Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Ce: Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Gustave CAILLEBOTTE

(paris 1848 - 1894) empresyonistleri gonulden desteklemis kalender bir insan olan, onlarin alinmayan resimlerini kendisi alan ve sergiler duzenleyen kalender adam. kendisi aslinda isci sinifi yasantisi ile ilgili guzel resimlere sahiptir.
1800'lerin sonlarında paris'in yüksek burjuvadan yetişmiş izlenimci ressamlarından biri olan gustave ,"döşeme kazıyanlar" tablosu betimleyici dilinin duruluğu , öğle güneşi ve gölgesinin çıplaklığı ve kendi boyutlarını kullanmış olmanın rahatlığıyla takdir edilesi bir zerafettedir.gustave yapıtında , satın aldığı yeni apartman dairesinin döşemelerini kazıyan işçileri resmetmiştir.oldukça zengin bir işadamının oğlu olan gustave, mühendislik eğitimi alırken resme de ilgi gösterdi. her nekadar en ünlü ve begenilen resmi "the floor scrapers", 1875 sergisine kabul edilmese de sonradan en ünlü resmi olarak tanımlandı. kisa hayati boyunca üç empresyonist sergiye katıldı.
caillebolt'un bunca yil golgede kalmasının ana nedeni ise onun dünyanın ilk empresyonist koleksiyoncusu olmasi, ve vasiyetinde sahibi olduğu tüm manet, renoir ve cezanne leri sürekli sergilenmeleri kosulu ile fransiz devletine bagislamasidir. musee dorsay de halen sergilenen tablolardan 40 ı onun bağisladiği resimlerdendir.
yelken, kürek ve kano gibi sporlarda başarılı bir sporcu olduğundan hem kendi yaptığı , hem de topladığı resimlerin çoğunda nehir, tekne ve deniz teması işlenmiştir.



Gustave CAILLEBOTTE 1.jpg



Gustave CAILLEBOTTE.jpg
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ce: Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Hans Memling (1430/40- 1494)

Memling’in resimlerinde de Bouts’un resimlerine benzer özellikler vardır.
Weyden’in öğrencisi olmuştur ve Brugges kentinde yaşamıştır.
Resimlerde ideal güzellik duygusu yoktur, buna karşılık ifade ön plana çıkmış durumdadır.

Dua Eden Adam Portresi (y.1480, ahşap üzerine yağlıboya),
genç bir erkek figüründen oluşmaktadır.
Arka planın büyük kısmı figürün hemen arkasındaki duvarla sınırlanmıştır.
Buna karşılık sağ kısımda dar bir boşluk doğaya açılmaktadır.





Eserin Adı: Bildnis der Maria Morel
Yapım tarihi: 1480
Orijinal Ebadı: 37 X 27 cm
Tekniği: Ahşap
Bulunduğu Yer: Brügge - Belçika




Eserin Adı: Marienaltar des Sir John Donne of Kidwelly
Yapım tarihi: 1468
Orijinal Ebadı: Mitteltafel 71 X 68 cm, Flügel j
Tekniği: Ahşap
Bulunduğu Yer: Londra - İngiltere


Eserin Adı: Johannes der Täufer und der heilige Laurentius
Yapım tarihi: 1470/80
Orijinal Ebadı: je 57 X 17 cm
Tekniği: Ahşap
Bulunduğu Yer: Londra - İngiltere




Hans Memling.jpg



Hans Memling 1.jpg
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ce: Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Herbert (James) Draper

İngiliz yağlı boya ve illüstrasyon ressamı.
Draper,Londra'daki Royal Akademisinde öğrenim gördü.1888 - 1892 yılları arasında da Roma ve Paris gibi şehirlerde birçok eğisel işlere girişti.1890'de İllüstratör(çizer) olarak çalıştı.

1891'de Ida ile evlenerek,bir kız çocuğuna sahip oldular.

