Uzman SühaN
Administrator
Cinler insanın eline ayağına kına yakarmı ?
Sevgili okurlar bugün farklı ve bir o kadar da gizemli bir olaya değinmek,istiyorum. Doğaüstü olaylara ne kadar inanırsınız bilmem ama tamamen yaşanmış ve bana nakledilmiş ,açıklanamayan bir olayı anlatmak istiyorum. Gece uyurken bazı insanların eline ayağına kına yakılıyormuş. Bu olayı daha önce bir kez daha duymuş açıkçası hayretler içinde dinlemiştim ve inanmamıştım. Rivayet odur ki bu olayı yapan cinlermiş. Bu konunun detayları yazımızın devamında öncesi Cin insana zarar verir mi , Cinler insanlara haber verirmi adlı konularımızı incelemenizi öneriyoruz.
Cinlerin mahiyeti tam olarak bilinmemekle beraber dumansız, halis, öz ateşten veya yakıp kavurucu alevli bir ateşten yaratıldıkları ifade edilmektedir. Cinler insanlar gibi Allaha tabi olan insanlardan yaklaşık 2000 yıl önce yaratılmış metafizik varlıklardır.Cinlerle ilgili detaylı bilgileri vericem öncesi konumuzu anlatmak istiyorum. Olayı yaşıyan bir bayan namazında niyazında muhafazakar biri. Eşi askere gidiyor ve bayan yalnız başına evde kalıp uyuyor.Sabah kalktığında elinin ve ayaklarının kınalandığını görüyor. Olay karşısında korkup endişeleniyor.Bana anlattığı zaman yine şaşırdım ve mantıken bir yorumda bulunamadım. Deniyorki ;İnsan ruhu ,uyku halindeyken bedenden çıkıyor.Ruh değişik alemleri dolaşıyor. Cin alemini,melek alemini ,insan alemini ..Ruh bedene dönerken dolaştığı yerlerden izlerle geliyor.Bir başka rivayet odur ki kişi rüyada cinlerin düğününe katılmış tır ve o düğünde elleri ayakları kınalanmıştır. Bunula ilgili bir konuya daha değinmek istiyorum.Elbise dolabında duran elbiselerde,sandıklarda saklanan çeyizlerde sarıya yakın lekeler olur. Bu lekeler evlenen cinlerden dişi olanın bekaretiymiş. Hatta sandıklarda saklanan çeyizlere iğne takılır.Bu takılan iğnenin nedeni cinlerin demirden korkması,ve leke bulaştırmaması içinmiş. Bunlar kişilerin yaşadığı açıklanamayan iddialar. Sizinde buna benzer yaşadıklarınız varsa bizimle paylaşabilirsiniz .
İSLAMA GÖRE CİNLER ALEMİ
İslam’a göre cinler; akıl, idrak, irade ve şuur sahibi varlıklardır. Bu sebeple Allah’a iman etmek, Onun emirlerine itaat ve ibadet etmekle mükelleftirler. Bu Kur’an-ı Kerim’de Cin Suresinde ve diğer ayetlerde bildirilmektedir.
Cinler hem Peygamberimize hem de Hz. Musa ve diğer peygamberlere muhatap olup tebliğlerini dinlemişler ve bir kısmı iman edip bir kısmı da inkar etmişlerdir.
Müslim’in rivayet ettiği bir hadisi şerifte, “Her insanın meleklerden ve cinlerden bir yoldaşı bulunduğu” bildirilmiştir.(1) Cabir’den nakledilen bir hadisi şerifte Peygamberimiz (s.a.v);
“Yanlarında kocaları bulunmayan kadınları ziyaret etmeyin. Çünkü şeytan, herhangi birinizin damarlarında, kan nasıl akıyorsa o şekilde dolaşmaktadır.”
