Ben bir kediyim sözlerime kulak verin

HaYaL

Daimi Üye
Üye
Ben bir kediyim sözlerime kulak verin
ben bir kediyim
Sevgili melekçikler eğer bir kedi sahibiyseniz uzun filan demeyin okuyun bu yazıyı.Çok faydalı bilgiler veriyor...



(BİR KEDİ ANLATIYOR.DİKKATLİCE DİNLEYİN.KENDİSİYLE İLGİLİ ÇOK ÖNEMLİ İPUÇLARI VERİYOR.ÜŞENMEYİN OKUYUN)


Hiç kusura bakmayin ama, benim için aile lideri diye bir kavram olmadigindan, kendimi size ya da baskalarina begendirmek gibi bir çabam da olamaz.
Beni, yapmami istemediginiz bir seyden vazgeçirmenin en kolay yolu, daha cazip bir seçenek sunmanizdir.
Yaptigim yanlis davranistan uzaklastirmak için yapacaginiz uyariyi uzaktan kontrol ile yaparsaniz sevinirim. Bu uyariyi sevdigim, biricik sahibimden direk almamaliyim. Nasil mi; Örnegin, çignememi istemediginiz elektrik kablosuna limon sürebilirsiniz.
Çesitli nesnelere, esyalara çenemi, ayaklarimi, yanagimi sürtmem sizi sasirtmasin. Bu esyalarin benim oldugunu belirtmem için kokumu birakip isaretliyorum.
Alnimi sürtmem ne anlama mi geliyor? Bu bir dost selamlasmasi. Alnimi sürterek "sen benim dostumsun" diyorum, anlamadiniz mi?
Esyalari tirmaliyorum diye bana kiziyorsunuz. Halbuki ben, tirnagimin ölü katmanlarini atip, tirnak bakimi yapiyorum. Esyalar üzerine kokumu birakiyorum. E bir de, esnekligimi saglayici kaslarimi kuvvetlendirerek, egzersiz yapiyorum. Ne var bunda? Tirnaklarima çok özen gösteririm. Yürürken tirnaklarim içeri çekiktir. O yüzden hiç asinmazlar. Siz ille de esyalariniza zarar vermeyeyim diye tirnaklarimi kesmek istiyorsaniz, her defasinda sadece bir-ikisini keserek beni fazla bunaltmadan halledin.
Anal bezlerim diskimda bana has bir koku sinmesini sagliyor. Özellikle büyük tuvaletimi yaparken, basinç görüp dogal olarak bosaliyorlar. Ama yeterli derecede lifli ve dogru içerikli mama yemiyorsam tikanip beni rahatsiz ediyorlar. Lütfen beslenmeme dikkat edin.
Simdi bana soruyorsunuz 'tuvaletini yaptiktan sonra niye topraga gömüyorsun' diye. Açikta birakayim da düsmanlarim yerimi mi kesfetsin yani. Ancak dogal yasamda sayet baskin ve çok güçlü yapida bir kedi isem, o zaman diskimi gömmem. Tam aksine sikça gelip geçilen yerlere birakirim ki, herkes benim kim oldugumu bilip ona göre ayagini denk alsin.
Açikçasi ben öyle köpeklerin çok sevdigi sürekli fiziksel temastan pek hoslanmam. Uzayan bir oksama beni yadirgatir. Bazen o denli gevserim ki, kendimi birakirim, sonra hemen toparlanir kendime gelirim.
Ben kesfetmeyi istedigim seye önce patilerimle dokunur, ne oldugunu anlamaya çalisirim.

Benim, sizlerde olmayan üçüncü bir göz kapagim vardir. Çalilarin arasinda dolasirken açilir, gözümü korur, gerekli olmadigi zamanlarda ise onu gözümün iç kösesinde gizli tutarim.
Benim renkleri görüp görmedigim çok merak edilir. Evet bazi renkleri (özellikle kirmizi ve mavi) algilarim. Örnegin;kirmiziyi yesilden, maviden ve griden, sariyi da mavi ve griden ayirt edebilirim. Diger renk çiftlerini ayirt edip edemedigimi henüz bilmiyorsunuz. Ama zaten benim görmem gereken, avladigim bir hayvanin renkleri degil hareketidir. Zaten günümün 6-8 saat gibi uzun bir süresini alan avlanma faaliyetim içerisinde 15 avlanma çabamdan 1 tanesinde basarili olur. Bu durumda renklerin ne önemi var, ne renk olsa yerim yani.
Ben zifiri karanlikta sizler kadar görürüm. Hafif karanlikta ise, sizden kat kat üstün görürüm. Bunu nasil sagladigimi merak mi ediyorsunuz, açiklayayim. Biliyorsunuz ki geceleri benim gözlerim sari-yesil parlar. Çünkü gözümdeki, retinanin arkasinda bulunan yansitici hücre tabakasi (Tapetum Lusidum), retinadan geçen isigin alici hücrelere çarpmasini saglar. Isigin az bir kismi gözümde tutulur gerisi ayna gibi yansir. Gözüm sari-yesil isildarken ben de karanlikta görürüm. Ayrica benim gözümdeki, retinada bulunan az isikta görmeye yarayan özellesmis hücreler sizdekilere göre çok fazladir. Isiga duyarli hücre(rot hücresi) sayisi sizin gözünüzde 120 milyon iken, benim gözümde 200 milyondur. Ancak gözümdeki renkleri ayirt eden özel hücreler(koni hücresi)oldukça sinirlidir.
Normalde sizlerin bir gözünün görüs alani 210 derece iken benim tek gözüm 285 derecelik alani görür. Yine sizin iki gözünüzün çakisan görüs alani 120 derece iken benimkisi 130 derecedir. Ancak yeni dogmus yavrularimizda görüs keskinligi 4 haftalikken netlesmis olmasina ragmen, 16 haftalik oluncaya kadar daha da gelismeye devam eder.
Benim gözüm çok maharetlidir. Parlak isikta göz bebegim (pupilla) dikeylesip (Pupillar Reflex), retinayi parlak isiktan korur. Ayrica saldiri durumunda ya da niyetinde gözbebegim daralir, korktugumda genisler.
Görme ile ilgili tek sikintim, 25 cm'den yakin mesafeleri görememem. Yani ne yazik ki ortalama 3 derece miyobum.
Geceleri karanlikta nesnelere çarpmadan yürüyebilirim. Biyiklarim hava akimindaki degisiklikleri algilar, bu sayede oraya buraya çarpmadan rahat dolanirim.
Her ne kadar kulaklarim tikali olarak dünyaya gelsemde, 1 haftalikken açilirlar. 15 günlükken annemin sesini fark ederim, 1 aylik oldugumda kulagimi sese göre hareket ettirebilecek kadar iyi duyarim. Isitme yetenegim de sizden de, hatta köpeklerden de daha üstündür 60 000 Hz üzerindeki sesleri isitebilir, sizin kulaginizin algilayamayacagi derecede düsük frekansli sesleri algilayabilirim. Yüksek frekansli seslerde de, sizin duyabileceginizden 2 oktav daha yüksek sesleri duyarim. (Insanda isitme yetenegi 20-20 000 (Frekans/saniye). Ancak sizlerde oldugu gibi, benim de, yasim ilerledikçe duyma yetenegimde azalma olur. L seklindeki kulak kanalim da, sekil olarak degisiktir. Önce dikey sonra yatay olarak devam eder.
Agzimda, üst damagimda ön dislerimin arkasinda özel bir organim vardir. (Jacobson Organi) Bu uzvum ile, ilgimi çeken kokulari ayristiririm. Bu durumdayken agzim yari açiktir. Siz güldügümü zannedersiniz. Oysa ben o sirada, agzimda biriktirdigim kokuyu bahsettigim organima yollayip, kokuyu analiz etmekle mesgulüm. (Flehmen Reaksiyonu)
Dilim geriye dönük pürtüklerle donanmistir. Bu pürtüklü dilimle, dökülen tüylerimi saglamlarindan ayiririm, kürkümü temizler, eger varsa parazitlerden arindiririm. Ama pürtüklerin arkaya dogru egimli olmasi, yalanirken dilimde biriken tüyleri çikartmama olanak vermez ve ne yazik ki yutarim.
Vücut dilimden anlarsaniz size pek çok ipucu verebilirim. Biyigimin pozisyonu aklimdan geçenleri gösterir. Dik ve ileri dogru uzanmis ise, tetikte her an harekete hazirim demektir. Yanlara dogru açiksa, rahatça dinleniyorum anlamindadir. Biyiklarim yanaklarima dogru yapismis vaziyette ise, korktugumun isaretidir.

Kulaklarim da pek çok durumu anlatir. Rahat bir pozisyondaysam, güvende oldugumu hissediyorsam, bir seyleri kesfediyorsam ya da dostça bir selami aliyorsam kulaklarim ileri dogru yönelmistir. Sizi dinliyorsam kulaklarim sizin sesinize çevrilmistir. Eger kulaklarim yatay durumdaysa yaklasmayin, öfkeliyim her an saldirabilirim. Kulaklarimi vücuduma tümüyle yapistirmissam kavganin en atesli yerindeyim demektir. Korkun benden, ya da en azindan dikkatli olun..
Köpekler gibi sevindigim zaman kuyrugumu sallamam. Tam aksine saga sola salladigim kuyrugum heyecanimi ya da, huzursuzlugumu simgeler. Huzursuzlugum kizginliga -öfkeye dönüsüyorsa kuyrugumu sallama ritmim de hizlanir.
Dostane bir selamlama için kuyrugumu dik tutarim. Kendimi güvende hissettigim bir ortamda da kuyrugumu dik tutarim. Bir kedi arkadasimla karsilastigim zaman, kuyruklarimizi havaya kaldirarak ilkin birbirimizi selamlariz. Sonra burun buruna koklasiriz. En son arka kisimlarimizi koklama fasli gelir.
Kuyrugum asagiya inikse, kendimi rahat hissediyorumdur. Ama yay seklindeyse gerginim demektir.

Ciddi anlamda tehlikede isem, yan dönerek kendimi savunmaya hazirlarim.
Benimle günde en az 2 kez oyun oynarsaniz sevinirim. Bu oyunlar 15 er dakikadan ibaret olursa iyi olur. Eger 5 dakikada oyunu keserseniz, en heyecanlandigim yerde oyunu keserek davranis sorunlarimin ortaya çikmasina neden olabilirsiniz.
Ideal oyuncaklarim; pinpon topu, içine havlu serilmis karton kutu, bos kese kagidi, alis veris torbasi hatta yesil fasulye ve üzümdür.
Siz hiç kedi otu ( Valeriana officinalis )diye bir sey duydunuz mu? 150 cm kadar boyda, çok yillik, beyaz yada pembe renkli çiçekleri olan kötü kokulu ve otsu bir bitki. Ben bu otun köklerini koklamayi çok severim. Sinirlerimi yatistiriyor, stresime iyi geliyor. Kedi otunun kökünde Valerian adli endise giderici, sakinlestirici dogal bir ilaç var. Onu kokladigimda 5-15 dakikalik sarhosluk yasiyorum. Veteriner Hekimime sorun. Zararli degil. Aliskanlik yapmiyor. Bir de kedi nanesi (Nepeta cataria)var. Lamiaceae familyasindan 50-80 cm uzunlugunda bir nane türü. Orijini Asya olan bu otun da sakinlestirici -yatistirici özelligi var. Beyaz ve beyazimsi mor çiçekleri var. Yapraklarinda bulunan özel bir yag (Nepelactone) kokusu itibariyle özellikle erkek olanlarimizin idrarlarinda bulunan kimyevi maddeye benziyor. Erkek, disi hepimiz kedi nanesinden çok hoslaniriz. O yüzden biz yüzümüzü gözümüzü bu ota sürüp hatta onu yemege çalisiriz. Ona sürünür mirlar cosariz. Hepimizin tepkisi ayni olmaz, bazilarimiz da onun karsisinda sömine karsisinda sekerleme yapar misali gevser rahatlar. Bu otun bizlere hiçbir zarari yoktur. Bagimlilik yapmaz. Kedi nanesi partilerine bayiliriz. Kedi otu kökünü ya da kedi nanesini kurutulmus olarak alabileceginiz gibi, tohumdan kendiniz de üretebilirsiniz. Haftada 2 kez kullanabileceginiz bu otlarla, gerginligimi giderip, çevreme uyum saglayamamissam davranis bozuklugumu düzeltebilirsiniz..
Yemek yeme aliskanligima gelince; Ben bir etoburum. Sindirim kanallarim kisadir. Gövde uzunlugumun barsak uzunluguna orani yaklasik 1/4 dür. Bu oran köpekte 1/6, siz insanlarda ise daha da uzundur. Ince bagirsaklarim 85 cm, kalin bagirsaklarim ise 30 cm'dir. Gidalar 15-18 saatte bagirsaklarimi terk ederler. Bundan anlasilacagi üzere sindirimim 24 saatten az sürer. Yediklerimi yutak ve yemek borumun genis olmasi sayesinde kolayca yutarim. Yine bu sayede avladigim hayvanlarin deri ve tüylerini de kolayca kusarim. Av demisken deginmeden geçemeyecegim, disi olanlarimiz erkeklere göre daha iyi avcidir. Anne kedi olarak, nasil avlanacagini yavrularimiza ögretiriz, bazen avlanmayi ögretmek için yakaladigim avi size da getirir gösteririz, ama siz nedense, bundan pek hoslanmaz, agzimizda tuttugumuz hele hele bir fare ise çigligi basarsiniz.
Mide hacmim 300-400 mililitredir. Yani hacimli bir mideye sahibim. Sindirim sekresyonum (salgilamam ) pepsin ve hidroklorik asit yönünden zengindir. Mide öz suyumdaki %0. 6-1 oranindaki serbest hidroklorür besinleri bir dereceye kadar sterilize edip onlari sindirir.
Eriskin biri isem, 1 hafta kadar açiga dayansam da, yavru bir kedi olarak yemek yemeden en çok 12 saat yasayabilirim. Bana günlük 200 gr yiyecek yeterlidir. Ancak gidamin yarisi et olmalidir. Yemegime koyacaginiz misir yagi veya bira mayasi yemegimi lezzetlendirir. Bu arada bira mayasini çok severim. Beni zaman zaman bira mayasi tabletleri ile ödüllendirebilirsiniz. Bira mayasinda B vitaminleri ve aminoasitler de oldugundan sagligim için de iyi olur. Ama, alt idrar yollarimda sikintim varsa bira mayasi vermeyin. Çünkü bira mayasinda bulunan magnezyum bu rahatsizligimi siddetlendirebilir.

Kisirlastirilmis isem kilo almaya meyilli olurum. Ameliyat sonrasi ilk 2 ay, kilo alma açisindan en tehlikeli dönemimdir. Eger dozu kaçirip, fazlaca kilo almissam, L-karnitin takviyeli mamalarla besleyerek, kas kaybi olmaksizin vücut yag depolarimin kullanimini kolaylastirabilirsiniz. L-karnitin, vücutta iki esansiyel amino asit olan L-lisin ve L-methionin'den sentezlenen ve vücutta depolanan yaglarin enerjiye çevrilmesinde rol oynayan, ayni zamanda bir kalp güçlendiricisidir.
1 bardak bira mayasi, 1 bardak yulaf veya kepek unu 2 bardak granül Lesitin. Bu karisimdan günde ½ veya 1 çay kasigi (en fazla 2 çay kasigi)yas mamama ilave edin. Bira mayasinin etkisini yukarida açiklamistim. Yulaf ve kepek de lifli gida olduklari için bagirsaklarimdaki tüy yumaklarinin disari atilmasini saglarlar. Lesitin, besinin hücrelerden inis ve çikisini saglayan, yaglari parçalayip onlarin suda dagilmasini ve böylece vücuttan atilmasini saglayan bir tür lipit. Lesitin de vücudumda olusan yag birikintilerinin atilmasini saglayip, kürkümü güzellestirir. Eger bana kalsiyum da vermeniz gerekli ise adi geçen karisima ¼ bardak kemik unu ilave edebilirsiniz. Kemik unu yerine kalsiyum kaynagi olarak tebesir tozu, veya kalsiyum karbonat da verebilirsiniz.
Her ne kadar bizler için esansiyel (Disaridan alinmasi zorunlu) bir vitamin olmasa da, haftada 2-3 kez 100mg/gün seklinde vereceginiz C vitamini stres ve depresyonuma iyi gelir. Ayrica viral hastaliklardan beni korur. Domates suyunda bol C vitamini vardir. Pek hoslanmam ama deneyebilirsiniz. Fazla C vitamini alirsam fazlasini idrarla atarim. Yani fazla fazla verebilirsiniz. Bir sey olmaz.

Yine stresli dönemde 10-15mg/gün seklinde B vitamini de verebilirsiniz. En azindan haftada 3 kez.
Ton baligina bayilirim. Tadi ve kokusuna bir alismissam kolay kolay vazgeçemem. Ancak Veteriner Hekimler, Ton baligi kedi için faydali degil diyorlar. Neymis efendim, içinde doymamis yaglar varmis, zor sindirilirmis, yüksek mineral ve tuz içerdiginden idrar yolu tasi yaparmis, vücut yaglarini sertlestirir deri altinda yumrular yaparmis, deride yaglanma ve donuklasma yaparmis. Yani uzun lafin kisasi, zararli diye bize ton baligi önermiyorlar. Eger bir kez yemege alismissam kolay kolay birakamiyorum. Iyisi mi siz siz olun su merete hiç alistirmayin beni. Sigara aliskanligi gibi vallahi. Birakmasi da bir o kadar zor.
Biz kediler, siz insanlar ve köpeklerden farkli olarak bitkilerdeki beta karoteni A vitaminine çeviremiyor yani, A vitamini sentezleyemiyormusuz. Hayvansal kökenli, A vitamini kaynaklarina (et, karaciger, balik gibi) ihtiyacimiz varmis. O yüzden hafta bir kez karaciger yersem iyi olurmus. Çünkü karaciger iyi bir A vitamini deposuymus. Ancak, fazlasi da zararliymis. Omurilik blokaji yapabilirmis. Aman dikkat edin. Günlük A vitamini gereksinimim 1600-2000 IÜ olmakla birlikte, anne adayi bir kediysem ya da bebeklerimi emziriyorsam bu miktar artar.
Balik için iyi bir Iyot ve taurin kaynagi diyorlar. Biz etoburlarin da iyot ihtiyaci fazlaymis. Ancak baligi kesinlikle pismis yemeliymisiz. Çünkü çig balik B 1 vitaminini etkisiz hale getiren bir enzim (thiaminase) içerirmis. Bu enzim de B 1 vitaminini parçalar etkisiz hale getirirmis. Bu arada balik haslanirsa içindeki yararli vitaminler de ölürmüs. O yüzden ille de izgara balik yiyecegiz. (Yasasin iste bu güzel haber.) Balik yiyen Siyam irki arkadaslarimin dikkatine; Balikla beslenen Siyam kedilerinin tüyleri koyu olurmus. Tüy rengimizin güzelligi ve yogunlugunun korunmasi için L-tirozin aminoasitini yeterli miktarda tüketmemiz gerekiyormus. Saglikli ve güzel tüylerimizin sirrini çözen mama üreticileri, artik tükettigimiz ticari mamalara bu tür katkilari eklemeyi unutmuyorlar, yasasin!
Dikkat edecegimiz bir konu da süt ile ilgili. Sürekli süt ve süt ürünleri ile beslenirsem, demir eksikligim olumus. Eger süt içecek isem bu düsük laktozlu olmaliymis, çünkü ben, inek sütünün içerdigi yüksek orandaki Laktoz'u sindirebilecek yeterli miktardaki Laktaz enzimine sahip degilmisim. O yüzden içtigim fazla süt, sindirim sistemimde bozukluklara yol açabilirmis. Çünkü yasim büyüdükçe laktozu sindirme yetenegim yavas yavas azalirmis. Süt yerine yogurt daha yararliymis.