1894 yılı ise Draper'in en verimli dönemine girdiği yıl.Kendisini Antik Yunanistan'daki Mitolojik temlere çevirerek,bu konuyla ilgili yapmış olduğu "The Lament Of Icarus" adlı eseri ile altın madalya kazandı.(1898).
Ünlü ressam 1920 yılında da yaşama veda etti


Herbert (James) Draper 2.jpg
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ce: Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Jackson Pollock

(d. 28 Ocak 1912, Wyoming, ABD – 11 Ağustos 1956, New York, ABD),

Soyut dışavurumcu ressam, 20. yüzyılın en önemli sanatçılarındadır. Damlatma tekniği (drip painting) ile boya karıştırma, fırça kullanımı gibi alışılagelmiş uygulamaları bir kenara bırakmış, yere serdiği devasa boyutlardaki tuval bezleri üzerinde hareket ederek boyayı dökme, damlatma, fırlatma suretiyle sonradan aksiyon/hareket resmi adı verilen resimler yapmıştır. Bu özelliğinden ve 'kötü adam' imajından ötürü Jack the Dripper lakabıyla da anılmıştır.

1951'den sonra koleksiyonerler ve galerilerden daha değişik resimler yapması için baskılar gelmeye başlamış, bu baskılar karşısında Pollock'un varolan alkol sorunu daha da büyümüş, resimleri karanlıklaşıp figüratif öğeleri de kapsamaya başlamıştır. 1956'da yaptığı araba kazası sonucu ölmüştür.

Harekete ve sürece verdiği beden sanatı, süreç sanatı, performans sanatı, Fluxus, happening'ler gibi birçok çağdaş akımın temelini hazırlamıştır.

Modern sanat eleştirmenleri şöyle bir şey söylerler. Modern akımlar hep resmi tahrip etmeye çalışmışlardır. Onlar üretimi tahribatta aramışlardır. Bu tahribat yapının çözülmesidir. Pekçok eleştirmen, Pollock'u bu tanımlamaya dahil etmenin bir yanlışlık içerdiğini düşünür. Onlara göre, Pollock zaten tahrip olmuşluktan, bir tür yapısızlıktan başlar. O yapıyı çözmez. O yapısızlığın içinde kırkyama ile nesneye ulaşmaya çalışır. Büyük bir enerjiyle dışarıya doğru bir yanardağ gibi patlayan yeteneği, bu yanardağın üstünde bir yapı oluşturmasını engeller gibidir. O sabırsızdır, huysuzdur, tahammülsüzdür. Yapıyı biriktirmekte ve geliştirmekte zorlanır. Yapısızlıktan nesneye ulaşma çabası, yaşamının son döneminde sürpriz bir figüratif resimle somutlaşır. Karışıklığın ortasında bir kadın silüetinin belirdiği bir resimdir bu.



pollock.number-8.jpg


pollock.stenographic.jpg


pollock01_mobyDick.png
 
Ce: Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Jean Auguste Dominique İngres
Fransız ressamı (1780-1867).
Ekolü: Neoklasik

Montauban'da doğan İngres, bir tahta oymacısının oğludur.
Çocukken resimle müzik arasında karar verememişti,
iki konuda da çok yetenekliydi. Bilinen ilk desenini dokuz yaşındayken yapmış,
on dört yaşında da Toulouse Orkestrası'na kemancı olmuştu.
Sonunda resim sanatını seçti, ama kemandan hiç bir zaman vazgeçmedi.
(Fransızca'da, bir boş zaman uğraşını belirten «İngres'in kemanı» deyimi buradan gelir.)

1797'de Paris'e yerleşti ve büyük neo-klasik ressam David'in öğrencisi oldu.
1801'de Roma büyük ödülünü kazandı.
İtalya'ya, Floransa'ya yaptığı bir yolculuk sırasında ilkel ressamları ve Raffaello'yu keşfetti;
Toskana manzaraları birçok desenine esin kaynağı oldu.

1824'te, "Louis XIII'ün Adağı" adlı eseri büyük başarı kazandı ve İngres Paris'e döndü,
orada büyük övgü ve saygı gördü. Sonra Roma'daki Fransa Akademisi müdürlüğüne atandı.
İtalya'dan dönüşünde sarayın ve ileri gelenlerin resmî portre ressamı oldu.
Kendi deyimiyle son günlerine kadar çalışmasını «öğrenmek için» sürdürdü.

Bazı Eserleri

Tahtında Oturan Napolyon l, Mösyö ve Madam Riviere ve Kızları, Madam de Senonnes, Din Kurbanı Symphorien, Oidipus ve Sfenks, Büyük Odalık, Türk Hamamı.



Jean Auguste Dominique İngres.jpg
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ce: Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Johannes Vermeer, «Delft'li Vermeer» denir, Hollandalı ressamdır (1632-1675). Vermeer, yeni kurulan Protestan Hollanda Cumhuriyeti'nin burjuva sınıfından bir ailenin çocuğu olarak Delft kentinde doğdu. Bütün çağdaşları gibi, daha çok sarayın ya da kiliselerin siparişi üzerine, doğduğu şehirden ve çevresinden manzaralar yaptı.

Elimizde Vermeer'in sanat hayatı üstüne pek fazla bilgi yok: yaşadığı çağda ün yapan, sonra unutulan sanatçının değeri XIX. yy.da yeniden anlaşıldı. Eserlerinden pek azında imza ve tarih vardır ve ancak birkaç tablosunun kesinlikle Vermeer'e ait olduğu söylenebilir.




Bir Anı Yakalamak

Vermeer, çoğunlukla ev içi sahneleri yaptı. Bu sahnelerde hiç bir olayı anlatmağa çalışmaz: çıplak duvarlı veya duvarları bir haritayla, bir tabloyla süslü bir odada bir-iki kişinin bulunması onca yeterlidir. Sanatçının üstün yeteneği, günlük yaşantıdan alınmış bu basit sahneleri zamanın dışına çıkarak ölümsüzleşmiş birer kompozisyon haline getirir.

Ustaca dağıtılmış bir ışık içinde yüzen kişiler, kendilerini önlerindeki işe verdikleri bir hareketsizlik anında öylece donup kalmış gibidirler: İnci Tartan Kadın, terazisinin dengede olup olmadığına bakar, Sütçü Kadın, bir ölçek sütü büyük bir dikkatle boşaltır, atelyesindeki Ressam elindeki fırçayla tuvale boya sürmeğe hazırlanır. Bu etkileyici anlardan alabildiğine canlılık ve hayat taşar.

Portrelerinde (Türbanlı Genç Kız), derin ve durgun bakışlı çehre, tablonun koyu renk fonundan ayrılarak bir ışık oyununun merkezi olur. Delft'ten iki manzara resminde de Vermeer'in bu çabasını görebiliriz: ressam, kapalı bir dünyada taşlaşmış gibi hareketsiz duran kişileriyle sakin bir şehir çizer, bu ölü şehre canlılık veren tek şey ışıktır.



Bazı Tabloları

Delft'ten Manzara, Ara Sokak, Mektup Okuyan Mavili Kadın, Aşk Mektubu, Astronom, Aracı Kadın, İsa, Marta'nın Evinde, Kırmızı Şapkalı Kadın.

«Dantelacı Kadın». Ressam bizde, sanki resimdeki tahtaya ve kumaşlara, elimizi uzatsak dokunacak, becerikli parmakların işleyişini görecekmişiz duygusunu uyandırıyor. Konuya vuran sakin ışık, üzerinde gezindiği renk ve biçimlere ayrı bir sıcaklık kazandırıyor. Günlük hayattan seçilmiş bu sade görüntüyü, o sihirli fırça, ölümsüz bir süre dönüştürmüştür.

«Atelye». Vermeer bu son tablosunda, resim sanatı üstüne düşünür gibidir. Jüpiter'in habercisi tanrıça Rumor burada, başında defne yapraklarından tacı, elinde zaferleri müjdeleyecek borusu, ama hayli solgun bir yüzle tasvir edilmiştir.


«Atelye»


Johannes Vermeer.jpg
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ce: Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Gençlik yıllarında Nino olarak bilinen John William Waterhouse, 6 Nisan 1849'da Roma'da doğmuştu. Anne ve babası sanata olan ilgilerinden dolayı Italya'ya gelmiş iki İngiliz ressamdı. Waterhouse ve ailesi 1850'li yılların sonlarına doğru İngiltereye geri döndüler. Waterhouse babasının stüdyosunda heykel ve resim üzerine yeteneklerini geliştirdi. Kraliyet Akademisine birçok kez başvuruda bulunduktan sonra ancak 1870 yılında kabul edildi. 1895 yılında akademinin bir üyesi oldu.

Waterhouse'un doğduğu yere olan sevgisini yansıtan ilk çalışmaları Italyan tema ve manzaralarına odaklanmıştır. Daha sonraki çalışmalarında Alma-Tadema ve Frederick Leighton gibi pre-raphaelist resammların işlediği konularla ilgilenmiştir. Özellikle Roma mitolijisi ve Keats, Tennyson gibi klasik İngiliz şairleri olmak üzere klasik mitoloji, tarih ve edebiyat konuları üzerine yaptığı 200'den fazla tablosu bulunmaktadır. Öldüren cazibeleriyle erkekleri kurban durumuna düşüren güzel kadınlar eserlerinde yer alan önemli ögedir.

Yaşadığı süre içinde tanınmış olan ender ressamlardan biridir. Uzun bir hastalık döneminden sonra 10 Şubat 1917'de ölünceye kadar resim yapmaya devam etmiştir. Başta Frank Dicksee ve Herber James Draper olmak üzere daha sonraki pre-raphaelistlerin çoğu Waterhouse'un stilinden önemli ölçüde etkilenmişlerdir.



shrine.jpg

The Shrine
destiny.jpg

Destiny
rose.jpg
 
Ce: Yabancı Ressamlar Hakkında Özet Bilgiler

Josef Albers (1888 - 1976)

1888’de Bottrop’da dünyaya geldi. 1908-1913 yılları arasında Ruhr bölgesinde ilkokul öğretmenliği yaptı. 25 yaşına geldiğinden okulundan izin alarak Berlin Kraliyet Sanat Akademisinde iki yıl okuduktan sonra bitirme sınavlarını verip sanat öğretmenliği için gerekli sertifikayı aldı. 1916’dan başlayarak üç yıl Bottrop’da hocalık yaptıktan sonra 1919’da Münih’e taşında ve burada Franz von Stuck’un resim öğrencisi oldu.

1920’de Weimar’da Bauhaus Tasarım Okuluna yazılarak 32 yaşında okulun en yaşlı öğrencisi oldu. Burada malzemelerini çöplerden sağlayarak ilk defa soyut cam resimlerle deneysel çalışmalara girişti; 1922’de cam atölyesini yeniden organize etti. 1925’te Bauhaus ile Dessau’a taşınan Albers, burada profesörlüğe getirildi. Aynı yıl içinde dokuma sanatları bölümündeki öğrencilerden Anni Fleischaman ile evlendi. 1933’te Black Mountain College’e atanan Albers 16 yıllık hocalığı esnasında pek çok genç sanatçıyı bu okula çekti. 1939’da Amerikan vatandaşlığına geçen Albers ilk kez değişmeyen bir biçimi renklerle çeşitlendirdi

1950’de geçtiği Yale Üniversitesi sanat bölümünde mimarlık ve tasarım bölümlerini yönetti. 1958’de emekli olduktan sonra iki yıl daha konuk profesörlük yaptı. Başyapıtı olan Kareye Saygıyı 1950’den sonra çalıştı. Burada Albers’in renk deneylerinin özü gösterilmekte ve Op-art, kinetik sanat, renklerin yanyana uygulandığı resimlerde ve Yeni Soyut çalışmaların gelişmesi üzerinde önemli bir etken olan algılama teorisine ilişkin düşüncelerini açıkladı. Değişmeyen geometrik bir tramı esas alarak renk etkisinin durum, çevre, ışık sayısı ve yoğunluğu gibi faktörlere bağlılığını gösterdi.

1961 yılında Amsterdam’da Stedelijik Müzesinde ilk retrospektif Albers sergisi açıldı. İki yıl sonra Renklerin Etkileşimi adı altında bilgilerini bir araya toplayan bir tür görmenin okulu olan kuramsal yazısı çıktı. 14 tane şeref doktoru unvanına sahip olan Albers 25 Mart 1976’da Amerika’da öldü.



Josef Albers.jpg
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Geri
Üst