Cevap: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabetik sıra ile)
76- Içlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapilarindan girin. Bak ne kötü o kibirlenenlerin yeri?
77- Ey Muhammed! Sen sabret, süphesiz Allah'in vaadi haktir, mutlaka gerçeklesecektir. Onlara yaptigimiz tehdidin bir kismini sana göstersek de veya seni vefat ettirsek de onlar mutlaka döndürülüp bize getirileceklerdir.
78- Andolsun ki biz senin önünden nice peygamberler göndermisizdir. Onlardan kimini sana anlatmisiz, kimini de anlatmamisizdir. Hiçbir peygamber, Allah'in izni olmaksizin bir mucize getiremez. Allah'in emri gelince de hak yerine getirilir. Batil bir dava pesinde kosanlar, iste bu noktada hüsrana ugrarlar.
79- Kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumusak basli hayvanlari yaratan Allah'tir.
80- Sizin için onlarda daha nice menfaatler vardir. Onlarin üzerinde gönüllerinizdeki bir arzuya erersiniz. Hem onlar üzerinde, hem de gemiler üzerinde tasinirsiniz.
81- Allah size âyetlerini gösteriyor. Simdi Allah'in âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz?
82- Daha yeryüzünde gezip de bir bakmazlar mi? Kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmus? Onlar kendilerinden hem daha çok, hem de kuvvetçe ve yeryüzündeki eserlerinin saglamligi bakimindan daha çetindiler. Öyle iken o kazandiklari seyler, kendilerini kurtaramadi.
83- Çünkü onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de o alay ettikleri sey onlari kusativerdi.
84- O zaman hismimizi gördüklerinde: "Allah'in birligine inandik ve O'na sirk kostugumuz seyleri inkâr ettik" dediler.
85- Ama hismimizi gördükleri zamanki imanlari kendilerine fayda verecek degildi. Allah'in, kullari hakkindaki geçe gelen kanunu budur. Iste kâfirler bu noktada hüsrana düstüler.
MUMİNUN
Bismillahirrahmanirrahim
1- Gerçekten müminler kurtulusa ermistir,
2- Onlar ki, namazlarinda husû içindedirler,
3- Onlar ki, bos ve yararsiz seylerden yüz çevirirler,
4- Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler,
5- Ve onlar ki, iffetlerini korurlar,
6- Ancak esleri ve ellerinin sahip oldugu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla iliskilerinden dolayi) kinanmis degillerdir.
7- Su halde, kim bunun ötesine gitmeyi isterse, iste bunlar , haddi asan kimselerdir.
8- Yine onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler,
9- Ve onlar ki, namazlarini muhafaza ederler,
10- Iste asil onlar varislerdir.
11- Ki, Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalirlar.
12- And olsun biz insani, çamurdan, bir sülâleden (süzülüp çikarilmis çamurdan) yarattik.
13- Sonra onu emin ve saglam bir karargahta (rahimde) nutfe (sperma) haline getirdik.
14- Sonra nutfeyi bir alaka (embrio) yarattik, derken o alakayi bir mudga (bir çignem et parçasi halinde) yarattik, derken o mudgayi bir takim kemik yarattik, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diger bir yaratik olarak tesekkül ettirdik. Yapip yaratanlarin en güzeli olan Allah, pek yücedir.
15- Sonra siz bunun ardindan, muhakkak ki öleceksiniz.
16- Sonra da siz, süphesiz, kiyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.
17- Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattik. Biz, yaratmaktan habersiz degiliz.
18- Gökten uygun bir ölçüde yagmur indirip onu yerde durgunlastirdik. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.
19- Böylece onun (yagmurun) sayesinde sizin yarariniza hurma bahçeleri ve üzüm baglari meydana getirdik ki, bunlarda sizin için bir çok meyveler vardir ve siz onlardan yersiniz.
20- Tûr-i Sinâ'da (dahi) yetisen bir agaç da meydana getirdik ki, bu agaç, hem yag, hem de yiyenlerin ekmegine katik edecekleri (zeytin) verir.
21- Hayvanlarda da sizin için elbette ibretler vardir. Onlarin karinlarindakilerden size içiririz. Onlarda sizin için birtakim faydalar daha vardir; ayrica etlerini yersiniz.
