jujunun köşesi burasıda buyrun melekler

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juju
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Odamın ışıklarını söndürdüm, perdeleri sonuna kadar çektim...
Ta şurama kadar...
Öldürdüm duvarlarımı, hiçbiri üzerime ayaklanamayacak..
Ve geceye nazır sancılara hazırlık, midemin sinirlerini aldırdım.
Oturup, artık geceyi bekleyebilirim...
Gece geldi, gelmeyenime...
Sus, dedi gözlerime...
Otur yaz, gelmeyenine...
Geçmişte yazdığım mektupları bir bir yerlere attım...
Parkeler doldu taştı, bir parçası boş...
Bir tane daha yazmaya başladım...
Anlaşılan bu sonuncu olacaktı. ''gelmeyenime...
Aramızı yollar dolduracak artık...
Aslında, sen bir saniyelik uzağımdayken bile çok çok uzaklardaydın...
Gözbebeklerinin ta içine bakardım, ne zaman fark eder, diye..
.Canevinden uzağa gidiyorsun şimdi..
Hoşçakal ? Elveda ?
Hangi biri yakışır, gelmeyenime...
Gece...Sancılar canevimde.
Hiç acıtmıyor, tüm sinirlerim alınmış!
Bu töhmetler, veballer yareme...
Gelmeyenime...''
Ve attım son mektubumu da parkeye...
Belki bir gün gelir okur diye yazdım gelmeyenime...
Bir tutam durukan aktı damarlarımdan, gıdıklar gibi süzüldü geçti...
Sanki, tanık mıydı neydi...
Bugün gitti...
Nasıl olur aklım almaz.
Onca mektubum cevapsız...
Onca yolum telef...
Ömrümü bitirdi, bu hasret.
Varsın olsun bir mektup daha yazarım gelmeyenime...
'' gelmeyenime... Gittin...
''Seviyorum ! '' dedin, gittin...Affetmeye kalmadan...
Affetmeye ramak varken...Tam da affetmişken... Gittin...
İçinde yaşadığımı bilmeden...
Sıradan ezgiler takınıyorum dilime.
Gençliğimdeki gibi, ağır imgeleri kaldıramıyorum.
Bu sıradanlığımla ve sıradan mektuplarımla içinde yaşamaya çalışıyorum.
Eskisi gibi uzun uzadıya mektuplar da yazamıyorum.
Hepsi az ve öz.Uzun uzun anlatacak mutluluklarım da yok, sen de yok...
Mektuplarımda acılarımı uzatmak istemiyorum.
İçinde yaşayabilmem zorlaşıyor...
Git... Üzülme, neler yaşadım gördüm ben...
En dar tekerleklerde döndüm.
En ıslak topraklardan geçtim.
En uzun asırları yaşadım, büyüdüm.
Ben de seni seviyorum gelmeyenim...
Sen bilmeden... Duymadan... Gelmeden...''
''gelmeyenime...
Damarlarımda gezinen (duru)kanımsın, demiştim ya...
Can damarımdan çekildin bu sabah...
Çok sevgiden ölen olurmuydu...
ÖLDÜM....''

 
Benim hiç sapanım olmadı anne,
Ne kuşları vurdum,
Ne de kimsenin camını kırdım…
Çok uslu bir çocuk değildim ama,
Seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım.
Ben hayatım boyunca
Bir tek kendimi vurdum! ..

Suskun görünsem de,
fIrtınalı ve mağrurdum anne.
Bir mızrak gibi,
Aynada hep dik durdum anne! ..
Ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
Leke sürmedim.
Ama göğsümü çok hırpaladım,
Kalbimi çok yordum…
Ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! …


Benim hiç sevgilim olmadı anne,
Ne bir yuva kurdum,
Ne bir gün şansım güldü…
Öpemeden bir bebeğin gidişini,
Tükendi gitti çağım…
Kimi yürekten sevdiysem,
Yüreğini başkasına böldü…
Bir muhabbet kuşum vardı,
O da yalnızlıktan öldü…

Sen beni göğsünde
Hep acılarla mı soğurdun anne?
Yoksa evlat diye,
Koca bir taş mı doğurdun anne?
Eziyet degilim, zahmet değilim,
Musibet hiç değilim;
Bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
Doğurdun da beni,
Ne ile yoğurdun anne?

Benim hiç hayalim olmadı anne…
Ne seni rahat ettirdim,
Ne kendim ettim rahat…
Bir mutluluk fotografı bile çektirmedi bu hayat
Kaybolmuş bir anahtar kadar
Sahipsizim anne…
Ne omuzumda bir dost eli,
Ne saçımda bir şefkat…

Say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne…
Say ki ıslanmaktım, üşümektim,
Say ki yağmurdum anne!
Bunca yıldır gözyaşlarını,
Hangi denizlere sakladın?
Oy ben öleyim,
Sen beni ne diye doğurdun anne ?

Yusuf HAYALOĞLU