Afyonkarahisar Şehir Tanıtımı
afyon tanıtımı afyon şehri afyonkarahisar tanıtımı tanıtım nasıl bir şehir
Afyonkarahisar denildiğinde ilk aklan gelenler kaymak ya da sucuktur. Oysa meraları, temiz havası, açık hava müzesi görünümündeki doğası, zengin tarihi, mermer ocakları, kalesi, maden sodası, kaymağı, vişneli ekmek kadayıfı ve tabii insana hayat veren kaplıcaları var. Yani burada hayat var!
Afyonkarahisar doğadan torpilli. Son olarak bir de Cumhurbaşkanı çıkaran Afyonkarahisar'a şöyle bir bakacak olursanız yok yok! Sıkılmazsanız sayayım. İlk akla gelen sucuk. Çünkü etrafta mera çok, hava temiz, etler leziz, sucuklar da öyle. İşi biliyorlar. Kentin çevresinde ise doğa adeta açıkhava müzesi... Mermer ocakları da var. İnanılmaz renkte, güzellikte damarlara sahip mermerler dilim dilim kesilmiş, pahalı banyoları süslemeye hazırlanıyorlar.
Ya Afyon çiçekleri... Kaymak onda, keçe onda, vişneli ekmek kadayıfı onda. Tepede kalesi var, maden sodası, kaplıcası... Afyonkarahisar evleri, Ulu camisi, müzesi, zafer anıtı, lokumu... Ulu önder Atatürk Afyonkarahisar'ın ilçeleri Şuhut ve Bolvodin'de çalışıp, bugün Antalya kavşağı olarak bilinen yerde Başkomutan Milli Parkı'nda hareket emrini vermiş: "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz" demiş. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, peri bacaları, mağaralar, kaya kütle şekiller ve akıllara durgunluk verecek oluşumlar burada da var. Niye Ürgüp, Göreme gibi tanınmıyor? Çünkü bilinmiyor, çünkü yolu bozuk, her otomobil gidemiyor. 4x4 yolu.
Aslanlıkaya, Aslantaş ve İhsaniye'den biraz ilerdeki Üçler kayası, dudak uçuklatır cinsten. Neden daha önce gelmemişim, yazıklar olsun bana diye dövündüm. Köyde gençler var ve kahvede turist görünce "Gezdirelim mi?" diye soruyorlar. Orhan Tepe'nin rehberliğinde yola çıktık. O kanıksamış, kayaları görünce "Bizim burada bunlardan çok var..." deyip geçiyor. Oysa ben dağ-tepe dolaşıp yıllardır Türkiye'nin ilginç kaya yapısı envanterini çıkarıyorum. Ayazini köyünü sonra gezeceğiz, önce hedef Gazlıgöl kaplıcası diyerek yola çıktım. Çocuk sahibi olmak için adakta bulunan, çocuğu olunca kurban kesermiş. Koltuk değneklerini atıp yürüyerek giden, yılan gibi deri değiştirip tertemiz bir ciltle dönenlerin çok olduğunu söylüyorlar. Köyün ortasında bir şadırvan var. Bir çeşmesi soğuk, diğeri sıcak akıyor, suyu içiliyor. Bildiğimiz Kızılay sodasının sıcağını düşünün, böbrek taşlarına iyi geliyor. Özellikle de taşları şua tedavisi ile kırdırıp dökmeye gelenler, fayda görüyor. Etrafta çeşitli havuzlar, bir restoran, Ali Baba'nın mütevazı lokantası, bir de pideci var. Otele yerleştim. Tok karnına havuza girilmez derler. Bir çoban salata bir yoğurt yiyip, attım kendimi suya. Tüm gün süren şoför yorgunluğunu anında aldı götürdü. Mağmadan ısınıp gelen iyonlu, mineralli sıcak su dolaşımı, metabolizmayı canlandırdı. Bu suda hayat var!
Afyonkarahisar denildiğinde ilk aklan gelenler kaymak ya da sucuktur. Oysa meraları, temiz havası, açık hava müzesi görünümündeki doğası, zengin tarihi, mermer ocakları, kalesi, maden sodası, kaymağı, vişneli ekmek kadayıfı ve tabii insana hayat veren kaplıcaları var. Yani burada hayat var!
Afyonkarahisar doğadan torpilli. Son olarak bir de Cumhurbaşkanı çıkaran Afyonkarahisar'a şöyle bir bakacak olursanız yok yok! Sıkılmazsanız sayayım. İlk akla gelen sucuk. Çünkü etrafta mera çok, hava temiz, etler leziz, sucuklar da öyle. İşi biliyorlar. Kentin çevresinde ise doğa adeta açıkhava müzesi... Mermer ocakları da var. İnanılmaz renkte, güzellikte damarlara sahip mermerler dilim dilim kesilmiş, pahalı banyoları süslemeye hazırlanıyorlar.
Ya Afyon çiçekleri... Kaymak onda, keçe onda, vişneli ekmek kadayıfı onda. Tepede kalesi var, maden sodası, kaplıcası... Afyonkarahisar evleri, Ulu camisi, müzesi, zafer anıtı, lokumu... Ulu önder Atatürk Afyonkarahisar'ın ilçeleri Şuhut ve Bolvodin'de çalışıp, bugün Antalya kavşağı olarak bilinen yerde Başkomutan Milli Parkı'nda hareket emrini vermiş: "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz" demiş. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, peri bacaları, mağaralar, kaya kütle şekiller ve akıllara durgunluk verecek oluşumlar burada da var. Niye Ürgüp, Göreme gibi tanınmıyor? Çünkü bilinmiyor, çünkü yolu bozuk, her otomobil gidemiyor. 4x4 yolu.
Aslanlıkaya, Aslantaş ve İhsaniye'den biraz ilerdeki Üçler kayası, dudak uçuklatır cinsten. Neden daha önce gelmemişim, yazıklar olsun bana diye dövündüm. Köyde gençler var ve kahvede turist görünce "Gezdirelim mi?" diye soruyorlar. Orhan Tepe'nin rehberliğinde yola çıktık. O kanıksamış, kayaları görünce "Bizim burada bunlardan çok var..." deyip geçiyor. Oysa ben dağ-tepe dolaşıp yıllardır Türkiye'nin ilginç kaya yapısı envanterini çıkarıyorum. Ayazini köyünü sonra gezeceğiz, önce hedef Gazlıgöl kaplıcası diyerek yola çıktım. Çocuk sahibi olmak için adakta bulunan, çocuğu olunca kurban kesermiş. Koltuk değneklerini atıp yürüyerek giden, yılan gibi deri değiştirip tertemiz bir ciltle dönenlerin çok olduğunu söylüyorlar. Köyün ortasında bir şadırvan var. Bir çeşmesi soğuk, diğeri sıcak akıyor, suyu içiliyor. Bildiğimiz Kızılay sodasının sıcağını düşünün, böbrek taşlarına iyi geliyor. Özellikle de taşları şua tedavisi ile kırdırıp dökmeye gelenler, fayda görüyor. Etrafta çeşitli havuzlar, bir restoran, Ali Baba'nın mütevazı lokantası, bir de pideci var. Otele yerleştim. Tok karnına havuza girilmez derler. Bir çoban salata bir yoğurt yiyip, attım kendimi suya. Tüm gün süren şoför yorgunluğunu anında aldı götürdü. Mağmadan ısınıp gelen iyonlu, mineralli sıcak su dolaşımı, metabolizmayı canlandırdı. Bu suda hayat var!