Sinop Şehir Tanıtımı

Sinop Genel

Sinop, Türkiye








Sinop Arması




Atatürk 15 eylül 1928 tarihinde ilk harf devrimi ile ilgili işareti ve dersi Sinopta verdi. Bu resim Sinop orta okullu zeytin ağacının altında çekilmiştir.



Eski Sinop kenti


Sinop, (Hititçe: Sinuwa, Yunanca: Σινώπη/Sinope), Türkiye Cumhuriyeti'nin Karadeniz Bölgesi'nin orta kesiminde bulunan Sinop ili'nin merkezi olan şehirdir. Karadeniz kıyısında, Boztepe Burnu'nun karayla birleşme noktasında yer alır. Sinop Kalesi, tarihi ve turizm açısından kentin en ilginç yeridir. Kentin nüfusu yaklaşık 35.000'dir.

Coğrafya

Sinop; Anadolu'nun kuzey yönde uç noktası olan İnceburun'a doğu yönde bağlanan Boztepe Burnu berzahında bir kale-şehir olarak kurulmuş ve tarih boyunca doğu yönde gelişmiştir. Tarih boyunca kale dışına pek taşmayan şehir bir liman kenti özelliği taşır. Berzahın kuzeydoğusundaki dış liman fırtınalara açık olduğu ve denizcilik bakımından kullanışlı sayılmadığı halde, Antikçağ 'da daha çok bu limanın kullanıldığı bilinir. Zamanla kum dolan ve kullanılamaz hale gelen bu limanı berzanın güney-doğusundaki iç limana aynı dönemde bir kanal bağlardı. Bu kanal, Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde kapatılmıştır. Şimdi ise tekrar böyle bir kanal açmak için projeler yürütülmektedir.

Toplum ve Kültür

Hitit kaynaklarından öğrenildiğine göre, yörenin en eski halkı olan Kaşkalar'ın konuştuğu dil ile Hititler'in dil benzerlikler göstermekteydi. Pontus Krallığı'nın egemenliğine girdiği İÖ 2.yüzyıl başlarına kadar özgürlüğünü koruyan Sinop kenti, bu dönemde bayındır bir liman ve balıkçılık merkeziyidi . Eski kaynaklarda, limanda kurulmuş olan dalyanlarda avlanan palamutlardan bir bölümünün büyük havuzlarda canlı olarak korunduğu konusunda bilgiler vardır. Roma döneminde yaptırılan uzun sukemerleriyle kente su getirildi. Bizans döneminde önemli bir liman ve askeri üs konumunda olan Sinop, Candaroğulları yönetimi sırasında tersanesiyle ün kazandı. Bu sırada Sinop tersanesinde yapılan büyük bir tekne, Osmanlı donanmasına örnek olması amacıyla İstanbul'a götürüldü. Osmanlı döneminde kentte yaşayan Rumlar daha çok küçük üretim ve ticaretle uğraşırdı. 19.yüzyılda Anadolu'nun iç kesimleriyle daha kolay ulaşım sağlayan Samsun ve Trabzon limanlarının önem kazanmasından sonra Sinop eski canlılığını yitirmeye başladı. Ticaretin gelişme gösterdiği 19. yüzyıl sonlarında kent surların dışına taştı. Sinop'ta doğan şair Ahmet Muhip Dıranas, 1940'ta yayımlanan bir yazısında çocukluğunun geçtiği kenti şöyle anlatır:"Misafir olacağım eve varmak için yıkık kale duvarları arasında geçiyordum. Oysa ki 30 yıl önce şehrin bütün surları sağlamdı. Biz çocuklar bir taraftan çıktık mı bu surların üstüne, bütün kasabanın etrafını fırdolayı dönerdik. Şimdi kala kala birkaç burçla şehrin ortasına doğru düşen ve saat kulesi hizmetini gören Roma üslubunda bir kale kalmış. Daha eskiden burda Rumlar varken gece oldu mu, surun kapıları kapanır, dışardakiler dışarda, içerdekiler içerde kalırmış. Canlı ve hareketli olan Rumlar, yarımadaya doğru olan kısımda ve kale dışındaydılar. Kenar boyunca kahveleri, çalgılı gazinoları ve meyhaneleri vardı.
Yaz gecelerinde liman, gezi sandalları ve balıkçı kayıklarının meşaleleriyle lale tarlasına benzerdi. Şarkılar, kahkahalar... Bütün o yangınlardan ve harp felaketlerinden sonra hepsi bir hayal oldu."
Sinop Kalesi daha çok cezaeviolarak ün kazanmış bir tarihsel yapıdır. Özellikle edebiyat ve siyaset alanında ün kazanmış ve çeşitli nedenlerle yargılanıp hapse makûm edilmiş birçok kişi bu cezaevinde yatmıştır. Bu kişilerden biri de ünlü öykü ve roman yazarı Sabahattin Ali. İlkçağ düşünürlerinden Diyojen Sinop doğumludur. Darphane sorumlusu olan babasıyla birlikte sahte para basmakla suçlanan Diyojen'in Sinop'tan sürgün edildiği bilinir.
19. yüzyıl sonlarında Kafkasya'dan gelen göçmenlerden bir bölümünün yerleştirildiği kentin 10 bine yakın olan nüfusunun yüzde 40'ı Rumlardan oluşuyordu. 1950'de ise kentin nüfusu 6 bini bile bulmuyordu.

Tarihi

Yarımadanın güney yönündeki içliman ise rüzgarlara kapalı konumuyla ve sakin deniziyle güney Karadeniz'in en önemli limanıydı. Bu özellikleri yüzünden "Akdeniz" ismini almıştır. Tarih boyunca işlek bir liman yaşantısı ve tersane faaliyeti bu limanda gerçekleşmiştir. 19. yüzyıla kadar tamamen ayakta duran surlardan ise günümüze büyük bir kısmı kalmıştır ve yıkıntılarından rekonstrüksiyonu yapılabilir. Şehrin gelişimi sürekli olarak doğu yönde, Boztepe Burnuna doğru olurken, kuzeydeki Akliman ve Anadolu yönünde bir kaç azınlık yerleşmesinden başka bir yerleşim olmamıştır. Doğudaki yarımada ise gittikçe sarplaşmakta, Hıdırlık tepesinde 187 metre yüksekliğe ulaşmakta ve nihayet deniz yönünde dik yarlar ile kuşatılmaktadır. Bu durumda şehrin deniz yönünden ve berzahtan zaptedilmesi imkansız olmaktadır.
Antik çağdan beri parlak ve yoğun bir ticari ve kültürel yaşantıya sahip olan Sinop, bu niteliğini Doğu Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Candaroğulları ve Osmanlı İmparatorluğu yönetimlerinde de sürdürmüş, ayrıca kale ve tersanesi ile bölgenin en önemli askeri üslerinden biri olmuştur. Bu durumunu Sinop Baskını'ndan sonra kaybetmeye başlayan kent, sur dışına güneydoğu yönde azınlık yerleşmeleri ile batıya doğru ise yönetim ve eğitim gibi kamu hizmetleri yerleşmesiyle çıkmıştır.
Sinop, MÖ. 70 yılında Romalıların, MS. 395 yılında Bizanslıların, 3 Ekim 1214 tarihinde Selçuklular'ın, 1461 yılında Osmanlıların hakimiyetine girmiştir. Sinop ilinin yerleşme tarihi ilk Tunç Çağı'yla başlamıştır. MÖ. 7. yüzyılda bir Helen Kolonisi olarak kurulan Sinop, Antik Çağ'da Karadeniz'in en önemli kentiydi. Helenistik dönemde Anadolu'nun yerli kültürleriyle, Helen ve Pers kültürlerini birleştirmek isteyen Pontus Devleti'nin başkentlerinden biri de Sinop'tu. Bizans döneminde yöre Ortodoks Hıristiyanlığının etkisiyle dilde ve kültürde Helenleşmiştir.

Sinop 1972 yılında kalkınmada ikinci derece öncelikli iller kapsamına alınmıştır. İlk büyük ölçekli sanayi kuruluşu, Ayancık Kereste Fabrikasıdır. Diğer önemli sanayi kuruluşları Şişe Cam Fabrikası, Un Sanayi, Söksa, İç Çamaşırı Örme Ve Konfeksiyon AŞ. ile toprak sanayinde tuğla ve kiremit fabrikalarıdır. Ne yazık ki şu an bu fabrikaların çoğu kapatılmış ya da taşınmış durumdadır. Ama bunun dışında Sinop'ta el sanatları da ünlüdür. Ayancık keteni, Boyabat çember dokumacılığı, ahşap kotra maketi yapımı ve tahta el işlemeciliği Sinop'taki en köklü el sanatlarıdır.
İlk kütüphane 1924 yılında Dr. Rıza Nur'un öncülüğünde kurulmuştur ve kütüphaneye ismini veren de odur.

İlin Adı'nın Kaynağı

Antik Çağ'da, Paflagonya bölgesi içinde kalan Sinop'un saptanabilen en eski adı, Sinopedir. Bir söylenceye göre kent adının kurucusu olarak kabul edilen aynı bir Amazon'dan almıştır. Bir başka söylenceye göreyse, kenti eski Yunan'da Irmak Tanrısı Asopos'un su perisi kızlarından Sinope kurmuştur. Söylenceler, İÖ V. - IV. ve III. yıllarda tarihlenmektedir ve aynı dönem kent sikkemeri üstünde, Sinope'nin başı görülmektedir. Hangi söylence benimsenirse benimsesin, kentin kurucusunun Sinope olduğu kesindir. Ancak, Sinope bir su perisi ise, kentin Yunanlı kolonicilerce; Amazon ise; Anadolu'nun yerli halklarınca kurulmuş olması gerekir. Bu ikilem, dilbilim çalışmalarıyla bir ölçüde çözülmemiştir: Gerek etimolojisine yabancı olan Sin ya da Sind sözcüklerine Yunanistan'ın dışında daha çok Pontus,Doğu Anadolu,İran ve Hindistan'da rastlanmaktadır. Bu da, Sinope adının yerli Anadolu dillerinde gelmiş olabileceğini göstermektedir. Ünlü Antik Çağ coğrafyasısı Strabon ise, kentin kurucusu olarak, Argonotlar'dan Teselyalı Otolikos'u göstermekte ve onun kenti ele geçirerek bir Yunan kolonisi kurduğu yazmaktadır. "Kentin ele geçirilmesi" kavramı, kolonileştirmeden önce, kent'te yerli bir halkın yaşandığını ortaya koymaktadır. Strabon'un sözünü ettiği gelişmeden sonra, Sinope Kenti İÖ VII. yıllarında bir kez Miletuslular'ca kolonileştirilmistir. Kent'te, sırasıyla Miletuslu Habrındas, Koos ve Krenitas dönemlerinde yerleşilmiştir. Tüm bü söylence ve tarihsel olaylar Sinop'un ilk çağlarda yerli halkça kurulduğunu, bu yerleşimi, söylencesel Argonot seferiyle ilgili olarak bir Yunan kolonisi'nin izlediğini, son olarak da Miletuslular'ın burada bir koloni kurduğunu ortaya koymaktadır. Sinop'u içeren yörenin en eski adı ise "Kaşka Ülkesi" idi. Yöre Hitit Imparatorluk Dönemi'yle çağdaş olan Kaşkalar'ın yaşadıkları topraklarda yer alıyordu. Bu ülke sınırları içindeki küçük "Arauanna Ülkesi de, Sinop yöresinde bulunuyordu.

Tarih Öncesi Sinop

Sinop ilk çağda "Paflagonya" adı verilen bölge içindedir. Anadolu'nun kuzey sahilleri ile Kırım yarımadası arasında deniz ticaretinde önemli bir rol oynamıştır. Önemli bir doğal liman konumundadır.
1953 yılında Kocagöz höyükte (kazılınca çoğu kez altında eski yapı kalıntıları ve eski eserler çıkan, yayvanca - alanı geniş ve derinliği az bir şekilde toprak tepe.) yapılan kazı ile 1987 ve 1988 yıllarında Müze Müdürlüğünce yapılan yüzey araştırmacıları sonucunda tarih öncesi devreler biraz olsun aydınlığa kavuşmuştur.
Karagöz höyükte yapılan kazılarda, İlk Tunç Çağı 1. dönemine ait (MÖ.? 3000-2700) buluntular ortaya çıkarılmıştır. Bulunan malzeme Sinop, Balkanlar ve İç Anadolu arasındaki ilişkiyi göstermektedir.
Yapılan yüzey araştırması sonucunda çevrede çok sayıda tarih öncesi yerleşim yerlerine rastlanmıştır. Bu yerleşim yerleri sahil boyunca, nehir ağızlarında ve nehir vadileri boyunca iç kesimlere doğru yayılmaktadır. Ele geçen malzeme genel olarak ilk Tunç Çağı 1 ve İlk Tunç Çağı 2'ye tarihlenmektedir. Ancak Kabalı çayı vadisinde Erken kalkolitik (MÖ. 4500) yıllarına tarihlenen iki yerleşim yeri saptanmıştır. Bugün Sinop çevresinde en eski yerleşim alanı Kabalı çayı vadisi olarak belirlenmiştir. Sahil kesiminde İlk Tunç Çağı 2'nin başında korkunç bir yangınla höyükler terkedilmiştir. Bundan sonra höyüklerde bir yerleşmeye rastlanmamaktadır.



Hitit Devrinde Sinop

1952-1954 yılları arasında yapılan kazılarda Sinop'ta Hitit dönemini belgeleyecek hiçbir esere rastlanmamıştır. Hitit metinlerinde Karadeniz'de Gaşka kavimlerinin varlığından söz edilmekte ise de, ancak şimdiye kadar Sinop yöresinde hiçbir buluntu ele geçmemiştir.
Yapılan yüzey araştırmasında sahil bandında bir tek Gerze ilçesi Köşkhöyük'te Er Hitit (MÖ. 1800) malzemesine rastlanmıştır. Ancak Hitit İmparatorluğu dönemine ait hiçbir malzeme bulunmamıştır. Bundan sonra 756 yılına ait malzemeler bulunabilmektedir. (MÖ. 2700-1800), (MÖ. 1800-756) yılları arasında Sinop sahil şeridiyle ilgili bir bilgi yoktur.



MÖ. 1000 Başlarında Sinop

MÖ. 756 yılında Milet'ten ayrılan ve kendilerine yeni bir şehir kurmak isteyen göçmenler buraya gelerek bugünkü Sinop'un ilk temelini atmışlar ve bu şehre Sinope adını vermişlerdir. "Efsaneye göre tanrıça Sinope ırmak tanrısının kızıdır. Zeus Sinope'ye aşık olur. Her dilediğini yerine getireceğine söz verir. Sinope kızlığına dokunmamasını ister. Tanrı yemine bağlı kalarak onu kız bırakır. Bugünkü Sinop'un olduğu yere gelir."
Daha sonra MÖ. 630 yılında ikinci bir koloni (sömürge, göçmen topluluğu ya da bu topluluğun yerleştiği yer) grubu Sinop'a yerleşmiştir. Şehrin surlarının büyük bir olasılıkla kolonize (koloniler halinde yaşanan) devirlerde yapıldığı tahmin edilmektedir.
7. yy başlarında Sinop, Anadolu'ya kuzeyden gelen Kimmerlerin, 6. yy ortalarında İran'dan gelen Perslerin istilasına uğramıştır.



Hellenistik Döneminde Sinop

4. yüzyılın birinci yarısında Paflagonya'lılar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. MÖ. 332 yılında Büyük İskender'in Anadolu'ya girişini fırsat bilen 1. Ariarathes Kapadokya'da bağımsızlığını ilan ederek, Sinop'u da hakimiyetine almış. MÖ. 302 yılında Mitridat Ktistes Paflagonya'da dağınık halde bulunan prenslikleri bir araya getirerek kuvvetli bir devlet (bağımsız bir ülke ile onun yönetiminden oluşan varlık) kurmuştur. Daha sonra ll. VI. Mithridates ve onun oğlu Farnak Sinop'a hakim olmuş. MÖ. 169 yılında devletin başına Mitridat Flapeton geçmiştir. Mitridat Flapaton Sinop'u bayındır (gelişip güzelleşmesi için üzerinde çalışılmış, alt yapıya sahip) hale sokmuş, başkentini Amasya'dan Sinop'a getirmiştir.
Sinop'un parlak dönemi Mitridat Fatpator zamanında olmuştur. Bütün Karadeniz'i hakimiyeti altına alan Mitirdat Romalıları'da Anadolu'dan atarak büyük bir imparatorluk kurmuş, ancak Başkenti Sinop'tan Bergama'ya taşımıştır.
Helenistik dönem Sinop'un en parlak zamanı olup, bu dönemde kültüre büyük önem verilmiştir.

Romalıllar Devrinde Sinop

MÖ. 70 yılında Roma İmparatorluğu işgal ettiği bu toprakları yeniden tanzim etmiş. Pontus Krallığını Kızılırmak'tan itibaren ikiye bölerek, doğu parçasının idaresini yerli sülalelere vermiş, batı parçasını ise doğrudan doğruya devletin eyaleti haline getirmiştir.

Sinop'un Roma idaresine geçmesi tarihte önemli bir dönüm noktasıdır. Bilhassa (her şeyden önce, başta) Jül Sezar zamanında şehre maddi yardımlardan başka, yeni Roma kolonileri gönderilmiş ve genişleyip büyümesi sağlanmıştır.

Bizans Devrinde Sinop

Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle Doğu Roma topraklarında kalan Sinop yavaş yavaş küçülmeye başlamıştır. Hıristiyanlığın geliştiği bu dönemde şehirde ticaret ve kültür, dini birtakım olaylar yüzünden gerilemiştir. Sinop'ta bu dönemde yapılan en önemli Bizans yapıtı Balatlar Kilisesi'dir.

Sinop'un Fethi ve Selçuklu Dönemi

1204 yılında 4. Haçlı Seferinde İstanbul zapt edilip (zorla alınıp), Bizans İmparatorluğu dağılınca Sinop Trabzon Devleti'nin elinde kalmıştır. İç Anadolu'ya yerleşen Selçuklulara vergi veren Trabzon Devleti, Selçukluların bir iç ayaklanmasından yararlanarak vergiyi kesmiş ve Sinop halkına da baskı ve tecavüzlerde bulunmaya başlamıştır.
Sinop halkının Konya'ya şikayeti üzerine Sultan İzzeddin Keykavus dirlik sahibi bütün Vilayet Beylerine emir göndererek savaşa katılmalarını bildirmiştir. Büyük bir kuvvetle yola çıkan ordunun gerek hazırlığından, gerek gidiş yolundan haberdar olmayan düşman Sinop yakınlarında 500 atlı ile avlanmakta olan Tekfur'u baskın yaparak yakalamış, yakalanan Tekfur 3 gün sonra kale önüne getirilerek Sinop'un teslim olması istenmiştir.
Önceleri teslim olmak istemeyen halk Tekfur'un öldürülmemesi, kimsenin canına kıyılmaması ve herkesin istediği yere gidebilmesi şartıyla 3 Ekim 1214 tarihinde kalenin anahtarlarını Selçuklulara teslim etmiştir.

Sinop Baskını, (30 Kasım 1853), Kırım Savaşının önemli çarpışmalarından biri olan baskın. Bu baskında Rus Karadeniz donanması, Sinop'ta Osmanlı donanmasına ağır bir darbe indirdi. Yelkenli ahşap gemilerin çarpıştığı son muharebe ve gülle yerine patlayıcı mermilerin kullanıldığı ilk deniz muharebesi olarak, dünya deniz savaşları tarihinde Sinop Baskını'nın özel bir yeri vardır.



Türk İdaresinde Sinop

Selçuklu idaresine geçtikten sonra baştan başa yeniden imar edilen Sinop'ta, önce Pervaneoğulları daha sonra Candaroğulları Türk egemenliğini sürdürmüştür.

15. yüzyılda gelişmeye ve büyümeye başlayan Osmanlı İmparatorluğuna Anadolu beylikleri katılmaya başlayınca Candaroğlu İsmail Bey'de Osmanlılara bağlılığını ilan etmiş ve böylece Sinop Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresi altına girmiştir.
Bir liman şehri olarak kullanılan Sinop'ta tersanede gemi yapımı bu dönemde de devam etmiştir.
1853 Osmanlı-Rus savaşlarında şehir top atışlarına tutularak yakılmış ve bu tarihten sonra, şehir iyice küçülerek kale içine çekilmiştir.
Bandırma vapuru ile Samsun'a gitmek üzere yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk 18 Mayıs 1919 günü Anadolu'ya karadan geçmek için Sinop Limanına uğramış, ancak o tarihte Sinop-Samsun arasında karayolu olmaması sebebiyle yolculuğuna gemiyle devam etmiştir.
Sinop idari teşkilat olarak merkezi Samsun olan, Canik Livasına bağlanmış, Tanzimat'ın ilanından sonra Kastamonu'ya sancak olmuş, 1924 yılında Kastamonu'dan ayrılarak il haline getirilmiştir.



Turizim

1995-2004 Yıları Arası Sinop'a Gelen Turist Sayısı Yıl Yerlı Yabancı Toplam 1995 76.575 8.151 84.792 1996 75.286 3.506 78.792 1997 67.859 2.876 65.735 1998 61.386 1.987 63.373 1999 42.483 1.312 43.795 2000 51.815 1.923 53.738 2001 71.201 3.533 74.734 2002 70.358 8.366 78.724 2003 75.680 5.430 81.110 2004 67.840 3.760 71.600


  • Sinop Müzesi
Sinop Müzesi Sinop şehri'nin merkezinde bulunan ve Sinopun çevresinde ve kazılar sonucunda bulunan tarih eserler sergilenmektedir. Müzede değişik dönemlere ait eserler gösterilmektedir. Bizans ,Helenistik ,Roma ,Prehistorik ,Etnografik ve Sinop şehrinin etrafında bulunan ikonlarda bulunmaktadır.

  • Balatlar Kilisesi
7.yy.da Bizanslılar tarafından bir kilise olarak kullanılan kilise, Roma çağında ise tiyatro ya da hamam olarak kullanıldığı düşünülüyor.Üç kısmındaki fresklerin bir bölümü durmaktadır. Kilise halkin ziyaretine açılmıştır.Mülkiyet özel şahsa ait olduğu için Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2000 yıllında kamulaştıralak gereklide bahçe düzenlemesi yapıldı.



  • Alaaddin Camii
Bu Camii Sinopun Selçuklular tarafından fethinden hemen sonra yapılmıştır, buna görede bir Şelçuklu eseridir. Büyük bir avlusu vardır ve bu avlu güneyde yer alır. Beş kubbesi olan Camii dikdörtgen planı vardır. Şadırvanlı olan ibadethane, şadrıvanı avlunun ortasındadır ve bir köşesinde Isfendiyar oğulları'nın türbeleri bulunmaktadır.



  • Sinop Kalesi
Sinop şehrini korumak amacıyla M.Ö.7.yy.da yarımada'nın üzerinde yapıldı meşhur Sinop Kalesi. Çeşitli dönemlerde Romalılar,Bizanslılar ve Selçuklular döneminde kale onarılarak kullanılıdı. Bugün bille ihtişamıni koruya billen bu kale 2050 m uzunluğunda, 25 m yüksekliğinde, 3 m genişliğinde ve iki tane giriş kapısı bulunmaktadır.



  • Paşa Tabyası
19.yy.da Osmanlı-Rus savaşları sırasında denizden gelen tehlikeleri önlemek amacıyla yapılmıştır. Sinop yarımadası'nın güney doğusunda yer alır bu yapı. Yarı ay şeklindedir. 11 top yatağı, cephanelik ve mahzenlerden oluşmaktadır. Bugün Paşa Tabyası yeme içme tesisi olarak hizmete açılmıştır ve Sinop turizimine hizmet vermektedir. Diğer bir tabya özel bir şahsın mülkiyetidir. Bu Tabya'nın adı Korucuk Tabyası'dır.



  • Eski Sinop Cezaevi - Eski Sinop Tersanesi
Sinop Cezaevi'nin Sinop'un turizimine büyük bir katkıda bulunuyor. Cezaevi iç kalenin içinde eski tersane alaninda yapılan bir yapıdır. Cezaevi Osmanlı'nın Karadeniz bölgesindeki en büyük tersanesiydi. Etrafi yüksek kale bedenleriyle çevrilidir ve 1887 yılından beri cezaevi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Mahkumların kaçımı imkansızdı Sinop Cezaevinden,çünki dört bir yanı kaleylen çevrili olduğu için. Şu an eski Cezaevi Müze olarak ziyarete açılmıştır. 2004 yılında 45.000 kişi ziyaret'te bulunmuştur. Devlet Giray, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Ruhi Su, Burhan Felek, Zekeriya Sertel ve Nazım Hikmet bu cezaevinde yatmış bazı isimlerdir. Cezaevini anlatan şiirler Sabahattin Ali'nin kaleminden de çıkmış ve bunlardan "Aldırma Gönül" popüler olmuştur.





Mimari

Şehirdeki en bilinen yapı tarihi Sinop Cezaevidir. Bu binanın yanında Alaattin Camii, Pervane Medresesi, Paşa Tabyaları ve Serapis Tapınağı şehrin diğer tarihi merkezleridir. Şehirdeki tek kilise olan Balatlar Kilisesi'nden ise geriye yıkıntılar kalmıştır.

Sinop Şehri'nin Türküleri

Sinopun çok meşhur şarkıları vardır.Bunlarin bir kaçı:

  • Bük Dibinde Yatarım
  • Hürmüz Gelin
  • İp Attım Ulaş Diye
  • Kum Kapının Kilidi
  • Tini Mini Hanım
  • Entarisi Salkım Salkım
  • Ak Bakraçlar Susuz Kaldı
  • Karasu'da Pazar Var
  • Ben Giderim Batuma
  • Hakkı reis
  • Dillala
  • Kaleden İndim Bugün
  • Ayancık Eymeleri



  • Edip Akbayramın seslendirdiği Aldırma Gönül Şarkısı Sinop Cezaevi için yazılmış olan Sabahattin Ali'nin bir eserdir.



Sinoplu Ünlüler


  • Philosoph Diyojen (düşünür)
  • Pontus Krallı VI. Mithridates.
  • Dr. Rıza Nur
  • Politikacı Yusuf Kemal Tengirşenk
  • Ahmet Muhip Dranas
  • Necmettin Erbakan
  • Hakan Ünsal
  • Osman Pamukoğlu




Sinop merkez belde ve köyleri

İl: Sinop ● İlçe Merkezi: Sinop
Beldeler: Kabalı
Köyler:
• Abalı • Ahmetyeri • Akbaş • Akliman • Alasökü • Aloğlu • Avdan • Bektaşağa • BostancılıÇiftlikköy • Çobanlar • Demirciköy • Dibekli • Dizdaroğlu • Erikli • Eymir • Fidanlık • Göller • Göllü • Hacıoğlu • Karapınar • Kılıçlı • Kirençukuru • Korucuk • Kozcuğaz • Kurtkuyusu • Lala • Melekşah • Mertoğlu • Nisiköy • Oğuzeli • Orduköy • Osmaniye • Sarıkum • Sazlı • Sinecan • Şamlıoğlu • Tangal • Taşmanlı • Taypaklı • Tıngıroğlu • Uzungürgen • Yalıköy
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Sinop'un Coğrafyası

Sinop Coğrafyası

Kuruçeşme Sokağı

Sinop, Karadeniz kıyı şeridinin kuzeye doğru sivrilerek uzanmış bulunan Boztepe yarımadası üzerinde kurulmuştur. Batı ve Doğu Karadeniz Bölgeleri arasında bir geçiş bölgesinde yer alan il toprakları 41, 2-43, 5 paralelleri ve 34, 5-35, 5 meridyenleri arasında bulunmaktadır.

Sinop 5.862 Km2''lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının % 8''ini kaplar. İl doğudan Samsun''un Alaçam, güneyden Samsun''un Vezirköprü, Çorum''un Osmancık, Kargı, Kastamonu''nun Taşköprü, batıdan Kastamonu''nun Taşköprü ve Çatalzeytin ilçeleriyle çevrilidir. 475 Km. uzunluğundaki sınırlarının 300 Km.si kara, 175 km.si denizdir.

İl olarak 8 ilçesi (Merkez ilçe hariç), 2 beldesi, 11 belediyesi ve 465 köyü bulunmaktadır.

İlin nüfusu 2000 sayımına göre 225.574 olup, aynı sayıma göre İl Merkezinin nüfusu 30.502''dir. İlçeleri, Merkez, Ayancık, Boyabat, Dikmen, Durağan, Erfelek, Gerze, Saraydüzü, Türkeli''dir.

Şehrin kuzeybatısında Akliman, güneydoğusunda bulunan Hamsilos koyu, eski devirlerin barınak yerlerindendir.

Dağlar


Sinop ormanlık dağları

İl''deki yeryüzü şekillerinin ağırlık bölümü (%74,3) oluşturan dağların yükseltileri pek fazla değildir. Sinop genel olarak engebelidir. Karadeniz kıyılarından iç kısımlara doğru görülür derecede yükselme vardır. Yüksek dağlar, daha çok doğuda ve kuzeybatıdadır. İl''in doğu tarafını Kuzey Anadolu dağlarının kolları çevreler. Bu dağlar, Karadeniz kıyısına paralel uzanırlar. Bölgedeki dağlar sık, dik ve sert değildir. En yüksek dağın 2000 m.yi aştığı görülmez.

AYANCIK''ta: Çangal Dağı 1.065 m., Zindan Dağı 1.750 m .dir.
DİKMEN''de: Göktepe Dağı 1.200m .
GERZE''de : Elma ve Köse Dağları 900 m.dir. Dıranaz 1.345 m. dir.
BOYABAT''ta: Elekdağı 1.400 m .dir.

Bu dağlar ormanlarla kaplıdır. Güneye inildikçe, iç Anadolu''ya yaklaştıkça orman azalır.

Yaylalar


Kurugöl Yaylası

Sinop yakınlarında yayla yoktur. Boyabat ve Gerze ilçeleri yayla bakımından oldukça zengindir. Durağan ve Boyabat''ta Mehmetli, Aluç, Marif, Gün*düzlü, Darıözü, Doğaçam, Yaylacık, Uzunöz, Sakızlı, Bayat, Yassıalan, Gökalan, Buzluk yaylaları vardır. Gerze''de Altmışdört, Güdek oğlu, Avlağısökü, Kuzfındık, Çam Altınyayla bulunmaktadır. Türkeli ilçesinde de Kurugöl yaylası bulunmaktadır.

Ovalar




Sinop ovaları

Sinop''ta ovalar genellikle kıyı ya da ırmak ovalaridır. Daha ziyade büyük düzlükler halindedir. En önemlisi Boyabat Ovasıdır. Bu ovayı Gökırmak, Arım, Gazidere, Asarcık ovaları meydana getirir. Yüksek dağlar arasında uzanan bu ovalar çok verimli ve sulaktır. Gavur ovası da denilen Karasu Ovası ile Akliman yöresindeki Aksaz ve Sarıkum ovaları kıyı ovalarıdır. Bu ovalar, yer yer bataklık durumundadır.

Vadiler




Arap Yaylası - Çatak köyü

Sinop''ta Boyabat ve Durağan ilçeleri çevresinde yer alan ve Kızılırmak''sın kollarından olan Gökırmak Vadisi dışında büyük vadi yoktur. Bununla birlikte küçük akar sularca açılmış çok sayıda küçük vadi vardır. Bunlar il topraklarını engebeli hale getirmiş oluşumlardır. Gökırmak Vadisinden başka Ayancık Vadisi, Kabusu Vadisi, Kanlıdere Vadisi sayılabilir.

Akarsular




Sinop akarsuları

Sinop, yağışlı bir bölge olduğundan her tarafta çay ve derelere rastlanır. Bu akarsular, yağmur ve kar sularıyla beslenir. Sular yağmur mevsiminde çoğalır, dereler kabarır. Yaz aylarında azalır ya da kurur.

Çay ve nehirler ulaşıma elverişli değildir. Yatakları taşlı, akışları hızlıdır. Sulamada ve orman ürünlerinin taşınmasında yararlanılır. Hepsi Karadeniz''e dökülür.

Başlıcaları şunlardır:

Gökırmak: Kastamonu''dan çıkar. Daday''da Ballıdağ eteklerinden inen sular, Daday Çayı''nı oluşturur. Bu çay Taşköprü''nün Gölveren kesimin*de Kastamonu''nun içinden geçen bir suyla birleşerek Gökırmak adını alır. Gökırmak Boyabat Ovası''nı sular ve doğuda Kızılırmak''a karışır.

Kızılırmak: İlin güneydoğu sınırlarını çizer. Yurdumuzun en uzun nehri olan Kızılırmak, büyük kollarından Gökırmak''ı Sinop''tan alır.

Tepeçay: Sinop''un Türkeli ilçesi ile Kastamonu''nun Çatalzeytin ilçesi arasında sınır oluşturur. Denize döküldüğü yerde hayli genişler.

Ayardın Deresi: 1.000 m yükseltide Çatakgeriş Köyü yakınlarından doğar. Türkeli ilçe merkezinin hemen doğusundan denize dökülür. Uzunluğu 240 km. kadardır.

Ayancık Çayı: Küre Dağları''ndan kaynaklanan çok sayıda küçük derenin birleşmesinden oluşmuştur. Uzunluğu 90 km. kadardır, ilçe merkezin*den denize dökülür.

Karasu Çayı: Küre Dağları''nda, Gündüzlü Ormanları''ndan doğar. Uzunluğu 80 km.dir. Sinop''un 8 km. batısından denize dökülür.

Çakıroğlu Çayı: Dıranaz Dağları''ndan doğar. Gerze-Sinop arasında Çakıroğlu yöresinde denize dökülür. Denize döküldüğü yerde küçük bir delta oluşturur.

Kanlı Çay: Uzunöz Dağları''nın eteklerinden doğar. Çok sayıda küçük kolu vardır. Çayağzı denilen yerde denize dökülür.

Göller




Sarıkum gölü

Sinop''ta çok sayıda doğal göl vardır. Bunların tamamı çeşitli jeolojik zamanlarda oluşmuştur. Başlıcaları şunlardır:

Sarıkum Gölü: Sinop yarımadasının batısında yer alan Sarıkum Gölü, il merkezine 21 km. uzaklıktadır. Gölün uzunluğu 2 Km., genişliği 750 m. ve alanı 400 hektardır. Deniz düzeyinde olan gölün sulari kışın çoğalır, yazın azalır. Küçük akarsularla beslenen gölün fazla suları denize dökülmektedir.

Aksaz Gölü: Karagöl''ün kuzeydoğusunda yer alan Aksaz Gölü, denizle hemen hemen aynı düzeydedir. Yılın büyük bir bölümünde saz ve kamışlarla kaplı olan gölün yüzölçümü 200 hektardır. Yağışlı dönemlerde ise gölün suları denize ulaşır.

Karagöl: Akliman''a yakın bir bölgede Aksaz ve Sankum Gölleri yakınında yer alan, deniz düzeyindedir. Yüzölçümü 80 hektar dolayındadır. Denize uzaklığı 40-50 m. kadar olan gölün suları kışın artar, yazın ise göl kurur.

Sülük Gölü: Sinop yarımadasının üzerindedir. Yükseltisi 210 m. dolayında olan Sülük Gölü, eski bir yanardağ krateridir. Derinliği 1-2 m.dir Yaz mevsiminde kurur.

Akgöl: Ayancık İlçesi''nin güneyinde Ayancık Boyabat yolunun 31. Km.de, 4 Km. içeride yer alan Akgöl, çevresinde sık çanı ormanlarının oluşturduğu çangal ve Akgöl ormanlan içinde bulunmaktadır.

Bitki Örtüsü




Doğa manzarası

Sinop yöresi, Karadeniz ikliminin bir özelliği olarak her zaman yağış aldığından orman ve bitki örtüsüyle kaplıdır. Ormanlar hem zengin hem de çeşitlidir. Çam, köknar, meşe, gürgen, kayın, dişbudak, karaağaç ve kavak başlıca türlerdir. Ağaç denizi olarak nitelendirilen Çangal Ormanları, Ayancık, Türkeli ve Boyabat yörelerini kaplar. Dıranaz, Göktepe, Soğuksu ve Elekdağı Ormanları da hem önemli doğal güzellikleri oluşturur, hem de ekonomik yönden büyük değer taşır.

Ormanların altında yaban menekşesi, çuha çiçeği, mayıs karanfili, küçük kırlangıç otu, ciğer otu gibi bitkilere de rastlanır.

Sinop yöresindeki bitki örtüsü, çok çeşitli ağaç türlerinden oluşmuştur. Kıyı şeridinde Akdeniz bitkileri de görülür. Meşe, defne, karaağaç, çınar, fın*dık, kızılcık, kayın, gürgen, karaçam ve sarıçamdan oluşan bu bitki örtüsü, yükseltinin 1.800 m.ye ulaş*tığı kesime kadar yayılır.

İlin güneyine doğru gidildikçe iklim kuraklaşmaya başlar. Bu kesimde kuzeydeki gür bitki örtüsünün yerini bozkır bitkileri alır.

İklim Verileri


Sinop, Doğu ve Batı Karadeniz iklim özellikleri*nin içiçe geçtiği bir yöredir, ilde mevsimler arası sıcaklık farkları pek büyük değildir, ilin kuzey kesiminde Karadeniz iklim tipi görülür, güney kesimlerinde ise Karadeniz ikliminin etkisi giderek azalır. Burada yağışlar azalır, sıcaklık düşer ve bozkır ikliminin etkileri görülür.

Sıcaklık


Sinop İl Merkezinde yıllık sıcaklık ortalaması 14 derece, en yüksek sıcaklık 29.4 derece, en dü*şük sıcaklık -2 derecedir. Yıllık nispi nem ortalaması % 78''dir.

Kaynak: Sinop İl Yıllığı, 1993




Sinop''ta Gezilecek Yerler





Sinop Kalesi

SİNOP KALESİ:

M.Ö. 7. y.y. da şehri korumak amacıyla yarımadanın üzerine kurulmuştur. Roma, Bizans ve Selçuklular döneminde onarılarak kullanılmıştır. Günümüzde hâlâ özelliğini koruyan kalenin 2050 m. uzunluğu, 25 m. yüksekliği, 3 m. genişliği olup, iki ana giriş kapısı bulunmaktadır. Kale duvarı şehri çevrelemektedir.





Cezaevi surları

SİNOP CEZAEVİ:

Tersane alanında iç kalenin ortasında etrafı yüksek kale bedenleriyle çevrili alandır. Bu özelliğinden dolayı mahkumların kaçışını imkansız kılmıştır. Cezaevi Osmanlılar döneminde 1877 yılında kullanılmaya başlanmıştır.





Paşa Tabyası

PAŞA TABYASI:

Yarım adanın güney doğusunda 19. y.y. da Osmanlı Rus savaşları sırasında denizden gelen tehlikeleri önlemek amacıyla yapılmıştır. Yarım ay şeklindedir. 11 top yatağı bulunan cephanelik ve mahzenlerden oluşmaktadır.





Çömlek Örneği - Sinop Müzesi

SİNOP MÜZESİ:

Şehir merkezinde bulunmaktadır. Sinop kazılarında ve çevresinde bulunan eserler sergilenmektedir. Müze bünyesinde Prehistorik, Helenistik, Roma, Bizans, Etnoğrafik eserler ile, Sinop çevresinden toplanmış ikonalar bulunmaktadır.




İkona Detayı - Sinop Müzesi

İKONALAR:

Sinop Müzesi''nde teşhir edilen eserler arasında ayrı bir yeri ve önemi bulunan, sanat tarihi bakımından seçkin bir örnek teşkil eden ikona koleksiyonudur. Koleksiyonda yer alan ikonalar; İkona Aziz Minas, Melek Mihail, İkona İsa, İkona Meleklerin Düşmanlarla Savaşı, İkona İsa ve Meryem, İkona Büyük Ruh, İsa ve Azizler yer almaktadır.



AKLİMAN:

Şehre 9 km. uzaklıktadır. Kilometrelerce uzanan ince beyaz kumu, ormanla denizin adeta kucaklaştığı orman içi piknik ve mesire yerleriyle ünlüdür. Kumsal boyunca plajlar, kamp-çadır yerleriyle moteller bulunmaktadır.





Hamsilos Koyu

HAMSİLOS:

Akliman piknik alanına 1 km. uzaklıktadır. Denizin kara içine bir ırmak gibi girdiği, çevresi çam ağaçlarıyla kaplı, güzelliğine doyum olmayan Hamsilos Fiyordu, Türkiye''nin tek fiyordudur.





Erfelek Şelaleleri

ERFELEK TATLICA ŞELALELERİ:

İl merkezine 42 km. uzaklıkta, Erfelek ilçesi Tatlıca köyü sınırları içerisindedir. Aynı vadi içinde ardarda sıralanmış 28 irili ufaklı şelaladen oluşmuştur. Bu özelliği ile dünyada benzeri yoktur. Dar ve 2 km. uzunlukta bir vadi içinde, şelaleler kenarında, kayın ormanları içinde yapılacak iki saatlik yürüyüş oldukça zevkli ve heyecanlıdır. Doğal sit alanı olan bölgede trekking, piknik, gezi ve av turizmi olanakları sağlanmaktadır. Bölgede yeme içme, haberleşme ve kamp çalışmaları ile ilgili iyileştirme çalışmaları devam etmektedir.





İnaltı Mağarası

İNALTI MAĞARASI VE AKGÖL:

Her ikisi de Ayancık ilçesi sınırları içerisindedir. İnaltı mağarası köknar ormanlarının ortasında 1070 m. yükseklikteki bir yaylada yer almaktadır. Ayancık ilçesinden 50 km. ve İnaltı köyü yakınlarındaki Akgöl''den 6 km. uzaklıktadır. Mağaranın gerçek derinliği bugüne kadar ortaya çıkarılamamıştır. Bugüne kadar sadece 2200 m. derinliğe kadar olan bölge keşfedilebilmiştir. Ortalama 15 m. yüksekliğe ve 12 m. genişliğe sahiptir. Muhteşem sarkıtları ve dikitleri hala oluşma safhasında bulunmaktadır. İnaltı mağarası jeolojik olarak kireçtaşı katmanlarında oluşmuştur. İnaltı mağarasına giderken yolda muhteşem ormanların ve derin vadilerin güzelliğinin tadını çıkarabilirsiniz.
Ayancık ilçesinin güneyinde bulunan Akgöl, Ayancık-Boyabat karayolunun 31. km''sinden 4 km. kadar içeride yer almaktadır. Çam ormanları ve Çangal ormanı ile çevrilidir. Elektrik üretimi için 1926''da inşa edilen bu baraj gölünün çevresinde çok güzel piknik yerleri bulunmaktadır.





Akgöl manzarası

KARAKUM YÖRESİ:

Kente 2 km. uzaklıktadır. Sinop yarım adasını çevreleyen yol üzerindedir. Mevcut plajları harika simsiyah kuma sahiptir. Kamu ve özel kişilere ait oteller, tatil köyü, kafe, restoran, bungalov tipi evler, kamp, çadır yerleri bulunmaktadır. Sinop halkının yürüyüş parkurudur.





Karakum Plajı

BAHÇELER MEVKİİ:

Şehrin girişinde iç limana bakan kısımda ağaçlarla kaplı kumsalı ve plajı bulunan mesire, piknik, kamp ve çadır alanıdır. Yanında kamu kuruluşlarının sosyal tesisleri bulunmaktadır.



MOBİL MEVKİİ:

Gelincik mahallesinin devamıdır. Plajları, otel, motel ve restaurantlarıyla güzel bir tatil yeridir.

 
Sinop'un İlçeleri

Ayancık, Sinop



Ayancık, Türkiye




Sinop Harita




Turkiye'de yeri Bilgiler İlçe nüfusu 13500 Yüzölçümü --------- km² Rakım --------- metre Koordinatlar
Posta kodu -------- Alan kodu ------- İl plaka kodu 57 Yönetim İl Sinop Belediye başkanı -------- Ayancık , Sinop ilinin bir ilçesidir. 13500 nüfusludur ve Sinop'un ikinci büyük ilçesidir. Ayancık Kilisesi ilçedeki tarihi bir merkezdir. İlçenin birkaç kilometre dışında bulunan Akgöl, ilçenin en önemli güzelliklerinden biridir.
tarımın önemli yeri vardır. İlçede bir adet kereste fabrikası bulunmaktadır. Suni limanların yapılmasıyla balıkçılık da gelişmiştir. Yer şekilleri ve arazi yapısı tarım için uygun olmasa da ilçe ekonomisindeKeten sanayisi de son yıllarda önemli aşama kaydetmiştir.
İlçe, Ayancık Tepesi'nin eteğinde, Ayancık Çayı'nın denize döküldüğü yerde, açık denize bakar şekilde kurulmuştur. Liman şehridir ve liman açık denize baktığı için fırtınalara açıktır. İl merkezine 54 km uzaklıktadır. Yenikonak tek bucağıdır. Türkeli ise 1957 yılında ilçe olmuştur. İlçe yüzölçümü 876 kilometrekaredir(il yüzölçümünün yaklaşık yedide biri). Komşu ilçeleri Türkeli, Erfelek ve Boyabat'tır.



Ayancık belde ve köyleri İl: Sinop ● İlçe Merkezi: Ayancık
Beldeler: Yenikonak
Köyler:
• Abdülkadirköy • Ağaçlı • Akçakese • Akören • Armutluyazı • Aşağıköy • Avdullu • Aygördü • Babaçay • Babaköy • Bahçeli • Bakırlı • Bakırlızaviye • Belpınar • Büyükdüz • Çamyayla • Çaybaşı • Çaylıoğlu • Davutlu • Dedeağaç • Dereköy • Dibekli • Doğanlı • Dolay • Erdemli • Erikli • Fındıklı • Göldağı • Gölköy • Günpınar • Gürsökü • Hacılı • Hacıoğlu • Hatip • Hüseyinbey • İnaltı • Kaldırayak • Karakestane • Karapınar • Kestanelik • Kızılcakaya • Kozcuğaz • Kozsökü • Köseyakası • Kurtköy • KuzKöy • Kütükköy • Maden • Mestan • Mustafakemalpaşa • Ortalık • Otmanlı • Ömerdüz • Pazarcık • Sansar • Sırma • Sofu • Söküçayırı • Sulusökü • Tarakçı • Tepecik • TevfikiyeTopağaç • Türkmen • Uzunçam • Ünlüce • Yarenler • Yemişen • Yenice • Yenigüler • Yeşilyurt • Zaviye









Boyabat, Sinop


Turkiye'de yeri Bilgiler Koordinatlar
Posta kodu -57200--------- Alan kodu -0 368------------ İl plaka kodu 57 Yönetim İlSinop Kaymakam Fatih KOCABAŞ Belediye başkanı Mehmet ERMİŞ Yerel yönetim site kaymakamlıkbelediyeyerel gazete Boyabat, Sinop iline bağlı, Batı Karadeniz Bölgesi'nde yer alan bir ilçedir. Geçim kaynağı tarımdır ve genellikle pirinç yetişir.
Doğusunda Durağan, güneyinde Vezirköprü ve Kargı, batısında Taşköprü, kuzeyinde Ayancık(İstifan), Erfelek, Sinop ve Gerze yer almıştır.Yüz ölçümü 500 kilometrekaredir. Nüfusu 2000 sayımına göre ilçe merkezi 25290 köyleri 99.140 dir. Toplam nüfus 54 430 dur.Boyabat'ın toplam 116 köyü mevcuddur. İlçe merkezinde 7 adet mahalle mevcuddur bunlar sırasıyla Kemaldede,Gökdere,Zincirlikuyu,Kumluk, Çamlıca, Esentepe,ve Camibekir mahelleleridir.İlçede 7 adet ilk öğretim okulu, 1 adet yatılı ilk öğretim bölge okulu , 5 adet Lise, 1 adet çıraklık eğitim okulu,ve Samsun 19 mayıs ünüversitesine bağlı 2 yıllık yüksek okul bulunmakdadır. 1 adet kapalı spor salonu Boyabat'a hizmet vermekdedir. Boyabat'ın köylerine bağlı 60 adet ilköğretim okulu mevcuddur.Ayrıca ilçe merkezinde 26 adet Cami bulunmakdadır. Son 10 yıl içinde Boyabat'ın çehresi muazzam şekilde değişmiş şehirleşme çevredeki Daylı,Çorak,Karacaören köyleriyle adeta birleşmiş bulunmakdadır. Sanayi bakımından ilçemizde mevcud 30 adet tuğla ve kiremit fabrikası,2 adet cam mozaik fabrikası, 2 adet çivi fabrikası, 5 adet çeltik fabrikası, 1 adet parke fabrikası bulunmakdadır.

Boyabat eskiden bir kale kasabası idi Evler kale içersinde bulunurdu Çevrede daha çok çay yataklarında,erenlikde başka evler vardı. Araştırmalarımızdan 200 yıl önce Kaleden gökdere mahallesine oradanda şehrin altından geçilerek erenlik mıntıkasından çıkılırmış. Belgelerde 1830 da kalede 30 evin barındığı yazılır. Boyabat kasabası 1925 yılı sonbaharında yanmış kasabada hiç bir ticarethane kalmamıştır.Boyabat'da yaşamış eski insanlarımız ve yangına şahit olanlar Boyabat yangınının ilk yaşanmış büyük facia diye nitelerler. 1943 yılında Boyabat ikinci bir felaket olarak deprem yaşamışancak ölüm olayı yaşanmamıştır Maddi zararın dışında herhangi bir şey olmamıştır. 1948 yılında yılın en büyük sel felaketi yaşanmış ve Boyabatlılara çok büyük korku yaşatmış selden 2 gün sonra sel yatağında 3 ceset bulunmuştur.Boyabatlılar bu korkunç sele kabak seli adını vermişlerdir. Boyabatın içinden Gazidere çayı geçer ve 4 km. sonra Gökırmağa dökülür. Boyabat toprak alanı içinde bulunan en yüksek tepeler:Bürnük 1363 metre, Süngülcetepe 1463 metre Alınca yaylası Manastıratepesi 1429 m. Elekdağı Dikmentepe 1538 m. Eynekdağı 1412 m. Bekiröldüğü 1583 m. Göktepe 1557 metredir.Boyabat'ın denizden yüksekliği 310 m. dir.Umumi arazinin %30'u ekili arazi %35'i 5'iorman ve fundalık, %4'ü çayır ve mera%2,5' u yerleşme merkezleri, %1,5 su yatakları, %27'si kullanılamaz arazidir. Boyabat' ın Ekinören köyünde petrol, Kovaçayır köyünde kırom akbelen, cemalettin ve Bağluca köylerinin sınırları içinde linyit yeni Mehmetli köyünde kaolin,koğa çayır köyünde maden suyu, Sarıağaç çayırı köyünde manganes vardır.Ayrıca Boyabatın Değirmentaşı ve çakmak taşı çok meşhurdur. Boyabatta,Gökçeağaçsakızı Köyünde Boyabat topraklarına giren Gökırmak en büyük akar suyudur. Gökırmak Durağan sınırına kadar 24köyün arazisini sular. Ayrıca Kızılırmak da Boyabatın doğusınırını çizer.Hacıçayı yaylacık fakılı köyleri bu vadidedir. Boyabatın içinden geçen gazidere(karadere) çayı dereçatı köyü TaşhanlıGazidere Tabaklı,Gazidere ve Boyabat ovasını sulayarak Alibeyli köyü önünde gökırmağa katılır. Sesleriyle meşhur çarşap çayı Kaya boğazı ve çarşap köylerini sular. saraydüzüne bağlı Cumaköy ovasında Kocaçay ismini alır. Cumaköy Cumakayalı,Cumatabaklı, Yenice ve Şıhköyü arazisini suladıktan sonra Arım köyünde Arım çayına karışır. Arımçayına Korucuk köyünden geçtikten sonra Durağan sınırında Gökırmağa katılır. Elekdağ ormanları Göktepe,Bürnük ve Karageriş Ormanları Boyabatın önemli Ormanlarıdandır. Bu ormanlarda çam,meşe,kayın,köknar,ardıç, kavak ve gürgen bulunur. Boyabat arazisinde pirinç hububat pancar sebzeler ve meyveler çok bol yetişir. Keçi,koyun ve sığır oldukça fazladır. Bol miktarda tavuk da bulunur. Şehir Merkezinde kereste biçme atölyeleri çeltik fabrikaları un değirmenleri ve denkler kösele ve deri imalathanesi kiremit ve tuğla fabrikaları vardır. Boyabat kelimesi Boyova kelimesinden gelir. Sonralarıbu kelime boy abad şeklinde yazılmaya başlanmıştır. Abad bayındır ve ekili arazi manasınadır.Boy ise uzun manasında kullanılmıştır.Böyle olunca boyabad kelimesinin kısa karşılığı uzun ovadır. Tarih devletlerinde Boyabat önce Gasgasların idaresinde kalmıştır. Sonraları sırasıyla, Hititler Paflagonyalılar idaresinde kalmıştır. Bugünkü kale ilk önce Paflagonyalılar (MÖ 110-700) devrinde inşa edilmiştir. Kalenin bugünkü yapısı eski yapı üzerindedir ve türk islam osmanlı devri mimari özelliğini taşır. Boyabat'a sonraları iskitler ,Lityalılar,iranlılar,Pontüsler,Romalılar,Bizanslı lar hakim olmuş,1071 Malazgirt savaşından sonra ise Müslüman Türklerin idaresine geçmiştir. Boyabat Müslüman Türklerin eline 1100 senesinden sonra geçti. Selçuklu komutanlarından Danişment ahmet gazinin oğlu Gümüştekin zamanında Bizanslarından alındı. (Tarih yaklaşık olarak 1105 veya 1126 'dır ) 1175 senesinde selçuklular Danişmendlerin idaresine son verdiler. Bundan sonra Boyabat sırasıyla Çobanlar,Pervaneler,Candaroğulları idaresine son vermesiyle Boyabat 1402 senesine kadar 10 sene Osmanlı idaresinde kalmış,bu arada Cumaköy ve yazıköy'de iki cami inşa edilmiştir. Boyabat'ın içinde bulunan Büyük camininde bu cümleden olduğu söylenmekdedir. 1402 Ankara savaşından sonra ise tekrar idarenin candaroğulları'na geçtiğini görüyoruz. Bu idare Fatih zamanına kadar devam etmiştir. 1461 senesinde Fatih sultan mehmet tarafından Candaroğulları idaresi tamamen son bulunca Boyabat kesin olarak Osmanlıların eline geçti. Fatih sultan mehmet Trabzon seferine giderken Boyabat'dan geçmiş, Dördüncü murat'da Bağdat seferinde Boyabat yolunu takip etmiştir. Boyabat 462 sene Osmanlıların idaresinde kalmıştır. Katip çelebi'nin ifadesine göre Dördüncü murat bağdat seferinde Boyabat'ın kurusaray köyünde ve konakladığı mahalle kışla denmiştir. Padişah köylülerden çok memnun kalmış bütün köyü vergiden muaf tutmuştur . Boyabat şeyh mahellesindeki Akmescit,kasabasının ortasında Aşağı cami veya diğer ismi büyük cami, cumaköyü camii. Yazıköyü camii ve kaya camii tarihi camilerdir. Kemaldede camii.yenimahalle camii,bülbülderesi camii Kargı tepesi camii,ve erenlik camileri de tarihi camilerdir Kasabanın kuzeyinde alibeyli köyü yolu üzerinde bulunan aşıklı tekke dayılı köyündeki daylı tekkesi Dodurgalı türbesi,Bahşaşlı köyü tekkesi Boyabat'ın belli başlı tekke ve türbeleridir



Boyabat belde ve köyleri
İl: Sinop ● İlçe Merkezi: Boyabat
Beldeler: YOK
Köyler:
• • Akçakese • Akyürük • Alibeyli • Ardıç • Arıoğlu • Aşağıseyricek • Aşıklı • Aydoğan • Bağlıca • Bayamca • Bektaş • Bengübelen • Benişli • Binerli • Boyalı • Bölüklü • Bürüm • Büyükkaraağaç • Cemalettinköy • Çaltı • Çarşak • Çatpınar • Çattepe • Çaybaşı • Çeşnigir • Çorak • Çukurhan • Çulhalı • Çurkuşlar • Dağtabaklı • Darıözü • Dayılı • Dereçatı • Dodurga • Doğrul • Doğuca • Düzkaraağaç • Edil • Eğlence • Ekinören • Emiroğlu • Engilekin • Erkeç • Esengazili • Esentepe • Gazidere • Gazideretabaklı • Gökçeağaçsakızı • Gökçukur • Göve • Günpınar • Hacıahmetli • Hamzalı • Ilıcaköy • İmamlı • İsaoğlu • Kadınlı • Karacaören • Karamusalı • Kartaloğlu • Kavacık • Kavak • Kayaboğazı • Keseköy • Kılıçlı • Killik • Koçak • Kovaçayır • Kozanlı • Kozkule • KöprücekKurtlu • Kurusaray • Kuyucakpınar • Kuzveren • Mahmutlu • Maruf • Marufalınca • Muratlı • Oğlakçılar • Okçumehmetli • Osmanköy • Ömerköy • Ören • Paşalıoğlu • Pirefendideresi • Salar • Sarıağaççayı • Sarıyar • Şeyhli • ŞıhlarKöyü • Taşhanlı • TekkeTırnalı • Uzunçay • Yabanlı • Yaylacık • Yazıköy • Yenicamili • Yenikayalı • Yeniköy • Yenimehmetli • Yeşilçam • Yeşilköy • Yeşilyurt • Yukarıseyricek







Dikmen, Sinop


Sinop İlçeleri Bilgiler İlçe nüfusu -------------- Yüzölçümü ------------- km² RakımKoordinatlar
Posta kodu -------------- Alan kodu ------------- İl plaka kodu ------------- Yönetim İl Sinop Belediye başkanı -------------
Coğrafya

Sinop ilinin bir ilçesidir. İl merkezine 50-55 km uzaklıktadır. Dikmen, Sinop'un doğusunda, Samsun ili sınırında bulunmaktadır. Durağan ve Gerze İlçeleri ile komşudur. 1990 yılına kadar Gerze’ye bağlı bir bucak merkezi olan yerleşim, bu tarihte ilçe statüsüne kavuşmuştur. Günümüzde ilçeye bağlı 30 adet köy bulunmaktadır.
Batı Karadeniz havzasında yer alan Dikmen İlçesi, Güzelceçay Vadisi’nde, çam ormanları arasında kurulmuş küçük bir yerleşimdir. Havzanın genel özelliğine paralel olarak, dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olan yerleşim, 1.derece heyelan bölgesidir.

Nüfus

Dikmen nüfus büyüklüğü açısından ildeki en küçük iki ilçeden birisidir. 2000 yılı nüfus sayımına göre ilçe nüfusu 9.475 kişi olup, bunun 1.402 kişisi kentsel, 8.073 kişisi kırsal nüfusu oluşturmaktadır. Bu durumda, kentsel nüfus oranı %14.8, kırsal nüfus oranı %85.2 olan ilçe, ilde kentleşme oranı en düşük yerleşmelerden birisidir. Bölüm başındaki tablolarda Dikmen İlçesi nüfusunun 1980 yıllarından günümüze kadar belirgin bir azalma yaşadığı görülmektedir. İlçeden il içindeki daha büyük kentsel merkezleri ve ayrıca yurt içinde büyük şehirlere göç yaşanmaktadır. 1980’li yıllardan itibaren Dikmen kentsel-kırsal nüfus oranlarının kentsel nüfus lehine değişmesi söz konusu olmakla birlikte, ilçe halen kırsal nüfus ağırlıklıdır. Yine 1980’li yıllardan itibaren hem kentsel hem de kırsal nüfus artış oranları giderek azalmaktadır.

Ekonomi

“Ekonomik Yapı” bölümünde tespit edildiği gibi, istihdam dağılımı dikkate alındığında ve aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, Dikmen İlçesi’ndeki sektörel dağılım hizmetler, tarım ve sanayi şeklindedir. İlçede hizmetler sektörü oranı %86.3 iken; ilçedeki hizmetler sektörünün il genelindeki payı %0.8’dir ki, bu il genelindeki en düşük orandır. İlçede henüz ekonomiye yansıması olmayan dağ sporları ve yayla turizmi potansiyeli bulunmaktadır. Gerze sınırı boyunca yer alan Göktepe ve Soyuk Tepesi kayak sporları; Göktepe ve Kiraz Dağları’ndaki Kuzfındık, Omurlu, Üçpınar Köyü ile Samsun İli Yakakent İlçesi Domuzalan Köyü arasında yer alan Domuzalan Yaylası ile Yaykın Köyü civarında Ayvalan Yaylaları ise yayla turizmi açısından önemli alanlardır.
Ekonomisi genel olarak tarım ve hayvancılığa dayanan ilçede sektörün oranı %7.3; sektörün il genelindeki payı ise %0.02’dir. İlçe arazilerinin genel olarak VI. ve VII. sınıf tarım topraklarından oluşması ve araziler büyük bir kısmının dağlık ve engebeli olması nedeniyle hububat ekimi çok azdır. Ekimin yapıldığı yerlerde buğday, arpa, yulaf, mısır yetiştirilmektedir. İlçede ayrıca Karadeniz Bölgesi’nde yetişebilen hemen her türlü meyve ve sebze yetişmektedir. İlçenin dağlık köylerinde besi, süt ve mera hayvancılığı ile arıcılık yapılmaktadır. Ormanlık alanların varlığı nedeni ile ormancılık da ilçede önemli bir geçim kaynağıdır.
Sanayi sektörü ilçedeki üçüncü önemli sektör konumundadır. İlçede bulunan sanayi tesislerinin il geneli içindeki oranı %0.3’dür. sektörün ilçe sektörel dağılımı içindeki oranı ise %6.4’dür. Dikmen İlçesi’nde, Sinop İli’nin kalkınmada 1.öncelikli iller arasında yer almasına bağlı olarak devlet desteği ile Güzelceçay Mevkii’nde kurulmuş 4 adet Balık Unu ve Yağı fabrikası bulunmaktadır. Türkiye genelinde üretilen balık unu ve yağının %35'i bu fabrikalarda üretilmektedir. Ayrıca ilçede bir Tavuk Çiftliği ve Yem Fabrikası bulunmaktadır. Mevsimli üretim yapılan bu fabrikalarda üretilen balık yağı, balık unu ve deniz salyangozu yurt dışı (Japonya) ve yurt içi pazarlara satılmaktadır. İlçede tavuk yemi ve etlik piliç üretimi de yapılmaktadır.
Kaynak : Devlet Planlama Teşkilatı, Yıl :2003




Dikmen belde ve köyleri
İl: Sinop ● İlçe Merkezi: Dikmen
Beldeler: YOK
Köyler:
• Akçakese • Babalıoğlu • Bucak • Büyükdağ • Büyükkızık • Çanakçı • Çevikli • Çorak • Çukurcaalan • Dağköy • Dudaş • Dumanlı • Göllü • Görümcek • Kadıköy • Karaağaç • Karakoyun • Kerim • Kuzalan • Küçükkızık • Küplüce • Sarayköy • Şeyhhüseyin • ÜçpınarYakuplu • Yaykın • Yaylabeyi • Yeniköy • Yukarıçekmez • Yumaklı











------------- metre
Durağan, Sinop



Sinop İlçeleri Bilgiler İlçe nüfusu 9800 Yüzölçümü ---------- km² Rakım ----------- metre Koordinatlar
Posta kodu ---------- Alan kodu 368 İl plaka kodu 57 Yönetim İl Sinop Belediye başkanı
Coğrafya

Durağan Sinop İli’nin güneydoğusunda Samsun İl sınırında yer almaktadır. İlçe Dikmen, Boyabat ve Saraydüzü ilçeleri ile komşudur. Osmanlı Dönemi’nde Kastamonu’ya bağlı yerleşim, 1899’da Boyabat’a bağlı bir bucak merkezi iken 1954 yılında Sinop’a ilçe olarak bağlanmıştır. İlçeye bağlı belde yoktur; bağlı köy sayısı ise 70’dir.
Kızılırmak Havzası’nda, İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan yollar üzerinde, Gökırmak Vadisi’nde kurulmuş olan ilçe sınırları içinde II., III. ve IV. sınıf verimli tarım toprakları bulunmakla birlikte, ilçe genelinde VII. ve VIII. sınıf tarım toprakları ağırlıktadır. İlçenin dağlık alanları Tarım Master Planı’nda belirtilen II.alt bölge; ovalık alanları ise III.alt bölge olarak nitelendirilen alanlarda kalmaktadır. İlçede sulu tarım alanlarında yetişen en önemli ürün çeltiktir. Kuru tarım alanlarında ise tahıl ekimi yapılmaktadır.

Nüfus

Durağan nüfus büyüklüğü açısında ildeki üçüncü büyük yerleşmesidir. 2000 yılı nüfus sayımına göre ilçe nüfusu 28.792 kişi olup, bunun 9.725 kişisi kentsel, 19.067 kişisi kırsal nüfusu oluşturmaktadır. Bu durumda, kentsel nüfus oranı %33.8, kırsal nüfus oranı %66.2 olan ilçede kentleşme oranı düşüktür. Bölüm başındaki tablolardan görülebileceği gibi, ilçe nüfusu 1980’den itibaren azalma eğilimi göstermektedir. Yine bu yıldan itibaren kentsel-kırsal nüfus dağılımında kentsel nüfus oranında artış görülmekle beraber, ilçe kırsal nüfus yoğunluğunu korumaktadır. Bununla beraber ilçede kentsel ve kırsal nüfus artışları giderek azalmaktadır.



Tarihi

Sinop'un ilçesi. Anadolu'nun en büyük ırmağı Kızılırmak ile Batı Karadeniz'in en büyük ırmağı Gökırmak'ın birleştiği noktada kurulu ilçedir. En önemli tarım ürünü çeltiktir.Durağan'da da 2 kez çeltik festivali yapıldı.Türkiyenin en büyük ve en verimli çeltik ovalarından biri Durağan'da bulunmaktadır.Hayvancılık da ilçe halkının önemli gelir kaynakları arasındadır.İlçenin nufusu 9800 dür.Ancak 1970'lerde başlayan göç ile ilçenin İstanbul ve Çorlu da 60000 civarında göç etmiş insanı ikamet etmektedir.Çerçiler adında bir bucağı vardır. İlçe tarihi çok eskilere dayanmaktadır.

İlin Adı'nın Kaynağı

İlçe adının kasabada bulunan bir handan almaktadır.Kasabanın ilk kurulduğu yer , ilçenin 5 Km kuzeyinde "Sakızören" denen yerdir. Burada bulunan kaynak suyun yanında bir süre kalınmış, kaynak suyun kuruması ile halk Gökırmak'ın kıyısına inerek bugünkü yerine yerleşmiştir.Bu yer değişikliğin önemli diğer sebepleri de, halkın yol kenarına ve Han' ın yanına yerleşme istekleridir.(1) Han, 1265 yılında Pervane oğulları zamanında, pervane Muiüddin Süleyman tarafından yaptırılmıştır.(2)
Han (Kervansaray) , Durağan kasabası içinde eski camii (İsmail Bey Cami-i) yanındadır.Kitabesi caminin ön cephesinde duvara raptedilmiş iken, 1989 yılında başlanan ve 1992 yılında tamamlanan Durakhan' ın restore çalışmaları sırasında bu kitabe İsmail Bey Camiinden alınarak hanın giriş kapısı üzerine yerleştirilmiştir.
Selçuklu ordularının buraya karargah kurmaları ve çevre savaşları ile ilgili hazırlık yapmaları buranın önemini artırmıştır.
1071 yılında Türk'ler tarafından Bizanslılara karşı kazanılan Malazgirt Zaferi'nden sonra , Anadolu kapıları Türk Milletine açılmış oluyordu.Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması böyle başlar.
Büyük Selçuklu Sultanı Melik - Şah, Anadolu'nun fethini tamamlaması için Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ı görevlendirdi.Süleyman Şah kısa zamanda Anadolu' nun tamamen alınmasını sağladı. Selçuklular, geleneklerine göre alınan toprakları komutanlarına, başarıları karşılığı verirlerdi.Danişment Gazi kendisine verilen topraklarda 1085 Danişment Beyliğini kurdu.Danişmentliler daha sonra Amasya, Çorum, Osmancık, Çankırı, Durağan ve Kastamonu havalesini' de alarak topraklarına kattılar, Tarih kitaplarının bir çoğunda Gökırmak vadisi tamamen Kastamonu ile birlikte, Danişmentliler Beyliği içerisinde gösterilmektedir. Türk orduları, Kızılırmak Nehrini Vezirköprü-Osmancık arasından geçeceklerine göre Boyabat ve Durağan kısa süre içerisinde (Kastamonu' dan önce veya az sonra ) Danişmentlilerin eline geçmiştir.(1105)
Danişment orduları Kastamonu' ya önemli bir geçiş yolu olan Amasya Gümüşhacıköy - Vezirköprü - Durağan ve Boyabat üzerinden geçmişlerdir.Çevrenin durumu incelendiğinden Kastamonu ile birlikte İsfendiyar sıra dağlarının güneyine düşen yamaçları ile Gökırmak Vadisi (Durağan ve Boyabat İlçe toprakları) Danişmentliler' in eline bu sırada geçmiş olabileceği çok iyi anlaşılmaktadır.Kastamonu ve Vezirköprü ' yü ele geçiren Danişmentliler'in bu iki şehir arasında bulunan Gökırmak Vadisinin ve bu verimli topraklarıda ele geçirmemeleri düşünülemez.
Bugün Durağan'ın köylerinden olan Yağbasan, Köseli ve Salarkolu (Salarlu) köy adları Danişmentliler'in boy ve oymak adlarından gelmektedir.(1)
Danişmentliler'i 1175 yılından ortadan kaldıran Selçuklular, Durağan ve çevresini yönetimleri altına almışlardır.Böylece buralara yeniden Türk boylarının akınları başlamıştır. Durağan ve çevresi 1105-1174 yılları arasında Danişmentliler'in elinde kaldı.(
Sinop İli Tarihi - kedüüü
Selçuklu Tarihi - yaşlı kedüü

Selçuklular Döneminde Durağan

Durağan, Selçuklular zamanında İç Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan ticaret yolu üzerinde, yolcuların uğrak ve durak yeri olarak önem kazanmıştır.
Trabzon Rum İmparatorluğu'nun kurulması ile Sinop, savaşsız olarak bu imparatorluğa bağlanmış, Durağan -Boyabat ilçeleri ise Selçuklularda kalmıştır.Selçuklu Sultanı 1.İzzettin Keykavus babasının Anadoluda'ki iktisadi siyasetine devam etti. Kuzey Anadolu ticaretini emniyete almak için Sivas'a yürüyerek oradan Sinop yolu üzerinde, Trabzon Rum İmparatoru Aleksios' u esir etti. Yoluna devam ederek Sinop Kalesi'nin alınmasını sağladı. Selçuklu ordusu ve illerden gelen kuvvetler Gümüşhacıköy-Vezirköprü üzerinden Kızılırmak'ı geçerek Durağan'a gelmiştir.Selçuklu Sultanı Durağan'da ordugahını kurdu. Son hazırlıklarını burada tamamladı ve Sinop üzerine yürüdü. Sinop 1214 yılında Selçukluların eline geçti. 47 yıl Selçuklu yönetiminde kaldı.1261 yılında, Trabzon Rum imparatorluğu tarafından alındı.Bunun üzerine Selçuklu Hükümdarı 4. Kılıçaslan, Pervane M. Süleyman'ı bir ordu ile Sinop' a gönderdi. Pervane M. Süleyman , ordusu ile Tokat-Amasya ve Vezirköprü üzerinden Kızılırmak' ı geçerek Durağan'a geldi.Son hazırlıklarını tamamlayarak Sinop üzerine yürüdü ve Trabzon Rum İmparatorluğu'ndan Sinop'u geri aldı.

Anadolu Beylikleri Döneminde Durağan

Durağan, Anadolu beylikleri döneminde, Candaroğulları Beyliği'nin egemenliği altına girdi.Çobanlar'ın , Kastamonu'da Pervanoğulları'nın da Sinop Beyi bulundukları sırada Kastamonu Valisi olan Şemsettin Yaman Candar'ın babası Mehmet Oğuzların Alayuntlu boyundandır. Candaroğullarını Osmanlı tarihçileri İsfendiyaroğulları diye yazmışlardır.Oysa, İsfendiyar Bey, Candaroğulları'nın III. Hükümdarıdır.
1235 yıllarında, Yaman Candar'ın oğlu Şücaettin Süleyman Paşa , kedisine Kastamonu'yu merkez yapmış ve bağımsızlığını ilan etmiştir. Böylece büyük Kastamonu'da Candaroğulları Beyliği kuruldu. Candaroğlu Beyliği kısa sürede güçlendi Pervaneoğulları'na son vererek Sinop'u ele geçirdi.Daha sonraları, Candaroğulları Beyliği, Kastamonu ve Sinop Beylikleri olarak ikiye ayrıldı. Sinop Beyliği üstünlük sağlayarak, Kastamonu Candaroğulları Beyliği aldı.
Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt, Kastamonu' yu almak için hazırlıkları tamamlayarak Kastamonu üzerine yürüdü.Kastamonu ve civarı 1392 yıllarında Osmanlıların eline geçulları Betliğinin Kastamonu kolu ortadan kaldırıldı. Daha sonraları, Kastamonu civarı ile Küre ,ti. Böylece Candaroğ Osmancık ve Gökırmak vadisinde, Boyabat ve Durağan'da kuvvetli bir ihtimalle aynı yıllarda, 1392 yılında Osmanlıların eline geçti.
Timur,Yıldırım Beyazıt'ı 1402 yılında Ankara savaşında yendi. Yıldırım Beyazıt'ın bu savaştan sonra ölümü üzerine Osmanlılarda taht ve iç kavgaları başladı. Bunu fırsat bilen Candaroğlu İsfandiyar Bey, Çankırı ve Tosya dahil olmak üzere, Kastamonu ve çevresi ile birlikte Bolu'ya kadar eski toprakları geri almayı başarmıştır.
Osmanlı Padişahı 2.Murat, Anadolu Türk Birliğini yeniden kurmak istiyordu.Bu amaçla Bursa'dan harekete geçerek Candaroğlu-İsfendiyar Bey'in elinden, Sinop hariç diğer toprakları alarak tekrar Osmanlılar'a kattı.
Candaroğulları Beyliği, 1291 'den 1461 tarihine kadar 170 yıl sürmüştür. İlk önceleri başkentleri Kastamonu idi. Daha sonra Sinop kan dökülmeden kolayca Fatih Sultan Mehmet tarafın' dan alınarak Osmanlı egemenliğine geçti.(1461)
Fatih Sultan Mehmet, o zaman çok kuvvetli olduğu bilinen Sinop donanmasını'da Osmanlı donanmasına kattı. Kendi görüşüne göre istediği kimseleri uygun bulduğu işlerin başına geçirdi.Kastamonu askerlerinin başına Kızıl Ahmet'i getirdi. Sinop Orduköy'den (Ortaköy) Boyabat'a dönen Fatih, Durağan-Vezirköprü üzerinden Trabzon yolunu tuttu.
Durağan, Osmanlılar zamanında Kastamonu-Samsun İlleri ve İç Anadolu Sinop Limanı arasında çalışan karayolu üzerinde çok önemli dinlenme ve durak yeri olarak görev yaptı. Durağan'da Candaroğulları zamanında yapılan, tarihi eser olarak Yağbasan Türbesi vardır. Durağan İlçesinin Yağbasan Köyü Alan Mahallesi'ndedir. 1395 yıllarında yapılmıştır. Kitabesinde Süleyman, Polat, Kutluşah ve Emir-ül Kebir Hasan Bey isimleri yazılıdır.(3)
Türbe dört köşe bir temel üzerine kurulmuştur.Duvarlar yükselirken, dört köşeden bölünerek kubbe ile çevrilmiştir.Türbe, taş, kireç ve harçla yapılmıştır. Doğuya açılan dar bir kapısı vardır. Bugün kubbenin üst kısmı yıkılmış, duvarlarının sıvaları dökülmüş perişan bir haldedir.

Osmanlılar Döneminde Durağan

Yıldırım Beyazıt döneminde Durağan-Boyabat ilçe toprakları 10 (On) yıl 1392-1402 Osmanlılar yönetimine geçmiştir. Osmanlıların Ankara yenilgisinden sonra Durağan ve Kastamonu çevresi Candaroğulları Beyliği'nin eline tekrar geçti.Osmanlılar, Padişah 2. Murat zamanında bu toprakları ikinci defa egemenlikleri altına aldılar.
Kastamonu'nun Osmanlı ülkesine katılması ile Sinop İli toprakları içinde bulunan Durağan, Boyabat ve Gerze, Kastamonu sancağına bağlandı.
Tanzimat teşkilatıyla birlikte Kastamonu İl (Eyalet) Sinop Kadılığı da bu eyalete bağlı bir Sancak oldu. Daha önce büyük Kastamonu Sancağı'na bağlı kaldıklarından Durağan, Boyabat, Ayancık ve Gerze, yönetimine göre yeni oluşan Sinop Sancağına bağlandı.Bu ara Durağan, Boyabat, Ayancık ve Gerze bir süre kadılık olarak yönetimde kaldı.1899 yılından sonra Sinop Sancağı'na bağlı merkez ilçe dahil 2 ilçe ve 3 bucak ile 486 köy bulunuyordu.Durağan bu ilçelerden Boyabat' a bağlı bir bucak ve 39 köyden meydana geliyordu.
Sinop 1920 yılına kadar Kastamonu eyaletine bağlı sancak iken ,bu tarihten sonra bağımsız , Cumhuriyetten sonra sancakların kaldırılması ile de il olmuştur. Cumhuriyetten sonra Sinop çevresine daha çok hizmet götürmek için yeni ilçeler kurulmuştur.Bu sırada Durağan' da 1954 yılında ilçe olmuştur.
Durağan'da Osmanlı'lar zamanında yapılan tarihi eser olarak Durağan Cami-i (İsmail Bey Cami-i ) vardır.Kitabesine göre ; 1867, hicri 1283 yılında yapılmıştır.

Cumhuriyet Döneminde Durağan

Durağan 1923 yılında 30.05.1954 tarihine kadar Boyabat İlçesine bağlı nahiye olup, 01.06.1954 tarihinde kaza haline getirilmiştir.10.03.1955 tarihinde Belediye kurulmuştur.
Durağan'ın kaza olduğuna dair Sinop Şeriye Sicilinden alınmış Bekir BAŞOĞLU'nun "Boyabat ve Çevresi Tarihi " adlı kitabından iki madde alıyoruz: 1- Sinop sancağı dahilinde Durağan kazası' na ait Durağan Divan'ı dahilinde vaki Yassıalan… 2- Durağan kazası'na tabi Dütmen Divanında Emirtolu Kariyesi ahalisi köy Cami-inin Cuma namazı kılınmasına açılması istekleri… Yukarıdaki iki maddeye göre Durağan Tanzimat Teşkilatı döneminde nahiye olmuştur.1954 yılında ise İlçe olarak Boyabat' tan idari yönden ayrılmıştır.
Durağan İlçesi önemini: Samsun-Havza-Vezirköprü-Durağan-Boyabat-Kastamonu-Bolu Karayolu , Sinop-Boyabat-Durağan-Havza çizgisi ile Sinop-Boyabat-Durağan- Kargı çizgisi üzerinde İç Anadolu'ya bağlanan yollardan alıyor ve Durağan'da bulunan Kervansaray da değer kazanıyordu. Durağan' ın bu yol ve diğer tabi imkanları sayesinde kolaylıkla gelişmesi akla gelirken Cumhuriyet döneminde başlangıçta yeterince gelişme sağlayamamıştır.Kasaba olarak gelişme yakın tarihlerde başlamıştır. Buda yeterli bir gelişme özelliğinde değildir.

Durağan'dan Geçen Tarihî Yollar

Selçuklular döneminde çok önemli ticari ve liman şehri olan Sinop' giden yollar Boyabat'ın Çukurhan mevkisinde birleşirler.İç Anadolu ve İç Orta Karadeniz bölgelerinden Sinop'a giden yollarda Durağan üzerinden geçmektedir.Bu yol hala önemini korumaktadır.
Yaykıl Taşhanı noktasından Başsökü - Doğaçam - Durağan doğrultusunda bir yol vardır.Bu yol Durağan Kervansaray'ına ugrar. Vezirköprü-Yağbasan-Sarıyar ve (Gerze'nin Karakoyun Gürsüfet Çece Köyü) Gerze doğrultusu çok zayıf bir ihtimalle düşünebilir.
Kastamonu, Taşköprü-Boyabat-Durağan-Vezirköprü doğrultusunda Gökırmak ve Kızılırmak kıyısı boyunca çok eskilerden beri giden bir yol bulunmaktadır.
İç Anadolu'dan Sinop' a gelen yolların hepsi Vezirköprü-Durağan-Boyabat çizğisinden geçmektedir.Sinop' dan Anadolu' ya da yollar bu çizgi üzerinden geçmektedir.Bu yollar Selçuklular ve Osmanlı'lar döneminde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde önemini koruyan tarihi yollar durumundadır.
Durağan-Çerçiler-Alaçam arasında bakımsız, dar, ham yol bulunmaktadır.Bu yolun genişletilerek asfalt yapılması durumunda Durağan İlçesi' nin Orta Karadeniz ve oradan da Doğu Karadeniz kıyılarına ulaşımı kısadan sağlanmış olacaktır. Bu yol hem İlçe Merkezi hem de Çerçiler ve civarı köylerin halkı için çok önemlidir. Böylece Durağan bölgenin en canlı yerleşim birimi konumundaydı. Durağan şu anda eski canlılığını özlemle aramaktadır.

Ekonomi

“Ekonomik Yapı” bölümünde tespit edildiği ve aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, Durağan İlçesi’ndeki sektörel dağılım hizmetler, sanayi ve tarım şeklindedir. İlçede hizmetler sektörü oranı %81.7 iken; hizmetler sektörünün il genelindeki payı %5’dir. İldeki toplam turistik yatak kapasitesinin %2.1’i Durağan İlçesi’ndedir.
Durağan, ilde sanayi sektörünün gelişmiş, olduğu ilçelerinden birisidir. Tabii bu gelişim il içindeki sınırlı sanayi kapasite dikkate alınarak değerlendirilmelidir. İlçede 4 adet pirinç işleme ve kırma; 1 adet tuğla (kapalı); 1 adet un ve irmik; 1 yem fabrikası; 5 adet un ile 1 adet cam ve mozaik fabrikası bulunmaktadır. Durağan İlçesi, Aşağı Akçabük Köyü civarında kömür damarları bulunmakla birlikte; henüz bir işletme yapılmamaktadır.
Tarım sektörünün ilçe genelindeki oranı %8.5 iken, il genelinde oluşturduğu pay %0.2’tür ki, bu kentsel alanlar içinde en yüksek oranlardan biridir. Çeltik ve tahıl ürünleri ilçede yetişen önemli tarım ürünleridir. İlçede hayvancılığı desteklemek için arıcılık, süt inekçiliği ve yumurta tavukçuluğu alanlarında çiftçilere destek verilmektedir. Ayrıca ilçedeki Soyuk, Gömlek ve Buzluk Ormanları’nda orman ürünleri üretimi yapılmaktadır.
İlçedeki sektörel dağılım oranları ve sektörlerin il genelindeki payları aşağıdaki grafiklerde görülebilir.


Durağan belde ve köyleri
İl: Sinop ● İlçe Merkezi: Durağan
Beldeler: Çerçiler
Köyler:
• Akbel • Akçaalan • Akçabük • Akpınar • Alpaşalı • Alpuğan • Aşağıalınca • Aşağıkaracaören • Ayvacık • Başağaç • Bayat • Beyardıç • Beybükü • Boyabükü • Boyalıca • Cevizlibağ • Çaltucak • Çamlıca • Çampaşasakızı • Çandağı • Çayağzı • Çorakyüzü • Çöve • Dağdelen • Dereli • Emirtolu • ErenKöy • Gökçebelen • Gökdoğan • Gölalan • Gölgerişi • Güngören • Gürpınar • Hacımahmutlu • Hacıoğlan • İncir • KaplangıKaragüney • Karataş • Kavaklı • KemerbahceKöyü • Kılıçaslan • Kızılcapelit • Kirencik • Köklen • Köseli • Kuzuluk • Olucak • Olukbaşı • Ortaköy • Salarkolu • Sarıkadı • Sarıyar • Sarnıkalıncası • Sofular • Ulupınar • Uzunöz • Yağbasan • Yalnızkavak • Yanalak • Yandak • Yassıalan • Yemişen • Yeniköy • Yeşilkent • Yeşilyurt • Yukarıkaracaören








Ahmed USTA
Erfelek, Sinop


Sinop İlçeleri Bilgiler İlçe nüfusu --------------- Yüzölçümü ------------------ km² Rakım ---------------- metre Koordinatlar
Posta kodu ------ Alan kodu -------- İl plaka kodu -------- Yönetim İl Sinop Belediye başkanı -----------------
Coğrafya

Erfelek Sinop İl Merkezi’nin batısında, merkez, Ayancık ve Boyabat ile komşu bir yerleşmedir. 1960 yılında ilçe statüsü kazanan Erfelek’e bağlı 46 köy bulunmaktadır.
Batı Karadeniz Havzası’nda yer alan Erfelek İlçesi, Merkez İlçe sınırlarındaki Sinop Ovası’nda yer alan I-IV.sınıf tarım toprakları dışında, VI. ve VII.sınıf tarım topraklarının yoğun olarak bulunduğu, dağlık bir arazi yapısına sahiptir.

Nüfus

Erfelek nüfus büyüklüğü açısında ilin yedinci büyük yerleşmesidir. 2000 yılı nüfus sayımına göre ilçe nüfusu 13.812 kişi olup, bunun 3.659 kişisi kentsel, 10.153 kişisi kırsal nüfusu oluşturmaktadır. Bu durumda, kentsel nüfus oranı %26.5, kırsal nüfus oranı %73.5 olan ilçe kentleşme oranı düşük yerleşmeler arasındadır. Bölüm başındaki tablolarda, Erfelek İlçesi nüfusunun 1980 yılından günümüze önemli bir düşüş gösterdiği görülmektedir. İlçede diğer ilçelerdeki genel eğilime paralel olarak kentsel-kırsal nüfus oranları kentsel nüfus lehine önemli bir değişiklik göstermiştir. Bununla beraber ilçedeki kırsal nüfus ağırlığı devam etmektedir. İlçede hem kentsel hem de kırsal nüfus artış oranları giderek azalmaktadır.

Ekonomi

“Ekonomik Yapı” bölümünde tespit edildiği ve aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, Erfelek İlçesi’ndeki sektörel dağılım hizmetler, sanayi ve tarım şeklindedir. İlçede hizmetler sektörü oranı %84.6 iken; ilçedeki hizmetler sektörünün il genelindeki payı 2.6’dür. İldeki toplam turistik yatak kapasitesinin %1’i Erfelek İlçesi’nde bulunmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nin doğal özelliklerini taşıyan Erfelek İlçesi’nde doğa sporları turizmi potansiyeli bulunmaktadır. Hizmetler sektörü içinde yer alan ticaret de ilçe ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. İlçede haftada bir kurulan pazarın çevre yerleşmeler için önemli bir çekim merkezi olduğu ve hatta ilçenin en önemli gelir kaynağını bu pazarın sağladığı ifade edilmektedir.
Erfelek İlçesi ilin genel kapasitesi dikkate alındığında, sanayi sektörünün az da olda gelişmiş olduğu bir başka yerleşim olarak dikkat çekmektedir. İlçede sanayi sektörünün il geneli içindeki oranı %1.8; ilçe içindeki sektörel dağılımdaki oranı ise %12.9’dur. İlçede bir parke ve kereste fabrikası, iki adet süt alım ve işleme ünitesi ile bir adet meyve işleme ünitesi bulunmaktadır.
Tarım sektörünün ilçe genelindeki oranı %2.5 iken, il genelinde oluşturduğu pay %0.03’tür ki, bu kentsel alanlar içinde en düşük oranlardan biridir. Erfelek’te ilçe halkının büyük bir kısmı tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Mevcut arazi yapısının engebeli ve ormanlık olması sebebiyle hayvancılığın yaygın olduğu ilçede, endüstri bitkileri olarak eskiden beri keten, son 10-12 yıldan beri ise tütün ve şekerpancarı tarımı yapılmaktadır. İlçede sulama imkanlarının kısıtlıdır. İnşaatı devam eden Erfelek Barajı’nın faaliyette geçmesi ile tarım alanında büyük gelişme olacağı beklenmektedir. İlçe köylerinde en çok kestane, elma, armut, kiraz, ceviz, fındık ve incir yetiştirilmektedir. İlçede ayrıca seracılığa destek verilmektedir. Erfelek’te meyve suyu imalatı yapan bir işletmenin kurulması meyveciliği desteklemiştir. İlçe kestane ve kirazıyla çok ünlüdür. İlçede, ayrıca, 10 hektarlık bir alanda geyik, karaca üretim istasyonu bulunmaktadır.selam kizlarrr
ğ==Güncel==
Sinop il merkezinin 25 km güneydoğusunda kalan, 3500 merkez nüfuslu ilçesidir. Tarım ve hayvancılığın yanısıra bir başka geçim kaynağı da meyve yetiştiriciliğidir. Son dönemde Tatlıca takım şelaleleri ile gündeme gelen ilçenin sosyal yapısını çiftçilerin yanı sıra esnaf ve memurlar oluşturur. Her yılın Temmuz ayında yapılan şelale şenlikleri ve Eylül ayında gerçekleştirilen panayır ile ilçeye turist çekilmekte ve tanıtım yapılabilmektedir. İlçe belediye başkanı İbrahim Felek'tir.


Erfelek belde ve köyleri
İl: Sinop ● İlçe Merkezi: Erfelek
Beldeler: YOK
Köyler:
• Abdurrahmanpaşa • Akçaçam • Akçasöğüt • Avlağısökü • Aydınlar • Balıfakı • Başaran • Çayırköy • Dağyeri • Değirmencili • Dereköy • Emirhalil • Gökçebel • Gümüşsuyu • GüvenHacılar • Hamidiye • Hasandere • Himmetoğlu • Horzum • Hürremşah • İncirpınar • İnesökü • Kaldırayak • Karacaköy • Karaoğlu • Kazmasökü • Kızılcaelma • Kızılcaot • Kirazlık • Kurcalı • Mescitdüzü • Meydan • Ormantepe • Salı • Sarıboğa • Selbeyi • Soğucalı • Sorgun • Şerefiye • Tatlıca • Tekke • Tombul • Veysel • Yeniçam • Yeniköy









Gerze, Sinop



Sinop İlçeleri Bilgiler Şehir nüfusu 30.600 İlçe nüfusu 10.100 Koordinatlar
Posta kodu 57600 Alan kodu 368 İl plaka kodu 57 Yönetim İl Sinop Kaymakam Eflatun Can Tortop Belediye başkanı Recai Kuruoğlu Yerel yönetim site - Gerze'ye Hoş Geldinizİlçe kaymakamlık site Gerze Gerze, Sinop iline bağlı ilçe.
İlçe tarihte Zagora, Gürzühatun, Savetova, Argibete isimlerini aldı. Paflagonyalılar Kızılırmak'ın batı bölgesine Gezonolit adını vermişlerdi. Gerze adının kökeninin bu ada dayandığı öne sürülmüştür. Paflagonya, Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Büyük İskender, Roma ve Bizans İmparatorluklarının egemenliğine giren Gerze, 1214 yılnda I. İzzettin Keykavus döneminde Selçuklu, 1459 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı İmparatorluğuna katıldı. 13 Şubat 1956'da büyük bir yangın geçirdi, devlet yardımıyla yeniden imar edildi.[1]
İlçenin merkez nüfusu yaklaşık 10.000'dir. Sinop'a 39 km uzaklıktadır.

Coğrafya

Gerze İlçesi, Sinop İl Merkezi’nin güneydoğusunda, Dikmen, Durağan, Boyabat ve Erfelek İlçeleri ile komşu bir yerleşimdir. İlçeye bağlı 1 belde (Yenikent) ve 42 köy bulunmaktadır. Gerze İlçesi’ne bağlı bulunan yerleşimler, arazinin meyilli olması nedeniyle dağınık bir makroforma sahiptir. İlçe, Karadeniz ikliminin özelliği olan bol yağışlar nedeniyle zengin bir orman dokusuna sahiptir.
Batı Karadeniz Havzası’nda yer alan Gerze İlçesi, Tarım Master Planı’nda belirtildiği gibi sahil kesimini kapsayan I.agro-ekolojik alt bölgede kalmaktadır. İlçe topraklarının Merkez İlçe sınırındaki kısımları ile sahil boyunca doğudaki bölümleri III. ve IV.sınıf niteliğe taşımaktadır. İlçede tahıl ürünleri ile tütün, ayçiçeği ve şeker pancarı gibi endüstri bitkileri ile sebze-meyve yetişmektedir. Son yıllarda seracılık da yaygınlaşmaktadır.

Nüfus

Gerze İlçesi nüfus büyüklüğü açısında ilin beşinci büyük yerleşmedir. 2000 yılı nüfus sayımına göre ilçe nüfusu 23.295 kişi olup, bunun 10.013 kişisi kentsel, 13.282 kişisi kırsal nüfusu oluşturmaktadır. Bu durumda, kentsel nüfus oranı %43, kırsal nüfus oranı %57 olan ilçe kentleşme oranı il genelinde orta kademede olan yerleşmeler arasındadır. Bölüm başındaki tablolarda, Gerze İlçesi nüfusunun 1980 yılından günümüze kadar azalma eğilimi gösterdiği görülmektedir. Genelde diğer ilçelerdeki genel eğilime paralel olarak kentsel-kırsal nüfus oranları kentsel nüfus lehine önemli bir değişiklik göstermiştir. Bugün kent-kır oranı arasındaki fark oldukça azalmıştır. Gerze’de de il geneline paralel olarak nüfus artış oranları giderek düşmektedir.

Ekonomi

“Ekonomik Yapı” bölümünde tespit edildiği ve aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, Gerze İlçesi’ndeki sektörel dağılım hizmetler, sanayi ve tarım şeklindedir. İlçede hizmetler sektörü oranı %76.9 iken; ilçedeki hizmetler sektörünün il genelindeki payı 6.3’dür. Bu pay il genelinde önemli bir oran olup, ilçedeki kentsel gelişim düzeyini göstermektedir. Gerze’de doğal plaj niteliği taşıyan sahillerin bulunması ilçenin deniz turizmi potansiyelini arttırmaktadır. Yine ilçede yer alan Kozfındık ve Bozluk Yaylaları ile dağlık alanlar yayla ve dağ sporları turizmine ivme verecek girdilerdir. Günümüzde, ildeki toplam turistik yatak kapasitesinin %10.9’u Gerze İlçesi’nde yer almaktadır. İlçede Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne bağlı bir meslek yüksek okulu bulunmaktadır.

Sanayi

Gerze, ilin genel kapasitesi dikkate alındığında, sanayi sektörü gelişmiş olan bir başka yerleşim olarak dikkat çekmektedir. İlçede sanayi sektörünün il geneli içindeki oranı %20.2; ilçe içindeki sektörel dağılımdaki oranı ise %7.4’dür. Gerze’de faal durumda 2 adet un fabrikası, iki balık ve balık ürünleri tesisi, bir Tekel Yaprak Tütün İşleme ve Bakım Fabrikası, iki adet tekstil ürünleri işletmesi, bir adet çivi üretimi fabrikası ile bir adet toz deterjan fabrikası bulunmaktadır. İlçede bir küçük sanayi sitesi de yer almaktadır. Gerze İlçesi, Acısu Mahallesi’nde sıcak ve mineralli su kaynakları bulunmaktadır.

Tarım

Tarım sektörünün ilçe genelindeki oranı ise %2.9; il genelinde oluşturduğu pay %0.1’dir. İlçede tarım, hayvancılık ve balıkçılık sektörde önemli yer tutmakla birlikte genellikle ailelerin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde üretim yapılmaktadır. İlçede bir adet balıkçı barınağı bulunmaktadır. Hayvancılık ihtiyaç fazlası süt, yumurta, peynir, bal, yoğurt, tereyağı, yün gibi ürünlerin pazarlamasını yapmaktadır.
Gerze, Sinop iline bağlı ilçe.
İlçe tarihte Zagora, Gürzühatun, Savetova, Argibete isimlerini aldı. Paflagonyalılar Kızılırmak'ın batı bölgesine Gezonolit adını vermişlerdi. Gerze adının kökeninin bu ada dayandığı öne sürülmüştür. Paflagonya, Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Büyük İskender, Roma ve Bizans İmparatorluklarının egemenliğine giren Gerze, 1214 yılnda I. İzzettin Keykavus döneminde Selçuklu, 1459 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı İmparatorluğuna katıldı. 13 Şubat 1956'da büyük bir yangın geçirdi, devlet yardımıyla yeniden imar edildi.[2]
İlçenin merkez nüfusu yaklaşık 10.000'dir. Sinop'a 39 km uzaklıktadır.

Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı









Saraydüzü, Sinop


Sinop İlçeleri Bilgiler Şehir nüfusu 500 (4.670) İlçe nüfusu --4.500---------------- (4.670) Yüzölçümü ------ km² Rakım ---- metre Koordinatlar
Posta kodu -- Alan kodu -368- İl plaka kodu 57 Yönetim İl Sinop Belediye başkanı -kaşif öztürk-- mhp li Sinop ilinin bir ilçesidir. Boyabat ilçesine 28 kilometre uzaklıktadır. İlçenin dağlık sayılabilecek dalgalı bir yapısı vardır. Nüfusu 3200 dolayındadır.
Eskiden Boyabat'a bağlı bir yerleşim yeriydi, 2000 yılından sonra ilçe oldu.

Coğrafya

Saraydüzü İlçesi, Boyabat’a bağlı bir bucak merkezi iken, 1990 yılında ilçe statüsü kazanmıştır. İlin güneyinde, Çorum ve Samsun İl sınırlarında bulunan ilçe, Boyabat ve Durağan İlçeleri ile komşudur. Yüzölçümü bakımından ilin en küçük ilçelerinden biridir. İlçeye bağlı belde yoktur; bağlı köy sayısı ise 32’dir.
Kızılırmak Havzası’nda yer alan Saraydüzü İlçesi’nde, Tarım Master Planı’na göre dağlık alanlar II.agro-ekolojik alt bölge; ovalık alanlar ise III.alt bölgede kalmaktadır. Verimli tarım toprakları ilçe merkezi ve kuzeyinde yoğunlaşmıştır. Diğer alanlar ise VI. ve VII.sınıf nitelikli topraklardan meydana gelmektedir.

Nüfus

Saraydüzü nüfus büyüklüğü açısında ilin en küçük ilçesidir. 2000 yılı nüfus sayımına göre ilçe nüfusu 8.217 kişi olup, bunun 3.407 kişisi kentsel, 4.810 kişisi kırsal nüfusu oluşturmaktadır. Bu durumda, kentsel nüfus oranı %41.5, kırsal nüfus oranı %58.5’dir. Bununla birlikte, ilçedeki kentleşme oranı kent nüfusuna paralel olarak yüksek değildir. İlçe daha çok kırsal bir yerleşim niteliği taşımaktadır. Bölüm başındaki tablolarda, Saraydüzü İlçesi nüfusunun da Sinop’taki genel eğilime paralel olarak azaldığı görülmektedir. İlçede 1980’li yıllardan itibaren kentsel-kırsal nüfus dağılımı da kentsel nüfus lehine önemli bir değişiklik göstermiştir. 1980 yıllarda %8.3 olan kentsel nüfus oranı, 2000 yılında %41.5’e çıkmıştır. İlçede kentsel nüfus artış oranı yıllara göre yükselirken, kırsal artış oranlarında düşüş görülmektedir.

Ekonomi

“Ekonomik Yapı” bölümünde tespit edildiği ve aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, Saraydüzü İlçesi’ndeki sektörel dağılım hizmetler, tarım ve sanayi dağılımı şeklindedir. İlçede hizmetler sektörü oranı %58.3 iken; ilçedeki hizmetler sektörünün il genelindeki payı %1.2 ile en düşük değerlerden birini teşkil etmektedir ki, bu ilçenin gelişmişlik düzeyinin bir yansımasıdır.

Tarım

Tarım sektörünün ilçe genelindeki oranı %36; il genelinde oluşturduğu pay ise %0.2’dir. İlçenin en önemli ekonomik girdisi bu sektörden sağlanmaktadır. Bununla beraber, arazinin büyük ölçüde engebeli olması tüm arazi içinde yapılan tarımı %30’la sınırlamaktadır. İlçede tahıl ürünleri ve çeltik ekimi yanısıra, meyvecilik de yaygın olmakla beraber her geçen gün ekonomik değeri anlaşılan bir üretim alanı olmaktadır.

Sanayi

Saraydüzü İlçesi’nde sanayi tesisi yoktur. Sanayi sektörünün il geneli içindeki oranı %5.7; ilçe içindeki sektörel dağılımdaki oranı ise %0.5’dir. Saraydüzü İlçesi’nin yaklaşık 3.5 km güneydoğusundaki Akbelen Köyü civarında linyit kömür ocakları bulunmakta olup, daha önce işletmede olan ocaklar heyelan nedeniyle terkedilmiştir.


Saraydüzü belde ve köyleri
İl: Sinop ● İlçe Merkezi: Saraydüzü
Beldeler: YOK
Köyler:
• Akbelen • Arım • Asarcıkcamili • Asarcıkhacıköy • Asarcıkkayalı • Asarcıkkazaklı • Aşağıakpınar • Avluca • Bahçeköy • Bahşaşlı • Başekin • Cumakayalı • Cumaköy • Cumatabaklı • Çalpınar • Çampaşalı • Çorman • Fakılı • Göynükören • Hacıçay • HanoğluKaraçaygöleti • Korucuk • Tepeköy • Uluköy • Yalmansaray • Yaylacılı • Yenice • Yukarıakpınar • Yukarıarım • Zaimköy








Türkeli, Sinop


Sinop İlçeleri Bilgiler Şehir nüfusu 7000 İlçe nüfusu ------ Yüzölçümü ---- km² RakımKoordinatlar
Ahmet Yıldırım Posta kodu 57900 Alan kodu --- İl plaka kodu ---- Yönetim İl Sinop Belediye başkanıYerel yönetim site .: Türkeli Belediyesi - Sinop :.
Coğrafya

Türkeli, Sinop İli’nin batısında, Kastamonu sınırında, Karadeniz kıyısında bir ilçedir. Türkeli 1957 yılında ilçe statüsü kazanmıştır. Günümüzde ilçeye bağlı 1 belde (Güzelkent) ile 31 adet köy bulunmaktadır.
Kızılırmak Havzası’nda yer alan Türkeli İlçesi, İsfendiyar Dağları eteklerinde, iç kesimleri orman alanları ile kaplı bir ilçedir. Tarım Master Planı’nda sahil kesimini kapsayan I.agro-ekolojik alt bölgede yer alan ilçe topraklarının büyük kısmı VI ve VII.sınıf tarım topraklarından oluşmaktadır.

Nüfus

Türkeli nüfus büyüklüğü açısında ildeki altıncı büyük ilçedir. 2000 yılı nüfus sayımına göre ilçe nüfusu 20.904 kişi olup, bunun 6.977 kişisi kentsel, 13.927 kişisi kırsal nüfusu oluşturmaktadır. Bu durumda, kentsel nüfus oranı %44.9, kırsal nüfus oranı %55.1’dir. Bölüm başındaki tablolarda, Türkeli İlçesi nüfusunun 1980’den itibaren az da olsa azaldığı görülmektedir. İlçede de 1980’li yıllardan itibaren kentsel-kırsal nüfus dağılım oranları kentsel nüfus lehine değişiklik göstermiştir. Türkeli İlçesi’ndeki kentsel-kırsal nüfus artış oranları da giderek azalmaktadır.

Ekonomi

“Ekonomik Yapı” bölümünde tespit edildiği ve aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, Türkeli İlçesi’ndeki sektörel dağılım hizmetler, sanayi ve tarım şeklindedir. İlçede hizmetler sektörü oranı %81.6 iken; ilçedeki hizmetler sektörünün il genelindeki payı %4.6’dır. İlçe deniz kenarında ve Karadeniz coğrafyasına sahip olması nedeni ile deniz, dağ sporları ve yayla turizm, potansiyeline sahiptir. İl genelinde turistik yatak kapasitesinin %5’i ilçede bulunmaktadır.
Türkeli Güzelkent Beldesi’nde bir adet parke ve bir adet cam fabrikası ile kereste biçim atölyeleri, mobilya atölyeleri, marangozhaneler, tekstil ve tel fabrikaları mevcuttur. İlçede bir küçük sanatlar sitesi de bulunmaktadır. Sanayi sektörünün il geneli içindeki oranı %13.6; ilçe içindeki sektörel dağılımdaki oranı ise %0.1’dir.
Tarım sektörünün ilçe genelindeki oranı %4.7 iken, il genelinde oluşturduğu pay %3.4’tür. Tarım topraklarının az olması nedeni ile tarımsal üretim halkın kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak yapılmaktadır. Ticari hayvancılık da yapılmamaktadır. Buna rağmen, 1999 yılında, Hacıköyü'nde kurulmuş bir devekuşu çiftliği bulunmaktadır. Çatak-Örencik ve Gökçealan Köyleri’nde alabalık tesisleri kurulmuş olup, ilçe ekonomisine canlılık getirmiştir. Ormancılık da ilçedeki bir başka geçim kaynağıdır. Balıkçılığın da yaygın olduğu ilçede bir adet balıkçı barınağı bulunmaktadır.

Tarihi

Türkeli ilçe merkezi, yerleşim yeri olarak yüzyıla yakın bir geçmişe sahiptir. İlçe önce Rum Pontusların, sonra Selçukluların, daha sonra İsfendiyaroğulları beyliğinin yönetiminde kalmış; 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Sinop'u almasıyla Osmanlı yönetimine geçmiştir.
İlk kurulduğu zamanki adı Yarna'dır. Daha sonra Cumhuriyet´in kuruluşu ile birlikte sahildeki bir gemi kalıntısına istinaden Gemiyanı adı verilmiştir. 1 Mayıs 1957´de Türklerin yerleşim yeri anlamına gelen Türkeli adını alarak ilçe olmuştur. İlçe olmadan önce Ayancık ilçesine bağlı bir bucaktı.
Sinop ilinin sahil şeridindeki üç ilçesinden biri olan Türkeli, ilin batı kıyısında yer alır. Doğusunda Ayancık, batısında Kastamonu'nun Çatalzeytin ilçesi, güneyinde Taşköprü ilçesi, kuzeyinde ise Karadeniz bulunur. Merkez ilçe nüfusu 21.904, Yüzölçümü 421 km²'dir. Belediye başkanı Ahmet Yıldırım'dır.

İlçeye Bağlı Köyler

İlçeye bağlı köyler (Ayandon), 16. (Bolla), 29. : 1. Akçabük, 2. Alagöz (Sırtıvan), 3. Ayaz (Çay), 4. Çatakgeriş, 5. Çatakgüney, 6. Çatakörencik, 7. Direkli, 8. Düzköy, 9. Düzler, 10. Gaziler (Dayısta), 11. Gencek, 12. Gökçealan (Cible), 13. Gündoğdu (Kirtoz), 14. Hacıköy, 15. HamamlıIşıklı (Moğan), 17. Karabey (ÇARŞAMBA PAZARI), 18. Kayabaşı, 19. Kuşçular, 20. Kuz, 21. Oymayaka (Coray), 22. Sarmaşık, 23. Satıköyü, 24. Sazkışla, 25. Taçahmet (Tacamet), 26. Taşgüney (Cabanay), 27. Turhan (Tosos), 28. YapraklıYazıcı (Yacıköyü), 30. Yeşiloba (Reyfez), 31. Yusuflu.
6 km doğusunda, Ayancık yolu üzerinde "Güzelkent" beldesi bulunur.

Güncel

Türkeli limanının yapımı 2001'de tamamlanmıştır. Yat limanı ve balıkçı barınağı olarak çalışmaktadır. Ayrıca belediye turizm gelirlerini arttırmak amacıyla suni kum plaj yaptırmıştır.
Türkeli Lisesi ve Türkeli Çok Programlı Lisesi ilçenin ortaöğrenim kurumlarıdır. Bir yükseköğretim kurumu bulunmamaktadır. İlçenin büyük pazarı perşembe günleri çayın kenarındaki pazar yerinde olur.
Gurbetçilerin desteği ilçenin her yanında görülmektedir. İnsanlar geride bıraktıkları akrabalarını ve bölge insanını düşünerek 50 yatak kapasiteli, 3 polikliniği olan Türkeli Devlet Hastanesi'ni yaptırmıştır. Hastanenin giderlerinin neredeyse tamamı bağışlarla karşılanmaktadır.
İlçede gurbetçilerin etkisi barizdir. Bölge insanı geçim kaynağı bulamayınca Avrupa'ya işçi olarak gitmiştir. Yaz aylarında gurbetçilerin getirdiği kaynak sayesinde ilçe ayakta durmaktadır. Çay bahçeleri ve deniz bölgenin önemli eğlence ve gelir kaynağıdır.


Türkeli belde ve köyleri
İl: Sinop ● İlçe Merkezi: Türkeli
Beldeler: Güzelkent
Köyler:
• • Akçabük • Alagöz • Ayaz • Çatakgeriş • Çatakgüney • Çatakörencik • Direkli • Düzköy • Düzler • Gaziler • Gencek • Gökçealan • Gündoğdu • Hacıköy • Hamamlı • Işıklı • KarabeyKayabaşı • Kuşçular • Kuzköy • Oymayaka • Sarmaşık • Satıköy • Sazkışla • TaçahmetTaşgüney • Turhan • Yapraklı • Yazıcı • Yeşiloba • Yusuflu
----- metre
 
Cevap: Sinop Şehir Tanıtımı

ellerine sağlık aşgımsın ne güzel tanıtmışsın Sinop'u heryeri ayrı bir güzeldir memleketimin 🙂
 
Cevap: Sinop Şehir Tanıtımı

SINOP ADI
1. Sinope Irmak Tanrısı Osopos'un güzeller güzeli kızıymış. Rivayete göre mutlu bir hayatı varmış. Birgün Tanrılar Tanrısı Zeus kendisini görmüş ve o anda aşık oluvermiş.
2. Sinop'un ilk kez Hititçe Sinova adı ile anıldığını Hitit kaynaklarından öğreniyoruz.
3. Prof. Yusuf Kemal Tengirşenk'in eşi Nazlı Tengirşenk, Sinop Halkevi yayınlarından Dıranaz dergisinde, Sinop adinin Asurların ay ilâhı olan "Sin"den geldiğini bildirmektedir.
4. Bazı kaynaklar Sinop adının ilk söylenişini Sinavur olarak ileri sürmektedir.
5. M.Ö. 200 yıllarında yaşayan Skymnos, şiirlerinde Sinop adının Sinope adlı bir Amazon kraliçesinin adından geldiğini dile getirir.
6. Suyun göğsü anlamında Farsça (Sine-i âb) dan Sınap şekline çevrilmiş ve böyle konuşulmuş deniliyor.

ROMEN DİYOJEN
IV. Romanos Diogenes; Malazgirt Savaşı'nda Bizans Ordularına komuta eden Bizans İmparatorudur. Malazgirt Savaşı'nda Bizans Ordusu Yenilmiş ve Romen Diojen Alparslan'a esir düşmüştür.Alparslan onun canını bağışlamıştır ama bir süre vergiye bağlamıştır. Malazgirt meydan muharebesinde yenildikten sonra İstanbul'a dönmek istemiştir. Ama ölüm fermanını çoktan hazırlatmış olan bizans imparatorunun askerleri onu yolda yakalarlar. Son isteği sorulduğunda son bir kez İstanbul'u görmek istediğini söyler. İstek imparotora bildirilir, imparator bu isteği kabul etmekte bir sakınca görmez hatta belki de merhamete gelip, ölüm fermanını kaldırır. İstanbul'a gelir Romen Diyojen ama ölmeden önceki son isteğini bir daha hiç gerçekleştiremeyecektir çünkü imparator sinirden gözlerine mil çektirmiştir. Çekilen mil sırasında acıya dayanamıyan Diogenes hayatını kaybetmiştir





 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Sinop Şehir Tanıtımı

Sinop Cezaevi - Sinop Tersanesi

Tarihi Bölge Kapalı Cezaevi ve Çocuk Islahevi; Sinop kalesinin Güneybatı ucunda kalan iç kale içinde yer almaktadır. Cezaevi 06 Aralık 1997 tarihinde boşaltılmıştır. Sinop Kalesi M.Ö. 2000'de yerli kavim Gaşkalılar zamanında kurulmuş, Grek, Pontus, Roma, Bizans, Selçuklular ve Osmanlılar devrinde büyütülerek onarılmıştır.
İç Kale adı verilen hapishanenin bulunduğu alan ise 03 Ekim 1214 yılında Sinop'u zapt eden Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus tarafından, ana kalenin kuzeyden güneye inen dik bir surla kesilmesi ile meydana getirilmiştir. Enine ikinci bir duvar ile iki bölüme ayrılan iç kalenin güneyde kalan kısmında Sinop Hapishanesi kurulmuştur.
Selçuklular zamanında tersane olarak kullanılan İç Kale, Osmanlılar zamanında da tersane olarak kullanılmış, zamanın en mükemmel harp gemileri yapılmıştır.
02 Ağustos 1999 tarihinde Kültür Bakanlığı'na devri yapılan tarihi cezaevinin; Sosyal Etkinlikler Alanı, Galeriler, Konferans Salonu, Tanıtım Salonu, Satış Reyonu, Kafeterya gibi fonksiyonlar kazandırılarak "Kültür Kompleksi" halinde halkın hizmetine sunulması düşünülmektedir...
(Halâ düşünüyorlar demek ki!.. Aldırma gönül aldırma...) MK
 
Moderatör tarafında düzenlendi: