Erzincan Şehir Tanıtımı

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Kültürel Kaynaklar

Kültürel Kaynaklar

Erzincan zengin kültürel kaynaklara sahiptir. Yapılan arkeolojik kazılarda M.Ö.8. yüzyıla ait fildişi ve madeni eşyalara rastlanmıştır. Yörede hüküm süren Hitit, Urartu, Med, Pers, Hellen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Medeniyetlerinin izlerine rastlamak mümkündür. Altıntepe ören yerinde yapılan bilimsel kazılarda elde edilen tarihi eserler bunun bir kanıtıdır. Erzincan’da meydana gelen şiddetli depremler ve savaşlar tarihi eserlerin bir çoğunu tahrip etmiştir. Varlıkların günümüze kadar sürdüren tarihi eserlerin birçoğu da harap durumdadır. Erzincan merkezinde ve ilçelerinde bugüne kadar 104 eser tescil edilerek koruma altına alınmıştır. İlde yüzey araştırma çalışmaları devam etmektedir. Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Alpaslan Ceyhan ve ekibi tarafından ilimizde bir yüzey araştırması çalışması başlatılmıştır. Bu proje kapsamında Erzincan’ ın ve bölgenin tarihine ışık tutacak yeni bulgular elde edilmektedir.
 
Sit Alanları

Sit Alanları

İlde bulunan sit alanları, Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü tarafından tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Sit alanları içinde en önemlisi Altıntepe ören yeridir. Altıntepe, Erzincan-Erzurum karayolu üzerinde ve il merkezine 15 km. uzaklıktadır. Altıntepe, Urartu çağının bölgedeki en önemli yerleşim alanıdır. Tapınak, saray, kabul salonu mezarlar, depo binalarıyla arkeolojik değerini hala korumaktadır. Altıntepe ören yerinde Prof. Dr. Tahsin Özgüç başkanlığında 1959 yılında bilimsel kazı yapılmıştır. Bu kazıda çok değerli eserler bulunmuştur. Bu eserler bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.
Erzincanda toplam 26 adet sit alanı tescil edilmiş olup; bunlardan 20 adedi arkeolojik, 1 adedi kentsel, 3 adedi tarihi ve 2 adedi doğal sit alanıdır.
 
Taşınmaz Kültür Varlıkları

Taşınmaz Kültür Varlıkları

Tarihi yerleşim alanlarındaki mimari anıtlar, Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tanımlanmaktadırlar. Çoğu sanat değeri taşıyan ve günümüze kadar ulaşabilen bu yapılar arasında; camiler, kiliseler, surlar, saraylar, hamamlar, hanlar, türbeler, kümbetler, köprüler, çeşmeler, konaklar, evler, kaleler, yer almaktadır. Kemah Kalesi, Mama Hatun Kervan Sarayı ve Türbesi, Sultan Melih Türbesi, Gülabibey Camii en önemlileridir.

Anadolu’da M.Ö. 1050- 1180 tarihleri arasında Hattuşaş’ı merkez yaparak büyük bir imparatorluk kuran Hitit’ler yakın doğuyu egemenlikleri altına almışlardır. Şüphesiz ki Erzincan’da Hititler’in yönetimi altında idi. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda Hititlere ait çeşitli eserler ortaya çıkarılmıştır. Erzincan ve yöresinde Hititler’e ait bir yerleşim merkezine rastlanmamışsa da, bu yörenin Hitit egemenliği altında kaldığından da hiç şüphe yoktur.

Doğu Anadolu’da kurulan ilkçağ devletlerinden biri de Urartular’dır. M.Ö.900 yıllarında kurulan bu devlet Van’ı (Tuspa) başkent yapmış, sınırlarını Hazar Denizinden Malatya‘ya, kuzeyde Erzurum-Erzincan’dan güneyde Halep-Musul’a kadar genişletmiştir.

Erzincan yakınlarında Altıntepe’de Prof Dr. Tahsin ÖZGÜÇ tarafından yapılan kazıda (1953) Urartular’a ait bir çok eser çıkarılmış, bu yörenin Urartu egemenliği altında kaldığı kanıtlanmıştır.

Çeşitli saldırılara maruz kalan Urartu şehirleri, teker teker tahrip edilirken Medler’in Anadolu’yu istilası sırasında M.Ö. 600 yıllarında tamamen ortadan kaldırılmıştır. Erzincan ve yöresi, Urartular’ı yenerek Anadolu’yu istilaya başlayan Med’lerin (M.Ö. 612) eline geçti. Med Krallığı’nın Kyaksar döneminde Lidyalılar’la yapılan savaşlar, muhtemelen Erzincan ve civarında cereyan etmiştir. Bu yöreler M.Ö.550 tarihlerinde Persler’in eline geçmiştir.

Hititler’in Anadolu’yu istila ettikleri sırada, İran yaylasını da Persler ele geçirdiler. Persler’in yükselişi daha çok Ciroz (550-530), Kampis (530-520) dönemlerine raslar. Bu dönemde Erzincan ve çevresinde Persler’in eline geçer. Persler’den sonra Anadolu Makendonyalılar’ın eline geçmiştir.

Roma ordusu M.Ö.70 tarihinde Doğu Anadolu’yu ele geçirmeye başlıyarak Elazığ yöresindeki Safen (Harput) Kralığı’nı yıktıktan sonra, Tigran Ordusunu da yenilgiye uğratmıştır. Bu sırada (M.Ö. 6 Pontuslular da Erzincan yörelerinde Roma üstünlüğüne son vermişlerdir. İran ile Bizans arasında sürekli savaşlara sahne olan Erzincan ve yöresi, en son Bizans imparatoru Heraklius tarafından 629 tarihinde yenilgiye uğratılan İran’dan geri alındı.

