Kastın neydi moni..

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan ßeLeN
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

ßeLeN

Paylaşımcı Melek
Üye
Kastın neydi moni..
kastın neydi moni kastin neydi moni efsanesi efsanesi kastın nasıl kastamonu oldu
Benim hoşuma gitti melişler severim efsane okumayı buyrun;

Kastamonu---- Kastın neydi moni efsanesi..

Kentin eski ahşap evlerinin sıralandığı sokakların ucundan, er geç, Kastamonu Kalesi görünür. Burası, kentteki Bizans varlığını hatırlatan tek yapı. Kaleye çıkıp, tepeden kenti seyrediyorum. Aklıma, Kastamonu adının kökenine dair anlatılan, efsanevi, romantik öykü geliyor. Bizans tekfurunun güzel kızı Moni, kaleyi kuşatan Türk askerlerinin komutanını, kale burçlarından görür ve aşık olur. Türkler, Bizans tekfurunun direnişi karşısında, kuşatmadan vazgeçmek üzeredirler. Bir gece, Moni dadısını kalenin anahtarıyla birlikte, Türk beyinin çadırına gönderir. Dadı, beye, Moninin ona aşık olduğunu söyler, kuşatmayı bırakıp gitmemesini ister ve ona kalenin anahtarını verir. Kısa bir zaman içinde, Türkler yeniden saldırıya geçmiş, tekfursa kızının ihanetini öğrenmiştir. Baba, kızını, kırk arkadaşıyla birlikte, kaleden aşağı attırır. Bu sırada tekfur, acı içinde, Kastın neydi Moni? diye bağırıyordur...
Coğrafyayla tarihin çocukları olan kentlerin kişilikleri, hatta ruhları vardır desem, bana inanır mısınız? Bazı kentler mırıl mırıldır sabahtan aksama kadar, bazıları sürekli gürültücü. Bazı kentler erkenden uyanır, bazıları öğleyin bile esner. Bazıları şımarıktır, bazdan dalgın dalgın durur. Bazıları tarihin gölgesinde kalmış, bazıları adım unutmuştur. Bazı kentler hikayeler anlatır, bazıları ise yalnızca dinler. Her kent kişiliğini yüzyıllarca, hatta binlerce yıldan beri tarih denen eleği sallaya sallaya kurar.

Ve ben ne zaman dağları aşıp Kastamonu'ya adımımı atsam, ağırbaşlı bir hava çöker üstüme. Gün görmüş, devran geçirmiş onurlu bir kentin soluğu yüzüme vurur. Sırtında bir saat kulesiyle gezinen sabırlı bir dervişi görür gibi olurum. Belki de adım başında bir türbe ya da yatırla karşılaşmamdır bunun nedeni. Osmanlı bakışlıdır Kastamonu, oya nakışlıdır. Dokumalarım yaratan kadınlar, pazarda mevsimine göre torba yoğurdu, saçaklı mantar ve ebegümeci satar. Ama kurtuluş tarihimizin ilk kadın mitingine de imza atarak vatanın kimseye satılmayacağım haykırmışlardır l6 Mayıs 1919'da. O yüzden de, mimar Vedat Tek'in başyapıtlarından biri olan Valilik Binası'nın önünde bir kahraman kadının, Şerife Bacının anıtı vardır ve bence Anadolu'da bir meydana konmuş en güzel heykel dizisidir.
Kastamonu, söylenceye göre adinin içinde bir Bizanslı komutanın kızının adı, Moni'yi gizler ve Halime Çavuş gibi yiğit kadınları da anılarında yaşatır. Kurtuluş Savaşı'nda silah ve cephanenin Anadolu'daki Kuvay-ı Milliyecilere dağıtılması, İnebolu Limanından başlayan Çankırı-An-kara hattındaki 'istiklal Yolu'yla gerçekleşir. Kentin mimari dokusu açısından 'Osmanlı bakışlı' dediğimiz Kastamonu, işte bu yüzden de 'Cumhuriyet gözlü'dür.
Kastamonu, imzasını zamanın içine atar. 26 Ağustos 1885'te İstanbuldan, Sarayburnu'ndan sökülüp, kente getirilen ve aynı biçimde inşa edilen Saat Kulesi, söylencelerle dolu kente bir yenisini daha ekler. Derler ki, padişahın haremindeki bir gözde cariye, kulenin sesinden korkarak çocuğunu düşürmüş; kule de Kastamonu'ya sürgün edilmiş. Baharın ilk günleriyle birlikte kulenin altındaki çay bahçesi, günbatımının keyfini çıkaran Kastamonulularla dolar.
Kentin ışıkları çöken karanlığın içinde bir bir yanarken, karşı tepede geniş bir taç gibi duran kale, aşağıda suları azalarak akan Gökırmak, 'Evkaya' diye anılan Hititlerden kalma kaya mezarı yavaş yavaş silinir. Gece yeryüzünde yürüdükçe, ödevlerim bitiren çocuklar, işten yorgun dönen babalar, ekşili pilavı pişirip yarın için hazır eden anneler uykuya dalar, îşte o zaman kentte, konakların fısıltıları başlar. Sepetçioğlu Konağı, Kırk Odalı Konağı'nın hatırım sorar. Mahalle Evi olarak hizmet gören Konyalı Konağı, o gün kendisin! dolduran ilkokul öğrencilerinin neşesini ballandıra ballandıra anlatır. Osmanlı Konağı diye de adlandırılan ve otel olarak hizmet veren H. Tahir Efendi Konağı, o gece kalmaya gelen ünlü konuklarım sayıp döker. Sirkeli Konağı, Saat Kulesi'ne yakın duran Mazlumcular Konağına saati sorar. Eflanili Konağı da onlara katılır. Gerçekte uzun yıllar sessiz kalan bu konaklar, Vali Enis Yeter'in hayata geçirmek için büyük çaba harcadığı büyük bir restorasyon projesiyle yemden 'konuşmaya' başlamışlar. Bakımsızlığa, yalnızlığa terk edildikleri için üzüntülü bir suskunluğa bürünen konaklar bugün yeniden doğmanın sevincim yaşıyor. Kastamonu'da geleneksel mimarinin bu görkemli örneklerinin restorasyonu hala sürüyor. Ellezler Konağı, 'El Dokumacılığı Müzesi' olacağı günü 'sarıkıvrak' ipiyle çekiyor. Konakların yüzlerinin yeniden gülmeye başlamasına en çok sevinen de, şadırvanından şırıl şırıl sular akıtan Nasrullah Camii... Söyleyin, eski dostlarına yeniden kavuşmak az mutluluk mu? Hem Nasrullah Camii'nden söz etmişken, size bir şeyi de çıtlatalım: înanışa göre, caminin sularından bir içen, yedi yıl Kastamonu'dan ayrılamıyor. Ama restorasyonlar tamamlandığında, konaklarla dolu sokaklarda gezenlerin kalmayı yeğlemek için ille de ağzım çeşmeye dayaması gerekmeyecek gibi görünüyor!
Kastamonu'nun yeni yüzüne eklenen en önemli çalışmalardan biri, eskiden kömür deposu olarak kullanılan ambarların özgün yapılarla bezenerek Vedat Tek Anı, Sanat ve Restorasyon Merkezi'ne dönüştürülmesi... Bu, aynı zamanda kentlerine emek veren büyük mimarın karşısında saygıyla eğilmek değil mi? îşte yalnızca bu yüzden bile, değer bilir bir kent olduğunu söyleyebiliriz Kastamonu'nun.
Zaten, bu kentte ne zaman, hangi evin kapışım çalarsanız çalın;Tanrı misafiri olduğunuz anlaşıldığında sofrada bir tabağınız, divanda bir yastığınız var demektir. Siz ikram edilen çayınızı yudumlar, ev sakinleri size gülümserken, bu işe tek bozulan, evin tombul kedisi olacaktır! Onun gönlünü almak için elinizi uzatıp sevmeniz yeter. Kastamonu'lularla dost olmak için onlara bir selam vermenin bile yettiği gibi... "
* Akgün Akova, yazar.Kale
kale1cr.jpg


