tüm karanlıqlarıma inat bir sen yoksun dünyamda

böyle mi gerçekten?
bu tarif edilen yürek benim mi?
bile bile yanan, yanmaktan içinde kül bile kalmayan bu yürek benim mi?
neyse bitti işte...
gittin ve bitti...
ne önemi var ki artık değil mi?
ne önemi var...
ne önemi...
ne...
 
dokunma bana!!!
Sen varken gücüm olurdun, Zaman akmadan dururdu, Hatırlasana
Hani aşk seni yormuştu.Yolun sonuna koymuştu.Dokunma bana
Şimdi eskiye döner mi?Dönse de buna değer mi?Cevaplasana..
İnsan aynı durur mu?Ayrılık kolay oyun mu?Dokunma bana
Artık ben Vazgeçtim,yalnızlığı seçtim.
Her şey bitti anlasana,
Dokunma bana…

 
“Dost” kelimesinin gerçek anlamını sende gördüm. Canımın en çok yandığı zamanlarda ne yöne baksam karşımdaydın sen. En çok kanayan yaralarıma sen merhem oldun. Çoğu kez uçurumun eşiğinden sen çevirdin beni, gözüm hiç bişey görmeyecek kadar sinirlendiğimde sen yatıştırdın. "Seni üzen insanların karşısında ben varım" dediğimde gözlerin dolu doldu oldu. İşte biz görüşmesekte bizim dostluğumuz buydu. Aynı aynda aynı şeyleri düşünüp, aynı şeyleri hissetmek.

Çok kişi kırdı seni, çok kişi yaralı sudan ucuz sebeplerle. Çok kişi rastgele sapladı bıçakları kabine, sebepsizce. Kimse bilmezdi ki seni,kalbinin güzelliğini kimseler görmezdi. İşte bundadı senin üzülmelerin. Sen dost dediğin insanı kendin kadar benimserdin de insanlar seni bu yüzden kullanırdı. Sen de canını en çok acıtan kesikleri bu insanlardan görmedin mi?


'Menfaat uğruna kullanılma' dediğimde 'saçmalama' derdin. Ama farkında değildin ki dostluklar artık menfaate dayalı. İnsanlar artık işleri düştüğünde kovalıyorlar seni. Ya senin onlara ihtiyacın olduğunda? Görmedik mi, yaşamadık mı? Günlerce ağlamadık mı sırf bu yüzden? sırt dönmedimi sana "bırakmamak üzere" söz verdiğin dostun.. canın yanmadı mı sırf bu yüzden. Kıyamam sana hiç bir zman kıyamadığım gibi.



İçin sıkıldığında içim sıkılr bilirsin. Üzüldüğünde üzülürüm. Alırım mesleğimi elime başlarım seni güldürmeye çalışmaya. Çoğu zaman derler bana da "palyaço değilmisin, güldürsene" benim canımın yarısı acı çekerken, o orda üzülürken benim gülmem nasıl beklenir ki? işte bundardır benimde AĞLAYAN PALYAÇO olma sebebim... Bana Güvenmeyin(!), güvensiz insanlar.. Ben işimi doğru düzgün yapamıyorum. Bana Sadece özenin (!) ki ben unutulmayayım..Kopyalarımı oluşturun, bu bana yeter.


İnsanın arkadaşı tonlarca olabilir, dostu sevgili gibidir; kalp iki kişiyi aynı anda sevemez.. kıskançlık girer araya,sebebi sahiplenmedir. Dostundur o senin ki benimsersin. Başka biriyle olan yakınlığını kaldıramazsın, o senindir sana göre. Peki ona göre o senin mi?