Halife Hz. Osman (644-656) zamanında Habib bin Mesleme 35/655 senesinde Erzincan ve yöresini ele geçirerek, bu bölgeyi tamamen Müslümanların yönetimine kattı. Erzincan ve yöresi Abbasiler döneminde de çeşitli saldırılara maruz kaldı. Halife Mütevekkil Alallah (847-861) döneminde Malatya Valisi Ömer bin Abdullah, Arapgir, Eğin, Kemah, Erzincan ve Trabzon kentlerini Bizanslılar’dan geri aldı. (859) Böylece Erzincan tekrar Arapların hakimiyetine geçti.

Türklerin Anadolu’ya akınlar yaptığını daha önce belirtmiştik. Fakat, Türklerin Anadolu’yu vatan edinmeleri genel kanaate göre Malazgirt (1071) zaferinden sonradır. Malazgirt zaferi kazanılınca Alparslan, Karasu ve Çatlı nehirleri vadilerinin fethine Mengücek Ahmet Gazi’yi görevlendirmiştir.
Alparslan’ın komutanlarından olan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar yörelerini hakimiyeti altına aldı. Kemah’ı merkez yaptı. Ahmet Gazi’nin ölümü üzerine (1114) yerine oğlu İshak Bey geçti. Bu beyliği uzun süre yöneten İshak Bey ölünce (1124) yerine Melih Mahmut geçti. İshak Beyin oğulları onu tanımayınca, Mengücek devleti parçalandı. Kemah Melih Mahmut’a Erzincan Davut Şah’a, Divriği’de Süleyman Şah’a düştü. Davut şah’ın öldürülmesi üzerine (1151) Erzincan’a 13 yıl Süleyman Şah’a sahip olmuş; Davut Şah’ın oğlu Fahrettin Behram Şah (1165) yılında babasının tahtında oturunca, Mengücek Beyliği tekrar güçlenmiştir. Fahrettin Behram Şah, Kılıçarslan’ın damadı olması da göz önünde bulundurulursa, Mengücek Selçuklu münasebeti daha iyi anlaşılır.

Behram Şah zamanında, Erzincan çok ilerlemiş, ticaret ve sanayi gelişmiştir. Zelzeleler sebebi ile o dönem ait eserler maalesef günümüze ulaşmamıştır. Behram Şah 1225 tarihinde Erzincan’da ölmüş, aşağı Urla (Ula) köyünde defnedilmiştir.

Behram Şah ölünce yerine oğlu Davut Şah geçti. 1228 tarihinde Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat Erzincan ve Kemah’ı işgal ederek Mengücek Beyliğine son verdi. Alaaddin Keykubat ile Celalettin Harzem Şah arasında Erzincan yakınlarında, Yassı-Çemen denilen yerde 1230 tarihinde savaş oldu ve Celalettin Harzem Şah yenildi. Alaattin Keykubat’ın ölümü (1237) üzerine, yerine oğlu II. Gıyasettin Keyhüsrev geçti. Onun zamanında devlet Moğolların istilasına uğradı. 1240 tarihinde Erzurum’u işgal eden Moğollar Erzincan’ı geçerek 1243 tarihinde Kösedağ savaşında Anadolu Selçuklu Devletini hezimete uğrattı. Böylece Erzincan ve yöresi İlhanlıların eline geçti. İlhanlılar yöreyi beylerle (Vali) yönettiler. Timur-Taş Bey Mısır’a kaçarken yerine Alaaddin Eretna’yi bıraktı.

Timur-Taş’ın Mısır’a sığınmasından sonra valiliğe gelen Alaaddin Eretna ilhanlı hükümdarı Ebu Sait Bahadır Han’ın ölümü (1335) üzerine İlhanlılarla olan bağını keserek görünüşte Celayırlı Hükümdarı Büyük Şeyh Hasan Han’a bağlı kalarak bağımsızlığını ilan etti.

Bir ara Çoban Oğulları Hükümdarı Küçük Şeyh Hasan, Erzincan ve yöresi kendi beyliğine kattıysa da 1338’de Memluk Sultan Nasreddin Muhammed’in yardımı ile Erzincan ve yöresi Küçük Şeyh Hasan’dan kurtuldu. Erzincan bu beylik döneminde de el değişmiştir. Alaaddin Eratna 1352’de öldükten sonra yerine oğlu Gıyasettin Mehmet getirildi. Çıkan anlaşmazlıklar sonunda Erzincan bağımsız olarak, Burak Bey’e bırakıldı. Sırası ile Ahi Ayna Bey (öl. 1362), Pir Hüseyin (öl. 1379), Mutahhareten Bey yönetimi ele aldı. Mutahhareten döneminde, Kadı Burhanettin Erzincan’a ve yöresine birkaç kez saldırı düzenledi. Bu saldırılar Akkoyunlu Hükümdarı Kutlu Bey’in yardımı ile atlatıldı.

Erzincan Emiri Mutahhareten’in Timur’a bağlanması Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt’ı kızdırmıştı. Beyazıt da Erzincan’ı muhasara etti.(1401) Fakat çok geçmeden Ankara Savaşı patlak verince, yöre tekrar Timur’un eline geçti.(1402)

Yörede Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar Osmanlılar etkili olamadılar. 1419’da 1. Mehmet zamanında Karakoyunlu Beyi Kara Yusuf Erzincan’ı zapt etti Pir Ömer’i vali tayin etti.

