HACİVAT KARAGÖZ BAYRAMDA
- Merhaba Karagözüm. Bayramın kutlu olsun.
- Sağ ol Hacı cav cav. Senin de pilavın kurtlu olsun.
- Ne diyorsun Karagözüm? Ne pilavı?
- Ne pilavı mı? Nohutlu tavuk pilavı. Oooof, pek güzel olur doğrusu. Hanıma söyleyim de yapsın bu akşam.
- Doğru dersin Karagözüm, güzel olur elbet. Ama ben sana başka şey söyledim.
- Ne söyledin, ne söyledin? Köfte mi yoksa?
- Aklın fikrin yemekte Karagözüm. Ben sana bayramın kutlu olsun dedim. Sen lafı nerelere getirdin. Bugün bayramların en büyüğü Cumhuriyet Bayramı. Haberin var mı?
- Var tabi ya. En büyük bayram bizim köydeki sidikli Bayram. Boyu minare kadar.
- Of Karagözüm of. Ben sana cumhuriyet diyorum.eskiden padişah vardı, nur içinde yatsın Atatürk kendi kendimizin efendisi yaptı bizi.
- Kedi kedi pisi pisi, atladı kaptı bizi.
- Allah iyiliğini versin Karagözüm. Yine yanlış anladın. Cumhuriyet kendimizi yönetmektir demek istedim sana.
- Ben de bir tokat atmak istedim sana. (vurur.)
- Niye vuruyorsun bana Karagözüm? Ne ettim ben sana?
- Ne edeceksin, sabahtan beri kafamın etini yedin cumhuriyet diye diye. Azcık aptalım ama ben bile biliyorum bugün bayram.
- Aferin Karagözüm ne bayramı peki?
- Ne var bunu bilmeyecek. Birler bile bilir. Bak soralım istersen. Ne bayramı bugün çocuklar?
-
- Size de aferin çocuklar. Bayramınız kutlu olsun.
- Gel bayramlaşalım Hacivat. (öpüşür bayramlaşırlar.kol kola girip giderler.)
- Haydi bayrama gidelim Karagözüm.
Çocuklara Karagöz & Hacivat Söyleşmeleri Borç Korkusu Oyunu Kısa Skeç Sözlü Oyunları
HACİVAT - (Hacivat dükkânın önünde otururken Karagöz geçmektedir. Seslenir) Karagöz Karagöz!...
KARAGÖZ - ................
HACİVAT - (Söylenir.) Allah Allah? Başına kötü bir şey mi geldi acaba dalgın dalgın geçiyor? (Seslenir.) Karagöz Karagöz!...
KARAGÖZ - Merhaba Hacı Cavcav sen burada mısın?
HACİVAT - Canım nerede olacağım ya? Burası benim dükkanım değil mi! Hele gel bakalım yanıma!...
KARAGÖZ - Hayırlı işler!...
HACİVAT - Sağolasın Karagöz'üm! Fakat sen böyle dalgın ve düşünceli şekilde nereye gidiyorsun?
KARAGÖZ - Nereye gittiğimi biliyor muyum?
HACİVAT - Vah vah vah!...
KARAGÖZ - Başıma bu da mı gelecekti.
HACİVAT - Efendim derdini söylemeyen dermanını bulamaz. Hele anlat bakalım neden kara kara düşünüyorsun?
KARAGÖZ - Beyaz beyaz düşünemiyorum da onun için...
HACİVAT - Saçmalamayı bırak da derdini anlat! Belki yardımcı olurum.
KARAGÖZ - Aman Hacı Cavcav sahiden yardım eder misin?
HACİVAT - Canım bundan şüphen mi var? Altı yüz yılık dostluğumuz var. Tabii yardım ederim.
KARAGÖZ - Hay sağolasın gönlümü rahatlattın!...
HACİVAT - Anlat bakalım mesele nedir?
KARAGÖZ - Yardım edecek misin Hacı Cavcav?
HACİVAT - Edeceğimi söyledim ya!
KARAGÖZ - Öyleyse bana hemen borç para ver!
HACİVAT - Karagöz'üm para istemeyi bırak da bana derdini söyle!
KARAGÖZ - Pataklarım ha! Söyledim ya!... Eğer borcumu ödemezsem hayatım tehlikede...
HACİVAT - Her neyse... Sen şu işi başından iyice anlat?
KARAGÖZ - Aaaah ah Hacı Cavcav her şey bugün yemekten sonra başladı. Sonra gidip iş ararım diye köşemde şöyle bir şekerleme yapıyordum.
HACİVAT - Eeeeee sonra?
KARAGÖZ - Kes sesini de dinle! Birden acı acı kapı çalındı. Kapıyı açmamla iki kişinin beni yaka paça dışarı çıkarmaları bir oldu.
HACİVAT - Vah vah vah!... Kimse görmedi mi "Kurtarın!..." diye bağırmadın mı?
KARAGÖZ - Ağzımı da kapattılar. Derken kendimi suratsız bir adamın önünde buldum. "Bana olan borcunu neden vermiyorsun?" diye bağırdı.
HACİVAT - Borcun mu varmış?...
KARAGÖZ - Ne bileyim?... "Borcum yok!" dedim. "Oğlun otomobil kredisi aldı hanımın on tane bilezik kredisi aldı." dedi.
HACİVAT - Sana neden haber vermemişler?
KARAGÖZ - Onları bırak ben de kendime haber vermeden villa kredisi almışım Hacı Cavcav!
HACİVAT - Allah Allah? Adamlar haklı Karagöz'üm neden işin bile yokken böyle kredi alıp yersin?
KARAGÖZ - Bilmiyorum ki ne zaman alıp yedik!
HACİVAT - Eeeee sonra ne oldu?
KARAGÖZ - Ne olacak "Ödeyemiyorsan aldığın paraları geri ver!" dediler. "Veremem!..." dedim.
HACİVAT - Hiç olmazsa "Geri veririm!" deseydin de ödeme gününü ileri alıp bir çare arardık. "Veremem!..." dersen orada başına neler gelir.
KARAGÖZ - Geldi zaten... Suratsız adam bana öyle kızdı ki kel kafama bir yumruk indirdi. Ben yere yuvarlandım.
HACİVAT - Aaaa Karagöz'üm senin suratında efendim burnunda çürükler var?
KARAGÖZ - Köftehor söyledim ya yere yuvarladılar diye!
HACİVAT - Büyük geçmiş olsun!...
KARAGÖZ - Gözümü bir açtım ki Hacı Cavcav uyukladığım yerden düşmüşüm!
HACİVAT - Allah iyiliğini versin bana rüyâ mı anlattın! (Gülerler Karagöz gider.)
HACİVAT VE KARAGÖZ SKECİ
(Hacivat elinde davul, Karagözün evinin önüne gelir.)
HACİVAT: Yar bana bir eğlence! Aman bana bir eğlence! Karagözüm ben geldim, çıksana pencereye!
KARAGÖZ: Ne bağırıyorsun hacı cav cav sabahın köründe!
HACİVAT: Hadi hemen aşağı gel, davul aldım.
KARAGÖZ: Dama kedi mi sakladın?
HACİVAT: Yok Karagözüm davul aldım diyorum, bak davul. Haydi gel!
KARAGÖZ: Geliyorum bekle Haci cav cav!
(Aşağı gelir)
KARAGÖZ: Hani nerede bavul?
HACİVAT: Bavul değil Karagözüm davul, davul!
KARAGÖZ: Nereden çıktı bu davul?
HACİVAT: Aman Karagözüm, haberin yok mu Ramazan geldi!
KARAGÖZ: Oooo! Muhtarın oğlu Ramazan askerden mi geldi?
HACİVAT: Muhtarın oğlu değil, 11 ayın sultanı geldi!
