İşte böyle sevdim onu ben .Burası benim köşem

Olsun istersin…
Olmuyorsa Zorlamayacaksın-Can Yücel

Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.

Aşktır ; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin, olmayacak kaç şey varsa bir
araya bile getirirsin…

Bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş (?) ne de çözüm için bi’şeyler yapma gayretinde.

İştir ; sabahlarsın, “olsun” diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin…

Dosttur ; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi “O’na” ayırmaya çalışırsın…

Sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın… Bakarsın ki her şey başladığın gibi!

Olmuyorsa, olmuyordur!

Gönlün rahat mı?

Elinden geleni yaptın mı?

Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…
 


Öğrendim !
İnsanın bir tek cam kırıklarıyla kanamazmış teni...Hayal kırıklığı her gün kanata bilirmiş yüreğini..
Ezberledim merak etme anne !
Üç öğün yemek yemekle büyümezmiş insan..Üç öğün göz yaşı içmeliymiş çoğu zaman..
Aşktan ağzım yandı anne !
Canım yandı
Solum yandı
Nefesim tıkandı...
Bir numara büyük geldi bu hayat bana...
Anne ! Sil baştan doğursana beni

 


Aşktan ağzım yandı anne !
Canım yandı
Solum yandı
Nefesim tıkandı...



bittimm ya
 
ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında;
sevdalanmış onun deli dalgalarına.
hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
yüreğindeki duruluğa...
...demiş ki suya:
gel sevdalım ol,
hayatıma anlam veren mucizem ol...

su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa, al demiş;
yüreğim sana armağan...
sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına.

zamanla su, buhar olmaya, ateş, kül olmaya başlamış.
ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...

ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
aramış suyu diyarlar boyu,
günler boyu, geceler boyu
bir gün gelmiş, suya varmış yolu
bakmış o duru gözlerine suyun,
biraz kırgın, biraz hırçın.
ve o an anlamış;
aşkın bazen gitmek olduğunu,
ama gitmenin yitirmek olmadığını.

ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.
işte o zamandan beridir ki:
ateş sudan, su ateşten kaçar olmuş...
ateşin yüreğini sadece su,
suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...


 
bir gün gelmiş, suya varmış yolu
bakmış o duru gözlerine suyun,
biraz kırgın, biraz hırçın.
ve o an anlamış;
aşkın bazen gitmek olduğunu...
 
Gitmeni asla istemediğim halde
Buna mecbur olduğunu görmek
Ve sana bunları söylemeden
''Git artık'' demek
''Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
Kavuşacaksın mutluluğa'Demek sana nede zor
Seni görmemek ve belki yıllar sonra
Karsılaştığımızda
Bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....