İzmir Şehir Tanıtımı

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan PaSikA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
İzmir-Aliağa

Aliağa



Aliağa, Türkiye Harita


Turkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 43.822[1] (2007) İlçe nüfusu 60.043[2] (2007) Yüzölçümü 393 km² Koordinatlar
Posta kodu 358 xx Alan kodu 0232 İl plaka kodu 35 Yönetim İl İzmir Kaymakam E.Osman Bulgurlu Belediye başkanı Tansu Kaya Yerel yönetim site Aliagam.NET
Aliağa, İzmir iline bağlı bir ilçedir. İzmir ve Bergama uygarlıklarından izler taşımaktadır. Ege denizi kıyılarında sayıları 30'u aşan Aiol kentleri arasında en büyük ve önemlilerini oluşturan 12 kentten 4'ü Aigaia, Kyme, Myrna ve Gryneion ilçe sınırları içerisinde bulunmaktadır.
Sınırları içerisinde Petrol Ofisi, Petkim Petrokimya Holding gibi büyük şirketleri barındırmaktadır. Dünyadaki 2 gemi söküm tesislerinden birisi Hollanda'da diğeri ise Aliağa'dadır.
Her yılın yaz aylarında yapılan Emek Şenlikleri, bütün bir yılın yorgunluğunu atmak için düzenlenen, yaklaşık 4 gün süren, çevre ilçe ve illerden de katılımın olduğu halk konserleriyle şenlenen bir etkinliktir.
Aliağa için uğraş verenler, Aliağa'nın bir liman kenti olması için yıllarca çalışmışlardır. Tam bir liman kenti sayılmasa da, Petkim Limanı ve Aliağa Limanı gibi limanlara bu uğraşlar sayesinde kavuşmuştur. Geniş bir plaj alanına ve bir kuş cennetine sahip olan Aliağa, daha çok yerli turistlerin ilgisini çekmektedir.


Aliağa belde ve köyleri İl: İzmirİlçe Merkezi: Aliağa
Beldeler: Helvacı | Yenişakran
Köyler:
Aşağışakran | Bahçedere | Bozköy | Çakmaklı | Çaltılıdere | Çıtak | Çoraklar | Güzelhisar | Hacıömerli | Horozgediği | Kalabak | Kapıkaya | Karaköy | Karakuzu | Samurlu | Şehitkemal | Uzunhasanlar | Yüksekköy
 
İzmir-Balçova

İzmir Büyükşehir sınırları içinde kalan Balçova'nın kent merkezine uzaklığı 15 kilometre olup, nüfusu 100,000 kişidir. İlçenin yüzölçümü 2890 hektardır. Eğitim, Fevzi Çakmak, Onur, Teleferik, Korutürk, Çetin Emeç, İnciraltı ve Bahçelerarası olmak üzere toplam 8 mahalleden oluşmaktadır.
İlçenin doğusunda Konak, batısında ve güneyinde Narlıdere, kuzeyinde ise İzmir Körfezi bulunmaktadır. Bu konumuyla Balçova ilçesi, at nalı şeklindeki İzmir Körfezi'nin güney kıyılarında yer almakta, ilçe merkezinin yayılım alanı ise denizden 2-3 kilometre içeride bulunmaktadır. İlçenin havaalanına uzaklığı ise 18 kilometredir. Balçova, Anakent sınırları içerisinde yer alır.
İlçede, 7 İlköğretim okulu, 3 orta öğretim kurumu bulunmakta; 8236 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 406 öğretmen görev yapmaktadır.

Balçova, Türkiye Harita




Turkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 74.837[1] (2007) İlçe nüfusu 74.837[2] (2007) Yüzölçümü 29 km² Nüfus yoğunluğu 2580/km² Koordinatlar
Posta kodu 35330 Alan kodu 0232 İl plaka kodu 35 Yönetim İl İzmir Kaymakam Ünal Erdoğan Belediye başkanı M. Ali Çalkaya
 
İzmir-Bornova

Bornova, İzmir

karsıyaka, Türkiye Harita


Turkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 470.211[1] (2007) İlçe nüfusu 476.153[2] (2007) Yüzölçümü 224 km² Nüfus yoğunluğu 2125/km² Koordinatlar
Posta kodu 35x xx Alan kodu 0232 İl plaka kodu 35 Yönetim İl İzmir Kaymakam Mustafa Dündar Belediye başkanı S. Sırrı Aydoğan Bornova İzmir'in tarihi merkezi Konak ilçesinin kuzeydoğusunda, Yamanlar Dağı eteğinde, 380 kuzey enlem ve 270 derece boylam üzerinde bulunan ve İzmir'e 8 km. uzaklıkta ve İzmir Büyükşehir Belediyesi (Anakent) sınırları içinde bir ilçe merkezidir. 400.000 yerleşik ve 1.000.000 hareketli nüfusa sahip olan Bornova, köyleriyle birlikte 205 kilometrekarelik alanı kapsamaktadır. Kuzeyinde Manisa ili toprakları; doğusunda Kemalpaşa ilçesi; batısında Karşıyaka ve Konak; güneyinde Buca ile çevrelenir. Belediye teşkilatı 1882 yılında kurulmuş, 1957 yılında ilçe haline gelmiştir. Yüzölçümü 224 km2’dir.



Tarihi

İsmi Osmanlı kayıtlarında Birunabad olarak geçmiş ise de, Farsça 'dış, harici' anlamına gelen 'birun' kelimesinin, genellikle yer isimlerinde bir özel isimle birlikte kullanılan -abad takısı (İslamabad, Haydarabad gibi) ile pek uyuşmaması, Birunabad'ın başka bir ismin tahrif edilmiş veya uyarlanmış şekli olabileceğini düşündürmektedir. İsmin başlangıçta 'Burunova' şeklinde geçtiği de öne sürülmüştür.

