M
Misafir
Forum Okuru
cinlerle irtibat
rüyada cinlerle konuşmak cinlerle konuşmak konusmak rüyada cinle cinle konuşma
CİNLERLE İRTİBAT
Bazı insanların ruhları cinlerle temasa müsaittir, çabuk trans haline geçebilir, çabuk bizim buudlarımızın dışına çıkabilir ve onların alemi, onların buudları, onların dilleri ve haberleşmeleriyle mayalanabilirler.
Görülmeyen bu kuvvetlerin tabi oldukları belli prensipler vardır. Dolayısıyla insan her arzu ettiği yerde cinlere iş yaptıramaz, ama kolayca onlarla bağlantıya geçebilir. Kişi birtakım kelimeleri ve isimleri, sırlı kilitleri açar gibi kullanarak cinlerle temasa geçebilir. Ama cinlerden kolay kolay istifade edemez.
Günümüzde bazı insanlar birtakım kelimeleri birer kod, birer telefon numarası gibi kullanarak ve belirli sayıda tekrarlayarak onlarla irtibat kurmakta, fakat genelde zararlı çıkan da insanoğlu olmaktadır. Çünkü bu seansların, eskilerin el verme dediği yöntemle, yani bilen kişilerle yapılması gerekir. Her iki varlık da ayrı boyutlarda yaşamaktadır. Temas kurmaya karar verdiğinizde enerjiniz onları karşılamaya yetmeyebilir ya da onları negatif etkileyebilir. Bu durumda da ipler onların eline geçer ve psikiyatrların possesyon dediği belki de demekte zorlandığı durum ortaya çıkar. Yani bedensiz bir varlık sizi yönetmeye başlar.
Kur'an'ı Kerim'de cinlerin, ve şeytanların celp ve teşhirine yani irtibat kurup, hizmet ettirilebileceğine dair işaretler var. Nitekim günümüzde dahi bu konu bir kısım kötü niyetli kişiler tarafından gerçekleştirilerek, bir çeşit oyun ve eğlence aracı olarak kullanılabildiği gibi, kimileri tarafından da falcılık, sihirbazlık, hırsızlık yaptırıldığı bilinen hususlardandır.
Ruhani varlıkların yani melek, cin ve şeytan gibi varlıkların kendi bedenleri, bizim yaşadığımız boyutta olmadığı için onları bizim gibi de görmemiz mümkün değildir. Bu sebeple yüce gördükleri Allah onlara bir temessül, yani başka bedenlere girme hakkı vermiş ve onlar da insanlarla görüşmek durumunda oldukları zaman bu bedenlerden istedikleri birine girip öyle görünebiliyorlar. Bu konunun misalleri oldukça fazladır. İlmi ve manevi yönü büyük olan hocaların cinlerden talebe okutmasından tutun da Cebrail (a.s) in, sahabeden ahlakı ve güzelliği ile dikkati çeken Dıhye suretine girip Peygamberimize vahiy getirmesine kadar. Ayni şekilde şeytanın Daru'n-Nedve'de Necitli bir ihtiyar şekline girip Peygamberimizi öldürmek için plan yapanlara akıl vermesi ve cemiyette insan şekline bürünmüş olarak dolaşan şeytanlara ve cinlere verilebilecek bir çok örnek vardır.
Cinleri basit ve kötü işlerde kullanmak, onlarla eğlenmek yerine, daha farklı ve akademik seviyedeki bazı işlerde ve uğraşlarda kullanmak mümkündür. Aslında bizzat şahit olduğumuz bazı kişilerle, duyduğumuz bazı şahısların onları kullanıp, yine onlardan elde ettikleri bir kısım bilgilerle kitap yazdıklarına dair söylentiler var.
Bazı duaların okunması ile cinlerin çağrılabileceği ve onlar vasıtası ile yapılmayacak işlerin yapılabileceğine de inanılmaktadır. İnsanların hizmetinde kullanılan cinlere Huddam adı verilir. Cin hizmetçiler kullanan büyücü ve üfürükçülere de huddam lı denir.
Hz. Süleyman'ın Emrine Verilen Cinler
Kur'an-ı Kerim'de, Hz. Süleyman(a.s) hakkında nazil olan ayetlerde, cinleri emrinde çalıştırdığı bildirilmektedir. Hz. Süleyman, cinlerden teşkil ettiği işçilere, onların usta ve sanatkarlarına kaleler, burçlar, saraylar yaptırmış; heykeller, mabetler, mescitler yaptırılıp, bunlarla yemekler pişirilip halka ikram edilmiş ve insanlar, bu nimetler ve refah içerisinde tembelliğe zevk ve eğlenceye dalmadan çalışmaya ve kendilerine verilen nimetlere şükre davet edilmişlerdir. Çünkü insanın esas gayesi Allah'a kulluk etmek ve Onun verdiği nimetlere, sıhhat ve afiyete şükretmektir.
Kur'anda, Hz. Süleyman'ın cinleri denizlerin diplerine dalma işinde kullandığı da belirtilmektedir.
Hz. Davud'un 19 oğlundan biri olan Haz. Süleyman'a Allah'ü Teala tarafından çok özel bir güç verilmiştir. Hz Süleyman kuşlarla ve cinlerle konuşma ve onların her hareketinden davranışlarından anlama ona verilen ilahi bir güçtür. Hz. Süleyman cinlere, şeytanlara hükmetmiş, özellikle onların inşaat ustalarına, denize dalan dalgıçlarına vazifeler vermiş ve çalıştırmıştır. Birbirine zincirli vaziyette, cezalandırılmadıkça rahat durmayan, iş yapmayan diğer cin ve şeytanlar da onun emrine girenler arasındadır. (25. Sat Suresi 37,38)
Bu şeytanlar içerisinde iblis yoktur ancak İblis'in gayret ve çabasıyla şer ve fesat ehli olan ve adına Şeytan denilen cinler vardır. Cinler alemini teşkil eden bütün cinler değil, içlerinden yalnız belli bir kavmidir.
Cinler ve şeytanlar Hz. Süleyman tarafından insanların güç yetiremeyecekleri derecede ağır işlerde çalıştırılmış, yüksek binalar yapılmış, maharet isteyen sanatlar icra edilmiştir. Belkıs gibi bir hükümdar sultanın su dolu zannedeceği derecede sırçadan yapılmış sahanlık bunun bir örneğidir. Mescit ve mihraplar azizlere ait timsal ve heykeller ve daha buna benzer işler Hz. Süleyman'ın emir ve isteği üzerine bu cinler tarafından yapılmıştır. (27) 13 yaşında iken Saltanat' a geçtiği rivayet edilen Hz. Süleyman 4 yıl sonra inşaatı yeniden başlatmıştı. 53 yaşına geldiği zaman Beyt-i Makdis'in bitmesi için fazla bir iş kalmamıştı ama Cibril Emin gelmiş hayatının sona erdiğini izin verilirse ölüm meleğinin görevini yapmak üzere beklediğini bildirmişti. Tek dileği vardı: Allah'ım cinler ve şeytanlar benim öldüğümü duyarlarsa Beyt-i Makdis'in yapımını bırakırlar. O halde vefatımı geç duyur.
Bu duasının kabul edilmesi üzerine sırça sarayına girdi ve ibadete başladı. Dışarıda görenler onu iki eliyle tuttuğu asasına alnını dayamış halde müşahede ettiler. Ayaktaydı, bir şeyler düşünüyormuş gibi bir hali vardı. Hz. Süleyman günlerdir hatta haftalardır hep aynı yerde aynı vaziyette duruyordu. Bu arada Hz. Süleyman'ın asasını kemirmeye başlayan bir kurt Yüce Mevla'nın görevlendirmesiyle geceli gündüzlü uğraşıp duruyordu. Nihayet bir gün asasını ucu iyice kemirilmiş oldu ve kaydı. Ona dayanmış olan Hz. Süleyman vücud-u şerif'i yere yığıldı. Tam bu sırada ona bakanlar vefat ettiğini anladılar ve cinler derhal işi bıraktılar. Şu an günümüzde Kudüs'te bulunan cinlerin yapmış olduğu mescit Beyt-i Makdis halen ayaktadır.
