Aile hukuku hakkındaki soru & cevaplar

"Merhaba Gökhan Bey,

Eşimle şiddetli geçimsizlik durumundayız .Eşim 3 aylık hamile ve çalışıyor .5 gündür evi terketti boşanma davası açacağını söyledi.19 Mart 2011 de evlendim.Evlenmeden önce aldığım kendi üzerime kayıtlı bir evim var brüt maaaşım 4200 lira .Evlendiğimiz zamandan beri kazandığı parayı bana vermedi bir erkek kardeşi var amerikada ona yardım parası gönderiyor dekontlarda var.Boşanma durumunda mahkemenin ona vereceği haklar nelerdir veBenim haklarım nelerdir ?

Şimdiden Teşekkürler"

----------------------------------------------------------------------------------

“19 Mart 2011 de evlendim”
Açılacak olan boşanma davası çekişmeli boşanma davasıdır. Anlaşmalı boşanma için evlilik süresinin en az 1 yıl olması gerekmektedir.

“5 gündür evi terketti boşanma davası açacağını söyledi.”

Burada önemli olan evi kendi isteği ile mi terk etti yoksa dövülerek evden kovuldu mu meselesidir. Bu durum ziynet eşyaları açısından önemlidir. Ziynet eşyaları nitelikleri itibariyle saklanabilen, taşınabilen eşyalardan olduğundan, kural olarak kadın evden ayrılırken üzerinde bulunduğu kabul edilir. Ancak eşinizi, mesela döverek müşterek konuttan kovmuşsanız ziynet eşyalarının halen sizde olduğu; eşinizin yanında bu eşyaları götürmediği kabul edilir.

“Evlenmeden önce aldığım kendi üzerime kayıtlı bir evim var”
Bu ev için endişelenmeyin. Evlilik öncesi alındığından (ki bu tapu kayıtları ile ispatlanır) ve mal rejimi evlilik içi alınan malları kapsadığından karınız bu evde hak iddia edemeyecektir (önemli: mal rejimi boşanma davasının kabulü halinde boşanma davası açıldığı tarihte sona ermiş kabul edilir.

“Evlendiğimiz zamandan beri kazandığı parayı bana vermedi bir erkek kardeşi var”
Boşanma davalarında önemli olan hangi tarafın kusurlu olduğudur. Eşler, Medeni Kanun gereğince, aile birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlü olup; birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Ayrıca eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar (TMK 186/2). Boşanma davasında doğaldır ki bu hususlara da değinmek yerinde olacaktır.

“Boşanma durumunda mahkemenin ona vereceği haklar nelerdir veBenim haklarım nelerdir ?”
Boşanma da mahkemece karınızın tam kusurlu olduğu kanaatine varılırsa karınız boşanma davasında yoksulluk nafakası, maddi tazminat ve manevi tazminat isteklerini elde edemeyecektir.

Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 sene içerisinde açılır. Boşanma sürecinde karınız bu davayı boşanmadan ayrı olarak açarsa mahkeme boşanma davasını bekletici mesele yapılmasına; boşanma davası içerisinde bu taleplerde bulunursa mahkeme bu davanın tefrikine ve boşanma davasının yine bekletici mesele yapılmasına karar verecektir. Eğer herhangi bir sözleşme yapmamış veya evlenirken farklı bir mal rejimi seçmediyseniz eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Başka bir anlatımla mallar ½ oranında paylaştırılır. Bunları siz de isteyebilirsiniz.

Bunların dışında dilerseniz sizi telefonla rahatsız ediyorsa, işyerinize gelip rahatsız ediyorsa 4320 s. Kanunla bunları engelleyebilirsiniz.

İleride çocuğun velayeti hususunu çok fazla düşünmeyin. Çünkü çocuk yeni doğacağından, anne şefkatine muhtaç olduğundan çocuğun velayeti annede olacaktır. Daha sonra velayet için dava açarak bu durum değiştirilebilir. Tabi çocuğun sağ doğması halinde nafaka yükümlülüğünüz de olacaktır. Ancak çocuk henüz doğmadığından boşanma davasında onun için nafaka isteyemez. Bunlar sonraki konular. Ayrıca eşiniz açısından yasal olarak çocuğunu aldırma/kürtaj süresini geçmiştir. Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Nafaka hususuna yeniden değinirsem; Mahkemece dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 185/2, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilebilir. Öncelikle tarafların ekonomik ve sosyal durumları tespit edilecektir. Buna göre mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilebilir. Önemli birkaç nokta;
-mal varlığı ve geliri birbirine yakın eşler için tedbir nafakasına hükmolunmaz.
-(Boşanma davasında) koşulları oluşan tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmolunmalıdır.
-kadın ayrı yaşamakta haklı ise tedbir nafakasına hükmolunur.
-evlilik sona ermeden başka erkekle nişanlanan/evlilik dışı yaşam süren kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunamaz.
-iş bulamadığı nedeniyle çalışmayan ve işi olmayan eş, geliri ve işi olan eşe tedbir nafakası vermekle yükümlü tutulamaz.
-TMK’nun186. maddesi gereğince kadın da birlik giderlerine gücü oranında emek ve malvarlığı ile katılacağından tedbir nafakasının buna uygun takdiri gerekir.

[FONT=&quot]Av. Gökhan ARICAN[/FONT][FONT=&quot][/FONT]
[FONT=&quot]Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı [/FONT]
[FONT=&quot]A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA[/FONT]
[FONT=&quot]Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89[/FONT]
[FONT=&quot]www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr[/FONT]
 
"Ben devlet memuru olarak 2.180 TL maal alıyorum ve boşanma davasında onaylı maaş bordromu mahkemeye sundum. Hakim ilk celsede 1.050,00 TL tedbir nafakasına hükmetti. Ayrıca mahkeme bitene kadar lojmanda oturmasına karar verdi. Nafaka ve lojman ücreti ile birlikte benden toplam 1.350,00 TL para çıkmakta. Bu karara itiraz ettik fakat "bu aşamada reddedilmiştir" diye ara karar verdi hakim. Bunun bir oranı yok mu? Bu kadar yüksekten tedbir nafakası bağlanması doğru mu. İtiraz şeklimiz nasıl olmalı? Teşekkürler..."

-----------------------------------------------------------------------------------

"Ayrıca mahkeme bitene kadar lojmanda oturmasına karar verdi."
Boşanma davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. Hâkim TMK’nun 169. maddesi hükmü gereğince şu anda eşinizin yaşadığı müşterek konutun boşanma davası sonuçlanıncaya kadar kendisine tahsis etmiş.

"Bu kadar yüksekten tedbir nafakası bağlanması doğru mu."
Hâkim ilk olarak eşlerin ekonomik güçlerini, gelir ve giderlerini, çocuğun hangi eşte kaldığını, eşlerin mal varlığı olup olmadığını belirler. Eşlerden birinin mal varlığı, ekonomik gücü ve geliri yoksa hâkim boşanma davasının açılış tarihinden dava sonuçlanıncaya kadar tedbir nafakasına hükmeder. Çocuğunuz olup olmadığını yazmamışsınız. Tedbir nafakası belirlenirken çocuğun hangi tarafta kalacağı etkili bir husustur (öğrenim giderleri, bakım gereksinimleri vs.). Kısaca belirtmek gerekirse; hâkim, eşin gelirinin bulunmaması halinde ve Türk Medeni Kanunu 183, 185/III ve 186/III maddeleri gereğince Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda tedbir nafakasına hükmeder.

Önemli birkaç nokta;
-mal varlığı ve geliri birbirine yakın eşler için tedbir nafakasına hükmolunmaz. -(Boşanma davasında) koşulları oluşan tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmolunmalıdır.
-kadın ayrı yaşamakta haklı ise tedbir nafakasına hükmolunur.
-evlilik sona ermeden başka erkekle nişanlanan/evlilik dışı yaşam süren kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunamaz. -iş bulamadığı nedeniyle çalışmayan ve işi olmayan eş, geliri ve işi olan eşe tedbir nafakası vermekle yükümlü tutulamaz. -TMK’nun 186. maddesi gereğince kadın da birlik giderlerine gücü oranında emek ve malvarlığı ile katılacağından tedbir nafakasının buna uygun takdiri gerekir.
-Boşanma davası açılınca, iş ve geliri olmayan eş yararına dava tarihinden geçerli uygun tedbir nafakasına hükmolunur.

Tedbir nafakası adı üstünde tedbiren/geçici olarak hükmolunan bir nafakadır. Hâkim bunu daha sonra azaltabilir/arttırabilir. Nafaka miktarının belirlenmesindeki temel ölçütleri yukarıda belirtmiştim. Ancak hâkim Türk Medeni Kanunu 4. maddesindeki yetkisini fedakârlığı denkleştirmek suretiyle kullanması gerekmektedir. Başka bir anlatımla bir tarafın ihtiyaçlarını giderirken diğer tarafın yaşam hakkına saygılı olması gerekmektedir. Sizin durumunuzda nafakanın tenkisini; gelir durumunuzu, eşinizle birlikteyken sahip olduğunuz yaşam standardını, eşinizin lojmanda kaldığını sizinse ev kiralamak zorunda kaldığınızı vs. belirterek harcamalarınızla ilgili belgeleri de sunarak yeniden mahkemeden talep etmeniz yerinde olacaktır.


Av. Gökhan ARICAN
Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı
A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89
 
[FONT=&amp]“merhabalar ben 1,5 yıldır evliyim engelli bir bebeğim var.3 haftadır eşimle ayrıyız ailemin yanında kalıyorum ve çalışmıyorum.eşimin aylık geliri 2500tl yi geçiyor bu durumda tedbir nafakası alabilir miyim alabiliyorsam çocugumun engel durumu alacağım nafakayı etkiliyor mu?”[/FONT]

-------------------------------------------------------------------------

[FONT=&amp]Ayrılık sebebinizi bilmemekle birlikte bebeğiniz ve kendiniz için sadece tedbir nafakası talepli davayı Aile Mahkemesinde açabileceğiniz gibi boşanma davası, ayrılık davası açıp bu dava içerisinde de nafaka isteyebilirsiniz.[/FONT] [FONT=&amp]
[/FONT]
[FONT=&amp]
Dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 185/2, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilebilir. Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumlarıtespit edilir ve buna göre mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilebilir. Bebeğiniz engelli olduğundan ve farklı/özel bir bakım gerektirdiğinden masrafları mutlaka hâkim tarafından değerlendirilip nafaka miktarı buna göre belirlenecektir.

[/FONT]
[FONT=&amp]Av. Gökhan ARICAN[/FONT]
[FONT=&amp]Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı [/FONT]
[FONT=&amp]A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA[/FONT]
[FONT=&amp]Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89[/FONT]
[FONT=&amp]www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr[/FONT]
 
Son düzenleme:
[FONT=&amp]“avukatsız boşanma dilekçesi nasıl yazılır ? sizden avukatsız boşanma dilekçesi nasıl yazılır bu konuda yardım istiyorum.”[/FONT]

-------------------------------------------------------------------------

[FONT=&amp] Hukukumuzda kişinin kendisini vekille/avukatla temsil ettirme zorunluluğu yoktur (istisnalar hariç olmak üzere). Bu sebeple davalarınızı avukat olmadan açabilir ve takip edebilirsiniz. Ancak şunu da gözetmeniz gerekir ki; hukuki konularda herhangi bir avukat kadar bilgiye sahip olamayacağınızdan ve çoğu konu teknik bilgi gerektirdiğinden herhangi bir avukata danışmadan açacağınız davalarda haklı olsanız bile davanızı kaybedebileceğiniz, davanızın aleyhinize sonuçlanabileceği durumlar söz konusu olabilecektir. Bu sebeple davanızı açarken bir avukattan yardım almanızı tavsiye ediyorum. [/FONT] [FONT=&amp]

Bunun yanında hukuki işlemleri karşılayacak/avukat tutacak paranız olmayabilir. Avukatlık ücretini ve yargılama giderlerini karşılama olanağınız bulunmuyorsa; hak arama özgürlüklerinizin önündeki engelleri aşmak ve hak arama özgürlüğünüzün kullanımında eşitliği sağlamak üzere kurulmuş olan ve her baro merkezinde bulunan adli yardım bürolarına başvurarak avukatlık hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Sizin için atanacak avukatla ilgili olarak adli yardımdan yararlandığınız için herhangi bir ücret ödemeyeceksiniz. Avukatınız da adli müzaharet talepli olarak davanızı açacaktır. Adli müzaharet talebinizin kabulü durumunda yargılama giderlerinden de muaf olursunuz.[/FONT]

Adli yardımdan yararlanabilmeniz için sizden;

1.Muhtardan fakirlik ilmuhaberi
2.Belediye’den emlak beyannamesi verilip verilmediğine dair yazı
3.Tapu sicil müdürlüğünden üzerine mal varlığı olup olmadığına dair yazı
4.Vukuatlı nüfus kayıt örneği
5.Nüfus müdürlüğünden ikametgâh
6.Nüfus cüzdanı fotokopisi
7.Trafikten üzerine kayıtlı araç olup olmadığına dair yazı
8.İkametgah ilmuhaberi
9.Çalışıyorsa maaş bordrosu/gelir belgesi


istenecektir.
[FONT=&amp]

Ayrıca eşinizden şiddet görüyor ve O’nun hakkında gerekli tedbirleri aldırtmak, boşanmak istiyorsanız Ankara Barosu’nca hayata geçirilen Gelincik Projesi kapsamında şimdilik sadece Ankara için 444 43 06 nolu telefondan her türlü hukuki yardımı alabilirsiniz.

[/FONT]
[FONT=&amp]Av. Gökhan ARICAN[/FONT]
[FONT=&amp]Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı [/FONT]
[FONT=&amp]A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA[/FONT]
[FONT=&amp]Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89[/FONT]
[FONT=&amp]www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr[/FONT]
 
Son düzenleme:
[FONT=&amp]“iyi günler hocam bir sorum olacak benim ablamın beyinin hayatında dostu var eve gelmiyor eve bir faydası yok ve benim ablam dava actı elinde dostuyla cekinmiş resimleride mahkemeye delil olarak sundu hakim bey sordugunda evet benim dedi bu mahkeme 1 ci mahmekeme gün attılar ikinci mahkemede deliller sunuldu ve o ikinci mahkemede ablam nafaka istedi ve sahış nafaka ödeyemeyecigini söyleyince hakim bey mahkemeyi 3 mahkemeye erteledi ve her iki taraftan şahit istedi eniştemden korktukları icin şahit kimse gelmedi ablam boşanmak istiyor yanlız 3 cü mahkemede şahit gelmeyince dava düştü şimdi eniştem dava acmadan boşanamıyormuş eniştemde ben kesinlikle dava acmam diyo ne olur bir yol gösterin bize ablam ne yapmalı bu konuda”[/FONT]

-------------------------------------------------------------------------

[FONT=&amp]“ikinci mahkemede ablam nafaka istedi ve sahış nafaka ödeyemeyecigini söyleyince hakim bey mahkemeyi 3 mahkemeye erteledi”[/FONT]
[FONT=&amp]Dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 185/2, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilebilir. Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumlarıtespit edilir ve buna göre mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilebilir. Eğer çocuk varsa onun içinde nafakaya hükmedilecektir.[/FONT] [FONT=&amp]

“her iki taraftan şahit istedi eniştemden korktukları icin şahit kimse gelmedi ablam boşanmak istiyor yanlız 3 cü mahkemede şahit gelmeyince..”[/FONT]
[FONT=&amp]
6100 sayılı Kanun md. 245 gereği [/FONT]
[FONT=&amp]tanıklık için çağrılan herkes gelmek zorundadır.[/FONT][FONT=&amp] Usulüne uygun olarak çağrıldığı hâlde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık zorla getirtilir, gelmemesinin sebep olduğu giderlere ve beşyüz Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına hükmolunur. Zorla getirtilen tanık, evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse, aleyhine hükmedilen giderler ve disiplin para cezası kaldırılır. Bu sebeple mahkemeden tanığın zorla getirilmesini talep etmeniz yerinde olacaktı.[/FONT]

[FONT=&amp]“3 cü mahkemede şahit gelmeyince dava düştü”[/FONT] [FONT=&amp]
Tanık gelmemesi üzerine dava düşmez. [/FONT]
[FONT=&amp]Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar,duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İddialarınızı ispatlayamamışsanız da davanız reddedilir.[/FONT] [FONT=&amp]

“eniştem dava acmadan boşanamıyormuş eniştemde ben kesinlikle dava acmam diyo”[/FONT]
[FONT=&amp]
Aşağıda 1 ve 2 nolu bentlerde sizin dava açabileceğinizi belirtmiş bulunmaktayım. 3 nolu bent için ablanızın eşi ile ilkönce anlaşması gerekmektedir.[/FONT]


[FONT=&amp]“ne olur bir yol gösterin bize ablam ne yapmalı bu konuda”[/FONT] [FONT=&amp]
1.[/FONT]
[FONT=&amp]Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. Ablanız red kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl sonra fiili ayrılık sebebine dayalı olarak boşanma davası açabilir.[/FONT] [FONT=&amp]*

2.[/FONT]
[FONT=&amp]Yukarıda belirttiğim 3 yıllık ayrılık süresini beklemeden de boşanma davası açmak mümkündür. Ancak bu davada, redle sonuçlanan boşanma davasında öne sürdüğünüz konulara dayanamazsınız. Özel veya genel boşanma sebeplerine dayanarak açacağınız bu davada yeni olgulara dayanmanız gerekecektir.[/FONT] [FONT=&amp]

3.[/FONT]
[FONT=&amp]Veya ablanız kocası ile birlikte 3 yıllık ayrılık süresini beklemeden anlaşmalı boşanma davası[/FONT] açabilir. [FONT=&amp]

Not:[/FONT]
[FONT=&amp] Ablanızın durumunda boşanma gerçekleşmediği için evlilik birliği henüz devam etmektedir. TMK. md. 185/3 gereğince eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

[/FONT]
[FONT=&amp]Av. Gökhan ARICAN[/FONT]
[FONT=&amp]Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı [/FONT]
[FONT=&amp]A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA[/FONT]
[FONT=&amp]Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89[/FONT]
[FONT=&amp]www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr[/FONT]


*Fiili ayrılık nedeniyle boşanma ile ilgili olarak https://www.meleklermekani.com/kadin-ve-hukuk/205437-fiili-ayrilik-nedeniyle-bosanma.html linkine göz atabilirsiniz.
 
Son düzenleme:
"evlilik işlemlerimi vekil aracılığıyla yürütülebilirmiyim?"

-------------------------------------------------------------------------

Evlenecek kişi müracaat işlemini vekil olarak atadığı kişi vasıtası ile de yürütebilir. Bunun için özel vekaletname düzenlenmesi ve bu vekaletnamede vekalet veren ile vekili ve evleneceği kişinin tam kimlikleri ile evlenme işlemlerinin yürütülmesi için verilmiş olduğunun açıkça belirtilmesi şarttır. Vekaletnamenin bir örneği evlenme dosyasına konulur.

Av. Gökhan ARICAN
Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı
A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89
www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr
 
Son düzenleme:
[FONT=&amp]“mehaba Gökhan bey, merak ettiğim bir konu var. Evleneceğim kişi yabancı biri. Evlenmelerde yabancı uyruklular için yapılacak işlemler nelerdir?”[/FONT]

-------------------------------------------------------------------------

[FONT=&amp]Yetkili Türk makamları önünde evlenen yabancı uyruklu kadın ve erkeğe bir aile cüzdanı ve ayrıca istekleri üzerine çok dilli evlenme belgesi düzenlenerek verilir.[/FONT]

[FONT=&amp]Bu yabancılar, Uluslararası Kişisel Hal Komisyonu Üyesi bir devletin vatandaşı iseler, bu evlilik, 1958 tarihinde İstanbul'da imza edilen 3 numaralı Uluslararası Bilgi Teatisi Hakkında Sözleşme gereğince, gerekli kart doldurularak yabancının doğum yeri nüfus idaresine gönderilir.[/FONT]

[FONT=&amp]Evlenenlerden birinin yabancı olması halinde de yukarda açıklandığı gibi işlem yapılır.[/FONT]

[FONT=&amp]Evlenme ehliyet belgesi Türk makamlarınca düzenlenmiş vatansız veya yabancıların evlenmelerine ait bildirimin bir örneği, ikamet tezkeresini almış olduğu il emniyet müdürlüğüne, bir örneği de Genel Müdürlüğe gönderilir.[/FONT]

[FONT=&amp]Av. Gökhan ARICAN[/FONT]
[FONT=&amp]Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı [/FONT]
[FONT=&amp]A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA[/FONT]
[FONT=&amp]Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89[/FONT]
[FONT=&amp]www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr[/FONT]
 
Son düzenleme:
"devlet memuruyum, evlilik dışı bir çocuğum oldu. Çocuğum için sağlık karnesi istediğimde ise bu isteğim çocuğumun evlilik dışı doğması sebebiyle reddedildi. ne yapabilirim. Teşekkürler."

--------------------------------------------------------------

17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin İkinci Kısmında "Nesebi Sahih Çocuklar", "Nesebi Sahih Olmayan Çocuk" ve "Aile" düzenlenmekte iken, 22.11.2001 tarihinde kabul edilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile "Sahih Neseb", "Sahih Olmayan Neseb" ayrılığına son verilmiş, Birinci Bölümün başlığı "Nesebi Sahih Olmayan Çocuklar" yerine "Soybağının Kurulması" şeklinde değiştirilmiştir.

Anılan 4721 sayılı Kanunla 743 sayılı Kanunda olmayan, kaynak İsviçre Medeni Kanununda 1978 yılında yapılan değişiklik örnek alınmış, çocuk ile ana ve baba arasında "soybağı kurulması" esasları kurala bağlanarak farklı düzenleme getirilmiştir.

Kanunun 282 nci maddesi ile "çocuğun anası, onu doğuran kadındır" şeklindeki doğal hukuk ilkesi, Kanunun soybağına ilişkin hükümlerinin en başında "çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur" ifadesine yer verilmek suretiyle düzenlenmiş, çocuk ile baba arasındaki soybağının, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulacağı belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 337 nci maddesinde ana ve babanın evli olmaması halinde velayetin anaya ait olduğu; 321 inci maddesinde de, evlilik dışı doğan çocuğun anasının soyadını taşıyacağı hükmüne yer verilmiştir.

Evlilik dışı doğan çocukların velayetinin anaya verilmiş olması; çocuğun sağlığının korunması, bakımının, eğitiminin, bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması görevinin ana tarafından üstlenilmesi sonucunu doğurmuştur.

Yasa koyucu, belirtilen kurallarla soybağı anne açısından, evlilik içinde doğan çocukla evlilik dışı doğan çocuğu aynı konuma getirmiş, evlilik dışı çocukların zarara uğramalarını engelleyerek geleceklerini güvence altına almayı amaçlamıştır.

743 sayılı Kanunun yürürlükte bulunduğu 1965 yılında yürürlüğe giren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 209 uncu maddesinde "Tedavi Yardımının esasları düzenlenmiş, Devlet memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü bulundukları ana baba ve ikiden fazla bile olsa aile yardımı ödeneğine hak kazanmış çocuklarının hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmi veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ayakta veya yatarak tedavilerinin sağlanacağı belirtilmiştir.

Maddede sözü edilen ve tedavi yardımından yararlanmanın asıl öğesi olan "Aile yardımı ödeneği" aynı Kanunun 202 nci maddesinde kurala bağlanmış, 657 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 1965 yılında yürürlükte bulunan 743 sayılı Kanunun esaslarına uygun bir düzenleme getirilerek aile yardımı ödeneğinin evli bulunan Devlet memurlarına verileceği belirtildikten sonra, maddenin son fıkrasında bir istisna hükmüne yer verilerek Devlet memurlarının geçimini sağladığı üvey çocukları için de bu ödeneğin verilmesi öngörülmüştür.

Aynı Kanunun 204 üncü maddesinde; memurun, eş için ödenen aile yardımı ödeneğine evlendiği; çocuk için ödenen yardıma da çocuğunun doğduğu tarihi izleyen ay başından itibaren hak kazanacağı belirtilmiştir.

Yukarıda sözü edilen 202 nci madde ile aile yardımı ödeneğinin evli bulunan Devlet memurlarına eş ve çocukları için ödenmesi esasını getiren Kanun koyucunun, Devlet memurunun geçimini sağladığı üvey çocukları için de bu ödeneğin verileceğini öngörmüş olması bir istisna ise de; 2001 yılında yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282 ve 337 nci maddeleri hükümleri karşısında, evlilik dışında doğan çocuğun kanuni temsilcisi (velisi) olan memur anasından dolayı tedavi yardımından yararlanması, yeni hukuki düzenlemeler karşısında kabul edilmesi gereken hukuki bir zorunluluktur.

Evlilik içi çocuklar ile evlilik dışı çocukların hukuki konumları arasındaki farklılıkları doğuran düzenlemelerin, yabancı hukuk rejimlerinde de zaman içinde giderilerek, bu farklılığın ortadan kaldırılmış olduğu, 4721 sayılı Yasayla da dünyadaki bu hukuksal değişim sürecine uyum sağlandığı göz önüne alındığında, yasa koyucunun bu çocuklar arasındaki ayrımı ortadan kaldırma yönündeki iradesi, daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.

Esasen;ANNENİN EVLİLİK BİRLİĞİ DIŞINDA DOĞAN ÇOCUĞUNUN, DİĞER ÇOCUKLARINDAN AYRI TUTULARAK, SOSYAL HAKLARDAN OLAN SAĞLIK YARDIMINDAN YARARLANAMAZ DURUMA SOKULMASI, ANAYASANIN "SOSYAL DEVLET" İLKESİ İLE 10 UNCU MADDESİNDE ANLATIMINI BULAN EŞİTLİK İLKESİNE DE AYKIRILIK OLUŞTURMAKTADIR. *

Yukarıda açıkladığım sebeplerle; çocuğunuz adına sağlık karnesi düzenlenemeyeceğine ilişkin işlemin iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açmanız yerinde olacaktır.


Av. Gökhan ARICAN
Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı
A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89
www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr

* Danıştay 5. Daire 2005/3518 E., 2008/57 K.
 
Son düzenleme:
[FONT=&amp]"Merhaba Gökhan Bey çocuğumun benden olmadığını ve eşimin daha önce başka bir erkekle cinsel ilişki yaşadığını öğrendim. Bu durumda nasıl bir hukuki yol izlemeliyim" [/FONT]

--------------------------------------------------------------
Soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilirsiniz. Bu davayı eşinize ve çocuğa karşı açmanız gerekmektedir. Davayı, doğumu ve baba olmadığınızı veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiğiniz tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundasınız (Daha önce Kanunda yer alan "her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl…” ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 25/6/2009 tarihli ve E.: 2008/30, K.: 2009/96 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir). Soybağının reddi davası için yasada öngörülen süreler kamu düzeniyle ilgili olup "hakdüşürücü" niteliktedir. Yargılamının her aşamasında mahkemelerce "kendiliğinden" gözetilmek zorundadır.
[FONT=&amp]
Burada ispat hususunda iki durum söz konusudur:

1. Evlilik içinde ana rahmine düşme
Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır. Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.

2. Evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşme

Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez. Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur.[/FONT]



Av. Gökhan ARICAN
Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı
A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89
www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr
 
Son düzenleme:
[FONT=&amp]“Eşimle boşandım ve velayet babasına verildi. İlam kesinleşti. Ancak boşandığım eşim yurtdışında çalışmaya başladı ve oğlum sürekli olarak benim yanımda kalıyor, ben bakıyorum. O ise hiçbir katkıda bulunmuyor. Ne yapabilirim. ne olur yardım edin.”[/FONT] [FONT=&amp]

---------------------------------------------------------------------------------------------------[/FONT]
[FONT=&amp]

TMK'nın 327. maddesinin 1. fıkrasında "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır", aynı Kanun'un 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder", 329/1. maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yer almaktadır.[/FONT] [FONT=&amp]

Sizin olayınızda baba yurt dışında olup, müşterek çocuğa fiilen bakmaktasınız. İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayet anne veya babada olup da, şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan, velayetin nezi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Velayet değiştirilmeden çocuğa bakan iştirak nafakası davası açıp iştirak nafakasına hükmolunduktan sonra çocuk velayetinde bulunduğu tarafın yanına giderse, bu taraf nafakanın kaldırılmasını her zaman isteyebilir ve nafaka kaldırılır. [/FONT] [FONT=&amp]

Bu sebeple örnek olarak asgari ücretle çalıştığınızı ve müşterek çocuğun eğitim görmesi nedeniyle ihtiyaçlarını karşılayamadığınızı, babanın katkısının gerektiği ileri sürülerek iştirak nafakası istemli davayı açmanız yerinde olacaktır.[/FONT]


[FONT=&amp]Av. Gökhan ARICAN[/FONT]
[FONT=&amp]Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı [/FONT]
[FONT=&amp]A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA[/FONT]
[FONT=&amp]Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89[/FONT]
[FONT=&amp]www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr[/FONT]