jujunun köşesi burasıda buyrun melekler

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juju
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
SENİ İSTİYORUM ..ŞİMDİ Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil. Aşk zamana ...meydan okur; ama, sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru. Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, büyütmek için? Kaç gece geçti hesaplasana…Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik düşünsene… Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Sevişmekten yorgun düşmüş bedenini öpücüklerle yeni güne hazırlayabilirdim. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün. Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni. Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider, bir kitap okur, bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik. Paylaştığımız her anı, beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık, arayı kapayalım diye. Peki biz ne yaptık? Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, bu yolda birer kâşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkûm ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu sevdanın sözcüsüyüm. Onlar adına konuşuyorum. Yarını olmayan zamanlarda erimek adına konuşuyorum. Gözlerinin içine bakıp “Seni Seviyorum” demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmek, teninin sıcaklığı ile irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum. Seni istiyorum ey yar, canıma bir can daha katmak için, daha mavi bir deniz, daha mavi bir gökyüzü, daha mavi bir sevda için. Seni istiyorum, yarın, öbür gün, öbür hafta, öbür ay, öbür yıl değil….Şimdi! MEHMET COŞKUNDENİZ
 
coffee_parisnajd.com8916.jpg
 
çocukluk ne güzeldi
aşk şarkıları dinlemek yok
kutu kutu pense oynarken ne kadar mutluyduk
saklambaçta birbirimizin yerini söylemeye çalışırdık
şimdi saklandığımız yeri kendimiz bile bilmiyoruz
düştüğümüzde dizlerimiz kanıyordu
şimdi ise kalbimiz
reddedilme korkusu yoktu
bir kez ağlasak bizim olurdu çünkü istediğimiz şey
şimdi günlerce ağlıyoruz
ama istenilen başkasının oluyor
hayat aynı kalsaydı
kimse değişmeseydi
sahte gülüşler nedir bilmeseydik
keşke...
 
BÖYLE SEVDİM İŞTE Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni
gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka
yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden
ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın
bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En
kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi
ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni
ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün
yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok...
 
BÖYLE SEVDİM İŞTE Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni
gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka
yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden
ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın
bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En
kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi
ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni
ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün
yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok...



jujumm çok güzel bi yazı çok teşekkür ederm çok duygulanrk okudum....
 
bu gece sana ağladım ,Ela gözlüm
bir çocuk gibi hıçkıra hıçkıra
sana ağladım.
bu gece yalnızlığıma ağladım...ela gözlüm
üşüdüm ,titredim
yandım , kavruldum.
bugece kendime ağladım, toprak kokulum
isyan ettim ,sonrada af diledim.
ben bu gece yağmura ağladım
o aktı , ben akıttım
ben bugece yağmurla kaderime ağladım, mühür gözlüm
ya...ğmur gibi aktım , akıttım.
ben bugece sevdama ağladım
yazdım sevdamı ,karaladım
sana dair ne varsa döktüm içimi
virgül koydumda sevdama
noktayı birtürlü koyamadım.
ben bugece sensizliğe ağladım
yokluğuna haykırdım
bir çocuk gibi içimi çeke çeke ismini söyledim
ben bugece sana,sevdama,aşkıma ağladım
içimde ne kadar sen varsa
ben bugece ikimize ağladım
içimde nekadar biz varsak okadar ağladım
okadar çokmuş ki bizden kalan
ben işte bugece biz kadar ağladım...
 
Sus yüreğim. Feryat etme. Çığırtkanlara yaraşır bu yaptığın, bir de
küçük kız çocuklarına. Oysa sen büyüdün, çığırtkan da olmadın hiçbir
zaman.

Sen bilir miydin sormadığım soruların cevaplarını. Bir
açık kapı olsaydı, güneşi de baharı da getirebilir miydin? Anlar mıydın
dilimden, konuşmadan susar mıydık öylece. Yoksa y...eni bir alfabe mi
yazardın her harfi bir çiçekten. Bilir miydin neden bu kadar korktuğumu.
İçimdeki korkunç yalnızlığı, katran karası geceyi, düş düş sonu
gelmeyen uçurumu. Okur muydun gözlerimdeki hüznü, kendime bile
kapattığım kapıları açabilir miydin?

Sağlam dur yüreğim. Etrafa
saçma kıvılcımları. Geldiğimiz gibi gideceğiz bu bahçeden. Gitmeye de
biliriz. Gitmeyi de biliriz. Sağlam dur yüreğim. Ne içindeki çığlığı
büyüt dalga dalga, ne de yalnızlığı.

Bu sırrı açsaydık
birbirimize. Gözlerimiz her karşılaştığında söylediklerimizi sözlere
dökseydik... Kalbimin sükun bulduğu yer dizinin dibi olur muydu? Sıcacık
baktığında aradığım cevapları bulur muydum? İçim erir miydi
gülümsediğinde, şimdiki gibi? Utanır mıydım yaptıklarımdan, yoksa mesut
bahtiyar ölür müydüm son nefesimde?

Kendine sarıl kalbim. Sıkı
tut kendini. Üzerine sıçratma kuruntuları. Zaten giderek büyüyor gece...


Söylesene bu bir masal mı? Sorular üzerine kurulabilir mi
hayatlar? Başlamadan biten masallar vardır hani, kahramanları ta en
başından pes eden. Mızıkçılık mı yapmış olur onlar, yenilmeyi seçmekle.
Saklambaç oynarken sıkılıp kendini sobeleten çocuklar gibi...

Kaç
bahar olur bir ömürde kalbim? Her tohum başka bir çiçek midir, yoksa
yeniden açan aynı çiçek mi? Sorma artık yüreğim.

Sus yüreğim,
feryat etme... ..
 
ÇocukLuğumu özlüyorum. . . Yara bere içindeki dizLerimi. . . Pamuk
heLvaya yapışmış suratımı. . . Elma şekerine bulanmış ağzımı. . .
YaramazLık yaptığımda annem göremesin diye . . . sakLandığım kapı
ağzını. . . Oysa . . . Çoktan sobeLedi hayat. . .
 
1 adet lekesiz gönül...BANA İNAN
1 adet açık yürek...HİSSETMELİSİN
500
gram güler yüz...RESMİME BAK
250 gram tatlı dil...SOHBET ETTİKMİ.?
100
gram hürmet...HAYAT MÜŞTEREK
1 çorba kaşığı sevgi...KARŞILIKSIZDA
OLSA
1 çay kaşığı hoşgörü...İNSAN OLAN HERKESE
1 su bardağı
iyiniyet...YAMUK YOKSA SONSUZA DEK
1 tutam samimiyet......KONUŞMADAN
ANLAYAMAZSIN
1 ölçek dürüstlük...KARŞILIGINI BEKLERİM
Göz kararı
saygı...BÜYÜK KÜÇÜK HERKESE
 
Geri
Üst