CİNLERLE İRTİBAT
Görülmeyen bu kuvvetlerin tabi oldukları belli prensipler vardır. Dolayısıyla insan her arzu ettiği yerde cinlere iş yaptıramaz, ama kolayca onlarla bağlantıya geçebilir. Kişi birtakım kelimeleri ve isimleri, sırlı kilitleri açar gibi kullanarak cinlerle temasa geçebilir. Ama cinlerden kolay kolay istifade edemez.
Günümüzde bazı insanlar birtakım kelimeleri birer kod, birer telefon numarası gibi kullanarak ve belirli sayıda tekrarlayarak onlarla irtibat kurmakta, fakat genelde zararlı çıkan da insanoğlu olmaktadır. Çünkü bu seansların, eskilerin el verme dediği yöntemle, yani bilen kişilerle yapılması gerekir. Her iki varlık da ayrı boyutlarda yaşamaktadır. Temas kurmaya karar verdiğinizde enerjiniz onları karşılamaya yetmeyebilir ya da onları negatif etkileyebilir. Bu durumda da ipler onların eline geçer ve psikiyatrların possesyon dediği belki de demekte zorlandığı durum ortaya çıkar. Yani bedensiz bir varlık sizi yönetmeye başlar.
Kur'an'ı Kerim'de cinlerin, ve şeytanların celp ve teşhirine yani irtibat kurup, hizmet ettirilebileceğine dair işaretler var. Nitekim günümüzde dahi bu konu bir kısım kötü niyetli kişiler tarafından gerçekleştirilerek, bir çeşit oyun ve eğlence aracı olarak kullanılabildiği gibi, kimileri tarafından da falcılık, sihirbazlık, hırsızlık yaptırıldığı bilinen hususlardandır.
Ruhani varlıkların yani melek, cin ve şeytan gibi varlıkların kendi bedenleri, bizim yaşadığımız boyutta olmadığı için onları bizim gibi de görmemiz mümkün değildir. Bu sebeple yüce gördükleri Allah onlara bir temessül, yani başka bedenlere girme hakkı vermiş ve onlar da insanlarla görüşmek durumunda oldukları zaman bu bedenlerden istedikleri birine girip öyle görünebiliyorlar. Bu konunun misalleri oldukça fazladır. İlmi ve manevi yönü büyük olan hocaların cinlerden talebe okutmasından tutun da Cebrail (a.s) in, sahabeden ahlakı ve güzelliği ile dikkati çeken Dıhye suretine girip Peygamberimize vahiy getirmesine kadar. Ayni şekilde şeytanın Daru'n-Nedve'de Necitli bir ihtiyar şekline girip Peygamberimizi öldürmek için plan yapanlara akıl vermesi ve cemiyette insan şekline bürünmüş olarak dolaşan şeytanlara ve cinlere verilebilecek bir çok örnek vardır.
Cinleri basit ve kötü işlerde kullanmak, onlarla eğlenmek yerine, daha farklı ve akademik seviyedeki bazı işlerde ve uğraşlarda kullanmak mümkündür. Aslında bizzat şahit olduğumuz bazı kişilerle, duyduğumuz bazı şahısların onları kullanıp, yine onlardan elde ettikleri bir kısım bilgilerle kitap yazdıklarına dair söylentiler var.
Bazı duaların okunması ile cinlerin çağrılabileceği ve onlar vasıtası ile yapılmayacak işlerin yapılabileceğine de inanılmaktadır. İnsanların hizmetinde kullanılan cinlere Huddam adı verilir. Cin hizmetçiler kullanan büyücü ve üfürükçülere de huddam lı denir.
