*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Tohum kılıflarındaki özel maddeler
Tohumların genel tasarımlarındaki farklılıkların yanısıra
kılıfları da tam ihtiyaç duyacakları özelliklere sahip olarak yaratılmıştır.
Tohumun içindeki embriyo son derece değerlidir. Bu nedenle yeni bitki tam olarak gelişene kadar bu embriyonun özenle korunması gerekir. Bu koruma her bitki türüne göre değişiklik gösteren tohum kılıfları ile sağlanmıştır. Tohum kılıfını oluşturan maddenin dayanıklılığı oranında tohum dış ortamın olumsuz etkilerinden korunur. Bundan başka kılıfı oluşturan maddeler
tohumların su üzerinde durabilmesinde ya da rüzgarlarla uçmasında da etkendirler.
Tohumların dış kılıfları
son derece çeşitli ve dikkat çekici özelliklere sahiptir. Bazı dış zarlar düşmanları uzaklaştırabilmek için acı bir madde ile kaplıdır. Bazıları ise "tanen" denilen bir madde bakımından zengindir ki bu madde tohumlardaki çürümeyi sınırlandırır. Birçok bitki türünün tohumlarında ise kılıflar bir tür jöle ile kaplıdır. Proteinlerle birleşmiş kompleks şekerlerden oluşan bu jölemsi madde
su ile karşılaştığında kolayca şişer. Bu sayede tohum kolayca nemli maddelerin üzerine yapışır. Bu özellik
ileride göreceğimiz gibi filizlenme sırasında önemli rol oynayacaktır.11
Resimde görülen jölemsi cisimler Ocimum basilicum adlı bir çeşit fesleğen türüne aittir. Bu fesleğenin tohum kılıfları su ile bağlantı haline geçtiğinde birkaç dakika içerisinde hemen jölemsi bir madde üretir. Böylece resimdeki ilginç şekli alırlar. Bu fesleğen türünün tohumları Tayland'da ve doğunun başka bölgelerinde özellikle meyva sularına katılarak kullanılır. (Grains de Vie
s.24)
Üstte görülen Ipomoea murucoide'lerin ağır tohumları bu incecik tüyler sayesinde havada uçabilmektedir. Ayrıca tohumların rüzgarla birlikte yerde yuvarlanmasını sağlayanlar da bu tüylerdir. (Grains de Vie
s.25)
Tohumların koruyucu dış katmanları (tohum kılıfları) genellikle çok serttir. Bu özellik tohumu karşılaşacağı dış etkenlere karşı korur. Örneğin; bazı tohumların gelişimlerinin son aşamasında dış yüzeylerinde dayanıklı mumlu bir yapı birikir
12
Tohumlardaki tasarıma günlük hayatımızda sık karşılaştığımız bir bitkiden
bu sayede tohumlar su ve gaz tesirine karşı dirençli olurlar. Tohum kılıfları bitkinin türüne göre değişik malzemelerle kaplanabilir; fasulye tanesinde olduğu gibi ince bir zarla ya da kiraz çekirdeğinde olduğu gibi odunsu ve sert bir kabukla örtülü olabilir. Suya dayanıklı olması gereken tohumların kabukları diğerlerine göre daha sert ve kalındır. fasulye tanesinden örnek verelim:
bu delikten içeriye girerek ve tohumun filizlenmesini sağlar.13
Tohum kabuklarının kalınlığı da -daha önce belirttiğimiz gibi- bitkinin türüne göre özel olarak ayarlanmıştır. Her bitkinin tohum kabuğu bulunduğu ortamda gelişmesine olanak verecek yeterliliktedir; ne çok kalındır ne de çok ince. Çünkü kabuğu çok kalın olan bir tohum bütün zorlu koşullarda yaşayabilir; ancak bir dezavantaj olarak aşırı kalın bir kabuk embriyonun dışarı çıkmasında bazı problemlere neden olabilir. Zayıf kabuğu olan bir tohum ise pek çok dış etken nedeniyle daha çabuk bozulabilir. İşte bu yüzden tüm tohumlar bulundukları ortama en uygun kabuk kalınlıklarına sahiplerdir.