buyurmuştur. Bunun üzerine ashab: “Seninde mi?” diye sordular. Hz. Peygamber:
“Benim de, fakat Allah, şeytana karşı bana yardım etti de, o bana teslim oldu (veya Müslüman oldu) buyurmuştur.(2)
Hadiste parantez içinde verdiğimiz “Müslüman oldu” ifadesi tercih edilen bir başka anlamdır. Ancak hadisçiler, şeytanın Müslüman olmasının söz konusu olmadığını söyleyerek, “teslim oldu, boyun eğdi” anlamına kullanmanın daha doğru olacağını söylemişlerdir.(3) Burada kastedilenin kafir bir cin olduğunu düşünmek, problemi çözer. Nitekim cinlerin kafirlerine şeytan denilmektedir.
Evlenip çoğalmaları ve ömürleri
Cinler, erkeklik ve dişilikleri olan, insanlar gibi nikah yoluyla evlenen, insanlar gibi üreyip çoğalan, doğup büyüyen ve ölen varlıklardır. Ancak ne var ki ömürleri insanlarınkinden çok daha fazla uzundur. Bu konuda cinlerin 1000 ila 1500 seneye kadar yaşayabilecekleri söylenmektedir. Çünkü cinler farklı bir zaman boyutunda yaşamaktadırlar. Orada zamanın akışı da farklıdır. Buna bağlı olarak, cinler yoluyla alındığı iddia edilen haberlerin gaybi bilgiler değil, yaşa ve tecrübeye dayanan bilgiler olduğu ortadadır.
İman ve küfür bakımından durumları
Mümin, münafık ve kafirleri bulunan cinlerin, kafirlerine şeytan denilmektedir. Cinler de bu dünyada imtihan oluyorlar ve ahirette hesaba çekilip, cennete ya da cehenneme gideceklerdir. İnsanlarda olduğu gibi, iman edip salih amel yapan, hayırlı işler işleyenler cennete; inkar edip kafir olanlar, iman ve tevbe etmeden ölenler de cehenneme gidecekler ve ceza göreceklerdir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:
“Andolsun ki, Cehennem için de birçok cin ve insan yarattık. Onların kalpleri vardır ama anlamazlar, gözleri vardır görmezler, kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta yol bakımından daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.”(A'raf, 7/179)
Cinleri inkar etmenin hükmü
Cinlerin varlığı Kur’an ve Sünnetle sabit olduğundan varlıklarını inkar etmek küfür sayılmıştır.
Eskiden tespit edilemeyen pek çok şey bugün bilimsel yollarla ispat edilmektedir. İnsanların onları görememesi yok olduklarına delil olmaz. Çünkü insan, sadece cinleri değil, daha pek çok şeyi de görememektedir. İnsanın görmesi, duyması, anlaması sınırlıdır. Özellikle varlıkların milyonda beşini ancak görebildiğimiz ve ağrı, sızı, sevgi, nefret, korku, akıl, elektrik, rüzgar vs. gibi, görmediğimiz şeylerin pek çoğuna inandığımız da düşünülürse, cinlerin görünmemesi onların olmadığı anlamına gelmez.
Cinlerin meskenleri
Cinlerin ev ve mesken edindikleri yerlerin genellikle çöplük gibi pis yerler oldukları, buraları yer edindikleri anlaşılmaktadır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v); evlerde bırakılan çöplerin cinlerin toplantı yerleri olacağını bildirmiştir.(4) Hz. Peygamberin İslam’daki temizliğe dikkat çektiği ve görünmeyen cinler gibi, görünmeyen mikropların da çabuk üreyip çeşitli hastalıklara sebep olabileceği hakkında da bazı alimler görüş beyan etmişlerdir. Çünkü bazı hadislerde cin kavramıyla mikropların kastedildiğini de söylemişlerdir. Ayrıca, Sahabe ve Tabiin döneminde, cinlerin deliklerde yaşadığına dair bir inancın var olduğu da görülmektedir. Bununla ilgili bir hadisi şerif şöyledir:
Abdullah b. Sercis (r.a) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v), (Yeryüzündeki haşarat) deliklerine idrar yapmayı yasakladı.” Bunun sebebi müfessirlerden Katade’ye: “Bu deliklere akıtmak niye mekruh kılındı?” diye sorulmuştu. O da şu cevabı verdi: “Bunların cinlere ait meskenler olduğu söyleniyordu.”(5)
Cinlerin mahiyeti tam olarak bilinmemekle beraber dumansız, halis, öz ateşten veya yakıp kavurucu alevli bir ateşten yaratıldıkları ifade edilmektedir. Cinler insanlar gibi Allaha tabi olan insanlardan yaklaşık 2000 yıl önce yaratılmış metafizik varlıklardır.Cinlerle ilgili detaylı bilgileri vericem öncesi konumuzu anlatmak istiyorum. Olayı yaşıyan bir bayan namazında niyazında muhafazakar biri. Eşi askere gidiyor ve bayan yalnız başına evde kalıp uyuyor.Sabah kalktığında elinin ve ayaklarının kınalandığını görüyor. Olay karşısında korkup endişeleniyor.Bana anlattığı zaman yine şaşırdım ve mantıken bir yorumda bulunamadım. Deniyorki ;İnsan ruhu ,uyku halindeyken bedenden çıkıyor.Ruh değişik alemleri dolaşıyor. Cin alemini,melek alemini ,insan alemini ..Ruh bedene dönerken dolaştığı yerlerden izlerle geliyor.Bir başka rivayet odur ki kişi rüyada cinlerin düğününe katılmış tır ve o düğünde elleri ayakları kınalanmıştır. Bunula ilgili bir konuya daha değinmek istiyorum.Elbise dolabında duran elbiselerde,sandıklarda saklanan çeyizlerde sarıya yakın lekeler olur. Bu lekeler evlenen cinlerden dişi olanın bekaretiymiş. Hatta sandıklarda saklanan çeyizlere iğne takılır.Bu takılan iğnenin nedeni cinlerin demirden korkması,ve leke bulaştırmaması içinmiş. Bunlar kişilerin yaşadığı açıklanamayan iddialar. Sizinde buna benzer yaşadıklarınız varsa bizimle paylaşabilirsiniz .
İSLAMA GÖRE CİNLER ALEMİ
İslam’a göre cinler; akıl, idrak, irade ve şuur sahibi varlıklardır. Bu sebeple Allah’a iman etmek, Onun emirlerine itaat ve ibadet etmekle mükelleftirler. Bu Kur’an-ı Kerim’de Cin Suresinde ve diğer ayetlerde bildirilmektedir.
Cinler hem Peygamberimize hem de Hz. Musa ve diğer peygamberlere muhatap olup tebliğlerini dinlemişler ve bir kısmı iman edip bir kısmı da inkar etmişlerdir.
Müslim’in rivayet ettiği bir hadisi şerifte, “Her insanın meleklerden ve cinlerden bir yoldaşı bulunduğu” bildirilmiştir.(1) Cabir’den nakledilen bir hadisi şerifte Peygamberimiz (s.a.v);
“Yanlarında kocaları bulunmayan kadınları ziyaret etmeyin. Çünkü şeytan, herhangi birinizin damarlarında, kan nasıl akıyorsa o şekilde dolaşmaktadır.”
buyurmuştur. Bunun üzerine ashab: “Seninde mi?” diye sordular. Hz. Peygamber:
“Benim de, fakat Allah, şeytana karşı bana yardım etti de, o bana teslim oldu (veya Müslüman oldu) buyurmuştur.(2)
Hadiste parantez içinde verdiğimiz “Müslüman oldu” ifadesi tercih edilen bir başka anlamdır. Ancak hadisçiler, şeytanın Müslüman olmasının söz konusu olmadığını söyleyerek, “teslim oldu, boyun eğdi” anlamına kullanmanın daha doğru olacağını söylemişlerdir.(3) Burada kastedilenin kafir bir cin olduğunu düşünmek, problemi çözer. Nitekim cinlerin kafirlerine şeytan denilmektedir.