Hz. Süleyman'ın Emrine Verilen Cinler
Kur'an-ı Kerim'de, Hz. Süleyman(a.s) hakkında nazil olan ayetlerde, cinleri emrinde çalıştırdığı bildirilmektedir. Hz. Süleyman, cinlerden teşkil ettiği işçilere, onların usta ve sanatkarlarına kaleler, burçlar, saraylar yaptırmış; heykeller, mabetler, mescitler yaptırılıp, bunlarla yemekler pişirilip halka ikram edilmiş ve insanlar, bu nimetler ve refah içerisinde tembelliğe zevk ve eğlenceye dalmadan çalışmaya ve kendilerine verilen nimetlere şükre davet edilmişlerdir. Çünkü insanın esas gayesi Allah'a kulluk etmek ve Onun verdiği nimetlere, sıhhat ve afiyete şükretmektir.
Kur'anda, Hz. Süleyman'ın cinleri denizlerin diplerine dalma işinde kullandığı da belirtilmektedir.
Hz. Davud'un 19 oğlundan biri olan Haz. Süleyman'a Allah'ü Teala tarafından çok özel bir güç verilmiştir. Hz Süleyman kuşlarla ve cinlerle konuşma ve onların her hareketinden davranışlarından anlama ona verilen ilahi bir güçtür. Hz. Süleyman cinlere, şeytanlara hükmetmiş, özellikle onların inşaat ustalarına, denize dalan dalgıçlarına vazifeler vermiş ve çalıştırmıştır. Birbirine zincirli vaziyette, cezalandırılmadıkça rahat durmayan, iş yapmayan diğer cin ve şeytanlar da onun emrine girenler arasındadır. (25. Sat Suresi 37,38)
Bu şeytanlar içerisinde iblis yoktur ancak İblis'in gayret ve çabasıyla şer ve fesat ehli olan ve adına Şeytan denilen cinler vardır. Cinler alemini teşkil eden bütün cinler değil, içlerinden yalnız belli bir kavmidir.
Cinler ve şeytanlar Hz. Süleyman tarafından insanların güç yetiremeyecekleri derecede ağır işlerde çalıştırılmış, yüksek binalar yapılmış, maharet isteyen sanatlar icra edilmiştir. Belkıs gibi bir hükümdar sultanın su dolu zannedeceği derecede sırçadan yapılmış sahanlık bunun bir örneğidir. Mescit ve mihraplar azizlere ait timsal ve heykeller ve daha buna benzer işler Hz. Süleyman'ın emir ve isteği üzerine bu cinler tarafından yapılmıştır. (27) 13 yaşında iken Saltanat' a geçtiği rivayet edilen Hz. Süleyman 4 yıl sonra inşaatı yeniden başlatmıştı. 53 yaşına geldiği zaman Beyt-i Makdis'in bitmesi için fazla bir iş kalmamıştı ama Cibril Emin gelmiş hayatının sona erdiğini izin verilirse ölüm meleğinin görevini yapmak üzere beklediğini bildirmişti. Tek dileği vardı: Allah'ım cinler ve şeytanlar benim öldüğümü duyarlarsa Beyt-i Makdis'in yapımını bırakırlar. O halde vefatımı geç duyur.
Bu duasının kabul edilmesi üzerine sırça sarayına girdi ve ibadete başladı. Dışarıda görenler onu iki eliyle tuttuğu asasına alnını dayamış halde müşahede ettiler. Ayaktaydı, bir şeyler düşünüyormuş gibi bir hali vardı. Hz. Süleyman günlerdir hatta haftalardır hep aynı yerde aynı vaziyette duruyordu. Bu arada Hz. Süleyman'ın asasını kemirmeye başlayan bir kurt Yüce Mevla'nın görevlendirmesiyle geceli gündüzlü uğraşıp duruyordu. Nihayet bir gün asasını ucu iyice kemirilmiş oldu ve kaydı. Ona dayanmış olan Hz. Süleyman vücud-u şerif'i yere yığıldı. Tam bu sırada ona bakanlar vefat ettiğini anladılar ve cinler derhal işi bıraktılar. Şu an günümüzde Kudüs'te bulunan cinlerin yapmış olduğu mescit Beyt-i Makdis halen ayaktadır.