tanenin yani tohumun anne bitkiye olan bağlantı noktasıdır. Dikkatli bir şekilde incelendiğinde burada "micropyle" denen küçük bir delik olduğu görülecektir. Bu deliği işlevleri nedeniyle bebeklerdeki göbek bağına benzetmek mümkündür. Bu özel geçiş yerinden yumurtacığın içerisindeki dişi üreme hücresini döllemeye yarayan tüp girer. Ayrıca zamanı geldiğinde su
Tohumlardaki embriyonun korunmasında ve yayılmasındaki tek etken tohum kılıfları değildir. Bazı bitki türlerinde bu işlemler aynı zamanda meyve ile de yapılmaktadır. Örneğin resimlerde değişik evreleri görülen Nicandra physaloide çiçeğinde yumurtacık bir süre sonra içerisi tohumla dolu şişkin bir meyve haline gelir. Bu meyvenin üst kabuğunun bir bölümü soyulacak olursa tohumların ilk boyutlarının yani yumurtacık olan hallerinin 500 katına ulaştıkları görülecektir. Tohumlar
anne bitkiye göbek bağı olarak nitelendirilebilecek bir bağ ile bağlanmışlardır. (Grains de Vie
s.26)
Ayrıca bitki tohumlarının tasarımlarını incelediğimizde şöyle bir detayla daha karşılaşırız. Tohumların kabukları
hayvanlarla taşınan tohumlarda dağıtımlarını yapacak olan hayvanların ilgi duyacağı kadar kolay delinebilme özelliğine sahiptirler. Ancak aynı zamanda bu kabuklar
kapladıkları tohumları bütün tohum yiyiciler için cazip hale getirmeyecek bir yapıdadırlar.14
Kiraz tohumu ve bu tohumun içindeki bilgiler doğrultusunda büyümüş
çiçek açmış
zamanı geldiğinde de meyve verecek bir kiraz ağacı görülmektedir. Yandaki resim ise bir tür yabani incir ağacına aittir. Metrelerce yükseklikteki bu dev ağaçlar da
kusursuz rengi ve lezzeti tam olan kiraz gibi ağaçlar da küçük tohumlardan çıkmaktadır. (Aşağıdaki resimde görülen insan elindeki küçük tohum yandaki incir ağacının tohumudur) Bu ağaçlarla ilgili bütün bilgiler eksiksiz bir şekilde tohumlarında kodlanmıştır. Üstelik milyonlarca yıldır aynı tohumlara aynı bitkiler kodludur ve bu sayede aynı tohumlardan aynı bitkiler çıkmaktadır. Allah tohumlara yerleştirdiği bilgi ile herşeye güç yetiren olduğunu bize göstermektedir. meyvelerinin şekeri
Buraya kadar anlatılanlardan da açıkça görüldüğü gibi basit bir dış görünüme sahip olan tohumların aslında detaylı bir tasarımı vardır. İçlerindeki maddelerin oranlarından içeriklerine ve koruyucu üst kaplamalarına kadar tüm tohumların özellikleri bulundukları iklim koşullarına
çevre şartlarına göre değişiklik göstermektedir. Peki bu çeşitlilik ve detaylar nasıl ortaya çıkmıştır?
Bu sorunun cevabı ile ilgili olarak evrim teorisini savunan kitaplara baktığımızda ilginç bir durumla karşılaşırız. Evrimciler "Neden?"
"Nasıl?" gibi sorulara cevap vermektense üstü kapalı ifadeler
göz boyama yöntemleri kullanmayı tercih ederler. Bu konuyla ilgili olarak tohumların üst kaplamaları hakkında Evolution isimli evrimci bir kitapta yazılanları ele alalım.
Gördüğünüz kuru tohumlardan aşağıdaki resimlerde görülen rengarenk
mis gibi kokan çiçekler yetişmektedir. Bu
üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir yaratılış gerçeğidir.
Tohumun üst kaplaması çeşitli hayvanların azı dişlerine
bağırsak asitlerine ve enzimlere
oksijensiz atmosfere direnecek kadar dayanıklıdır. Ayrıca bu tohum kaplaması gerektiğinde uygun filizlenme koşulları oluşana kadar embriyoyu havadan