Seni üzenlerin karşısındayım bu benimde en yakınım olsa… tekrar tekar söylüyorum işte sen benim için teksin,vazgeçilmezsin..



utkum yollamış canım o benim ya sana birşey diyimmi yeri geliyor babam oluyor sarıyor sarmalıyor
yeri geliyor abim oluyor koruyor kolluyor
yeri geliyor tek eglencem oluyor palyoca misali eglendiriyor beni=)
hele dün görsen varya bir kerecik güleyim diye ne manyaklıklar yaptı
kuzum benim herşeyim o ya dostum sırdaşım diger parçam
seviyorum seni utkum=)
iyi ki tanımışım seni iyiki hep yanımdaymışsın
 
guzu ölüyom len
beynim chatlıyor annemde efde yok

onsuzda vakit geçmiyor
olsaydı şimdi bıdı bıdı yerdi başımın etini

kalk ordan çekil ordan yatma orda
dört göz olcan bilgisayarda
ayh migrenim tuttu krize sokma beni deiş şu kanalı
başlatma basjet macına die

özledim annemi ya daha bir saat olmadı gideli
 
Çocukluğumla gelmiştim oysa ; üstelikte geceydi !.. kent uyuyordu.
"çocukluk düşlerimle kaybolacaktım / yanıldım ! her fani yürek çocukluğuyla beraber düşerinide satarmış ; geçte olsa anladım !.."
 

Ben Vazgeçtim Aşktan Beni Kimse Sevmesin / Hoşçakal Aşk Yolun Açık Olsun


Hiç düşündünüz mü bir yüreğe kaç sevda sığar?


Hatta aynı anda kaç tanesini aldınız yüreğinize?


2 ??? 3 ??? daha mı fazlası yoksa ?



Peki bunların hepsini de gerçekten sevdiniz mi?


''''Canım... Seni Seviyorum ''''


kelimelerini bol keseden atar gibi savurup durdunuz mu ortalara?



Oysa ki anlam olarak ne kadar ağırdır CANIM kelimesi


Canım; dediğin senin gerçek canındır, nasıl canının acımasını istemiyorsan


iste onada aynen öyle


itina ve özenle bakıp davranacaksın...


Ölmekten korkar gibi canını kaybetmekten de korkacaksın, hatta daha


fazla olmalı bu korkun


çünkü ölmek bir keredir ama kaybettiğin canın arkasından her gün yeni


baştan ölürsün


her gün ölüp ölüp can verememek nedir bilir misin?



Bana sormayın ben de bilmiyorum ölüp ölüp dirilmeyi...



Ama istersen öldürülüp öldürülüp diriltilmeyi anlatırım sana....




Peki ya SENİ SEVİYORUM lar;



Sevmek nedir sizce?


Beğenmek? Hoşlanmak mıdır?



SEVMEK; dediğin aynı anda aynı soluğu alıp vermektir benim için...


Her an özlem duymaktır...


Elini tuttuğun an tüm korkularını yendiğini hissettiğin andır...


Sesi sıcaklığın demektir...


Aşkı ise tutkundur, vazgeçilmezindir...



Tüm bunları yüreğinize sığdırdığınız 2 yada 3 sevda ile aynı anda


paylaşamazsınız


hep eksik biseyler kalır...



Bense bir tanesini bile sığdıramadım ne yazık ki


öyle büyüttüm ki yüreğime sığmaz oldu


ve CANIM gittikçe ağırlaştı


yüreğim de taşınamaz olup canım yanmaya başladı...


Sığamadın kalbime çatlaklar oluştu


Derken bir kan kaybıdır aldı başını gitti



Sense karsıdan can çekişmelerimi izledin



Neydi senin için aşk?


eğlence, vakit doldurma


hangisi????



Aşk dediğin sadece kimyasal heyecan mı?


Öyleyse ben vazgeçtim aşktan beni kimse sevmesin...
ve


HOŞÇAKAL AŞK


Yolun açık olsun
 
araf...
bildiğim ne varsa unuttum sanki. hazfızamı yitirdim belkide...
herşey değişti;istediklerim, hissettiklerim, alışkanlıklarım,özlemlerim,beklentilerim,üzüldükle rim,sevindiklerim,EZBERLERİM...
herşey ''yeniden'' değil! yeni öğreniyor gibiyim...
mutluyum !? hayır.. ama büyük bir mutsuzluğum da yok ki..
tuhaf bir huzursuzluk hissi var şuan sadec o kadar.
kendimi bulmakla kaybetmenin arasında kaldım sadece...
araf misali...