Kaç kelime olsun bu yazı ne bilinsin nede bilinmesi var olsun ya da olmasın. Sen hep ol bilinmeyen nedenler bulup uzaklaşma ki insanlardan sevmekten sevilmekten. O okyanusal iklim fırtınaları gizemindeki gözlerin nemlenmesin.
Melekler misali güzelliğindeki kalbin her uzak gidişlerde ağrımasın. Eğer kararırsa bir gün ufkun hatıraları savur eskiler otağına bir sen birde yani hayallerin kalsın orada. Unutma gelecek geçmişten daha iyidir.
geçmiş yaşamış acılarla doludur, gelecek ise henüz yaşanmamış ve senin arzularınla yaşayacağın veyahut yaşamayacağın yağmurlarla dolar. Ama sen istersen değiştirebilirsin geleceği.
Şimdi sen gidiyorsun ya ardına bakmadan ağır ağır kaldırımlarla ritm tutan ayakların sonbaharın rüzgarında savrulan eteklerin ve sararan yapraklar misali uçuşmaya hazır lepiska saçların.
Şimdi ben ağlıyorum ya utanmadan sıkılmadan hıçkıra hıçkıra inleyerek. Deniz misali köpürüyorum ya, ya da kar tanesi misali düşüyorum.
Şimdi güneş ağır ağır batıyor ya bir daha doğmamak üzre. Ufka son kez bakarken ve dağlarla son kez oynaşırken.
Şimdi şehir ağlıyor ya neye ve kime ağladığını anlamadan inleyen dilenciler gibi yanıyor ya katmer katmer İstanbul olma hevesiyle.
Şimdi aşk eski bir yalan oldu ya eski kütüphanelerin tozlu rafları arasında kalmış olan küflenmiş kitapların içerisinde olan.
Şimdi masallar masal olmakta çıktı ya Ya da kan kasvet ayrılık hayasızlık tek gecelik sevişler unutturmaz oldu ya sevdanı.
Ve şimdi unutmak hevesiyle yazıyorum ya bu yazıyı.
Unutamadım ne seni ne gidişini nede sensizliği unutamadım