"Merhaba Gökhan Bey,
Eşimle şiddetli geçimsizlik durumundayız .Eşim 3 aylık hamile ve çalışıyor .5 gündür evi terketti boşanma davası açacağını söyledi.19 Mart 2011 de evlendim.Evlenmeden önce aldığım kendi üzerime kayıtlı bir evim var brüt maaaşım 4200 lira .Evlendiğimiz zamandan beri kazandığı parayı bana vermedi bir erkek kardeşi var amerikada ona yardım parası gönderiyor dekontlarda var.Boşanma durumunda mahkemenin ona vereceği haklar nelerdir veBenim haklarım nelerdir ?
Şimdiden Teşekkürler"
----------------------------------------------------------------------------------
“19 Mart 2011 de evlendim”
Açılacak olan boşanma davası çekişmeli boşanma davasıdır. Anlaşmalı boşanma için evlilik süresinin en az 1 yıl olması gerekmektedir.
“5 gündür evi terketti boşanma davası açacağını söyledi.”
Burada önemli olan evi kendi isteği ile mi terk etti yoksa dövülerek evden kovuldu mu meselesidir. Bu durum ziynet eşyaları açısından önemlidir. Ziynet eşyaları nitelikleri itibariyle saklanabilen, taşınabilen eşyalardan olduğundan, kural olarak kadın evden ayrılırken üzerinde bulunduğu kabul edilir. Ancak eşinizi, mesela döverek müşterek konuttan kovmuşsanız ziynet eşyalarının halen sizde olduğu; eşinizin yanında bu eşyaları götürmediği kabul edilir.
“Evlenmeden önce aldığım kendi üzerime kayıtlı bir evim var”
Bu ev için endişelenmeyin. Evlilik öncesi alındığından (ki bu tapu kayıtları ile ispatlanır) ve mal rejimi evlilik içi alınan malları kapsadığından karınız bu evde hak iddia edemeyecektir (önemli: mal rejimi boşanma davasının kabulü halinde boşanma davası açıldığı tarihte sona ermiş kabul edilir.
“Evlendiğimiz zamandan beri kazandığı parayı bana vermedi bir erkek kardeşi var”
Boşanma davalarında önemli olan hangi tarafın kusurlu olduğudur. Eşler, Medeni Kanun gereğince, aile birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlü olup; birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Ayrıca eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar (TMK 186/2). Boşanma davasında doğaldır ki bu hususlara da değinmek yerinde olacaktır.
“Boşanma durumunda mahkemenin ona vereceği haklar nelerdir veBenim haklarım nelerdir ?”
Boşanma da mahkemece karınızın tam kusurlu olduğu kanaatine varılırsa karınız boşanma davasında yoksulluk nafakası, maddi tazminat ve manevi tazminat isteklerini elde edemeyecektir.
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 sene içerisinde açılır. Boşanma sürecinde karınız bu davayı boşanmadan ayrı olarak açarsa mahkeme boşanma davasını bekletici mesele yapılmasına; boşanma davası içerisinde bu taleplerde bulunursa mahkeme bu davanın tefrikine ve boşanma davasının yine bekletici mesele yapılmasına karar verecektir. Eğer herhangi bir sözleşme yapmamış veya evlenirken farklı bir mal rejimi seçmediyseniz eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Başka bir anlatımla mallar ½ oranında paylaştırılır. Bunları siz de isteyebilirsiniz.
Bunların dışında dilerseniz sizi telefonla rahatsız ediyorsa, işyerinize gelip rahatsız ediyorsa 4320 s. Kanunla bunları engelleyebilirsiniz.
İleride çocuğun velayeti hususunu çok fazla düşünmeyin. Çünkü çocuk yeni doğacağından, anne şefkatine muhtaç olduğundan çocuğun velayeti annede olacaktır. Daha sonra velayet için dava açarak bu durum değiştirilebilir. Tabi çocuğun sağ doğması halinde nafaka yükümlülüğünüz de olacaktır. Ancak çocuk henüz doğmadığından boşanma davasında onun için nafaka isteyemez. Bunlar sonraki konular. Ayrıca eşiniz açısından yasal olarak çocuğunu aldırma/kürtaj süresini geçmiştir. Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Nafaka hususuna yeniden değinirsem; Mahkemece dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 185/2, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilebilir. Öncelikle tarafların ekonomik ve sosyal durumları tespit edilecektir. Buna göre mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilebilir. Önemli birkaç nokta;
-mal varlığı ve geliri birbirine yakın eşler için tedbir nafakasına hükmolunmaz.
-(Boşanma davasında) koşulları oluşan tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmolunmalıdır.
-kadın ayrı yaşamakta haklı ise tedbir nafakasına hükmolunur.
-evlilik sona ermeden başka erkekle nişanlanan/evlilik dışı yaşam süren kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunamaz.
-iş bulamadığı nedeniyle çalışmayan ve işi olmayan eş, geliri ve işi olan eşe tedbir nafakası vermekle yükümlü tutulamaz.
-TMK’nun186. maddesi gereğince kadın da birlik giderlerine gücü oranında emek ve malvarlığı ile katılacağından tedbir nafakasının buna uygun takdiri gerekir.
Eşimle şiddetli geçimsizlik durumundayız .Eşim 3 aylık hamile ve çalışıyor .5 gündür evi terketti boşanma davası açacağını söyledi.19 Mart 2011 de evlendim.Evlenmeden önce aldığım kendi üzerime kayıtlı bir evim var brüt maaaşım 4200 lira .Evlendiğimiz zamandan beri kazandığı parayı bana vermedi bir erkek kardeşi var amerikada ona yardım parası gönderiyor dekontlarda var.Boşanma durumunda mahkemenin ona vereceği haklar nelerdir veBenim haklarım nelerdir ?
Şimdiden Teşekkürler"
----------------------------------------------------------------------------------
“19 Mart 2011 de evlendim”
Açılacak olan boşanma davası çekişmeli boşanma davasıdır. Anlaşmalı boşanma için evlilik süresinin en az 1 yıl olması gerekmektedir.
“5 gündür evi terketti boşanma davası açacağını söyledi.”
Burada önemli olan evi kendi isteği ile mi terk etti yoksa dövülerek evden kovuldu mu meselesidir. Bu durum ziynet eşyaları açısından önemlidir. Ziynet eşyaları nitelikleri itibariyle saklanabilen, taşınabilen eşyalardan olduğundan, kural olarak kadın evden ayrılırken üzerinde bulunduğu kabul edilir. Ancak eşinizi, mesela döverek müşterek konuttan kovmuşsanız ziynet eşyalarının halen sizde olduğu; eşinizin yanında bu eşyaları götürmediği kabul edilir.
“Evlenmeden önce aldığım kendi üzerime kayıtlı bir evim var”
Bu ev için endişelenmeyin. Evlilik öncesi alındığından (ki bu tapu kayıtları ile ispatlanır) ve mal rejimi evlilik içi alınan malları kapsadığından karınız bu evde hak iddia edemeyecektir (önemli: mal rejimi boşanma davasının kabulü halinde boşanma davası açıldığı tarihte sona ermiş kabul edilir.
“Evlendiğimiz zamandan beri kazandığı parayı bana vermedi bir erkek kardeşi var”
Boşanma davalarında önemli olan hangi tarafın kusurlu olduğudur. Eşler, Medeni Kanun gereğince, aile birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlü olup; birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Ayrıca eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar (TMK 186/2). Boşanma davasında doğaldır ki bu hususlara da değinmek yerinde olacaktır.
“Boşanma durumunda mahkemenin ona vereceği haklar nelerdir veBenim haklarım nelerdir ?”
Boşanma da mahkemece karınızın tam kusurlu olduğu kanaatine varılırsa karınız boşanma davasında yoksulluk nafakası, maddi tazminat ve manevi tazminat isteklerini elde edemeyecektir.
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 sene içerisinde açılır. Boşanma sürecinde karınız bu davayı boşanmadan ayrı olarak açarsa mahkeme boşanma davasını bekletici mesele yapılmasına; boşanma davası içerisinde bu taleplerde bulunursa mahkeme bu davanın tefrikine ve boşanma davasının yine bekletici mesele yapılmasına karar verecektir. Eğer herhangi bir sözleşme yapmamış veya evlenirken farklı bir mal rejimi seçmediyseniz eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Başka bir anlatımla mallar ½ oranında paylaştırılır. Bunları siz de isteyebilirsiniz.
Bunların dışında dilerseniz sizi telefonla rahatsız ediyorsa, işyerinize gelip rahatsız ediyorsa 4320 s. Kanunla bunları engelleyebilirsiniz.
İleride çocuğun velayeti hususunu çok fazla düşünmeyin. Çünkü çocuk yeni doğacağından, anne şefkatine muhtaç olduğundan çocuğun velayeti annede olacaktır. Daha sonra velayet için dava açarak bu durum değiştirilebilir. Tabi çocuğun sağ doğması halinde nafaka yükümlülüğünüz de olacaktır. Ancak çocuk henüz doğmadığından boşanma davasında onun için nafaka isteyemez. Bunlar sonraki konular. Ayrıca eşiniz açısından yasal olarak çocuğunu aldırma/kürtaj süresini geçmiştir. Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Nafaka hususuna yeniden değinirsem; Mahkemece dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 185/2, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilebilir. Öncelikle tarafların ekonomik ve sosyal durumları tespit edilecektir. Buna göre mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilebilir. Önemli birkaç nokta;
-mal varlığı ve geliri birbirine yakın eşler için tedbir nafakasına hükmolunmaz.
-(Boşanma davasında) koşulları oluşan tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmolunmalıdır.
-kadın ayrı yaşamakta haklı ise tedbir nafakasına hükmolunur.
-evlilik sona ermeden başka erkekle nişanlanan/evlilik dışı yaşam süren kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunamaz.
-iş bulamadığı nedeniyle çalışmayan ve işi olmayan eş, geliri ve işi olan eşe tedbir nafakası vermekle yükümlü tutulamaz.
-TMK’nun186. maddesi gereğince kadın da birlik giderlerine gücü oranında emek ve malvarlığı ile katılacağından tedbir nafakasının buna uygun takdiri gerekir.
[FONT="]Av. Gökhan ARICAN[/FONT][FONT="][/FONT]
[FONT="]Barbaros Mh. Tunalı Hilmi Caddesi Kuğulu İş Hanı [/FONT]
[FONT="]A Blok No:123/56, Kavaklıdere/Çankaya/ANKARA[/FONT]
[FONT="]Tel: 0 312 466 56 34 – Faks: 0 312 466 56 40 – Gsm: 0 533 372 36 89[/FONT]
[FONT="]www.gokhanarican.av.tr – e-mail: info@gokhanarican.av.tr[/FONT]