1455’de de, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Erzincan’ı aldı. Kaleyi yeniden onardı. Yöre Fatih ile Uzun Hasan arasında çıkan Otlukbeli savaşına kadar (11 Ağustos 1473) Akkoyunların elinden kaldı.
Bu savaştan sonra Osmanlıların denetimine geçti.

Alparslan’ın komutanlarından olan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar yörelerini hakimiyeti altına aldı. Kemah’ı merkez yaptı. Ahmet Gazi’nin ölümü üzerine (1114) yerine oğlu İshak Bey geçti. Bu beyliği uzun süre yöneten İshak Bey ölünce (1124) yerine Melih Mahmut geçti. İshak Beyin oğulları onu tanımayınca, Mengücek devleti parçalandı. Kemah Melih Mahmut’a Erzincan Davut Şah’a, Divriği’de Süleyman Şah’a düştü. Davut şah’ın öldürülmesi üzerine (1151) Erzincan’a 13 yıl Süleyman Şah’a sahip olmuş; Davut Şah’ın oğlu Fahrettin Behram Şah (1165) yılında babasının tahtında oturunca, Mengücek Beyliği tekrar güçlenmiştir. Fahrettin Behram Şah, Kılıçarslan’ın damadı olması da göz önünde bulundurulursa, Mengücek Selçuklu münasebeti daha iyi anlaşılır.

1502 tarihinde Safevi tahtına gecen Şah İsmail Erzincan’ı karargah yapmıştı. Anadolu’yu eline geçirmek isteyen Safeviler’e Yavuz Sultan Selim 23 Ağustos 1514’te Çaldıran Savaşıy’la dur deyince, Erzincan tekrar Osmanlılar’ın yönetimine geçti.
Kanuni Sultan Süleyman 1534‘te Tebriz Seferi, 1540’da İran Seferi sırasında Erzincan’a uğramıştır.

Birinci dünya savaşından 11 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından şehir işgal edilmiş, bunu fırsat bilen ayrılıkçı Ermeniler’de silahlı birlikler oluşturarak faaliyete geçmişlerdir. 18 Aralık 1917 de Sovyet hükümeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi ile 11 Ocak 1918 de rus askerleri bölgeden çekilmiş ancak, ermeni çeteleribir çok kanlı olaya neden olmuştur. Kazım Kara Bekir komutasındaki askeri birlikler 13 Şubat 1918 de Erzincan’ı 22 Şubat 1918 de Tercan’ı ermeni silahlı güçlerinden kurtarmışlardır. Kurtuluş savaşında ve hareketli geçen Cumhuriyetin ilk yıllarında Erzincan halkı Büyük Atatürk’ün yanında olmuştur.

Kentin adının “Eriza” veya “Aziriz” kelimelerinden geldiği, ilk önce “Erziricin” daha sonrada bugün ifade edildiği şekilde “Erzincan” a dönüştüğü rivayet edilmektedir.

1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ili olan Erzincan, 1939’da şiddetli depreme maruz kalmış, şehir harabeye dönmüştür. Şehirde taş taş üstünde kalmamış, onbinlerce insan hayatını kaybetmiştir. Depremden sonra demiryolundan yukarı yeni bir şehir inşaatına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir.
 
Erzincan'ın cografyası

ERZİNCAN'IN COGRAFYASI

Erzincan Doğu Anadolu Bölgesinin Kuzey Batı bölümünde yukarı Fırat havzasında 39 02'- 40 05' kuzey enlemleri ile 38 16'- 40 45' Doğu boylamları arasında yer almaktadır. İlimiz Doğuda Erzurum, Batıda Sivas, Güneyde Tunceli, Güneydoğuda Bingöl, Güneybatıda Elazığ, Malatya, Kuzeyde Gümüşhane, Bayburt ve Kuzeybatıda Giresun illeri ile çevrilidir. Yüzölçümü 11.903 km2 olup il merkezinin denizden yüksekliği 1.185 metredir.
 
Erzincan'ın ilçeleri

Erzincan'ın ilçeleri; Çayırlı, İliç, Kemah, Kemaliye, Otlukbeli, Refahiye, Tercan ve Üzümlü'dür.

Erzincan birinci derecede deprem kuşağı üzerindedir. 1939 depreminden sonra şehir merkezi şimdiki yerinde yeniden kurulmuştur. En son önemli deprem 13 Mart 1992 tarihinde rihter ölçeğine göre 6,8 şiddetinde meydana gelmiş ve 657 kişi hayatını yitirmiştir.

Dağlar, Ovalar, Akarsular ve Göller

Erzincan ili genellikle dağlar ve platolarla kaplıdır. Dağlar çeşitli yönlerde, belli bir sıra içerisinde uzanır. Güneybatıdan Munzur, Kuzeybatıdan Refahiye Dağları İl sınırlarına girer. Doğudan Erzurum'dan gelerek, Batıya doğru uzanan Karasu ırmağı ve kop dağları, il alanını derinlemesine, aralarında geniş düzlükler bırakacak şekilde böler.

Dağlar il topraklarının yaklaşık % 60'ını kaplar. Esence (Keşiş) dağları, ilin en yüksek noktasını (3.549 m.) oluşturmaktadır. Köhnem dağı 3.045 m. Sipikör dağı 3.010 m. Mayram dağı 2.669 m., Kop dağı 2.963 m., Mülpet dağı 3.065 m., Munzur dağları 3.449 m., Kazankaya dağı 2.531 m., Ergan dağı 3.256 m., Dumanlı dağları 2.618 m. ve Coşan dağı 2.976 m.dir.