22- Hem onlara ve hem gemiye yüklenirsiniz.
23- And olsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik. "Ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin. O'ndan baska tanriniz yoktur. Hâlâ sakinmaz misiniz?"
24- Bunun üzerine, kavminin içinden kâfir kodaman toplulugu "Bu, dediler, tipki sizin gibi bir beser olmaktan baska bir sey degildir. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eger Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki bir melek gönderirdi. Biz geçmisteki atalarimizdan böyle bir sey duymadik."
25- "Bu, yalnizca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanip (durumu) gözetleyin bakalim."
26- Nuh: "Rabbim! dedi, beni yalana çikarmalarina karsi bana yardim et!"
27- Bunun üzerine ona söyle vahyettik: Bizim nezaretimiz altinda ve vahyimizle gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de tandir kaynayinca, her cinsten esler halinde iki tane ve bir de içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmis olanlarin disindaki aileni gemiye al. Zulmetmis olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle bogulacaklardir!
28- Sen, yanindakilerle beraber gemiye yerlestiginde: "Bizi zalimler toplulugundan kurtaran Allah'a hamdolsun" de.
29- Ve de ki: "Rabbim! Beni mübarek bir yere indir. Sen, konuklatanlarin en hayirlisisin."
30- Süphesiz bunda sizin için birtakim ibretler vardir. Çünkü biz, kullarimizi böyle denemisizdir.
31- Sonra onlarin ardindan bir baska nesil getirdik.
32- Bunun üzerine, onlar arasindan kendilerine, "Allah'a kulluk edin; çünkü sizin O'ndan baska bir tanriniz yoktur. Hâlâ Allah'tan korkmaz misiniz? (mesajini ileten) bir resul gönderdik.
33- Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulasmayi yalanlayan ve dünya hayatinda kendilerine refah verdigimiz kodaman güruh dedi ki: "Bu dediler, sadece sizin gibi bir insandir; sizin yediginizden yer, sizin içtiginizden içer."
34- "Gerçekten, tipki kendiniz gibi bir besere itaat ederseniz herhalde ziyan edersiniz."
35- "Size, öldügünüz, toprak ve kemik yigini haline geldiginizde, mutlak surette sizin (tekrar) meydana çikarilacaginizi mi vaad ediyor?"
36- "Heyhât o size vaad edilen sey ne kadar uzak!"
37- "Dünya hayatindan baska gerçek yoktur. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yasariz; bir daha diriltilecek degiliz."
38- "Bu adam, sadece Allah hakkinda yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmiyoruz."
39- O Peygamber: "Rabbim, dedi, beni yalanlamalarina karsi bana yardimci ol!"
40- Allah söyle buyurdu: "Pek yakinda onlar pisman olacaklar!"
41- Nitekim, Hak tarafindan korkuç bir ses yakalayiverdi onlari! Kendilerini hemen çepeçevre kusattik. Zalimler toplulugunun cani cehenneme!
42- Sonra onlarin ardindan bir baska nesil getirdik.
43- Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.
44- Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldigi her defasinda, onlar bu peygamberi yalanladilar; biz de onlari birbiri ardindan (yokluga) yuvarladik ve onlari efsâne yaptik. Artik iman etmeyen kavmin cani cehenneme!
45- Sonra birtakim âyetlerimiz ve açik bir ferman ile Musa'yi ve kardesi Harun'u gönderdik.
46- Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Bunun üzerine onlar kibire kapildilar ve ululuk taslayan zorba bir kavim oldular.
47- Onun için: Biz, dediler, "kavimleri bize kölelik ederken bizim benzerimiz olan bu iki adama inanacak miyiz?"
48- Böylece onlari yalanladilar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular.
49- Andolsun biz Musa'ya belki onlar yola gelirler diye, o kitabi da verdik.
50- Meryemoglunu ve annesini de (kudretimize) bir alâmet kildik; onlari, yerlesmeye elverisli, sulu bir tepeye yerlestirdik.
51- Ey peygamberler! Temiz ve helal olan seylerden yiyin; güzel amel ve hareketlerde bulunun. Çünkü ben sizin yaptiklarinizi bilirim.
52- "Ve iste bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakinin." (denildi).
53- Derken insanlar kendi aralarindaki islerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi.