Bornova'nın çekirdeği bugün Erzene mahallesi diye anılan mahallenin Hükümet Konağı'nın arkasında kalan ve eski adı Havuzbaşı olan kısmıdır. Tarihi 1800'lere varan iki katlı ve bahçeli Rum evlerine hala rastlanabilen (ve çoğu yenileme ve yeniden değerlendirilmeye muhtaç) Erzene, 1924 Nüfus Mübadelesi 'nden sonra önce Kavala lılar ve Giritli lerce iskan edilmiş, 1950 sonrasında da Yugoslavya göçmenlerini barındırmıştır. Ayrıca Erzene'nin yanıbaşında başlangıcından beri bir Roman mahallesi bulunmuştur. Kavalalılar, o dönemde tarım arazisi olan Bornova ovasında tütüncülükle, Giritliler sebze meyvecilikle, Yugoslavyalılar ise bölgedeki mensucat fabrikalarında işçilik yaparak Türkiye ekonomisine ilk adımlarını atmışlardır.
Bornova, Osmanlı Devleti 'nin son dönemlerinde ve özellikle 1865'de Halkapınar çıkışlı bir demiryolu hattının buraya uzatılmasıyla, İzmir'in zengin levanten ailelerinin tercih ettiği bir yerleşim mekanı olmuştur. İzmir merkezinden daha ferah ve serin havası ve 1980'li yıllara kadar İzmir ile arasında varlığını sürdüren mandalina bahçelerinin nezih ortamı, İngiliz konsolosluğu rezidansı nın ve çoğu İngiliz kökenli pek çok ailenin muhteşem konaklarının Bornova'da inşa edilmesi sonucunu doğurmuştur (İtalyan ve Fransız kökenli levantenler daha ziyade Buca 'yı tercih etmişlerdir.)
Anekdotik bazda, Türkiye 'deki ilk futbol maçı 1890 yılında İzmir'e gelen İngiliz denizcilerle İzmirli gençler arasında Bornova'da, ülkemizdeki ilk atletizm yarışmaları da 1895'de yine Bornova'da gerçekleşmiştir.
İzmir'in kurtuluş günü olan 9 Eylül 1922'de Türk ordusu İzmir'e Bornova'nın üst kısmındaki Belkahve mevkiinden girmiş, Nif 'de (Kemalpaşa) gecelediği 8 Eylül akşamının gecesinde muzaffer orduların komutanı Mustafa Kemal Paşa, Belkahve'ye çıkıldığında ayakların altında bütünüyle uzanan İzmir'i ilk kez buradan görmüştür.



Nüfus

2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı’na göre toplam nüfusu 396.770’tir. Bu nüfusun 391.128’i merkezde, 5.642’si belde ve köylerde yaşamaktadır. Nüfus yoğunluğu 1771, 1990 sayımına göre nüfus artış oranı % 35.46’dır (1945 nüfusunun sadece 10 bin olduğunu da bu arada hatırlatmak gerekir). Bu başdöndürücü nüfus artışına rağmen Bornova'da gecekondu laşma yok denecek kadar azdır

Eğitim

İlçede 77 İlköğretim Okulu, 28 Orta Öğretim Kurumu bulunmakta, 77396 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 3479 öğretmen görev yapmaktadır. Orta öğretim kurumları içinde başarılı bir kurum olarak Bornova Anadolu Lisesi bu ilçededir. Ayrica tüm Türkiye'den en başarılı öğrencilerin sınavla geldikleri, üniversite sınavlarının ve Tübitak yarışmalarının en başarılı lisesi ünvanına sahip olan İzmir Fen Lisesi, Bornova'da Ege Universitesi kampüsünde bulunmaktadır.
Bornova, günümüzde hızla büyüyen bir yerleşim alanı ve bir üniversite kenti olmanın yanında, gelişmiş bir sanayi yöresidir. 1932 yılında Bornova Ziraat Mektebi 'nin açılmasıyla çekirdeği oluşturulan ve İzmir’in ilk üniversitesi olan Ege Üniversitesi, Bornova’da kurulmuştur ve ana kampusü Bornova’dadır. Üniversite sayesinde Bornova 1960'lı yıllardan itibaren giderek öğrenci kenti olmaya başlamıştır.

Sağlık

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin gelişmesi ve Ege ve yurt çapında ün kazanması da Bornova'yı bir çekim merkezi haline getiren bir başka etkendir. Bugün ilçede, 1 Devlet Hastanesi, 1 Tıp fakültesi Hastanesi, 19 Sağlık Ocağı, 1 SSK Dispanseri, 6 Sağlık Evi ve 1 Verem Savaş Derneği hizmet vermektedir.
Ayrıca, iki büyük askeri birliğin yanısıra, İzmir-Ankara İzmir-Aydın ve İzmir-Çanakkale karayolu ağının merkezinde bulunması, 2000 yılında metro nun Bornova'ya uzanması ve İzmir Santral Garajı 'nın ilçe içinde konuşlandırılmış olması ve yakın çevresindeki iki hakim aksın (Kemalpaşa Ovası ve Işıkkent) sanayi bölgeleri olarak saptanması ve 4 sanayi sitesinin yerleşim alanı içinde bulunması Bornova'nın gelişimine bugün ve gelecekte etki yapacak unsurların başında gelmektedir. Bornova bu arada, Pınarbaşı, Çiçekli ve yakın köyleriyle İzmir'in akciğeri konumunu sürdürmektedir.
Bornova'nın yerleşim büyük ölçüde şehir dokusunun içindedir. Bu nedenle bağlı beldesi yoktur. 12 köyü bulunmaktadır.
 
İzmir-Buca

Buca, İzmir

tulinege, Türkiye Harita


Turkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 308.661[1] (2000) İlçe nüfusu 315.136[2] (2000) Yüzölçümü 134 km² Nüfus yoğunluğu 2352/km² Koordinatlar
Posta kodu 35x xx Alan kodu 0232 İl plaka kodu 35 Yönetim İl İzmir Kaymakam Mehmet Taşdöğen Belediye başkanı Cemil Şeboy Buca İzmir’in 9 kilometre güneydoğusunda kurulmuşdur. Nif Dağı’nın güney eteklerine yerleşmiştir. Yüzölçümü 180 kilometrekare, denizden yüksekliği 38 metre olup kuzeyinde Yenişehir, kuzeydoğusunda Torbalı, batısında Karabağlar bulunmaktadır. Yayvan görünüşlü arazi ile çevrelenmiş olup, çevredeki tepeler, vadiler ve bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir.
Buca düz ve verimli topraklara sahiptir. Tınaztepe,Tıngırtepe, Zeytintepe, Koşutepesi ve Karacaağaç gibi tepeleri de vardır. Nif Dağı’ndan doğan Melez Çayı, Şirinyer’den geçer ve Halkapınar’da denize dökülür.
Buca'ya bağlı, Kaynaklar Beldesi'nin yanısıra, Kırıklar, Karacaağaç ve Belenbaşı adında üç köyü vardır.