Erzincan ilinde ovalar, doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan dağ sıraları arasındaki çöküntü alanlarında ye alır. Ovalar birbirine boğazlarla bağlanmıştır. Erzincan ovası, doğu-batı yönünde uzanır. Denizden yüksekliği 1.218 m. olan ovanın uzunluğu 40 km., toplam alanı ise 500 km2.dir. Kuzeyinde, doğu-batı yönünde uzanan bir fay hattı vardır. Kalın bir alivyon tabakasıyla kaplı olan ovada, sulu tarım yapılmaktadır. Orta verimlilikte olup, buğday, şekerpancarı ve fasülye yetiştirilmektedir.

Fırat vadisinin iki yanında Sansa boğazına dek olan alandaki çok sayıda düzlükler, Tercan ovalarını oluşturur. En genişi 180 km2.lik, Çadırkaya (Pekeriç) ovasıdır. Denizden yüksekliği 1.450-1.500 m. olan bu ova kalın bir alivyon tabakası ile örtülmüştür.

İI toplam alanının, 1/20'sini yaylalar kaplamaktadır. Güneyde Munzur dağlarının uzantıları üzerinde, özellikle Koşan dağı yöresindeki yaylalar, seyrek ve kısa otlarla kaplıdır. Yer yer meşeliklere rastlanmaktadır. Daha doğuda, Erzurum- Erzincan-*Bingöl sınırında bulunan Cemal dağlarının, Erzincan'da kalan uzantıları üzerinde, verimli yaylalar bulunmaktadır. Önemlileri arasında Çimen, Melan, ve Sarıçiçek yaylaları zengin bitki örtüsüne sahiptir.

İlin en büyük ve en önemli akarsuyu Fırat ırmağıdır. Fırat 43,8 m3/sn ile 1320 m3/sn arasında değişen debisi ile sulama, enerji ve su sporları amaçlarıyla kullanılmaktadır. Tercan ovalarında Fırat’a, kuzeybatıda Keşiş dağlarından çıkan, Çayırlık dere ile güneydoğuda Tuzla suyu katılır.

Tercan ovasında suların birleştiği yerden itibaren Fırat’ın en büyük kolu karasu adını almaktadır.

Erzincan ovasında Fırat ırmağı, iki yandan Mercan, Kom, Cimin, Pahnik ve Sürperen suları ile Çardaklı deresini alır. Irmak, Erzincan ovsından sonra, Bağıştaş'a kadar derin bir yatak içerisinde akar. Fırat, Kemaliye ilçesinde Kadıgölü suyu ile Miran suyunu aldıktan sonra, ilçenin güneydoğusunda Başpınar yakınlarında Keban barajı ile Elazığ il sınırına girer. Refahiye ilçesinden çıkan suların dışındaki tüm suları bünyesinde toplar. Refahiye ilçesinin suları Çukurdere aracılığı ile Kelkit çayına dökülür.
Bölgedeki bütün akarsular kısa boylu sel karakteri taşıyan dere ve çaylardır.İlkbahar mevsiminde eriyen kar suları ve yağan yağmurlarla kabarır, zaman zaman taşkınlara neden olurlar.

İI sınırları içerisinde coğrafi önemi olan göl yoktur. Çayırlı ilçesinde Yedi göller ve Aygır gölü, Otlukbeli'de Otlukbeli gölü, Kemaliye'de Kadıgölü gibi küçük göller bulunmaktadır.
 
İklim:

İKLİM

Erzincan, karasal iklim özelliğine sahiptir. Ancak, yüzey şekilleri, ovaları ve dağlarla çevrili olması yer yer değişik karakterli iklimlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Doğu Anadolu bölgesinde yer alan Elazığ ve Malatya dışındaki diğer tüm illerden daha ılıman bir iklimi vardır.

Yıllık sıcaklık ortalamaları 16,6 oC’dir. En soğuk ay olan Ocak ayı ortalamasının -3,7 oC, en sıcak ay olan Ağustos ayı ortalamasının da 23,9 oC olduğu görülmektedir. Erzincan, çevre illere göre daha uzun ve sıcak yaz mevsimi yaşamaktadır.

Kış mevsiminde doğudan gelen Sibirya kaynaklı hava kütlelerinin tesirinde kaldığı için oldukça sert kış günleri yaşanmaktadır.

Yağış itibariyle, 366.6 mm. lik (kğ/m2) yağış ortalamasına sahip olan il, yıl içerisinde en fazla yağışı 630 mm. olarak, en az yağışı 210 mm. olarak almaktadır. En yağışlı mevsim İlkbahar olup, alınan yağışın yüzd 41'i bu mevsimde, yüzde 22'si Sonbahar ve yüzde 15'i de Yaz mevsiminde kaydedilmektedir. Kış yağışı oranı ise yüzde 22'dir. Yıllık nem ortalaması ise yüzde 59'dur.

Erzincan' da akarsu boylarında görülen kavak ve söğütlerin dışında genel olarak kısa ömürlü cılız otsu bitkiler yaygındır. Ormanlar seyrek ve ortadan kalkmış durumdadır. Refahiye ve Kemah çevresinde meşe, gürgen, diş budak ve sarı çama rastlanmaktadır. İI topraklarının 911.479 ha. yaklaşık yüzde 76.57 si erozyona maruzdur.
 