54- Sen simdi onlari bir zamana kadar gaflet ve sapikliklari ile basbasa birak!
55- Saniyorlar mi ki, onlara verdigimiz servet ve ogullar ile,
56- Kendilerine faydalar saglamak için can atiyoruz. Hayir, onlar isin farkina varamiyorlar.
57- Rablerine olan saygidan dolayi titreyenler,
58- Rablerinin âyetlerine inananlar,
59- Rablerine ortak tanimayanlar,
60- Ve, Rablerine dönecekleri için yapmakta olduklari isleri kalpleri titreyerek yapanlar;
61- Iste onlar, iyiliklere kosusurlar ve iyilik için yarisirlar.
62- Biz hiç kimseyi, gücünün yettiginden baskasi ile yükümlü kilmayiz. Nezdimizde hakki söyleyen bir kitap vardir ve onlar haksizliga ugratilmazlar.
63- Hayir, onlarin kalpleri bu hususta cehalet içindedir. Ayrica onlarin bundan öte birtakim kötü isleri vardir ki, onlar bu isleri yapar dururlar.
64- Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarini sikintiya ugrattigimizda, bakarsin ki onlar feryadi basarlar.
65- Bosuna feryad etmeyin bugün! Zira bizden yardim göremeyeceksiniz.
66- Çünkü âyetlerimiz size okunurdu da, buna karsi siz arkanizi dönerdiniz.
67- Kafa tutardiniz ve geceleyin hezeyanlar savururdunuz.
68- Onlar bu sözü (Kur'ân'i) hiç düsünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmisteki atalarina gelmeyen bir sey mi geldi?
69- Yoksa peygamberlerini tanimadilar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar?
70- Yoksa onda bir delilik oldugunu mu söylüyorlar? Aksine o, kendilerine hakki getirmistir. Halbuki onlar haktan hoslanmamaktadirlar.
71- Eger hak, onlarin kötü arzu ve isteklerine uysaydi, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunan kimseler bozulur giderdi. Hayir, biz onlara san ve sereflerini getirdik; fakat onlar kendi sereflerine sirt çevirirler.
72- (Resulüm!) Yoksa sen onlardan bir haraç mi istiyorsun? Rabbinin vergisi daha hayirlidir. O, rizik verenlerin en hayirlisidir.
73- Gerçek su ki sen onlari dogru bir yola çagiriyorsun.
74- Fakat ahirete inanmayanlar ise, israrla yoldan çikmaktadirlar.
75- Eger onlara aciyip da için de bulunduklari sikintiyi giderseydik, iyice körleserek azginliklarinda büsbütün direnirlerdi.
76- Andolsun, biz onlari sikintiya düsürdük de yine Rablerine boyun egmediler, tazarru' ve niyazda da bulunmadilar.
77- Nihayet üzerlerine, azabi çok siddetli bir kapi açtigimiz zaman, bir de bakarsin ki onlar orada saskin ve ümitsiz kalmislardir!
78- Halbuki sizin için o kulagi, o gözleri ve o gönülleri yaratan O'dur. Ne de az sükrediyorsunuz!
79- Ve sizi yeryüzünde yaratip türeden O'dur. Sirf O'nun huzuruna toplanacaksiniz.
80- Ve O, yasatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün degismesi O'nun eseridir. Hâlâ aklinizi kullanmaz misiniz?
81- Hayir, öncekilerin söylediklerinin benzerini söylediler.
82- Dediler ki: "Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yigini haline gelmisken, mutlaka yeniden diriltilecegiz öyle mi?"
83- "Yemin ederiz ki, gerek bize, gerekse daha önce atalarimiza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmistekilerin masallarindan baska bir sey degildir!"
84- (Resulüm!) de ki: "Eger biliyorsaniz (söyleyin bakalim), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?"
85- "Allah'a aittir" diyecekler. "Öyle ise siz hiç düsünüp tasinmaz misiniz?" de.
86- "Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Ars'in Rabbi kimdir?" diye sor.
87- "(Onlar da) Allah'indir." diyecekler. "Su halde siz Allah'tan korkmaz misiniz?" de.
88- "Eger biliyorsaniz (söyleyin), her seyin melekûtu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her seyi koruyup kollayan; fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir?" diye sor.
76- Içlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapilarindan girin. Bak ne kötü o kibirlenenlerin yeri?
77- Ey Muhammed! Sen sabret, süphesiz Allah'in vaadi haktir, mutlaka gerçeklesecektir. Onlara yaptigimiz tehdidin bir kismini sana göstersek de veya seni vefat ettirsek de onlar mutlaka döndürülüp bize getirileceklerdir.
78- Andolsun ki biz senin önünden nice peygamberler göndermisizdir. Onlardan kimini sana anlatmisiz, kimini de anlatmamisizdir. Hiçbir peygamber, Allah'in izni olmaksizin bir mucize getiremez. Allah'in emri gelince de hak yerine getirilir. Batil bir dava pesinde kosanlar, iste bu noktada hüsrana ugrarlar.
79- Kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumusak basli hayvanlari yaratan Allah'tir.
80- Sizin için onlarda daha nice menfaatler vardir. Onlarin üzerinde gönüllerinizdeki bir arzuya erersiniz. Hem onlar üzerinde, hem de gemiler üzerinde tasinirsiniz.
81- Allah size âyetlerini gösteriyor. Simdi Allah'in âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz?
82- Daha yeryüzünde gezip de bir bakmazlar mi? Kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmus? Onlar kendilerinden hem daha çok, hem de kuvvetçe ve yeryüzündeki eserlerinin saglamligi bakimindan daha çetindiler. Öyle iken o kazandiklari seyler, kendilerini kurtaramadi.
83- Çünkü onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de o alay ettikleri sey onlari kusativerdi.
84- O zaman hismimizi gördüklerinde: "Allah'in birligine inandik ve O'na sirk kostugumuz seyleri inkâr ettik" dediler.
85- Ama hismimizi gördükleri zamanki imanlari kendilerine fayda verecek degildi. Allah'in, kullari hakkindaki geçe gelen kanunu budur. Iste kâfirler bu noktada hüsrana düstüler.
MUMİNUN
Bismillahirrahmanirrahim
1- Gerçekten müminler kurtulusa ermistir,
2- Onlar ki, namazlarinda husû içindedirler,
3- Onlar ki, bos ve yararsiz seylerden yüz çevirirler,
4- Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler,
5- Ve onlar ki, iffetlerini korurlar,
6- Ancak esleri ve ellerinin sahip oldugu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla iliskilerinden dolayi) kinanmis degillerdir.
7- Su halde, kim bunun ötesine gitmeyi isterse, iste bunlar , haddi asan kimselerdir.
8- Yine onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler,
9- Ve onlar ki, namazlarini muhafaza ederler,
10- Iste asil onlar varislerdir.
11- Ki, Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalirlar.
12- And olsun biz insani, çamurdan, bir sülâleden (süzülüp çikarilmis çamurdan) yarattik.
13- Sonra onu emin ve saglam bir karargahta (rahimde) nutfe (sperma) haline getirdik.
14- Sonra nutfeyi bir alaka (embrio) yarattik, derken o alakayi bir mudga (bir çignem et parçasi halinde) yarattik, derken o mudgayi bir takim kemik yarattik, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diger bir yaratik olarak tesekkül ettirdik. Yapip yaratanlarin en güzeli olan Allah, pek yücedir.
15- Sonra siz bunun ardindan, muhakkak ki öleceksiniz.
16- Sonra da siz, süphesiz, kiyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.
17- Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattik. Biz, yaratmaktan habersiz degiliz.
18- Gökten uygun bir ölçüde yagmur indirip onu yerde durgunlastirdik. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.
19- Böylece onun (yagmurun) sayesinde sizin yarariniza hurma bahçeleri ve üzüm baglari meydana getirdik ki, bunlarda sizin için bir çok meyveler vardir ve siz onlardan yersiniz.
20- Tûr-i Sinâ'da (dahi) yetisen bir agaç da meydana getirdik ki, bu agaç, hem yag, hem de yiyenlerin ekmegine katik edecekleri (zeytin) verir.
21- Hayvanlarda da sizin için elbette ibretler vardir. Onlarin karinlarindakilerden size içiririz. Onlarda sizin için birtakim faydalar daha vardir; ayrica etlerini yersiniz.