Tarihçe

İznik Devleti Kralı İoyanis’in 1235 yılında Kohi denen ve Kral Yolu yakınında bir yerleşim alanından bahsettiği yerin Buca olarak değiştiği, Kohi adının daha sonra Gonia, Bugia ve Buca’ya dönüştüğü sanılmaktadır. Bizanslılar döneminde ise bugünkü yerleşim yerinde Vuza, Uza ya da Vuzas isimli bir toprak sahibinin yaşadığı, yerleşim yeri isminin değişerek zamanla Buca olduğu varsayımı da vardır.ayrıca İtalyancada BUCA kelimesi çukur anlamına gelmektedir Buca'nın çukurda kalışı ismin buradan geldiğini kuvvetlendirmektedir.
Buca adı ilk kez 1688 yılında Fransız Konsolosluğu kayıtlarında görülmüştür. Bu yılda bir deprem olmuş, Fransız Konsolosluğu Buca’ya taşınmıştır. M.Ö 1102‘de Eolyalıların şehri almalarına kadar yerli halkın oldukça rahat bir hayat yaşadığı kabul edilir. M.Ö 727 yılına kadar İyonlarla çekişen Eolyalılar, bu tarihten sonra şehri İyonlara bırakmıştır. Bir süre sonra güçlenen Lidyalılar, M.Ö 628 yılında İzmir’i almıştır. Bu tarihlerde İzmir şehri dağılmış, halk civarda bulunan küçük yerleşim alanlarına geçmeye başlamıştır. Bu değişim, bugün gördüğümüz İzmir dolaylarındaki birçok yerleşim alanının ilk temellerini atmıştır. Bunlar arasında Buca’yı da sayabiliriz.
Buca’da antik çağdan bu yana bir yerleşimin olduğu bilinmektedir. 1868 yılında Buca’nın kuzeydoğusunda antik döneme ait büyük bir kadın büstü ortaya çıkarılmış olup, bu büst halen Londra’daki İngiliz Müzesi’nde sergilenmektedir.
Ayrıca Buca ve Kangölü çevresinde Bizans Haçı kabartmaları bulunan sütun başlıkları, antik “ARTEMİS MABEDİ”ne ait olduğu sanılan mermer yer döşemeleri, Forbes Köşkü çevresinde Bizans sikkeleri, Gürçeşme (Kançeşme) yolu üzerinde Roma Kalesi kalıntıları da antik çağda bu yörede gelişmiş toplumların yaşadığını ortaya koymaktadır. İyon saldırısı sırasında Buca’ya yönelen halk, Dereköy, Kangölü ve Kozağacı yörelerine yerleşmiştir. Yakın tarihimizde Buca’nın bir Rum köyü olduğu, aynı dönemde Rumlar, Yahudiler ve Türklerin bir arada yaşadığı, Avrupalı işadamları ile ailelerinin de Buca’da yaşadıkları, bunun beldenin gelişme ve zenginleşmesinde önemli bir etken olduğu belirtilmektedir.
Buca, Rumlar, Yahudiler ve Türklerin bir arada yaşadığı, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Hollanda şirketleri ile daha çok ticari ve sınai ilişkiler çerçevesinde oluşan Levanten Grubu’nun sayfiye yeri olarak yerleştiği bir belde özelliğini yakınçağ öncesinde taşımaya başlamıştır.
Buca M.Ö 130’ lara uzanan tarihi, birçok uygarlığa tanıklığı ile bir kültür ve tarih ilçesidir. Zengin doğa ve kültür mirasını, nüfus artışına ve günümüz yaşam biçiminin ortaya çıkardığı tüm etkenlere karşı koruyabilmiştir. Bu nedenle bugün Buca’da geçmişten günümüze kadar gelen bir tarihi görüntü sergilenmektedir. Buca’da yaşam, her şeyden önce zengin bir tarih, kültür ve doğa mirası ile iç içe bir yaşam olarak nitelendirilmektedir. Buca, tarihsel geçmişi ile bünyesinde çok önemli ve günümüzde de yaşayan eserler barınağıdır. George King Forbes, Gout, Prenses Borghese, Kont Dr.Aliberti, De Jongh, Dimostanis Baltacı Malikaneleri, tarihi İngiliz Protestan Kilisesi, Su Kemerleri, Buca’da yaşamış ve ölmüş birçok ünlü ailelerin mezarları, dar sokakları ve bugün bile birçok mimara ilham kaynağı olan Rum Evleri, ilçeye gelenlerin ilgisini çeken yapıtlardır.,
9 Eylül 1922’de İzmir dolayısıyla Buca, Yunanlılardan geri alınınca buradaki Rumlar bölgeyi terk etmiştir. 1922 yılına kadar Buca’nın nüfusu genellikle İngiliz, Rum ve Hollandalılardan oluşmakta idi. Buca, Cumhuriyet döneminde çok hızlı bir gelişme göstermiş ve bu dönemde göçmen kitlelerinin ilçede yerleşimi devam etmiştir. Buca, 4 temmuz 1887 yılında yürürlüğe giren 3392 sayılı yasa ile ilçe olmuştur.Buca İzmir'in en kalabalık ilçelerindendir.



Yerleşim

Buca, İzmir’in en eski yerleşim yerlerinden biridir. Kırıklar, Karacaağaç Kaynaklar ve Belenbaşı olmak üzere 4 köyü vardır. Bütün yerleşim birimleri ovada kurulmuş olup, dağlık arazide kurulu köy yoktur. İlçe merkezinde 38 adet mahalle muhtarlığı ve 4 adet köy muhtarlığı bulunmaktadır. İlçenin kuzeyinde Kemalpaşa ve Bornova, batısında Konak, güneyinde Menderes, doğusunda da Torbalı İlçesi bulunmaktadır.

Nüfus

Buca, bugün nüfus artışı yönünden Türkiye’nin en hızlı gelişen ilçeleri arasında yer almaktadır. Son nüfus sayımına göre 1990 yılında 1980 yılına göre %97’lik artış oranı ile metropol düzeyde en hızlı gelişen ilçe olmuştur. İlçeye göç günümüzde de sürmektedir. 1950’li yıllarda doğudan batıya doğru başlayan göçler, Buca’yı da etkisi altına almıştır. Ayrıca ilçede Evka 1, İzkent, Ege-Koop, Buca Koop konutlarının bulunması ve birçok fakültenin kurulması ilçeye göçü son yıllarda daha da hızlandırmıştır. 1990 yılında 203.383 ,1997 yılı itibarıyla 285.250 olan nüfus 2001 yılında 314.638 (resmi olmayan sonuçlara göre)’e ulaşmıştır...

Eğitim

Eğitim ve öğretim olarak Buca oldukça zengindir. İlçedeki okuma yazma oranı %99'dur. İlçe nüfusu içindeki okuma yazma bilmeyenlerin oranı ise % 0,12'dir. İlk, orta ve lise düzeyinde eğitim veren 56 okul 1 tane Endüstri Meslek Lisesi bulunmaktadır. (Buca Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi) Ayrıca son yıllarda üniversite düzeyinde büyük gelişmeler gözlenmektedir. İzmir'de bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlı Buca Eğitim Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adalet Yüksek Okulu, Manisa Spor Akademisi'ne bağlı Beden Eğitim Bölümü de Buca'da eğitim hizmeti veren okullar arasında yer almaktadır. Bu arada yapımı süren Dokuz Eylül Üniversitesi'nin kampüslerinin tamamlanması ile Buca bir anlamda 'fakülteler ilçesi' olacaktır. Bu arada öğrencilere bilgi takviyesi amacıyla ilçede özel dershaneler, sürücü kursları, eğitim öncesi ve sonrası için hizmet veren çok sayıda kreş, ana okulu vardır.
 
İzmir-Bayındır

Bayındır, İzmir

Bayındır, Türkiye Harita


Turkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 14.857[1] (2007) İlçe nüfusu 42.152[2] (2007) Yüzölçümü 588 km² Nüfus yoğunluğu 71,7/km² Koordinatlar
Posta kodu 358 xx Alan kodu 0232 İl plaka kodu 35 Yönetim İl İzmir







Bayındır, İzmir'e 78 km. uzaklıkta bir ilçedir.

Tarihi

Bayındır ilçesinin bir yerleşim yeri olarak, ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Burası, Kral Yolu üzerinde bulunan Efes-Sard arasındaki önemli noktalardan birisi olmuştur. Şimdiki Ergenli köyünün kuzeyinde Bayındır Kalesi diye bilinen yıkık kale kalıntılarının çevresinin ilk yerleşim yerleri olduğu saptanmıştır. Araştırmalar; yörede sırasıyla M.Ö 2000'lerde Hititlerin,700'lerde Frigya ve Lidyalıların, M.S 300'lerde Roma İmparatorluğu'nun, 395'te Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılması üzerine Doğu Romanın (Bizans İmp.), 1084 yılından sonra Selçukluların, 1308-1425 yılında Aydınoğulları'nın ve 1425'ten itibaren de Osmanlıların egemenliğinde olduğunu ortaya koymaktadır.

Kültürü


İlçe özellikleri

Zengin meyve çeşitleri ve zeytinlikleri vardır. Nüfusu 16500 (2000 yılı) 'dür. Verimli toprak özelliği gösteren yerlerinden biridir. İlçe için ulaşım önemli bir sorundur. Yıllardır yapılması planlanan ve bir tülü yapılamayan İzmir Ankara Karayolu ulaşımın büyük ölçüde aksamasına ve İzmir Büyükşehir'ine Bayındır ilçesinin uzak kalmasına neden olmuştur. Sanayileşmenin hiç olmadığı Tire ve Ödemiş ilçeleri arasına sıkışmış olan Bayındır ilçesinin en büyük sorunlarının başında işsizlik gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun ilk Darphanesi Bayındır bölgesinde kurulmuştur. Her yıl Nisan ayının son haftasında çiçek festivali düzenlenir.

Beldeleri

Zeytinova: Zeytinin ve zeytinyağının cenneti. Beldenin hemen 1 km yakınından akan falaka çayına baraj yapıldığında belde için çok önemli ekonomik kalkınma sağlanacaktır. Kuraklıktan dolayı azalan yer altı suları tarım ile geçinen halk için sıkıntıların en başındadır. Zeytinova barajının planlandığı ancak bir türlü yapımına başlanamadığından bu sebeple de sıkıntılar devam etmektedir. Barajın yapalmasını Zeytinovalılar dört gözle beklemektedir.

Köyleri

  • Arapbaşı
  • Alanköy
  • Arıkbaşı
  • Balcılar
  • Buruncuk
  • Çırpı
  • Canlı
  • Çamlıbel
  • Çırpı
  • Çenikler
  • Çınardibi
  • Yeşilova
  • Çiftçigediği
  • Dereköy
  • Dernekli
  • Elifli
  • Ergenli
  • Fırınlı
  • Gaziler
  • Hasköy
  • Havuzbaşı
  • Hisarlık
  • Kabaağaç
  • Karahalılı
  • Karahayıt
  • Karapınar
  • Karaveliler
  • Kızılağaç
  • Kızılcaova
  • Kızılkeçili
  • Kızıloba
  • Lutuflar
  • Osmanlar
  • Pınarlı
  • Sarıyurt
  • Taşkesik
  • Tokatbaşı
  • Turan
  • Yakacık
  • Yakapınar
  • Yusuflu
  • otuzbirler
 
İzmir-Bergama

Koordinatlar: 37°07′K 27°12′D

Bergama, Türkiye




Bergama Manzarası Harita


Turkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 52.173[1] (2000) İlçe nüfusu 106.536[2] (2000) Yüzölçümü 1.688 km2 km² Koordinatlar 37°07′K 27°12′D Posta kodu 35700 Alan kodu 0232 İl plaka kodu 35 F XXXX,35 Vxx XX Yönetim İl İzmir Kaymakam Hüseyin EREN Belediye başkanı Raşit Ürper Yerel yönetim site [3] . Bergama, İzmir iline bağlı bir ilçedir. Bergama, Türkiye'nin en büyük ilçelerinden biri olup, kendine toplam 114 köy ve 5 belde bağlıdır.

Coğrafi Yapı

İlçe, Ege Bölgesi'nin kuzeybatısında olup, 37°07 kuzey enleminde, 27°12 doğu boylamı arasında yer almaktadır. Kuzeyinde Madra Dağı (en yüksek yeri Geyikli: 1051m), güneyinde Yunt Dağı (en yüksek yeri Maya Tepesi: 1344m), dağ silsileleri ile çevrili Bakırçay Havzası'nda kurulmuştur.
Bakırçay Ovası'nın uzunluğu 45 km, genişliği yer yer 15-20 km arasında değişmektedir. İlçe merkezinin rakımı 68 metre, Akropol'deki rakımı 331 metredir. İlçemizin ilimize ve komşu iller olan Manisa, Balıkesir gibi merkezlere olan uzaklığı 100 km civarındadır.
İlçenin kuzeyinde Ayvalık, Burhaniye ve İvrindi, doğusunda Soma ve Kınık, güneyinde Manisa ve Aliağa, batısında da Dikili ilçesi bulunmaktadır. Güneybatısında Ege Denizi sahili yer almaktadır.
İlçe, merkezi dahil olmak üzere, Zeytindağ, Yuntdağ, Göçbeyli, Turanlı ve Kozak bucakları olarak altı bucağa ayrılmıştır.


İklimi

Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı Akdeniz iklimi egemendir. Gündüz ve gece arasında sıcaklık farkı 15-20 derece arasındadır. Rüzgarlar yaz ve kış kuzeyden yıldız, kuzeydoğudan poyraz, kuzeybatıdan karayel eser. Lodos ve batı rüzgarları yağmur getirir. Yıllık yağış tutarı 600 mm3 civarındadır.


