Hamile kalmak zordur zor.
Zaten az ve öz yumurtan var...
Ayın hangi günü saat kaçta nerdedir bilmen zor.
Denedin saatine denk gelmedi mi,
Bittin!
1 sonraki ayı kös kös bekleyeceksin.
Bu arada sinirini bozmayacaksın,
Sevişmekten caymayacaksın,
Her ay vücut ısını ölçen o şapşal alete bakıp en sevmediğin duygularınla yüzgöz olup, hayattaki en büyük zevkini,
Aşkınla birleşmeyi,
Bir takvime bağlayacaksın.
Umutsuzluğa kapılmadan, hamile kalmak için tanrıya dua edip yalvaracaksın.
Her ayın belli günü o pembe çizgili testi yapıp saçı başı yolacaksın.
12 ay boyunca sonuç negatif mi?
Soluğu doktorda alacaksın.
Testler yapacaksın.
Sevdiğin adamın moralini de sen toplayacaksın...
Güçlü olacaksın.
Sessiz ve sakin olacaksın.
İnanacaksın.
Bebeğine kavuşmayı bekleyeceksin sabırla.
Yöntemi her neydiyse ve bunun her ne önemi vardıysa (bu bile sorundur çünkü ülkemizde)...
Hamile kaldığın gün,
Ağlayacaksın hıçkırıklarla.
Annelik böyle birşeydir aslında.
İstersin anne olmayı,
Kolay zannedersin,
Başına gelmedik kalmaz.
Gülerek başlarsın bu yolculuğa,
Ağlarsın yol boyunca,
Kısmetse bebeğini sağlıkla eline aldığın gün...
Unutursun tüm çektiklerini,
Gülümsersin ona.
Tüm çektiklerine değmiştir...
O iki masum bakışa!
yonca tokbaş'dan alıntı