buda sitemizin kraliçesi ecelinin köşesi buyrun

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan SadmiN
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ce: buda sitemizin kraliçesi ecelinin köşesi buyrun

...dışımda konuşan o 'karaktersiz'e...

Tüm gün evimde oturuyorum, bir bilgisayar karşısında bazen, bazen koltukta. Hayattan elini eteğini kısırlaştırıldıktan sonra daha bi' çeken o sarı kedi gibi, damağımda ekşiyle acı arasında dolanan bir tatla oturuyorum, tüm gün...

Evin önünden bir sokak geçtiği, sokakta insanların yürüdüğü ve o yürüyen insanların bir hayatları olduğu aklımdan çıkıveriyor bazen. Kendi küçük dünyamın küçük sıkıntılarını büyütüyorum pencere kıyısında.

Ama asla pencereden dışarı bakmıyorum.

Evet, bir saldırı planım var.

Büyütüp büyütüp insanların önüne koyduğum o hastalıklı meselelerimi kendimi anlatmak, derdimi söylemek yahut yazmak için yazmak, konuşmak için konuşmak adına yapmıyorum ben hiçbir şeyi. Kusursuz bir ilgi arsızıyım ben, bunca zamandır bu tende hüküm süren, ilgi yoksunluğunun iktidarını yıkmaya çalışan nafile bir muhalefetim.

Hâlâ bir saldırı planım var.

Televizyonun kıyısında duran, tozlara mekan olan o cam kasede biriktirdiğim, benim gibi aksak, benim gibi solgun, benim gibi aslında çoktan ölgün kelimelerimi doğrultacağım insanlara. Sivriltip uçlarını, batıracağım, o altından sıcak kırmızıların aktığı derilerine. Bir akarsu taşıyan tenlerini dışarı akıtacağım, solduracağım.

Ve biliyorum, birkaç zaman yapabilecek bunu içimdeki nefret delisi, ilgi arsızı. Çünkü bir süre sonra, tahammül edemeyeceğim ben bile kendime, O sarı kedi gibi kendi kısırlığımın döngüsünde yitireceğim elimde kalan son kaleleri...

Bir saldırı...
Bir planım yok benim...
Hepsi de plansızdı olanların, bakma mağrurluğuma.
Arsızım ben,

Varlığımdan yoksunum...
 
Ce: buda sitemizin kraliçesi ecelinin köşesi buyrun

Bugün şafak sökermi? Güneş yeniden doğarmı sabaha...
Çiçekler yine açarmı? Eskisi gibi bahar rüzgarları vururmu yüzüme,dalgalar hırçınca değilde,sakince vururmu kıyıya aşıklar yine bir araya gelip yürürlermi sahil boyunca ben bir şarkı tutsam,söylesem öylesine bir dinleyen olurmu? ? ?

Bir simit alsam elime,ufak ufak didiklesem atsam denize doğru,bir balık veya bir martı gelipte yermi acaba? Öyle bir demdeki ruhum ve öyle bir gündeki ömrüm,ne olur sanki insanlar hep gülse gönüller bir olsa...
Caddeler,sokaklar,çiçekler ve denizler ayrılık kokmasa.
Güzel sözler hep tadında kalsada kirletilmese ne olur sanki...

Sevdalar bir gurur uğruna yıkılmasa,canlar yanmasa,gözlerden yaşlar akmasa ve yanlızlık olmasa öylece hayat dolu bakılabilse ama yok...
Öyle bir yastaki gönlüm,anlatabilsem keşke dökebilsem içimdekileri...
Acıyı,hüzünü ve kederi bir dağ başından belkide bir uçurumun kenarından
kussam döksem içimi rahatlıyabilirmiyim? ? ?

Öyle bir demdeyimki,karma karışık bir hayata anlam vermeye çalışıyorum...
Günlerin batışı aynı,yıldızlarsa yerinde sabit.Bildiğim tek şey bazı şeyler değişmiyor...
Ama gönüller,verilen sözler edilen yeminler,artık hep değişiyor...
Öyle bir demdeyimki; doğruların,yanlışların,hataların içinde kayboldum...
Kimseyi değil kendimi arar oldum...Hep bir çıkmaza takıldım durdum...Ve öyle bir demdeyimki; ruhumu caddelerde,sokaklarda,denizlerde, gökyüzünde uçar gördüm...

Öyle bir demdeki; Ruhum hayata yorgun, küskün...Öyle bir demdeki; ruhum kış gibi soğuk,okyanusların büyüklüğü kadar acılı ve yanlız öyle bir demdeyim işte....
 
Ce: buda sitemizin kraliçesi ecelinin köşesi buyrun

(Zaman zaman ve bazen,
kendimleyken üstelik.
Ve yakınken bana bu kadar,
nasıl da uzağım içime.

Sanki içimde,
benden başka bir ben büyüyor,
şimdi çocuk, eski ben gibi.
Tehlikeli, duygusuz, en kötüsü;
Beni benden uzaklaştıran…)

Bazen duygularımı özlüyorum. Öfkelerimi, kızgınlıklarımı ve beraberinde gelen dargınlıklarımı. Küsmelerimi hayata ve insanlara…
Bazen kendimi özlüyorum. Beni ben yapan onca duygudan yavaş yavaş uzaklaşmalarımı izliyorum, elemle. Nasılda sakinim şimdi. Oysa, kırmak istiyorum bazen eskisi gibi, insanları değil bütün cam eşyaları…
Gücümün yettiği hep eşyalar olmadı mı, bunca zaman?
Kırılması gereken insanları kıramadığım için değil miydi, her öfkemde kırıp attığım; onca anı dolu, değerli cam vazolarımı ve içindeki solmaya mahkum kasımpatı çiçeklerimi…
Suskunum, konuşmayı anlamlandırmak için sebepler arıyorum ve özlüyorum bazen kendimi. Hayattan hıncımı alır gibi yaşadım yıllarca ama gördüm ki, insan yalnızca kendinden alabiliyor hıncını. Hayatın umurunda bile olmadığını görüyorsun, işte bir acı gerçek daha. Ölüm gibi. Ölümü merak ediyorum zaman zaman. Ve ölmekten korktuğum anlarım oluyor. Anılarıma sarılıyorum sımsıkı, gözlerini kapayan bir çocuk gibi, güzel şeyler düşlemeye çalışıyorum. Ölüm hiç yokmuş gibi…
Çileli gözlerimle aynada yüzleşmezsem daha mutluyum, biliyorum. Her cümlenin beynime bir ok gibi saplandığı, hafızamdan kurtulma çabama eşlik ediyor, benimle birlikte geçen yıllar.

An olacak unutacağım her şeyi…

Ve onca yaşanmışlığı unutmam için
çabalıyor olmalı yıllar.
Beynimle bir olup,
kıvrım kıvrım akıyorlar.
Sökülüyorken hafızamdan,
bir bir anılar…
Saçlarım beyaza,
Cümlelerim titrek bir sese
Yavaş yavaş,
esir oluyorlar…

An olacak unutacağım her şeyi…
 
Ce: buda sitemizin kraliçesi ecelinin köşesi buyrun


işte sen de bu su gibi bana akıyorsun bebeğim...iyi ki varsın iyiki benim canımsın
dostların en güzeline...
benide al köşeciğine...........