Nüfus


Merkez Köy Toplam İlçenin Nüfusu: 52.173 54.363 106.536


Eğitim


Merkez Köy Toplam İlköğretim Okulu Sayısı: 16 39 55 İlköğretim Okulu Öğrenci Sayısı: 8.360 4.362 12.722 İlköğretim Okulu Öğretmen Sayısı: 398 231 529 Lise ve Dengi Okul Sayısı: 9 3 12 Yaygın Eğitim Kurumları: 2 - 2 Lise Öğrenci Sayısı: 12.702 4.632 17.334 Ana Sınıfı Sayısı: 9 5 14 Okur Yazarlık Oranı: ? ? %95 Öğrencilerin Nüfusa Oranı: ? ? %15.7 Yükseköğrenim Mezunlarının Nüfusa Oranı: ? ? %4 Lise Mezunlarının Nüfusa Oranı: ? ? %75.3
Bergama Yöresi Halk Oyunlari

Karma Oyunlar: Bergama Zeybeği, Harmandalı, Bergama Bengisi, Güvende, Somalı, Yalabı, Dağlı, Arpazlı, Çekirdeksiz Bağlarım.
Erkeklerin Oynadığı Oyunlar: İsmailli, Jandarma, Yunddaği, Sebai, Üç parmak, Koca Arap, Nacakoğlu.
Kızların Oynadığı Oyunlar: Bergama Konakları, Entarisi Mavili, Zahide Molla, Findik Sıdıkam, Al Basma, Kız Harmandalısı, Ey Yüceler.
 
İzmir-Beydağ

Beydağ, İzmir’in doğusunda yer alan ilçesidir.
İl merkezine uzaklığı 142 km’dir. Kuzeyinde Kiraz; doğusunda Nazilli; batısında Ödemiş; güneyinde Sultanhisar ile çevrelenir. İlçenin yüzölçümü 162 km²’dir. 21 köyü bulunmaktadır. Bağlı beldesi yoktur.
2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı’na göre toplam nüfusu 14.147’dir. Bu nüfusun 5.521’i merkezde, 8.626’sı belde ve köylerde yaşamaktadır. Nüfus yoğunluğu 87, nüfus artış hızı %0 -3.37’dir. İlçede 28 İlköğretim Okulu, 1 Orta Öğretim Kurumu bulunmakta; 1872 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 94 öğretmen görev yapmaktadır.
Sağlık hizmeti, 1 Sağlık Ocağı, 1 Sağlık Evi, 1 Ana Çocuk Sağlığı tarafından verilmektedir.İlçe halkının geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. En önemli ürünler incir, kestane ve zeytindir. Beydağ’da üretilen kestane son derece kalitelidir. Besi ve süt hayvancılığı hızlı gelişme göstermektedir. Beydağ önce Aydınoğulları, sonra da Osmanlıların egemenliğine geçmiştir.
 
İzmir-Çiğli

Çiğli, Türkiye Harita


Turkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 109.979[1] (2000) İlçe nüfusu 113.543[2] (2000) Yüzölçümü 97 km² Nüfus yoğunluğu 117/km² Koordinatlar
Posta kodu 35x xx Alan kodu 0232 İl plaka kodu 35 Yönetim İl İzmir Kaymakam Atilla Selami Abban Belediye başkanı Ensari Bulut Çiğli, İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı olan ve il merkezine 17 km uzaklıkta bulunan ve 1992 yılında kurulan ilçe. Çiğli, ilçesine bağlı 1 belde belediyesi ve 1 köy bulunmaktadır.

Tarihi

Eski tarihlerde, ilçenin genel olarak bataklık ve sazlıklardan oluşması ve denize yakınlığı nedeniyle yeşil alanlara çok çiğ düşmesinden dolayı, ilk yerleşenler tarafından buraya “Çiğli” adı verildiği bilinmektedir.
Çiğli’de ilk yerleşimin, 19. yüzyılın sonlarına doğru, Balkanlardan göç eden soydaşlarımız tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. Kurtuluş Savaşı esnasında İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini müteakiben, Yunan zulmünden kurtulmak isteyen bir kısım yerli halk burayı daha güvenli bularak yerleşmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ve daha sonra yapılan mübadeleler çerçevesinde Batı Trakya’dan gelen soydaşlarımızın yerleştirilmesiyle ilk etapta köy olarak kurulmuş, 1956 yılında belediye statüsü aldıktan sonra, 1966 yılında meydana gelen Varto ve Hınıs depremleri sonucunda evsiz kalan aileler bugünkü Güzeltepe ve Şirintepe mahallelerinin bulunduğu alanlara yerleştirilmiş, bu süreç daha sonra doğu ve güneydoğu bölgelerinden gelen vatandaşlarımızın Büyükçiğli, Küçükçiğli ve Balatçık mahallelerine iskan edilmeleri ile devam etmiş, 1981 yılında Milli Güvenlik Konseyi’nin 34 No’lu kararıyla İzmir Belediyesi sınırları kapsamına alınmıştır. Büyükşehir Belediyeleri Teşkilatlanması ile ilgili 303 sayılı kanundan sonra Karşıyaka Belediyesi’ne bağlandıktan sonra, 1992 yılında ilçe statüsünü kazanıncaya kadar adı geçen belediyenin şubesi olarak varlığını sürdürmüştür. 27.05.1997 tarih ve 3806 sayılı yasa ile Çiğli adı altında 10 mahalle metropol olarak değerlendirildikten sonra, Sasalı beldesi ve Kaklıç köyü de dahil edilerek bugünkü ilçe sınırları oluşturulmuştur.

Kültür

İlçe'de yaşayan yerli halk genelde göçmen ve Balıkesir'den gelerek ilçe'ye yerleşen insanlardan oluşmaktadır. Düğün törenleri ve adetleri genellikle Göçmen ve Balıkesir yöresi adetleriyle örtüşmektedir. Yaşayan Halk Akdeniz toplumuna özgü bitkisel gıdaları tercih etse de özellikle göçmen yemekleri oldukça revaçtadır.
Bunun yanı sıra mardin, diyarbakır, batman, şanlıurfa, bitlis, bingöl, erzurum muş, Varto, Hınıs ve çevre ilçelerden göç eden insanlar genellikle Güzeltepe ve Şirintepe mahallerine yerleşmişlerdir. Sonradan gelen bu insanlar kendi kültürlerini korumaya ve sürdürmeye devam etmişlerdir. güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinin adetlerini sürdürmektedirler. Yemek kültürüde yine güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesine özgü yemeklerden oluşmaktadır.

Coğrafya

Kuzeyinde Menemen İlçesi, güney ve batısında İzmir Körfezi, doğusunda Karşıyaka ilçesi bulunmaktadır. Çiğli İlçesi İzmir merkeze 27km , Menemen ilçesine 18km, Karşıyaka ilçesine 7 km uzaklıktadır. Çiğli İlçesi sıradağ yükseltileri ile İzmir Körfezi arasındaki eski Gediz Nehri yatağının oluşturduğu ovada kurulmuştur. İlçemiz, geniş bir kıyı ovasına sahiptir. Yükseltiler ile ova İzmir Çanakkale Karayoluyla ayrılmış gibidir. Körfez kıyısındaki ovalık alan çorak ve bataklıktır. Egekent, Evka-2 ve Evka-5 toplu konutları az eğimli bir alandadır.
İklim Tipik bir Akdeniz İklimi özelliği göstermektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlıdır. m düşen ortalama yıllık yağış miktarı 490mm, doğal nem ortalaması %79 civarındadır.