yanlış filizlenmesine neden olacak sebeplerden ve tohum yiyen hayvanlardan korumak için evrimsel olarak dizayn edilmiştir.15
Dikkat edilirse yukarıda tohumların kusursuz tasarımındaki dikkat çekici özelliklerden bazıları arka arkaya sıralanmakta
son satırlarda ise "evrimsel dizayn" ifadesi kullanılarak tohumların evrim ile oluştuğu havası yaratılmaya çalışılmaktadır. Ancak takdir edileceği gibi yukarıdaki paragraf tohumların nasıl ortaya çıktıkları sorusunu açıklamaktan son derece uzaktır. Çünkü burada sadece tohumlardaki tasarımın kusursuzluğundan bahsedilmektedir. Sona eklenen "evrimsel olarak dizayn edilmiştir" cümlesi ise gerçekte hiçbir anlam ifade etmemektedir.
Ayrıca bu ifade kendi içinde de tutarsızdır. Zira
"evrim" ve "dizayn" kavramları birbirine taban tabana zıt kavramlardır ve evrimin bir dizayn ortaya çıkarması
tesadüf
rastlantı gibi kavramların bunda hiçbir etkisi olamayacağını ortaya koyar. Canlılardaki ve şu anki konumuz olan tohumlardaki dizayn da onların evrimin değil bilinçli bir aklın ürünü olduklarının en açık kanıtıdır.
Bu durumu şöyle bir örnekle daha açık hale getirelim. Bir gün bir resim galerisine gittiğinizi ve burada bir salon dolusu tohum resmi ile karşılaştığınızı farz edelim. Her resimde farklı bir bitkinin tohumu ile ilgili detaylar çizilmiş olsun. Galerinin sahibine bu kadar çeşitli resmi kimin çizdiğini sorduğunuzu düşünelim. Eğer bu kişi size "bu resimlerin bir ressamı yoktur
bunlar tesadüflerin yardımıyla evrimsel olarak dizayn edilmiştir" dese ne düşünürsünüz? Elbette böyle bir cevabın son derece mantıksız ve akıl dışı olduğunu hemen anlar ve ressamın varlığı konusunda ısrar edersiniz.
Cansız tohum resimlerinin "evrimsel dizaynına" inanamayacağınıza göre
içinde bir bitkiye ait tüm bilgileri bulunduran
uygun şart ve ortamlarda filizlenerek dev ağaçları
yüz binlerce çeşit meyveyi
çiçeği meydana getiren tohumları
bilinçsiz ve şuursuz tesadüflerin var ettiğine de inanamazsınız. Görüldüğü gibi burada asıl olarak bu dizaynı kimin yaptığı
nasıl yaptığı
bitkinin bu dizayna uygun bir yapıya nasıl getirildiği ve bunun nasıl yerleştirildiği gibi soruların cevabının verilmesi gerekmektedir.
bir şey tasarlaması düşünülemez. Çünkü evrim tesadüflere dayalı bir süreci savunur; "dizayn" yani "tasarım" kavramı ise bilinçli bir aklın varlığını gösterir. Dolayısıyla bir yerde bir dizayn varsa bu durum evrim tamamen canlı yapılarda
Sonuç olarak
tohumların yapısında evrimcilerin tesadüf iddiaları ile asla açıklanamayacak
çok açık bir tasarım ve plan vardır. Elbette ki bu plan şuursuz tesadüflerin sonucunda ya da başka herhangi bir nedenle ortaya çıkmamıştır. Her resmin bir ressamı olduğu gibi her tasarımı her planı yapan da biri vardır. Tohumlardaki kusursuz tasarım ise sonsuz akıl ve üstün güç sahibi olan Allah'a aittir. Bitkilerin yaşamının her kademesinde görülen bu akıl
onların üstün güç sahibi olan Allah tarafından yaratılmış olduklarının açık bir delilidir.
Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan
ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız. Onunla sizin için ekin
zeytin
hurmalıklar
düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır. (Nahl Suresi
10-11)

