Kı erkek isimleri
kırgız kız isimleri kırgızistan kız isimleri kırgız kırgızca isimler bayan
Kılavuz: yol gösteren, rehber
Kılıbey: kılıcıyla saygınlık kazanmış olan
Kılıç: sivri uçlu, keskin, çelikten silah
Kılıçalp: kılıcı ve yiğitliğiyle nam salmış olan
Kılıçali: 1500-1578 yılları arasında yaşamış olan Türk denizcisi
Kılıçarslan: selçuklu şehzadesinin adı
Kılıçaslan: kılıç gibi keskin yiğit
Kılıçer: kılıç gibi keskin olan
Kılıçhan: kılıç gibi keskin, güçlü yiğit
Kılınç: çelikten silah
davranış, yaratılış, huy
Kınay: faal, çok çalışkan, hareketli
KınayTürk: çok çalışkan Türk
Kıner: ince, zarif
aksi
Kınık: gayret
Kınıkaslan: kaynak, menba
istek, arzu, gayret
obur
oğuzların 24 boyundan biri
Kıpkaç: boş arazi
Kıraç: sulanmayan toprak, kır halinde işlenmemiş bitek olmayan toprak
Kıral: halk, topluluk
Kıralp: saçları beyazlanmış yiğit
Kıran: kenar, kıyı
Kırat: değerli taşları ölçmeye yarayan ölçü birimi
kır renkli at
Kıratlı: bileşik isim
Kıray: delikanlı genç
eşkiya, yol kesen
ürün vermeyen arazi
Kırca: dolu
ufak taneli kar
borayla gelen yağmur
yarı kırlaşmış saçları olan
Kırcan: bileşik isim
Kırdar: ölçülü davranış
itidalli olan
Kırgız: kırgızistan' da yaşayan Türk soyundan gelme halk
Kırhan: kırçıl han
saygın hükümdar
Kırık: kırılmaktan, kırılmış
Kırkçan: bileşik isim
Kırman: saçları kırlaşmış kişi
Kırtay: genç yaşta saçları kırlaşmış olan
Kırtekin: kır beyi, taşrada oturan
Kısınbay: tasarruf etmek
Kıvanç: sevinç, hoşlanma
övünme
Kıvançlı: bileşik isim
Kıyam: kalkma, ayağa kalkma, ayakta durma
namazda ayakta durma
bir işe başlama
ayıklanma
ölümden sonra dirilme, ayağa kalkma
Kıyan: dağdan yıldırım hızıyla inen sel
Kıyas: iki ayrı şeyi karşılaştırıp değerlendirme
Kızan: erkek çocuk
delikanlı
Kızgın: çok ısıtılmış, kızdırılmış olan
Kızık: kızgın, kızmış
Kızıklı: hiddetli, şiddetli
Kızıl: çok kırmızı
Kızılarslan: bileşik isim
Kızılbars: çok kızmış kaplan
Kızılbörü: kızılkurt
Kızılkurt: bileşik isim
Kızıltuğ: kızıl renkli tuğ
Kızıltunç: kırmızı tunç
Kılavuz: yol gösteren, rehber
Kılıbey: kılıcıyla saygınlık kazanmış olan
Kılıç: sivri uçlu, keskin, çelikten silah
Kılıçalp: kılıcı ve yiğitliğiyle nam salmış olan
Kılıçali: 1500-1578 yılları arasında yaşamış olan Türk denizcisi
Kılıçarslan: selçuklu şehzadesinin adı
Kılıçaslan: kılıç gibi keskin yiğit
Kılıçer: kılıç gibi keskin olan
Kılıçhan: kılıç gibi keskin, güçlü yiğit
Kılınç: çelikten silah
davranış, yaratılış, huy
Kınay: faal, çok çalışkan, hareketli
KınayTürk: çok çalışkan Türk
Kıner: ince, zarif
aksi
Kınık: gayret
Kınıkaslan: kaynak, menba
istek, arzu, gayret
obur
oğuzların 24 boyundan biri
Kıpkaç: boş arazi
Kıraç: sulanmayan toprak, kır halinde işlenmemiş bitek olmayan toprak
Kıral: halk, topluluk
Kıralp: saçları beyazlanmış yiğit
Kıran: kenar, kıyı
Kırat: değerli taşları ölçmeye yarayan ölçü birimi
kır renkli at
Kıratlı: bileşik isim
Kıray: delikanlı genç
eşkiya, yol kesen
ürün vermeyen arazi
Kırca: dolu
ufak taneli kar
borayla gelen yağmur
yarı kırlaşmış saçları olan
Kırcan: bileşik isim
Kırdar: ölçülü davranış
itidalli olan
Kırgız: kırgızistan' da yaşayan Türk soyundan gelme halk
Kırhan: kırçıl han
saygın hükümdar
Kırık: kırılmaktan, kırılmış
Kırkçan: bileşik isim
Kırman: saçları kırlaşmış kişi
Kırtay: genç yaşta saçları kırlaşmış olan
Kırtekin: kır beyi, taşrada oturan
Kısınbay: tasarruf etmek
Kıvanç: sevinç, hoşlanma
övünme
Kıvançlı: bileşik isim
Kıyam: kalkma, ayağa kalkma, ayakta durma
namazda ayakta durma
bir işe başlama
ayıklanma
ölümden sonra dirilme, ayağa kalkma
Kıyan: dağdan yıldırım hızıyla inen sel
Kıyas: iki ayrı şeyi karşılaştırıp değerlendirme
Kızan: erkek çocuk
delikanlı
Kızgın: çok ısıtılmış, kızdırılmış olan
Kızık: kızgın, kızmış
Kızıklı: hiddetli, şiddetli
Kızıl: çok kırmızı
Kızılarslan: bileşik isim
Kızılbars: çok kızmış kaplan
Kızılbörü: kızılkurt
Kızılkurt: bileşik isim
Kızıltuğ: kızıl renkli tuğ
Kızıltunç: kırmızı tunç