Erzincan ili nüfusu

Erzincan ili nüfusu DİE tarafından yayınlanan 2000 yılı genel nüfus tesbiti sonuçlarına göre 316.841 kişidir. İlçelere göre şehir ve köyde yaşıyan nüfus aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Ilçeler
Merkez Nüfusu
Köyler Nüfusu
Toplam Nüfusu

Merkez
107.175
63.683
170.858

Çayı rl ı
6.547
10.496
17.043

İ I i ç
2. 361
5.330
7.691

Kemah
2.862
6.442
9.304

Kemaliye
2.243
5.493
7.736

Otlukbeli
3.479
1.172
4.651

Refahiye
6.034
9.953
15.987

Tercan
11.207
22.436
33.643

Üzümlü
30.298
19.630
49.928

Toplam
172.206
144.635
316.841

İlin nüfus tesbiti sonuçlarına göre nüfus yoğunluğu 27’dir. 316.841 olan il nüfusunun 172.206’sı il ve ilçe merkezlerinde, 144.635’i ise köylerde yaşamaktadır. Buna göre il nüfusunun yüzde 54.3’ü il ve ilçe merkezlerinde, yüzde 45.7’si köylerde yaşamaktadır. Nüfusu 10.000'in üzerinde olan yerleşim yerleri il merkezi, Üzümlü ve Tercan ilçeleridir.

İI nüfusunun yıllar itibariyle gelişimi aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Sayım Yılı
Toplam Nüfus
Sehir Nüfusu
Köyler Nüfusu

1970
276.122
78.195
197.927

1975
283.683
85.184
198.499

1980
282.022
95.228
186.794

1985
299.985
112.307
187.678

1990
299.251
144.144
155.107

2000
316.841
172.206
144.635


İlde zaman zaman meydana gelen deprem felaketi ve özellikle kırsal alanda geçim imkanlarının sınırlı oluşu başta 3 büyük kent olmak üzere Mersin, Antalya, Aydın illerine göçü hızlandırmaktadır. Nitekim DİE verilerine göre 1980-1985 yılları arasında ise 31.211 kişi, 1985-1990 yılları arasında 49.820 kişi diğer illere göç etmiş bulunmaktadır.

Erzincan nüfusunun DAP bölgesi toplam nüfusu içindeki payı 1995 yılında yüzde 7 iken, bu oran 2000 yılında yüzde 5 seviyelerine inmiştir. İl’e bağlı bulunan 8 İlçe’den Üzümlü ilçesi 49.928 kişi ile en fazla nüfusa, Otlukbeli ilçesi ise 4.651 kişi ile en az nüfusa sahip olan ilçelerdir. İlin yıllık nüfus artış hızı en yüksek olan ilçesi, binde 52,8 ile Üzümlü iken en az olan ilçesi ise binde 38,5 ile Kemah’ dır.

Erzincan Nüfusunun Tarihsel Gelişimi ve Mevcut Durumu

1927 yılında Türkiye’de 63 İl bulunmakta iken, özellikle 1985 yılından sonra idari bölünüş yapısında gerçekleştirilen değişikliklerin sonucu olarak 2000 yılında bu sayı 81’e yükselmiştir. 1927 yılında Türkiye’nin nüfusu 13.648.270, Erzincan İlinin nüfusu 134.443 olarak tespit edilmiş ve Erzincan ili nüfus büyüklüğü açısından 63 il arasında 45. sırada yer almıştır. Erzincan ilinde kilometrekareye düşen kişi sayısı 1927 yılında yaklaşık 9 kişi iken, 2000 yılında 27 kişiye yükselmiştir. Erzincan ilinin ortama hane halkı büyüklüğü azalmaktadır. 1955 yılında ilin ortalama hane halkı büyüklüğü 6,2 kişi iken, 2000 yılında 5 kişiye düşmüştür.

Son 73 yılda Türkiye’nin nüfusu yaklaşık 5 kat artış göstermiştir. Aynı dönemde Erzincan İlinin nüfusu 2,4 kat artış göstermiş ve 2000 yılında 316.841’e yükselmiştir. 1927–2000 döneminde Erzincan İlinin nüfus artışı incelendiğinde, nüfus artış hızı dönemlere göre önemli değişimler göstermiştir. 1940-1975 döneminde nüfus sürekli artarken, 1975-2000 döneminde nüfusta ardışık olarak artış ve azalmalar olduğu gözlenmektedir. İlde en düşük yıllık nüfus artış hızı binde 1,49 ile 1935–1940 döneminde, en yüksek yıllık nüfus artış hızı ise binde 28,1 ile 1945-1950 döneminde gerçekleşmiştir. 1990-2000 döneminde Erzincan İlinin yıllık nüfus artış hızı binde 5,7’dir. 1927 yılında Erzincan ili ülke nüfusu içinde yaklaşık yüzde 1’lik paya sahip iken 2000 yılında yaklaşık yüzde 0,5’lik bir paya sahiptir. Bu da, Erzincan İlinin nüfus artış hızının ülke ortalamasından daha düşük olduğunu göstermektedir


2000 Yılı Genel Nüfus sayımı sonuçlarına göre il’de hane halkı sayısı 61.028’e ulaşırken hane halkı büyüklüğü toplam nüfusa göre 5,19, toplam hane halkı nüfusa göre 5,04’e düşmüştür. Erzincan ilinde bulunan 61.028 hane halkının yaklaşık yüzde 51’i şehirde yaşamaktadır. Otlukbeli ilçe Merkezi 7,4’lük ortalama hane halkı büyüklüğü ile en yüksek, Kemaliye ilçe merkezi 3,9’lük ortalama hane halkı büyüklüğü ile en düşük değere sahiptir. İl Merkezinde ve ilçe merkezinde yaşayan hane halkının yüzde 90’nı tuvaleti içinde bulunan konutlarda oturmakta iken köylerdeki hane halkının yüzde 58’nin konutunun içinde tuvaleti bulunmaktadır.