Tohumun içindeki embriyo son derece değerlidir. Bu nedenle yeni bitki tam olarak gelişene kadar bu embriyonun özenle korunması gerekir. Bu koruma her bitki türüne göre değişiklik gösteren tohum kılıfları ile sağlanmıştır. Tohum kılıfını oluşturan maddenin dayanıklılığı oranında tohum dış ortamın olumsuz etkilerinden korunur. Bundan başka kılıfı oluşturan maddeler

Tohumların dış kılıfları




Resimde görülen jölemsi cisimler Ocimum basilicum adlı bir çeşit fesleğen türüne aittir. Bu fesleğenin tohum kılıfları su ile bağlantı haline geçtiğinde birkaç dakika içerisinde hemen jölemsi bir madde üretir. Böylece resimdeki ilginç şekli alırlar. Bu fesleğen türünün tohumları Tayland'da ve doğunun başka bölgelerinde özellikle meyva sularına katılarak kullanılır. (Grains de Vie




Tohumların koruyucu dış katmanları (tohum kılıfları) genellikle çok serttir. Bu özellik tohumu karşılaşacağı dış etkenlere karşı korur. Örneğin; bazı tohumların gelişimlerinin son aşamasında dış yüzeylerinde dayanıklı mumlu bir yapı birikir

Tohumlardaki tasarıma günlük hayatımızda sık karşılaştığımız bir bitkiden

bu sayede tohumlar su ve gaz tesirine karşı dirençli olurlar. Tohum kılıfları bitkinin türüne göre değişik malzemelerle kaplanabilir; fasulye tanesinde olduğu gibi ince bir zarla ya da kiraz çekirdeğinde olduğu gibi odunsu ve sert bir kabukla örtülü olabilir. Suya dayanıklı olması gereken tohumların kabukları diğerlerine göre daha sert ve kalındır. fasulye tanesinden örnek verelim:



Fasulye tanesi
türüne göre bir veya iki kılıf ile çevrilmiştir. Bu kılıflar tıpkı bir palto gibi tohumu dış ortamın soğuk hava
kuraklık
mekanik etkiler gibi zorlu şartlarından korur. Burası
aynı zamanda dış ortam ile olan bütün alışverişin de yapıldığı bölgedir. Kısacası
tohumun büyümesi konusunda bu kılıf önemli bir rol oynamaktadır.
Fasulye tanesinin bulunduğu yerden koparıldığı noktada oval bir iz görülür. Bu






Tohum kabuklarının kalınlığı da -daha önce belirttiğimiz gibi- bitkinin türüne göre özel olarak ayarlanmıştır. Her bitkinin tohum kabuğu bulunduğu ortamda gelişmesine olanak verecek yeterliliktedir; ne çok kalındır ne de çok ince. Çünkü kabuğu çok kalın olan bir tohum bütün zorlu koşullarda yaşayabilir; ancak bir dezavantaj olarak aşırı kalın bir kabuk embriyonun dışarı çıkmasında bazı problemlere neden olabilir. Zayıf kabuğu olan bir tohum ise pek çok dış etken nedeniyle daha çabuk bozulabilir. İşte bu yüzden tüm tohumlar bulundukları ortama en uygun kabuk kalınlıklarına sahiplerdir.
tanenin yani tohumun anne bitkiye olan bağlantı noktasıdır. Dikkatli bir şekilde incelendiğinde burada "micropyle" denen küçük bir delik olduğu görülecektir. Bu deliği işlevleri nedeniyle bebeklerdeki göbek bağına benzetmek mümkündür. Bu özel geçiş yerinden yumurtacığın içerisindeki dişi üreme hücresini döllemeye yarayan tüp girer. Ayrıca zamanı geldiğinde su




