Adım adım geçiyor zaman.
Bizse bir pamuk şeker peşine takılmış rengarenk balonların güzelliğine aldanıp arkada duran kocaman bir hayatı parçalıyoruz bin hüznümüze.
Yaşanılmış o anlar lunaparkta serbest bırakılmış bir çocuk heyecanlığında biliyorum.
Biliyorum hata yapmadan büyüyemez kimse.
Kimi zaman döndürülebilir, kimi zaman döndürebilen hatalar. Oysa ne çok ihtiyacımız var sağlam bir omuza, güvenilir bir iki çift söze..
Bir gün bittiğinde herşey, durduğunda mutluluğa akan saatler ve sustuğunda tüm dünya içindeki çocuk ele geçirir seni.
Korkarsın ama sorgulamassın.
Zordur aslında hazmetmek geçmişi, ama geç-miştir.
Denemek istersin.. Çünkü ihtiyacın vardır hala bir yerlerde birşeylerin tam olduğuna inanmaya.
Çünkü bir boşluk vardır içinde asla doldurulamayacağını bildiğin ve günden güne büyüyen bir boşluk..
Ne kadar erken başlarsa tedavi o kadar umutludur ya hastanın iyileşmesi. Hiç ummadığın bir anda birşey gelir ve senin için çaba gösterir.
Alışkınmısındır sen bunlara hayır hem de hiç alışkın değilsindir belki ama içindeki çocuğun dokunduğu her neyse onuda ele geçirir. Zaten bu değilmidir mucize.
Hayatın tüm pisliklerine bulaşmıştır belki, kimse istemez kimse yakıştırmaz seni.. Oysa içinde bir yerlerde bir flaş patlar durur geçen her saniyeyi ölümsüzleştirmek adına hemde.
Elleriniz buluştuğu anda yine mutluluğa akar saatler öncesi veya sonrası yoktur.
İçinizdeki çocuklar bulur önce birbirini sonra siz. Mucize değilmidir bu..
Herkes çocukluğuna dönmek isterken sizin koşulsuz şartsız çocukluğunuzu yaşamanız.. Asıl mucize aşk değilmidir, kalpte başlayan ve hiç bir zaman da tamamen kalbi terketmeyen aşk..
İyi bir hayat, helal kazanılan para, şefkatli bir baba gibi sıfatlara ihtiyacı olmayan..
Sadece aşktır mucize..
Sadece aşk..
Ve bir gün bir yerlerde yaşandığında mucizeler bir yerlerde de biter gider..
Oysa tek yapamamanız gereken hatadır, döndürebilen..
Yaşı yoktur hiç bir heyecanın zaman sadece bedeninizi yaşlandırır.
Ve tamamlanmayı bekleyen bin parça yap-boz gibi dağılığında hayat söylenmeyi bir kenara bırakıp dört elle sarılmak gerekir.
Sonuç gelecektir elbet biliriz değil mi ? Üzülsekte, üzülmesekte..
Sevinsekte, sevindirsekte gelecektir sonuç.
Öyleyse neden inadına dikenli yollardan geçişimiz ?
Mucizelere inancımız kalmadı mı dersiniz ?
Şimdi kalkıyorum hayatın tam ortasından sana doğru.
Sendelesemde bazen bir küçük çocuk var içimde düştüğünde kaldırılmayı beklemeyen.
Ve yeni bir umut doğuyor içimden kuzey rüzgarlarının okşayıp geçtiği.
Rotam ''s e n'', pusulam ''mu c i z e m''..
Büyük bir şehrin yıkıntıları arasından sesleniyorum sana. Gücün varsa gel..
Döndür hatalarımdan ve içimdeki çocukla tanış.
Ben bir mucizeyim umudun ışığında, ve burda tamda içimde hala tamamlanmayan yap-bozlar var.. Gücün varsa mucizeyim sana..
Gücün yoksa gözlerime öyle derin bakma..