, tebessümle dost oldum.
Yüzümde acı bir tebessüm var şimdi.
Bahtıma yenildim anne!
Çocukluk yıllarımın özlemiyle seni aradım anne…
Senden daha şefkatlisini, daha merhametlisini bulamayacağımı bilerek…
Her şey küçükken güzelmiş anne
Şimdi büyüdüm ve yenilmeyi öğrendim anne.
Gülü çok sevdim, hele alını, pembesini…
Bahtıma hep beyazı düştü anne…
O çok sevdiğim güllerin, dikenlerine yenildim anne…
Açlığa-tokluğa, hastalığa-sağlığa, dosta-düşmana…
Hepsine ama hepsine yenildim…
Senin anlayacağın hayata yenildim anne…
Senin anlayacağın hayata yenildim anne… Hayata…
Yenildim… Yenildim…..