Nüfus

2000 yılında yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre Çiğli İlçesinin toplam nüfusu 113.543’tür. Kilometrekareye isabet eden kişi sayısı 117’dir. Nüfus artış hızı yıllık 3,7’dir.

Ekonomi

İlçe ekonomisi ticaret ve sanayiye daylıdır. Türkiye'nin en önde gelen sanayi bölgelerinden biri olan Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ve Türkiye'nin tuz ihtiyacının yarıdan fazlasını karşılayan Çamaltı Tuzlası, Çiğli sınırları içerisindedir. İlçedeki Tuzlanın bir bölümünde 1982'de koruma altına alınan İzmir Kuş Cenneti bulunmaktadır. Bunun yanı sıra ilçe kırsalında hayvancılık ve tarımsal ekonomi de oldukça önemli yer tutmaktadır.

Sanayi Bölgesi

İlçe sınırları içerisinde bulunan İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi içinde 495 büyük ölçekli işyeri planlanmış olup bunların 440’ı faal olarak çalışmaktadır. 22.000 kişinin çalıştığı bölgede tüm firmalar tam kapasite ile çalıştığında 40.000 kişinin istihdam edileceği tahmin edilmektedir. Bölgenin yıllık ihracatı 1 milyar $, ithalatı ise 650.000 $ dolayındadır. 42 MW gücünde Enerji Santrali 1999 yılı sonunda üretime alınmıştır. Bölgede yer alan tesislerin enerji kesintisi sorunu bu sayede ortadan kaldırılmıştır. Atıksu Arıtma Tesisinin kapasitesi 21.000m3/gün’dür. İlçede yaşayan örgün eğitim çağındaki çocuklarımıza yönelik İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Özel Eğitim ve Uygulama Okulu yaptırılmış ve hizmete sunulmuştur.
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde, Bölge Müdürlüğü binası, cami, cami altında 5 adet dükkan, eğitim merkezi, ısıtma merkezi, benzin istasyonu, itfaiye, 13 adet banka şubesi, küçük parseller merkezinde 40 dükkanlık bir sosyal merkez, atıksu arıtma tesisi, Ataer AŞ. Enerji Santrali, 41 adet trafo merkezi ile hizmet vermektedir.

Media:Kuş Cenneti

İçinde 215 tür kuşun barındığı dünya kuşlarının başkenti ‘İzmir Kuş Cenneti’ Çiğli ve Menemen İlçe sınırları içinde yer almaktadır. İzmir’e 30 km uzaklıktadır.
İzmir Kuş Cennetinde, Flaming, Tepeli Pelikan, Küçük Akbalıkçıl, Gri Balıkçıl, Leylek, Saz delicesi, Kerkenez, Sakarmeke, Ev Kırlangıcı, Kır Kırlangıcı, Serçe, Saksağan, Kır İncirkuşu, Yalı Çapkını, Poyrazkuşu, Kocagöz, Gümüş Martı, Küçük Sumru, Kukumav, Boğmalı Toygar,Tepeli Toygar, Arıkuşu, Uzunbacak, Mahmuzlu Kızkuşu, Çamurçullu ve Kızılbacak kuşları en çok görülen türlerdir.
8.000 hektarlık alanda yer alan sazlıklar, adalar, yarımadalar ve tuzla havuzları buranın kuş cenneti olmasına uygun ortam hazırlamıştır. Dalyan ve tuzlanın tuzlu suyu, sazlıkların ise tatlı suyu buralarda yaşayan çeşitli balık ve diğer canlılar, kuşların doğal besin kaynaklarını oluşturmaktadır. [[Media:Media:Örnek.ogg ]]

Spor

Çiğli Belediyesi Takımı Olan Çiğli Belediyespor Geçen Sene Finalde Kaybederek 3.Lige Çıkma Şansını Yitirdi Bu Seneki Hedef 3.Lig İlçenin Mahallelerinden Olan Maltepe Çok Başarılı Sonuçlar Almaktadır Maltepespor 2 Sene Önce Finallere Kalmıştır Grubunda 2 Olarak Maltepe İlköğretim Okulu İse Büyük Başarılara İmza Atan Bir Okul Olarak Çiğlinin Gururu Olmuştur Son 6 Senede İlçede 3 Şampiyonluk 2 İkincilik 1 Üçüncülük Almıştır Geçen Sene İse Tarihinin En Büyük Başarısına İmza Atarak İl'de İZMİR Genelinde 4. Olmuştur Geçen Seneki İlçe Finalinde İse Kemal Hadımlı İlköğretim Okuluyla Finalde 4-4 Berabere Kalarak Penaltılarla Rakibini Boyun Eğmiştir Mahallenin Yetiştirdiği Önemli İsimlerden MERT GÜLEÇ'i Çanakkale Dardanelspor ve Beşiktaş JK İstemektedir Maltepe İlköğretim Okulunda Geçen Sene Forma Giyen Bazı İsimler İse Şunlar;
1. Tufan Tüysüz4. Ömer Zaimoğlu5. Emre Uludağ6. Okan Gültekin9. Engin Asan10. Mert Güleç
 
İzmir-Çeşme

Çeşme, Türkiye Harita


Turkiye'de yeri Bilgiler Şehir nüfusu 17.950[1] (2007) İlçe nüfusu 27.796[2] (2007) Yüzölçümü 2601 km² Nüfus yoğunluğu 10,7/km² Koordinatlar
Çeşme Meydan