İstanbul'dan gelen saat
1885 tarihinde yapılan kulenin üstündeki saat, bir söylentiye göre İstanbul'dan sürgün edilmişti. Daha önce Sarayburnu'nda bulunan ve düzensiz çalışan saat, Kastamonu valisi Abdurrahman Paşa'nın ısrarları sonucu, yerinden sökülüp kulenin ortasına monte edilmişti. Yeni yerini seven saat şimdi tıkır tıkır çalışıyor ve zamanı saniyesi saniyesine gösteriyordu.Nasrullah Camii : İl merkezinde, çarşının ortasındadır. 1506'da kadı Yakuboğlu Nasrullah tarafından yaptırılmıştır. Osmanlılar döneminde yapılmış ilk camidir.
Evkaya Mezarları : Kastamonu kentinin güneyindeki Endüstri Meslek Lisesi'nin yakının bulunduğu mezarda 3 oda bulunmaktadır. Mezarların M.Ö. 7. Yüzyıldan kaldığı tahmin edilmektedir.
kayamezar0kb.jpg


Kastamonu Müzesi : Cumhuriyet Caddesi'ndeki tarihi yapı, ünlü Türk mimarı Kemaleddin Bey tarafından 1917-19 arasında İttihat ve Terakki Cemiyet binası olarak yapılmıştır. Mustafa Kemal, Kıyafet ve Şapka Devrimi'ni bu binadan halka duyurmuştur. Daha sonra sırayla İstiklal Mahkemesi, CHP merkezi ve sinema olarak kullanılan bina, 1941'de müzenin deposu haline getirilmiştir.
Müze Binası Önünde Nutkunu Söylerken 30.08.1925
mzebinasnndenutkunusylerken300.jpg


Randevular meydanlarda verilir, kitleler meydanlarda bir araya gelir, kutlamalar ya da protestolar meydanlarda yapılır. Kentlerin tarihleri biraz da meydanlarında yazılır. Günümüzde yüksek yapıların arasına, dar sokaklara sıkışan insanlar için bir nefes alma alanıdır aynı zamanda.

HÜKÜMET KONAĞI MEYDANI

Bir ay önce orijinal haline döndü

1942de dönemin valisi Avni Doğanın talimatıyla yapıldı. Meydanda Milli Mücadele yıllarında cepheye cephane taşırken küçük çocuğuyla birlikte şehit olan Şerife Bacı anıtı bulunuyor. Yanı sıra Kurtuluş Savaşında şehit olan Türk askerlerinin de anıtı var. Bir ay önce restore edilerek orijinal haline dönüştürüldü. Şehrin tam merkezinde ve ağaçlarla çevrili olması nedeniyle dinlenme alanı olarak kullanılıyor. Güneyinde mimar Vedat Tek tarafından yapılan tarihi hükümet konağı, güneybatısında restorasyonu devam eden tarihi defterdarlık binası, batısında Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi, kuzeyinde Kastamonu şehir merkezi ve 100 metre ilerisinde Mehmet Akif Ersoyun İstiklal Marşını ilk kez okuduğu 600 yıllık Nasrullah Camii bulunuyor.
 
ben kastın neydi moni efsanesini tam böyle bilmiodum daha kısasını biiliyordumm
 
bn kastın neydi moni(kastamonu) efsanesini çoook seviyorm...
 
Geri
Üst