İl merkezindeki hane halkının % 98’i, ilçe merkezlerindeki hane halkının yüzde 96’sı içinde borulu suyu olan konutlarda yaşarken, köylerdeki her yüz hane halkından 20’sinin konutunun borulu suyu bulunmamaktadır. İl genelinde hane halklarının yüzde 72’si kendi evinde oturmaktadır. Oturduğu konuta sahip olan hane halkı oranı yerleşim yerlerine göre farklılık göstermektedir. Kendi evinde oturan hane halklarının oranı il merkezinde yüzde 52, ilçe merkezinde yüzde 73 iken, köylerde bu oran yüzde 87’ye yükselmektedir. Kiracı olan hane halklarının oranı da yerleşim yerlerine göre farklılık göstermektedir. İl Merkezinde kiracıların oranı yüzde 34 ile en yüksek düzeye sahip iken, köylerde bu oran yüzde 9’dur.

Erzincan’da Bebek, Çocuk Ölüm Hızları ve Toplam Doğurganlık Oranları

1990 yılı çocuk ölüm hızı Türkiye ortalaması binde 16 olmasına karşın, Erzincan’da bu oran binde 15’dir

İl bazında uzun dönemde doğurganlık düzeyinde gerçekleşen değişim çocuk, kadın oranına (doğurgan çağdaki (15-49 yaş) her 1000 kadın için “0-4” yaş grubundaki çocuk sayısı) göre incelenmiştir. Erzincan ilinde doğurgan çağdaki kadın başına düşen ortama çocuk sayısı 1960 yılına kadar yükselirken, bu yıldan sonra azalma göstermektedir. 1960 yılında doğurgan çağdaki her bin kadına 783 çocuk düşerken 2000 yılında her bin kadına 367 çocuk düşmektedir. Kadın başına düşen çocuk sayısı son 40 yıl içinde yaklaşık yüzde 53 oranında azalma göstermiştir.

Doğurganlık düzeyindeki değişimi yorumlanmasında kullanılabilecek bir başka göstergede doğurganlık döneminin sonu olan “45-49” yaştaki bir kadın için ortalama çocuk sayısıdır. Bu gösterge Erzincan ilinde doğurganlık düzeyinin 1970-1980 döneminde arttığını, 1980-2000 döneminde azaldığını göstermektedir. 1970 yılında “45-49” yaştaki kadınlar ortalama 6,4 çocuk dünyaya getirmiş iken, 2000 yılında aynı kuşaktaki kadınlar ortalama 4,1 çocuk dünyaya getirmişlerdir. Erzincan ilinin 1967 yılından günümüze kadar olan dönemde bebek ölüm hızı ülke genelindeki yapıya benzer şekilde azalmaktadır. 1967 yılında 1000 canlı doğumdan yaklaşık 168’i bir yaşını doldurmadan ölürken 1997 yılında 1000 canlı doğumdan 37’si bir yaşını doldurmadan ölmüştür.
 
Erzincan’da Nüfusun Eğitim Durumu

Erzincan’da Nüfusun Eğitim Durumu

Erzincan ilinde okuma yazma bilen nüfusun oranı ülke genelinde olduğu gibi her iki cinsiyet içinde sürekli artış göstermektedir. 1935 yılında erkeklerin yüzde 22,1’i kadınların yüzde 4,8’i okuma yazma bilirken bu oran 2000 yılında erkeklerde yüzde 93,7’ye, kadınlarda yüzde 79,7’ye yükselmiştir. Kadın nüfusun okur yazarlılık oranı erkek nüfusunkinden daha hızlı artmakla birlikte cinsiyetler arası farklılık devam etmektedir. 8 yıllık eğitimin tamamlanabileceği en küçük yaş 14’dür. Bu nedenle en az ilköğretim mezunu olanların oranındaki değişim incelenirken 14 ve daha yukarı yaştaki nüfus dikkate alınmıştır. Erzincan ilinde en az ilköğretim mezunu olanların oranları 1975-2000 döneminde her iki cinsiyet içinde sürekli artış göstermiştir. En az ilköğretim mezunu olanların oranı 1975 yılında erkeklerde yüzde 16,3, kadınlarda yüzde 4,8 iken, bu oran 2000 yılında erkeklerde yüzde 50’ye, kadınlarda ise yüzde 25,7 yükselmiştir. Eğitim düzeyindeki gelişim, eğitim çağını bitiren 25 ve yukarı yaştaki nüfus için incelenmiştir. 1975-2000 döneminde 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun içinde ortaokul ve ortaokul dengi, lise ve lise dengi ve yüksek öğretim mezunlarının payı her iki cinsiyette de sürekli artış göstermektedir. Aynı dönemde ilkokul mezunu kadın nüfusun oranı sürekli olarak artarken, özellikle ortaokul ve lise mezunu olanların oranındaki artış nedeni ile ilkokul mezunu olan erkek nüfusun oranı 1990 yılından sonra düşme eğilimine girmiştir. 1975 yılında 25 ve daha yukarı yaştaki erkeklerin yüzde 44,7’si, kadınların

2000 yılı Genel Nüfus Sayımı ve Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri çalışmasının sonuçlarına göre Erzincan'da ortalama hane halkı büyüklüğü 5,04, bebek ölüm hızı binde 37 ve toplam doğurganlık hızı 2,54 olarak gerçekleşmiştir.

İlimizde sağlık hizmetleri halen 48 Sağlık Ocağı, 90 Sağlık Evi, 25'er yataklı 6 ilçe, 30 yataklı 1 ilçe, 50 yataklı 1 ilçe ve 300 yataklı İI Devlet Hastanesi ile il merkezinde Ana Çocuk Sağlığı Merkezi, Verem Savaş Dispanseri ve İI Halk Sağlığı Laboratuarınca yürütülmektedir. İlimizde ayrıca 3.Ordu Komutanlığına ait 200 yataklı Askeri Hastane ile 121 yataklı SSK Hastanesi, Kızılay Tıp Merkezi, Özel Erzincan Polikliniği ve Özel MR Görüntüleme Merkezi hizmet vermektedir. Sağlıkta dönüşüm projeleri kapsamında birçok yeni proje başlatılmış olup 2004 yılında Erzincan Devlet Hastanesi (Web Sitesi) "Bebek Dostu Hastane" ödülü almıştır.

İI genelinde toplam 48 sağlık ocağından; 5 adedi il merkez sağlık ocağı, 8 adedi ilçe merkez sağlık ocağı, 35 adedi de belde ve köy sağlık ocağıdır. Tercan ilçesi Sarıkaya Sağlık Ocağı ve bağlı sağlık evleri ile Altunkent Sağlık Ocağına bağlı sağlık evleri, Refahiye ilçesi Gümüşakar Sağlık Ocağı ve bağlı sağlık evleri gayrı faal olup, personel verilememektedir. Geri kalan 45 sağlık ocağının büyük kısmında da personel yetersizliği mevcuttur.

Sağlık Müdürlüğüne bağlı 64 uzman tabip, 128 pratisyen tabip, 223 hemşire, 181 ebe, 228 sağlık teknisyeni, 19 diş hekimi, 1 eczacı, 170 hizmetli, 46 memur, 44 şoför personel ile hizmet yürütülmektedir. Sağlık personeli olması gerekenin %50 seviyesinde olup, bilhassa çevre sağlığı teknisyeni, ebe, hemşire ve hizmetli kadrolarında büyük boşluklar mevcuttur. İlçe hastanelerinden Tercan, Kemaliye, Refahiye, ve Üzümlü'de uzman hekim bulunmakta diğer ilçelerde hizmet az sayıdaki pratisyen hekimlerce yürütülmektedir.

Sağlık personeli iş bulabilmek için göreve gelip başlamakta, ancak daha sonra eş durumu, öğrenim durumu gibi nedenlerle tayin yaptırıp ayrılmaktadır. Her yıl yeni atanan az sayıdaki personele yönelik olarak verilen hizmet içi eğitim kurslarının olumlu sonuçları alınmadan personel tayin edilmekte, bu durum verimliliği düşürmektedir. Personel istihdamında güçlük çekilen birimlere sözleşmeli personel olarak toplam 242 atama yapılmış olup, bu konuda kısmen rahatlama sağlanmıştır.İlimizdeki sağlık ocaklarının büyük bir bölümü 1970'li yıllar ve daha öncesi dönemde planlanarak inşa edilmiştir. Nüfus açısından yapıldığı dönemde yeterli sayıya sahip pek çok sağlık ocağı geçen zaman içerisinde oluşan nüfus kaybı (göç, deprem vb.) nedeniyle nüfus kriteri yönünden yetersiz hale düşmüştür.

İI genelinde sadece 7 çevre sağlığı teknisyeni vardır. Merkez ve merkeze bağlı köylerde hizmetler Gıda ve Çevre Kontrol Şube Müdürlüğünce, ilçelerde ise Sağlık Grup Başkanlıklarında bulunan sınırlı sayıdaki sağlık memurları ile yürütülmektedir.

Birinci basamak sağlık kuruluşlarında sunulan hizmetler içinde aşılama hizmetleri, genel olarak personelin özverili çalışması sayesinde iyi durumdadır. Ulusal aşı günleri çalışmaları tamamlanmış ve %93 başarı oranı sağlanmıştır.

İl genelinde 112 Acil Hizmetler Şube Müdürlüğü kontrolünde hasta nakil ve ambulans hizmetleri yürütülmektedir.

İI merkezindeki 5 sağlık ocağından 1 adedi prefabrik binada hizmet vermekte olup hemen yanına yapılmakta olan Eğitim Tipi Sağlık Ocağının çok yakında bitmesi beklenmektedir. 2004 yılı içinde küçük onarım ihtiyacı olan birçok birim onarılmış ve Halk Sağlığı Laboratuarı ile Verem Savaş Dispanserinin onarımları yapılarak hizmete sunulmuştur. Merkez Yavuz Selim ve Yunus Emre mahallelerinde ihtiyaca yönelik olmak üzere 6 ve 7 nolu sağlık ocağı planlanmış olup, arsa tahsisi yapılmıştır.
 
Erzincan ssk hastanesi

ERZİNCAN SSK HASTANESİ

Halen 13 uzman tabib, 5 tabib, 1 diş tabibi, 1 odiometri teknisiyeni, 5 eczacı, 1 baş hemşire, 32 hemşire, 6 ebe, 5 laborant, 6 anestezi teknisyeni ve 1 röntgen teknisyeni, 13 memur ve 59 hizmetli personel ile sigortalılara hizmet vermektedir.

KIZILAY DİSPANSERİ (Kızılay Dispanseri web Sitesi)

Dispanserde 8'i tam gün 7'si ise ilimizdeki Askeri Hastane ve Devlet Hastanesi hekimlerinden sözleşmeli olarak karşılanmak suretiyle 15 uzman hekim görev yapmaktadır. Ayrıca 7 pratisyen doktor, 11 hemşire, 5 laborant, 5 röntgen teknisyeni, 6 idari personel ve 4 hizmetli görev yapmaktadır

Genel

Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullardan; ana okulu ve ana sınıflarında 58, ilköğretim okullarında 1.609, ortaöğretim okullarında 685 olmak üzere, 2.351 öğretmen görev yapmaktadır. Anaokulu ve sınıflarında 1.389, ilköğretim okullarında 30.974, orta öğretim okullarında 10.394 olmak üzere 42.757 öğrenci eğitim ve öğretim görmektedir.