22- Hem onlara ve hem gemiye yüklenirsiniz.
23- And olsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik. "Ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin. O'ndan baska tanriniz yoktur. Hâlâ sakinmaz misiniz?"
24- Bunun üzerine, kavminin içinden kâfir kodaman toplulugu "Bu, dediler, tipki sizin gibi bir beser olmaktan baska bir sey degildir. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eger Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki bir melek gönderirdi. Biz geçmisteki atalarimizdan böyle bir sey duymadik."
25- "Bu, yalnizca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanip (durumu) gözetleyin bakalim."
26- Nuh: "Rabbim! dedi, beni yalana çikarmalarina karsi bana yardim et!"
27- Bunun üzerine ona söyle vahyettik: Bizim nezaretimiz altinda ve vahyimizle gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de tandir kaynayinca, her cinsten esler halinde iki tane ve bir de içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmis olanlarin disindaki aileni gemiye al. Zulmetmis olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle bogulacaklardir!
28- Sen, yanindakilerle beraber gemiye yerlestiginde: "Bizi zalimler toplulugundan kurtaran Allah'a hamdolsun" de.
29- Ve de ki: "Rabbim! Beni mübarek bir yere indir. Sen, konuklatanlarin en hayirlisisin."
30- Süphesiz bunda sizin için birtakim ibretler vardir. Çünkü biz, kullarimizi böyle denemisizdir.
31- Sonra onlarin ardindan bir baska nesil getirdik.
32- Bunun üzerine, onlar arasindan kendilerine, "Allah'a kulluk edin; çünkü sizin O'ndan baska bir tanriniz yoktur. Hâlâ Allah'tan korkmaz misiniz? (mesajini ileten) bir resul gönderdik.
33- Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulasmayi yalanlayan ve dünya hayatinda kendilerine refah verdigimiz kodaman güruh dedi ki: "Bu dediler, sadece sizin gibi bir insandir; sizin yediginizden yer, sizin içtiginizden içer."
34- "Gerçekten, tipki kendiniz gibi bir besere itaat ederseniz herhalde ziyan edersiniz."
35- "Size, öldügünüz, toprak ve kemik yigini haline geldiginizde, mutlak surette sizin (tekrar) meydana çikarilacaginizi mi vaad ediyor?"
36- "Heyhât o size vaad edilen sey ne kadar uzak!"
37- "Dünya hayatindan baska gerçek yoktur. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yasariz; bir daha diriltilecek degiliz."
38- "Bu adam, sadece Allah hakkinda yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmiyoruz."
39- O Peygamber: "Rabbim, dedi, beni yalanlamalarina karsi bana yardimci ol!"
40- Allah söyle buyurdu: "Pek yakinda onlar pisman olacaklar!"
41- Nitekim, Hak tarafindan korkuç bir ses yakalayiverdi onlari! Kendilerini hemen çepeçevre kusattik. Zalimler toplulugunun cani cehenneme!
42- Sonra onlarin ardindan bir baska nesil getirdik.
43- Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.
44- Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldigi her defasinda, onlar bu peygamberi yalanladilar; biz de onlari birbiri ardindan (yokluga) yuvarladik ve onlari efsâne yaptik. Artik iman etmeyen kavmin cani cehenneme!
45- Sonra birtakim âyetlerimiz ve açik bir ferman ile Musa'yi ve kardesi Harun'u gönderdik.
46- Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Bunun üzerine onlar kibire kapildilar ve ululuk taslayan zorba bir kavim oldular.
47- Onun için: Biz, dediler, "kavimleri bize kölelik ederken bizim benzerimiz olan bu iki adama inanacak miyiz?"
48- Böylece onlari yalanladilar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular.
49- Andolsun biz Musa'ya belki onlar yola gelirler diye, o kitabi da verdik.
50- Meryemoglunu ve annesini de (kudretimize) bir alâmet kildik; onlari, yerlesmeye elverisli, sulu bir tepeye yerlestirdik.
51- Ey peygamberler! Temiz ve helal olan seylerden yiyin; güzel amel ve hareketlerde bulunun. Çünkü ben sizin yaptiklarinizi bilirim.
52- "Ve iste bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakinin." (denildi).
53- Derken insanlar kendi aralarindaki islerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi.