Evlenip çoğalmaları ve ömürleri
Cinler, erkeklik ve dişilikleri olan, insanlar gibi nikah yoluyla evlenen, insanlar gibi üreyip çoğalan, doğup büyüyen ve ölen varlıklardır. Ancak ne var ki ömürleri insanlarınkinden çok daha fazla uzundur. Bu konuda cinlerin 1000 ila 1500 seneye kadar yaşayabilecekleri söylenmektedir. Çünkü cinler farklı bir zaman boyutunda yaşamaktadırlar. Orada zamanın akışı da farklıdır. Buna bağlı olarak, cinler yoluyla alındığı iddia edilen haberlerin gaybi bilgiler değil, yaşa ve tecrübeye dayanan bilgiler olduğu ortadadır.
İman ve küfür bakımından durumları
Mümin, münafık ve kafirleri bulunan cinlerin, kafirlerine şeytan denilmektedir. Cinler de bu dünyada imtihan oluyorlar ve ahirette hesaba çekilip, cennete ya da cehenneme gideceklerdir. İnsanlarda olduğu gibi, iman edip salih amel yapan, hayırlı işler işleyenler cennete; inkar edip kafir olanlar, iman ve tevbe etmeden ölenler de cehenneme gidecekler ve ceza göreceklerdir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:
“Andolsun ki, Cehennem için de birçok cin ve insan yarattık. Onların kalpleri vardır ama anlamazlar, gözleri vardır görmezler, kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta yol bakımından daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.”(A'raf, 7/179)
Cinleri inkar etmenin hükmü
Cinlerin varlığı Kur’an ve Sünnetle sabit olduğundan varlıklarını inkar etmek küfür sayılmıştır.
Eskiden tespit edilemeyen pek çok şey bugün bilimsel yollarla ispat edilmektedir. İnsanların onları görememesi yok olduklarına delil olmaz. Çünkü insan, sadece cinleri değil, daha pek çok şeyi de görememektedir. İnsanın görmesi, duyması, anlaması sınırlıdır. Özellikle varlıkların milyonda beşini ancak görebildiğimiz ve ağrı, sızı, sevgi, nefret, korku, akıl, elektrik, rüzgar vs. gibi, görmediğimiz şeylerin pek çoğuna inandığımız da düşünülürse, cinlerin görünmemesi onların olmadığı anlamına gelmez.
Cinlerin meskenleri
Cinlerin ev ve mesken edindikleri yerlerin genellikle çöplük gibi pis yerler oldukları, buraları yer edindikleri anlaşılmaktadır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v); evlerde bırakılan çöplerin cinlerin toplantı yerleri olacağını bildirmiştir.(4) Hz. Peygamberin İslam’daki temizliğe dikkat çektiği ve görünmeyen cinler gibi, görünmeyen mikropların da çabuk üreyip çeşitli hastalıklara sebep olabileceği hakkında da bazı alimler görüş beyan etmişlerdir. Çünkü bazı hadislerde cin kavramıyla mikropların kastedildiğini de söylemişlerdir. Ayrıca, Sahabe ve Tabiin döneminde, cinlerin deliklerde yaşadığına dair bir inancın var olduğu da görülmektedir. Bununla ilgili bir hadisi şerif şöyledir:
Abdullah b. Sercis (r.a) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v), (Yeryüzündeki haşarat) deliklerine idrar yapmayı yasakladı.” Bunun sebebi müfessirlerden Katade’ye: “Bu deliklere akıtmak niye mekruh kılındı?” diye sorulmuştu. O da şu cevabı verdi: “Bunların cinlere ait meskenler olduğu söyleniyordu.”(5)