İI de okuma-yazma oranı yüzde 96'dır. Öğrenci mevcudunun yeterli olduğu tüm yerleşim birimlerinde eğitim kurumları faaliyette olup, son yıllarda Yatılı İlköğretim Bölge Okullarına ve taşımalı eğitime ağırlık verilmek suretiyle öğrenci azlığının getirdiği olumsuzluklar giderilmeye ve kaliteli bir eğitimin sağlanmasına çalışılmaktadır.

Okulsuz köy bulunmamaktadır. Nüfus ve öğrenci azlığı nedeniyle 222 sayılı kanuna göre öğrenci azlığından köylerde okullar kapatılmaktadır.

İI merkezinde 3 Fakülte, 3 Yüksek Okul, Refahiye, Tercan ve Kemaliye ilçelerinde birer Yüksek okul bulunmaktadır.

Ilde özürlülerin eğitimine yönelik, Zeynep Mustafa Han Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi ile Sümer Mesleki Eğitim Merkezi okulu hizmet vermektedir.
 
Okul Öncesi Eğitim

Okul Öncesi Eğitim

Erzincan İli eğitim ve öğretim bakımından DAP Bölgesinde birçok ilden ileri düzeydedir. İlin okullaşma oranı başta olmak üzere diğer eğitim göstergeleri Türkiye ortalamasına oldukça yakındır.

2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı Sonuçlarına göre ilde okuma yazma oranı yüzde 87 olup cinsiyetler arasında önemli fark gözlenmemektedir. Çeşitli kampanyalarla okuma yazma bilmeyenlerin okur yazar durumuna getirilmesi için Halk Eğitim Merkezleri tarafında kurslar düzenlenmekte ve kursu tamamlayanlara belge verilmektedir.

İlde okulsuz köy bulunmamaktadır. Son yıllarda kırsal alanda yaşayan öğrencilerin kaliteli eğitim görmeleri için yatılı ilköğretim bölge okullarına, pansiyonlu ilköğretim okullarına ve taşımalı eğitime ağırlık verilmektedir.

İlde özürlülerin eğitimine yönelik bir adet ilköğretim okulu ve iş eğitim merkezi ile Sümer Mesleki Eğitim Merkezi okulları hizmet vermektedir.

Okullaşma oranı açısından cinsiyete göre eşitsizlik bulunmaktadır. İl genelinde Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yaklaşık yüzde 8 olup, bu oran erkeklerde yüzde 9, kızlarda yüzde 7 dolayındadır. Türkiye geneli okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 10,1 dir. Bu oran erkeklerde yüzde 10,5 kızlarda yüzde 9,7 dir. Erzincan ili okul öncesi eğitimde Türkiye ortalamasının gerisindedir.

İlköğretimde okullaşma oranı yaklaşık yüzde 72 olup, bu oran erkeklerde yüzde 75, kızlarda yüzde 70 dolayındadır. Ortaöğretimde okullaşma oranı yaklaşık yüzde 49 olup, bu oran erkeklerde yüzde 57, kızlarda yüzde 38 dolayındadır. Türkiye geneli ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 64 dür. Bu oran erkeklerde yüzde 73 kızlarda yüzde 54 dür.

İlde orta öğretimde, genel liselerde okullaşma oranı yüzde 30, mesleki ve teknik liselerde yüzde 18’dir. Meslek liselerinde bu oran sürekli düşmektedir.

1.2.2.1 Okul Öncesi Eğitim

Okul öncesi eğitim isteğe bağlı olup, ilköğretim çağına gelmemiş çocukların eğitimini kapsamaktadır. Okul öncesi eğitim, çocuklarının bedensel zihinsel duygusal ve sosyal yönden gelişimlerini, iletişim kurabilme becerilerini kazanmalarını,Türkçe’yi doğru ve düzgün konuşmalarını, çeşitli ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamının oluşmasını toplumun kültürel değerleri ve özellikleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren bilinçli ve sistemli bir eğitim sürecidir. Bunun için okul öncesi eğitim büyük önem taşımaktadır.

Erzincan ili genelinde bünyesinde anasınıfı bulunan ilköğretim okulları genellikle şehir ve ilçe merkezlerinde yoğunlaşmaktadır. Dar gelirli ve kırsal kesimde bulunan ilköğretim okullarının bünyesinde anasınıflarının açılması önem taşımaktadır.

İl genelinde; Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı düşüktür. Bunun sebepleri ailelerin okul öncesi eğitimine fazla önem vermemesi, maddi imkansızlıklar, velilerin eğitim düzeylerinin düşük olması, çalışan annelerin azlığı, geleneksel yetiştirme tarzına önem verilmesi, (evde aile büyükleri tarafından bakılması) bazı ailelerin okul öncesi okulları eğitim yeri olmaktan çok bakım evi olarak görmeleri gösterilebilir.

İI merkezinde 4 adet, Tercan ilçesinde 1 adet, Refahiye ilçesinde 1 adet olmak üzere 5 adet bağımsız anaokulu mevcuttur. İI merkezindeki okullar bünyesinde 50, Çayırlı’da 2, Üzümlü'de 6, İliç’te 2, Kemah ‘ta 2, Tercan’da 3, Kemaliye ve Otlukbeli ilçelerindeki okullar bünyesinde birer adet olmak üzere 67 adet ana sınıfı bulunmaktadır.
 
Geri
Üst