KARAGÖZ: Ne sultan mı? Hani nerede sultan?
HACİVAT: Karagözüm can özüm, Ramazan ayından bahsediyorum yahu! Hani ayların en bereketlisi Ramazan!
KARAGÖZ: Kovalasın seni komşu oğlu Hasan! Vıyy vıyy vıyyy, öyle söylesene başından; bilmez miyim on bir ayın sultanını.
HACİVAT: İşte yarın Ramazanın ilk günü! Peki hazırlık yaptın mı bakalım?
KARAGÖZ: Amaann! İp koptuysa tutalım.
HACİVAT: Yok Karagözüm ip kopmadı. Ramazan için diyorum hazırlık yaptın mı? Bu gece sahura kalkacağız.
KARAGÖZ: Bu gece nereye kaçacağız? Yahu Hacı cav cav, Ramazan ayı gelince kaçılır mı hiç? Bu gece sahura kalkacağız!
HACİVAT: Oooo! Karagözüm sen hazırsın anlaşılan. Bak ben de davul aldım, sahur vakti için çalıcam.
KARAGÖZ: Ne! Hırsızlık mı yapıcan? Aman Hacı cav cav hiç yakıştıramadım sana!
HACİVAT: :Yanlış anladın Karagözüm, sahur vakti davul çalacağım, mani söyleyeceğim ki insanlar sahura yemek yemeğe kalksın.
KARAGÖZ: Sen mani biliyor musun sanki?
HACİVAT: Bak söyleyeyim de dinle;
Gümbede güm güm gümbede güm
Ramazan geldi hoş geldi,
Elleri kolları dolu geldi!
Gümbede güm güm gümbede güm!
On bir ayın sultanı,
Huzur, bereket geldi!!
Gümbede güm güm gümbede güm!
Nasıl güzel olmuş mu?
KARAGÖZ: Bahçenin gülleri mi solmuş. Aman Hacı cav cav bırak bahçeyi, gülleri. Ramazan geldi Ramazan! Akşama teravih namazı var unutma!
HACİVAT: Yahu Karagözüm ne bahçesi ne gülü! Tabii ben de teraviye gideceğim. Camiler de ışıl ışıl olmuş, minarelere mahyalar asılmış.
KARAGÖZ: Kimin sakalına çöp takılmış?
HACİVAT: Mahya diyorum camilere mahya asılmış.
KARAGÖZ: Ne yazılmış mahyaya?
HACİVAT: Hoş geldin ya şehri Ramazan yazılmış. Görsen ne güzel olmuş; çok seviyorum Ramazan gecelerini.
KARAGÖZ: Ramazan sevilmez mi Hacivat Çelebi. Ama yardım etmek gerekir yoksula, hadi boşalt bakalım ceplerini.
HACİVAT: Doğru söyledin be Karagözüm. Yoksullar için güzel bir yardım düşünelim ne dersin?
KARAGÖZ: Yarın mahalledeki yoksullara iftar yemeği verelim.
HACİVAT: Tamam olur, bizim Hanım çok güzel börek açar.
KARAGÖZ: Bizim Hanım da evini açar.
( Hacivat çok sevinir, sevinçten nara atar, bir yandan da davulu çalar.)
HACİVAT: Amaannn bana bir eğlence yar bana bir eğlence!!!!
KARAGÖZ: Ne bağırıyorsun Hacı cav cav kulağımın dibinde? Haydi ben gidiyorum Hanımla alışverişe çıkacağız bugün.
HACİVAT: Oooo! Maşallah efendim, alışverişiniz bereketli olsun.
KARAGÖZ: Senin kafana tokmak vurulsun!
HACİVAT: Öyle demedim Karagözüm, haydi ben tutmayayım seni. Akşama görüşürüz teravihte.
KARAGÖZ: Sen sallan beşikte! Hanım bekler beni alışverişte!
( Der ve sahneden ayrılır. )
HACİVAT: Haydi güle güle🙂