54- Sen simdi onlari bir zamana kadar gaflet ve sapikliklari ile basbasa birak!
55- Saniyorlar mi ki, onlara verdigimiz servet ve ogullar ile,
56- Kendilerine faydalar saglamak için can atiyoruz. Hayir, onlar isin farkina varamiyorlar.
57- Rablerine olan saygidan dolayi titreyenler,
58- Rablerinin âyetlerine inananlar,
59- Rablerine ortak tanimayanlar,
60- Ve, Rablerine dönecekleri için yapmakta olduklari isleri kalpleri titreyerek yapanlar;
61- Iste onlar, iyiliklere kosusurlar ve iyilik için yarisirlar.
62- Biz hiç kimseyi, gücünün yettiginden baskasi ile yükümlü kilmayiz. Nezdimizde hakki söyleyen bir kitap vardir ve onlar haksizliga ugratilmazlar.
63- Hayir, onlarin kalpleri bu hususta cehalet içindedir. Ayrica onlarin bundan öte birtakim kötü isleri vardir ki, onlar bu isleri yapar dururlar.
64- Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarini sikintiya ugrattigimizda, bakarsin ki onlar feryadi basarlar.
65- Bosuna feryad etmeyin bugün! Zira bizden yardim göremeyeceksiniz.
66- Çünkü âyetlerimiz size okunurdu da, buna karsi siz arkanizi dönerdiniz.
67- Kafa tutardiniz ve geceleyin hezeyanlar savururdunuz.
68- Onlar bu sözü (Kur'ân'i) hiç düsünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmisteki atalarina gelmeyen bir sey mi geldi?
69- Yoksa peygamberlerini tanimadilar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar?
70- Yoksa onda bir delilik oldugunu mu söylüyorlar? Aksine o, kendilerine hakki getirmistir. Halbuki onlar haktan hoslanmamaktadirlar.
71- Eger hak, onlarin kötü arzu ve isteklerine uysaydi, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunan kimseler bozulur giderdi. Hayir, biz onlara san ve sereflerini getirdik; fakat onlar kendi sereflerine sirt çevirirler.
72- (Resulüm!) Yoksa sen onlardan bir haraç mi istiyorsun? Rabbinin vergisi daha hayirlidir. O, rizik verenlerin en hayirlisidir.
73- Gerçek su ki sen onlari dogru bir yola çagiriyorsun.
74- Fakat ahirete inanmayanlar ise, israrla yoldan çikmaktadirlar.
75- Eger onlara aciyip da için de bulunduklari sikintiyi giderseydik, iyice körleserek azginliklarinda büsbütün direnirlerdi.
76- Andolsun, biz onlari sikintiya düsürdük de yine Rablerine boyun egmediler, tazarru' ve niyazda da bulunmadilar.
77- Nihayet üzerlerine, azabi çok siddetli bir kapi açtigimiz zaman, bir de bakarsin ki onlar orada saskin ve ümitsiz kalmislardir!
78- Halbuki sizin için o kulagi, o gözleri ve o gönülleri yaratan O'dur. Ne de az sükrediyorsunuz!
79- Ve sizi yeryüzünde yaratip türeden O'dur. Sirf O'nun huzuruna toplanacaksiniz.
80- Ve O, yasatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün degismesi O'nun eseridir. Hâlâ aklinizi kullanmaz misiniz?
81- Hayir, öncekilerin söylediklerinin benzerini söylediler.
82- Dediler ki: "Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yigini haline gelmisken, mutlaka yeniden diriltilecegiz öyle mi?"
83- "Yemin ederiz ki, gerek bize, gerekse daha önce atalarimiza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmistekilerin masallarindan baska bir sey degildir!"
84- (Resulüm!) de ki: "Eger biliyorsaniz (söyleyin bakalim), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?"
85- "Allah'a aittir" diyecekler. "Öyle ise siz hiç düsünüp tasinmaz misiniz?" de.
86- "Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Ars'in Rabbi kimdir?" diye sor.
87- "(Onlar da) Allah'indir." diyecekler. "Su halde siz Allah'tan korkmaz misiniz?" de.
88- "Eger biliyorsaniz (söyleyin), her seyin melekûtu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her seyi koruyup kollayan; fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir?" diye sor.