Çeşme ilçesi, İzmir ilinin batısında yer alır. Doğudan Urla, kuzeyden Karaburun, batı ve güneyden Ege Denizi ile çevrilidir. Deniz seviyesinden yüksekliği 5 metredir. Yüzölçümü 260 km²'dir. 1 beldesi (Alaçatı) ve 4 köyü bulunmaktadır.
2007 yılı Genel Nüfus Sayımına göre, ilçenin toplam nüfusu 27.796’dır. Bu nüfusun 17.950’si şehir merkezinde, 9.846’sı ise belde ve köylerde yaşamaktadır. İlçede 13 ilköğretim okulu, 5 ortaöğretim kurumu bulunmakta; 4.532 öğrencinin eğitim gördüğü okullarda, 247 öğretmen görev yapmaktadır.
Sağlık hizmetleri 1 devlet hastanesi, 2 sağlık ocağı, 1 sağlık evi tarafından verilmektedir. Bu kurumlarda 27 doktor, 4 sağlık memuru, 26 hemşire ve 28 ebe görev yapmaktadır. İlçede ekonomik yapıyı turizm belirlemektedir. İç ve dış turizm açısından ülkemizin sayılı merkezlerinden olan Çeşme’nin, turizmdeki öneminin önümüzdeki yıllarda çok daha artacağı öngörülebilir. Yarımadanın ilk antik yerleşim yeri olan Ildırı (Erythrai), ilçenin görülmeye değer tarihi zenginliklerinden biridir.
Pausanias’a göre, Erythrai (Ildırı), Giritliler tarafından kurulmuştur. M.Ö. 7.yy’da tiranlar tarafından yönetilen kent M.Ö. 560 tarihinde Lidya egemenliğine girmiştir. Kent İskender tarafından özgürlüğüne kavuşturulana dek Pers egemenliğinde kalmıştır. Oldukça güzel taş işçiliğine sahip surlarla çevrilidir. Kentte yapılan arkeolojik çalışmalarda, M.Ö. 7.yy’ın 2. yarısına tarihlenen Athena Tapınağı ve Tiyatrosu açığa çıkarılmıştır.
Çeşme yöresi, XI. yy. sonlarında büyük Türk denizcisi Çaka Bey ile Türk egemenliği ile tanışmıştır. Osmanlı egemenliğine geçişi, XIV. yy. sonlarındadır. En çarpıcı Osmanlı eserlerinden biri burada bulunan Çeşme Kalesi’dir. Çeşme ve çevresinde yapılan kazılarda elde edilen eserler Çeşme Kalesi içindeki müzede sergilenmektedir. Kaleye ek olarak bir de kervansaray bulunmaktadır.

Tarihi ve turistik mekanlar


Çeşme Sahil



Çeşme Kalesi ve Müzesi

Çeşme'nin en çok ziyaret edilen tarihi eseri II. Beyazıt'ın yaptırdığı kale bugün müze olarak kullanılmaktadır. Çeşme kalesi ise, 1508 yılında Osmanlı Padişahı II. Beyazıt tarafından, Aydın Valisi Mir Haydar aracılığıyla, Mimar Ahmet oğlu Mehmet'e yaptırılmıştır. Kalenin ilk inşaatı tam deniz kıyısına yapılmıştır. Ancak, sonraki yıllarda denizin doldurulması sonucu bugünkü konumunu almıştır. Kale ve liman, ticaret ve savaş gemilerini kötü hava koşullarına ve düşman saldırılarına karşı korumaktaydı. Kalenin güney kapısı, Osmanlı mimarisinin bütün özelliklerini taşımaktadır. Günümüze kadar çok iyi bir şekilde korunarak gelen kale içinde Çeşme Arkeoloji Müzesi yer almaktadır.
Çeşme Müzesi ilk defa 1965 yılında İstanbul Topkapı Müzesi'nden getirilen silahlarla silah müzesi olarak ziyarete açılmış olup, 1984 yılına kadar böyle devam etmiştir. Müzede bulunan silahlar salondaki aşırı nemden dolayı oksitlenerek bozulmaya başladığından, İzmir Arkeoloji ve Ödemiş müzelerine devredilmiştir. Aynı teşhir salonu düzenlenerek 1964 yılından beri devam eden Ildırı (Erythrai) antik şehrinde yapılan kurtarma kazılarından elde edilen eserler sergilenmektedir....

Kervansaray

1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan iki katlı kervansaray, tipik Osmanlı dönemi kervansaraylarından biridir. Bir benzeri de Kuşadası'nda (Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı) bulunan yapının mimarı, Ali Pabuççu'nun oğlu Ömer'dir. "U" biçiminde bir plana sahip olan yapının ortasında geniş bir avlu, bu avlunun çevresinde de dükkan, depo ve odalar yer almaktadır. Merdivenle birinci kata çıkılır, burası da biçim bakımından zemin katına benzer. Zamanında kervansarayın misafirleri özellikle yabancı tüccarlarmış. Bunlar mekanı ya hayvanlarıyla geceyi geçirebilecekleri bir konut ya da şehirlerde mallarını koyacak ve satacak bir yer olarak kullanırlarmış. Bu kervansarayın restorasyonu tamamlanmış olup günümüzde otel olarak hizmet vermektedir.
==pisikopatlar Erythrai, Çesme merkezine 27 Km. uzaklıkta küçük adacıkları olan güzel bir koyun üzerinde kurulmuştur. Arkeolojik kalıntılarda M.Ö. 3000 de Erythoros yönetiminde olan kolonistler tarafından kurulduğu anlaşılmaktadır. Şehrin kuruluşunu takiben bir süre krallıkla yönetildiği bilinmektedir. M.Ö. 7. yüzyıl da İyon şehirleri arasında oluşturulan dini ve siyasi birlik olan "Panionion" a girmiştir. Pers egemenliğinden kurtulmak için gerek Yunanistan`daki gerekse Anadolu`daki şehirler zaman zaman girişimlerde bulundukları bilinmektedir. Nitekim Erythrai de Yunan donanmasının yakılması ve başarısızlıkla sonuçlanan Lade Deniz Harbine (M.Ö. 494) katılmışlar ve daha sonra Attik-Delon Deniz birliğine de üye olmuşlardır. M.Ö. 4 yüzyılda Karia`daki Pers satrap Mausolos ile de dostane ilişkilerinin olduğu bilinmektedir. Öyle ki Erythrai'liler Mausolos`a duydukları şükran hissinin bir ifadesi olarak onun Tunç`tan yapılma, altın saçlı heykelini Agora'ya dikmişlerdi. Perslerle Mausolos dolayısıyla olan bu yakınlaşma, Erythrai`lilerle büyük ilişkileri bulunan Atameus Kralı Hermias'ın M.Ö. 345'de Perslere karşı harekete geçmesiyle bozulmuştur. Erythrai otonomisini kaybetmiş, ancak M.Ö. 334'de İskender`in şehri almasıyla bağımsızlığa kavuşmuştur. Erythrai hakkında milattan sonraki asırlara yönelik pek bilgi bulunamamaktadır. Önemini yitirdiği için, Bizans egemenliğinde köy hüviyetine girmiştir. On birinci asra kadar Ephesos metropolitine bağlı psikoposluk şeklinde görülen Ertyhrai`nin Çaka Bey`den sonra Türk egemenliğine girdiği bilinmektedir. Kesin olarak Türk egemenliğine girdiği 1336'dan sonra Erythrai, Erythre, Rhtrai, Lythri şeklinde isim değişikliklerine uğrayan bu yerleşim yeri, 16.yüzyıldan sonra İlderen ve Ildırı halini almıştır. Kaynaklardan Erythrai akropolünde Athena mabedinin bulunduğu bilinmektedir. Yapılan kazılarda mabedin kendine ait mimari elemanı çıkmamış olmakla beraber Arkaik devre ait altın, fildişi, bronz ve fayanstan mamul birçok küçük eserle, birinci sınıf işçilik gösteren vazo parçaları, heykel ve heykelcilikle ilgili adak eserleri bulunmuştur. Akropolün batı eteğinde köyün evleri ile düz alan arasında resmi Agora'nın bulunması kuvvetle muhtemeldir. Antik kaynaklardan Agora`da Artemisia`nın altın çelenkli heykelinin bulunduğunu öğrenmekteyiz. Ancak şu anda bunun yeri belli değildir. Erythrai'den çıkarılan taşınabilir eserlerin tümü İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.Bunlardan bazıları: pişmiş topraktan yapılmış olan tanrı ve tanrıça heykelleri, büstler, mermer heykeller, gümüş ve bronz sikkeler, altın varak, amphoralar vb.
Ildırı'da gözle görülen kalıntıların başında şehir surları gelir. Bunun yanında akropolis, kuzeyinde tiyatro ve yapılan kazılarda ortaya çıkan Hellenistik ve Roma Döneminden kalma villa yapıları, Arkaik Döneme ait Athena tapınağı, Bizans döneminde inşa edilmiş kilise, Cennettepe olarak adlandırılan yerde Roma villası ve mozaikleri, Geç Roma-Bizans Döneminde inşa edilmiş hamam yapısı görülebilir. Ildırı antik şehrinde yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılan askeri ve sivil yapıları ziyaretçiler ücretsiz olarak ziyaret etmektedirler.

Çeşmeler

Çesme'nin tipik Ege mimarisi özelliklerine sahip pek çok yapısının yanı sıra, adını aldığı Osmanlı dönemi çeşmeleri de, bu mimari zenginliğine ayrı bir değer kazandırır. İlçe merkezi planında yerleri belirlenen bu çeşmelerden Anonim Çeşme 1792 yılında, Kaymakam Çeşmesi de 1829 yılında yaptırılmıştır.

Çeşmeköy

"Eski Camii" olarak da anılan yer, Çeşme ilçe merkezinin 2 Km. güneyindedir. Bizans egemenliği sırasında I. Kılıç Arslan`ın kayınpederi Emir Çaka, yarımadayı ele geçirince, 1081 yılında Çeşme`ye gelmiş ve Oğuz Boyundan gelen Türkleri bu merkeze yerleştirmiştir. Halen bir cami kalıntısı ve geniş mezarlığıyla 11. yüzyıl Türk yerleşmelerine ait ilginç bir örnektir.

Kalın yazı

===Altın kumsallar ve Ilıca=== 2 Km`ye yakın uzunluktaki geniş ve beyaz kumlu plajları, nitelikli konaklama tesisleri ve termal olanaklarıyla Çeşme'nin en büyük ve popüler turizm merkezidir. Denizin içinden kaynayan sıcak termal sular, Ilıca plajını ve yöredeki diğer plajları büyük birer termal havuz haline getirir.
Alaçatı Plajı


Ilıca`daki büyük, küçük konaklama tesisleri, yoğun turist kapasitesinin ihtiyacını karşılayabilecek durumdadır. Birçok küçük otel ve pansiyonlar da bile kaplıca suyu vardır. Çeşme plajlarının ve özellikle Ilıca plajının en önemli özelliklerinden biri de, kıyıdan denize doğru yaklaşık yüz metrelik bir şeridin insan boyunu geçmeyecek derinlikte olmasıdır. Özellikle termal kaynaklarla beslenen sığ sularda, ultraviyole ışınlarının insan sağlığına çok daha fazla yararlı olduğu bilimsel bulgularla kesinleşmiştir. Bunların yanı sıra, bu plajlardan çocukların yararlanma olanakları sağlık ve can güvenliği bakımından elverişlidir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
İzmir-Dikili

Dikili, İzmir’in kuzeyinde yer alan şirin bir ilçesidir.
İl merkezine uzaklığı 120 kilometredir. Kuzeyinde Balıkesir, doğusunda Bergama, batısında ve güneyinde Ege Denizi ile çevrelenir. İlçenin yüzölçümü 541 km²’dir. 1 beldesi (Çandarlı) ve 25 köyü bulunmaktadır. 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı’na göre toplam nüfusu 30.115’tir. Bu nüfusun 12.552’si merkezde, 17.563’ü belde ve köylerde yaşamaktadır.
İlçede 31 İlköğretim okulu, 3 Orta Öğretim kurumu bulunmakta; 3759 öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 214 öğretmen görev yapmaktadır.
Sağlık hizmeti, 2 sağlık ocağı tarafından verilmektedir. İlçede ekonomi tarıma dayanmaktadır. Tütün, pamuk, zeytin üreticiliği ve seracılık yapılmaktadır. Dikili limanı, turizm açısından ilçenin önemli bir gelir kaynağıdır. Temiz plajları, termal kaynaklarının zenginliği, iç ve dış turizm açısından önemlidir.
İlçede yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda Dikili’nin M.Ö.5000-4000 yıllarına kadar uzanan bir geçmişi olduğu anlaşılmıştır. Ağıl Kale ve Kale Tepe ilk yerleşim merkezlerindendir. Arkeolojik bulgular sonucunda bu bölgede Akaların yaşadığı ve kente Aternagus denildiği ortaya çıkmıştır. İlkçağda Lidyalılar, İranlılar, Frikyalılar, Mysialılar ile Romalılar ve Bergamalılar Ortaçağda ise Bizanslılar, Cenovalılar, Selçuklular ve Osmanlılar Dikili’ye hakim olmuşlardır. Bu kadar çok uygarlığın yaşadığı Dikili; Aristo, Hermos, August, İskender gibi ünlü kişileri tarihi süreçte ağırlamış; Aterneus, Astria, Teutronia gibi kent ve siteleri topraklarında barındırmıştır.
Karaosmanoğullarının bölgede çiftlik kurup burada dikmelik yetiştirmesi ile "Dikmelik" adını alan ilçe, daha sonra "Dikili" diye isimlendirilmiştir.Doğal güzellikleri açısından Merdivenli köyünde bir doğal göl, Demirtaş ve Deliktaş köylerinde de çamlık ve tarihi mağaralar bulunmaktadır.İlçeye bağlı Çandarlı Beldesi önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Dikili’nin tarihsel geçmişi oldukça eskilere gider. Antik yerleşim yeri Pitane’de elde edilen eserler Bergama Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Osmanlı döneminde II. Murat’ın ünlü Sadrazamı Çandarlı Halil Paşa, Çandarlı Kalesi’ni yeniden yaptırmıştır.
Merdivenli ve Denizköy’de bulunan krater gölleri ile mağaraları ve Madra Çayı’na dayanan ormanları ilçenin doğal zenginlikleri arasındadır