Tohumlardaki embriyonun korunmasında ve yayılmasındaki tek etken tohum kılıfları değildir. Bazı bitki türlerinde bu işlemler aynı zamanda meyve ile de yapılmaktadır. Örneğin resimlerde değişik evreleri görülen Nicandra physaloide çiçeğinde yumurtacık bir süre sonra içerisi tohumla dolu şişkin bir meyve haline gelir. Bu meyvenin üst kabuğunun bir bölümü soyulacak olursa tohumların ilk boyutlarının yani yumurtacık olan hallerinin 500 katına ulaştıkları görülecektir. Tohumlar


Ayrıca bitki tohumlarının tasarımlarını incelediğimizde şöyle bir detayla daha karşılaşırız. Tohumların kabukları








Buraya kadar anlatılanlardan da açıkça görüldüğü gibi basit bir dış görünüme sahip olan tohumların aslında detaylı bir tasarımı vardır. İçlerindeki maddelerin oranlarından içeriklerine ve koruyucu üst kaplamalarına kadar tüm tohumların özellikleri bulundukları iklim koşullarına

Bu sorunun cevabı ile ilgili olarak evrim teorisini savunan kitaplara baktığımızda ilginç bir durumla karşılaşırız. Evrimciler "Neden?"






Tohumun üst kaplaması çeşitli hayvanların azı dişlerine



Dikkat edilirse yukarıda tohumların kusursuz tasarımındaki dikkat çekici özelliklerden bazıları arka arkaya sıralanmakta

Ayrıca bu ifade kendi içinde de tutarsızdır. Zira




Bu durumu şöyle bir örnekle daha açık hale getirelim. Bir gün bir resim galerisine gittiğinizi ve burada bir salon dolusu tohum resmi ile karşılaştığınızı farz edelim. Her resimde farklı bir bitkinin tohumu ile ilgili detaylar çizilmiş olsun. Galerinin sahibine bu kadar çeşitli resmi kimin çizdiğini sorduğunuzu düşünelim. Eğer bu kişi size "bu resimlerin bir ressamı yoktur

Cansız tohum resimlerinin "evrimsel dizaynına" inanamayacağınıza göre










1-4) Manolya bitkisi geceleri yapraklarını az kapatır.
Bu sayede böceklerin kendisini daha çok ziyaret
etmesini sağlamış olur.
5) Çiçek solmaya başlar. Taç yapraklar
artık bir çiçeğin yere düşecek çöpleri haline gelir.
6) Taç yapraklar solar.
7) Çiçeğin polenlenmiş yumurtası meyveye
dönüşmeye başlar.
8) Meyve olgunlaştığında çok güzel kırmızı bir
renk alır. 9) En sonunda olgunlaşmış meyveler patlayarak düşmeye hazır tohumlar haline dönüşürler.
Bu tohumlar daha sonra yanda görülen ihtişamlı manolya ağaçlarını oluşturacaklardır.
Bu sayede böceklerin kendisini daha çok ziyaret
etmesini sağlamış olur.
5) Çiçek solmaya başlar. Taç yapraklar
artık bir çiçeğin yere düşecek çöpleri haline gelir.
6) Taç yapraklar solar.
7) Çiçeğin polenlenmiş yumurtası meyveye
dönüşmeye başlar.
8) Meyve olgunlaştığında çok güzel kırmızı bir
renk alır. 9) En sonunda olgunlaşmış meyveler patlayarak düşmeye hazır tohumlar haline dönüşürler.
Bu tohumlar daha sonra yanda görülen ihtişamlı manolya ağaçlarını oluşturacaklardır.
Sonuç olarak



Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan





