Cevap: buda benim dünyam benim üçgen köşem..merhaba...
köşen hayırlı olsun birtanem senin gibi tatlı sohbetler diliyorum canım...ben senın manevi annen olarak çok hoşuma giden bir şiir gördüm ve onu buraya almak istedim...bilirsin ben biraz sıradışıyım umarım beğenirsin ben çok etkilendim hüzünlü olmasın arağmen bebeğim paylaşmak istedim
Gidişin vedasız mı olacaktı anne
Bir hoş çakalı çok mu gördük birbirimize
Ya da diyeceklerinden üzülmememiz için miydi bu vedasızlık
Yoksa vedasız gidişinde bir kavuşma sözümü var anne
Eğer öyle düşünüyorsa ben bu ayazda da seni beklerim anne
Evet, ayaz diyorum, çünkü ben kucağındayken,
Soğuk nedir bilmezmişim anne…
Gidişin sessiz mi olacaktı anne
Kapıları çarparcasına gitseydin ya
Bizi sensizlik uykusundan uyandırırcasına
Kucağına ilk aldığında mırıldandığın ninniyi söylercesine
Düşerim diye paniğe kapılıp uzaktan bana seslenircesine
Evet, uzak diyorum, çünkü uzakta olsa talibim o bülbül sesine
Sesin olmadan bu evde neşe olmuyormuş be anne
Gidişin kara kışa mı tekabül etti anne
Bahar kokuları üzerimizden geçmemişken,
Daha sonbaharın yaprakları arasında dolaşmak varken
Sen ayrılığı güzün bağrından koparıp kışa mı ektin anne
Vedaların kahverengiliğini, şefkatinle beyaza mı boyadın anne
Mevsimleri takip edip kavuşacağımız günü hayal ederken
Şimdi yılın bir gününden, vedasız gittiğin o günden kaçar oldum anne
Mevsimlerden aklımda seni bağrına sakladığım o kara kış kalmış anne
Gidişin bayram da alınacak hediyemiydi anne
Öksüzlüğümü yakıştırdın bu bayram simamıza
Eski mutlu bayramları hatırlamak yokluğunun acısını unutturur mu anne
Bayram sabahlarında öptüğümüz ellerin karların arasında üşümez mi?
Boyunlarını büktüğün bu öksüzler bir daha bayram bekler mi anne
Yanan yüreklerimiz bu son bayramda takılıp kalmaz mı anne
Şimdi yine sana geliyoruz, ellerimizde kır çiçekleriyle, lakin çehremiz buruk
Senin busen olmadan bayramlar garip geçiyormuş anne
Gidişin bir yanımızı fena vurdu anne
Evimizin duvarlarındaki tebessümün yerini…
Artık gözyaşları süslüyor anne
Babam meğer sensizliği hiç hayal etmezmiş
Yaralı yüreği on yıl birden yaşlanmış anne
Belki biz yavrularımızda buluruz senin sevdanı da
Acaba babama sevdanızın ölmeyeceğini haykırabilir miyiz anne
Arada huysuzluk etse de babam seni ölümüne seviyormuş anne
Gidişin ölümüne mi olacaktı anne
Bir tek ecel mi ayıracaktı sımsıkı tuttuğun ellerimizi
Hiçbir şeye emsal olmayan kıymetini ölümün mü yaşatacaktı anne
Şimdi bırakıp seni bir ücra köşenin koynuna
Her birimiz yeniden yollara düşeceğiz anne
Ama seni geride bırakmak, öyle yapayalnız bir başına
Bana çok ama çok dokunuyor anne
Sensizliği yaşamayı geçtim, düşünmek bile yürek kanatıyormuş anne
alıntıdır
Gidişin vedasız mı olacaktı anne
Bir hoş çakalı çok mu gördük birbirimize
Ya da diyeceklerinden üzülmememiz için miydi bu vedasızlık
Yoksa vedasız gidişinde bir kavuşma sözümü var anne
Eğer öyle düşünüyorsa ben bu ayazda da seni beklerim anne
Evet, ayaz diyorum, çünkü ben kucağındayken,
Soğuk nedir bilmezmişim anne…
Gidişin sessiz mi olacaktı anne
Kapıları çarparcasına gitseydin ya
Bizi sensizlik uykusundan uyandırırcasına
Kucağına ilk aldığında mırıldandığın ninniyi söylercesine
Düşerim diye paniğe kapılıp uzaktan bana seslenircesine
Evet, uzak diyorum, çünkü uzakta olsa talibim o bülbül sesine
Sesin olmadan bu evde neşe olmuyormuş be anne
Gidişin kara kışa mı tekabül etti anne
Bahar kokuları üzerimizden geçmemişken,
Daha sonbaharın yaprakları arasında dolaşmak varken
Sen ayrılığı güzün bağrından koparıp kışa mı ektin anne
Vedaların kahverengiliğini, şefkatinle beyaza mı boyadın anne
Mevsimleri takip edip kavuşacağımız günü hayal ederken
Şimdi yılın bir gününden, vedasız gittiğin o günden kaçar oldum anne
Mevsimlerden aklımda seni bağrına sakladığım o kara kış kalmış anne
Gidişin bayram da alınacak hediyemiydi anne
Öksüzlüğümü yakıştırdın bu bayram simamıza
Eski mutlu bayramları hatırlamak yokluğunun acısını unutturur mu anne
Bayram sabahlarında öptüğümüz ellerin karların arasında üşümez mi?
Boyunlarını büktüğün bu öksüzler bir daha bayram bekler mi anne
Yanan yüreklerimiz bu son bayramda takılıp kalmaz mı anne
Şimdi yine sana geliyoruz, ellerimizde kır çiçekleriyle, lakin çehremiz buruk
Senin busen olmadan bayramlar garip geçiyormuş anne
Gidişin bir yanımızı fena vurdu anne
Evimizin duvarlarındaki tebessümün yerini…
Artık gözyaşları süslüyor anne
Babam meğer sensizliği hiç hayal etmezmiş
Yaralı yüreği on yıl birden yaşlanmış anne
Belki biz yavrularımızda buluruz senin sevdanı da
Acaba babama sevdanızın ölmeyeceğini haykırabilir miyiz anne
Arada huysuzluk etse de babam seni ölümüne seviyormuş anne
Gidişin ölümüne mi olacaktı anne
Bir tek ecel mi ayıracaktı sımsıkı tuttuğun ellerimizi
Hiçbir şeye emsal olmayan kıymetini ölümün mü yaşatacaktı anne
Şimdi bırakıp seni bir ücra köşenin koynuna
Her birimiz yeniden yollara düşeceğiz anne
Ama seni geride bırakmak, öyle yapayalnız bir başına
Bana çok ama çok dokunuyor anne
Sensizliği yaşamayı geçtim, düşünmek bile yürek kanatıyormuş anne
alıntıdır