Rize Şehir Tanıtımı
rizeyi tanıt rize şehri hakkında bilgi rize tanıtımı şehri tanıtım
Rize Genel Bilgi ve resimler
Rize (il)
Rize (il)
Rize ili konumu
Karadeniz Bölgesi’nin Doğu Karadeniz Bölümünde yer alan Rize; batısında Trabzon’un Of ilçesi; güneyinde Erzurum’un İspir ilçesi, doğusunda Artvin’in Yusufeli ve Arhavi ilçeleri; kuzeyinde de Karadeniz ile çevrilidir. Karadeniz’e paralel konumdaki il toprakları Doğu Karadeniz’in en yüksek ve en engebeli kısmında yer alır. İl topraklarını Karadeniz kıyılarının hemen arkasında Doğu Karadeniz sıra dağlarının kıyı uzantıları engebelendirir. Aynı zamanda Rize Dağları ismi ile de bilinen bu dağların en yüksek kesimleri güney ve güneydoğuda ilin doğal sınırlarını oluşturur. Bu dağların en yüksek uzantıları doğu il sınırları dışındaki Kaçkar Dağı (3.937 m.), Hunut Dağı (3.560 m.), Koyunsokağı Vacakar Dağı (3.458.m.), Çaymakçur Tepesi (3.420 m.), Gudashevsivrisi Tepesi (3.406 m.), Koyunsokağı Tepesi (3.342 m.), Marsis Tepesi (3.334 m.) ve Aşağı Karataş Tepesi (3.322 m.) ile Verçenik (Üçdoruk) Tepesi’dir (3.711 m.). Bu dağlar derin akarsu vadileri ile bölünmüştür. Çok sayıda akarsu tarafından bölünen bu düzlüklerin tabanı ovaları oluşturur. Akarsuların getirdiği alüvyonlar Karadeniz kıyısından içeriye doğru taraça şeklinde düzlükler meydana getirmişlerdir. Bunlardan en geniş olanı Ardeşen ilçe merkezinin yerleşim alanını oluşturan Fırtına Deresi’nin taban seviyesi ovasıdır. İkizdere’de Varda, Gökyayla, Cimil, Ovit; Çayeli’nde Karos; Pazar’da Ambarlı, Varap; Çamlıhemşin’de Varoş, Elevit, Trovit, Ovit, Palovit, Çiçekli, Ayder, Başhemşin, Salinov, Kavran; Ardeşen’de Duta; Fındıklı’da Taşlı yaylaları ilin diğer düzlükleridir.
İl topraklarını Çağlayan (Abu), Fırtına, Arılı Dere, Hemşin Deresi, Sabuncular Deresi, Büyük Dere, Kıbledağ Deresi, İyi Dere, Pazar Deresi, Taşlı Dere, Durak Deresi, Hala Deresi, Balamya Çayı ile İkizdere sulamaktadır. Dağlar arasında küçük göller bulunmaktadır. Rize Dağlarının yüksek kesimlerinde Buzyalağı ve Moren Set Gölleri vardır. Rize Dağları’nın 2.400 m.yi aşan bölümlerinde buzul aşındırması ve biriktirmesi sonucu oluşmuş olan 19 adet küçük alanlı göl bulunmaktadır. Bu göllerin en büyükleri 0.07 km2 yüzölçümündeki Ambar Gölü (2.950 m.) ile Büyük Deniz Gölü’dür (2.900 m.) . 2.400-3.000 m. yükseklikler arasında yer alan bu göllerin en küçüğü ise 0.01 km yüzölçümündeki Öküzyatağı Gölü’dür. (2.775 m). İlin yüzölçümü 3.920 km2 olup, toplam nüfusu
Doğu Karadeniz Dağlık Sistemine dahil olan Rize arazisi esas itibariyle paleozoik (I.zaman) bir temel üzerinde ve Kretase’de (III. Zaman ara devresi) başlayan büyük orojenezle (Dağ oluşumu) yüzeye çıkmış Granodiorit ve Kretase flişlerinden ibaret olmakla birlikte yer yer Neojen depolarına da rastlanır.
Rize, sık ve gür tabii bitki örtüsüne sahip olup, dağlık alanlarda kızılağaç, gürgen, meşe, kestane, ladin, köknar ağaçlarından oluşan ormanlar bulunmaktadır. Alçak alanlarda teraslar halinde çay plantasyonları, narenciye bahçeleri, yeşil otlar vardır. Rize’de ormanlar yaklaşık olarak 2.000-2.200 m. yüksekliklerde sona erer ve yerini alp çayırlarına bırakır. Turuncu ve beyaz renkli küçük dağ zambakları ile papatyalar gibi çeşitli türlerin yer aldığı bu sahada, çayırların yanında lekeler halinde yer yer kısa boylu, orman gülü çalılıkları da yer almaktadır.
Dağlarla çevrili Rize ve çevresi dört mevsimde de ılıman ve yağışlı bir iklime sahiptir. Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesidir. M2’ye yılda 2510 kg. yağış düşer. Yıllık ortalama sıcaklık da 15 C.dir. Bu iklimden ötürü de il ve çevresi zengin bir bitki örtüsü ile kaplanmıştır.
İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, ormancılık, el dokumacılığı, turizm, ahşap gemi yapımcılığına dayalıdır. İlin arazisinin çok engebeli olmasından dolayı tarım alanları kısıtlıdır. Bununla birlikte, Türkiye’de üretilen çayın büyük bir kısmı burada yetişir. Cumhuriyetin ilk yıllarında çay yetiştirilmesi için çalışmalara başlanmış, 1937 yılında çay tarımına geçilmiştir. Günümüzde çay tarımına dayalı bir de çay sanayii kurulmuştur. Bunun dışında mısır, fındık, puroluk tütün, meyve ve sebze yetiştirilir. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan yetiştirilmekte olup, arıcılık yapılmaktadır. İkizdere yöresinde elde edilen Anzer balı ülke çağında ünlüdür. Kıyı kesimlerinde de balıkçılık yapılmaktadır. Ormancılık da önemli bir geçim kaynağıdır. El sanatları arasında el dokumacılığının önemli bir yeri vardır.
Rize’de sanayii çok fazla gelişmemiştir. Bununla beraber, çay ve çay paketleme, un, balık yağı, balık unu, sirke, orman ürünleri, çivi ve çelik tel fabrikaları bulunmaktadır. Ahşap gemi ve kayık yapımı, marangozluk, taşçılık, dülgerlik ilin ekonomisinde katkısı olan yaygın mesleklerdir. Rize Dağları dağcılık ve turizm yönünden önemli olup, ekonomisinde katkı payı bulunmaktadır.
Yer altı kaynakları yönünden fazla zengin değildir. Ardeşen’de manganez, kaolin, kil, tuğla ve kiremit hammaddesi; Çamlıhemşin’de manganez; Çayeli’nde bakır, kurşun, çinko, prit; Fındıklı’da demir ve kaolin madeni içeren yataklar bulunmaktadır. Ayrıca maden suyu kaynakları ve Ayder Kaplıcası ile Andon ve Şimşirli içmeleri vardır.
Rize’nin ismi ile ilgili araştırma yapılmamış olup, tarihi kaynaklarda Rhizion, Rhizus, Rhition, Riso, Risso, Risum olarak geçmektedir. İlin adı ile ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlere göre; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos, Rumca’da “Rıza” olarak dağ eteği anlamında kullanılmıştır. Osmanlıca’da ise Rize, ufak kırıntı, döküntü anlamındadır.
Rize ve çevresinde yapılan yüzey araştırmaları yörenin Yontma Tunç Çağından sonra yerleşime açıldığını göstermektedir. Burada Eski Tunç Çağı’na ait bazı buluntularla karşılaşılmıştır. Hitit ve Urartular bu bölgeye kadar inmişler, Güney Rusya ve Kafkasya’da yaşayan Kimmerler (MÖ.VIII.yüzyılda) bu yöreye gelmişler, onları İskitler izlemiştir. MÖ.650-550 yılları arasında Miletoslular Karadeniz kıyılarında yüze yakın koloni kurmuşlardır. MÖ.606 yılında bölgeye kısa bir süre de olsa Medler hakim olmuştur. MÖ.547 yılından sonra Anadolu’nun büyük bir bölümü ile birlikte Rize de Perslerin yönetimi altına girmiştir. MÖ.334’te Büyük İskender Pers egemenliğine son vermiştir. MÖ.301-MS.117 arasında Perslerin Pont Satraplığının devamı olan Pontus Devleti buraya egemen olmuştur. MÖ.63’te Roma İmparatoru Pompeius’un Pontus Kralı Mithridates’i yenmesinden sonra bölge Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmiştir.
İmparator Traianus zamanında yörede Roma garnizonları kurulmuştur. Romanın ikiye ayrılmasından sonra Rize ve çevresi Bizans topraklarının içerisinde kalmıştır. 395-1294 yılları arasında Rize Bizans’ın Pontus Polemiecus Eyaleti içerisinde yer alıyordu. Aynı zamanda da burada Bizans’ın askeri bir garnizonu vardı. İmparator Iustinianus zamanında (527-565) Rize kalesi genişletilmiş, Bizans ordusuna paralı asker olarak Avar, Kuman ve Bulgar Türkleri alınmış ve bunlar Rize başta olmak üzere doğudaki sınırlarda görevlendirilmişlerdir. Iustinianus döneminde bölgede yaşayan Canlar ve doğudaki Lazların saldırıları önlenmiştir. Bu kavimlerin İskit kökenli Hıristiyan Türk oldukları iddia edilmektedir.
İstanbul’un Latinler tarafından 1204’te işgal edilmesinden sonra, Alexios Komnenos Gürcülerden de yardım alarak Trabzon’da bağımsız bir Trabzon-Rum Devleti kurmuştur (1204-1461). Bu dönem içerisinde Rize ve çevresi de Trabzon devletinin sınırları içerisinde kalmıştır.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Rize ve çevresi Selçukluların kontrolüne girmişse de daha sonra Trabzon Rum Devleti buraya yeniden hakim olmuştur. Akkoyunlular zamanında (1350-1502) Rize’nin güney kesimlerine özellikle Hemşin’e Türk boyları yerleştirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in 1461’de Trabzon’u ele geçirmesi ile birlikte Osmanlı topraklarına katmıştır.
Osmanlı döneminde liman, nahiye ve kaza merkezi olarak önemini korumuştur. 1640 yılında buraya gelen Evliya Çelebi Rize’den şöyle söz etmiştir: “Trabzon’a bağlı deniz kıyısında bahçeli güzel bir yerdir”. Osmanlı döneminde Batum Kalesi muhafızı Tuzcuoğlu Memiş Ağa (1814-1817) ve Trabzon ağalarının isyanı (1835) gibi isyanlar olmuş ve bastırılmıştır. Rize XIX.yüzyılda önemli bir kaza merkezidir. Berlin Antlaşması ile (1878) Lazistan sancağının merkezi olan Batum Rusya’ya bırakılınca Rize Sancak merkezi olmuştur.
I.Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesinde başlayan çatışmalar Rize’yi de etkilemiştir. Ruslar Karadeniz sahilleri ile birlikte Rize’yi de denizden bombalamışlardır. Rusların karadan ilerleyişini önlemek için gönüllü milisler arasına Rizeliler de katılmıştır. Rus kuvvetlerine karşı fazla direnemeyen milisler Çayeli’ne çekilmiş ve 8 Mart 1916’da Ruslar Rize’yi işgal etmiştir. Rus İhtilalinden sonra Ruslar 2 Mart 1918’de Rize’den çekilmişler, bu kez Ermeni ve Rum çeteleri bölgede bir Rum Pontus Devleti kurmak için çalışmalar yapmış, çeteler sivil halkı öldürmüştür. Bu duruma karşı Trabzon’da bütün Doğu Karadeniz Bölgesini kapsayan “Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti” kurulmuştur. Kazım Karabekir Paşa’nın önderliğinde bu çalışmalar sonuçsuz kalmıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra Rize Artvin ile birleştirilerek Çoruh Vilayeti ismini almıştır. Rize 1936’da Artvin’den ayrılmış ve il konumuna getirilmiştir.
Rize’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Rize Kalesi, Bozuk Kale, Çamlıhemşin’de Zil Kale, Kale-i Bala (Yukarı Kale), Pazar Kız Kalesi, Pazar Kalecik Sivri Kale, Pazar Cihar Kale, İskender Cafer Paşa Camisi (1570), Büyük Gülbahar Sultan Camisi (1906), Kale Camisi (1658), Küçük Gülbahar Hatun Camisi (XVI.yüzyıl), Orta Cami (1737), Reşadiye Camisi (1671), Camiönü Camisi (1698), Değirmendere Camisi (1786), Taşçıoğlu Camisi (XVIII.yüzyıl), Portakallık Camisi (XIX.yüzyıl), Şeyh Camisi (1711), Muradiye Köyü Camisi (1909), Uzunkaya Köyü Camisi (XIX.yüzyıl), Ardeşen Ekşioğlu Camisi (1869), Ardeşen Seslikaya Köyü Camisi (1801), Ardeşen Tunca Köyü Camisi (1902), Yukarı Durak Camisi (1743), Pirinçlik Camisi (1886), Çamlıhemşin Şenköy Camisi (1900), Aşağı Çamlıca Köyü Camisi (XIX.yüzyıl), Yolkıyı Köyü Camisi (1911), Çayeli Cafer Paşa Camisi (1467), Ormancık Camisi (1826), Fındıklı Merkez Camisi (XVIII.yüzyıl), Güneysu Kıbledağ Camisi (1862), Kiremit Köyü Aşağı Mahalle Camisi (XIX.yüzyıl), Hemşin Baltacılı Camisi (1791), İkizdere Çamlık Köyü Merkez Camisi (XIX.yüzyıl), Pazar Yücehisar Camisi (1799), Mataracızade Hacı Mustafa Efendi Çeşmesi (1886) bulunmaktadır.
Rize'de;Tuzcuoğulları Evi, Mataracı Mehmet Efendi Evi (Atatürk Müzesi), Fındıklı Hurşit Bey Evi, Şenyuva Köprüsü, Köprüköy Köprüsü, Fındıklı Çağlayan Köprüsü ve Karadeniz Türk sivil mimarisi örneklerinden evler bulunmaktadır. Ayrıca ilde Kaçkar Dağları Milli Parkı vardır. Milli park ayrıca doğa yürüyüş sporuna uygun topografyası ile dağcılık faaliyetlerine olanak sağlamaktadır. Milli parkın, Çamlıhemşin ilçesi, Ayder Yaylası başta olmak üzere yayla yerleşim alanlarının bazı bölümlerinde kontrollü olarak çadır ve karavanla konaklama yapılabilmektedir. Fırtına Deresi’nde de treking yapılmaktadır.
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 1024x768.
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 896x672.
Rize Genel Bilgi ve resimler
Rize (il)
Rize (il)
Rize ili konumu
Karadeniz Bölgesi’nin Doğu Karadeniz Bölümünde yer alan Rize; batısında Trabzon’un Of ilçesi; güneyinde Erzurum’un İspir ilçesi, doğusunda Artvin’in Yusufeli ve Arhavi ilçeleri; kuzeyinde de Karadeniz ile çevrilidir. Karadeniz’e paralel konumdaki il toprakları Doğu Karadeniz’in en yüksek ve en engebeli kısmında yer alır. İl topraklarını Karadeniz kıyılarının hemen arkasında Doğu Karadeniz sıra dağlarının kıyı uzantıları engebelendirir. Aynı zamanda Rize Dağları ismi ile de bilinen bu dağların en yüksek kesimleri güney ve güneydoğuda ilin doğal sınırlarını oluşturur. Bu dağların en yüksek uzantıları doğu il sınırları dışındaki Kaçkar Dağı (3.937 m.), Hunut Dağı (3.560 m.), Koyunsokağı Vacakar Dağı (3.458.m.), Çaymakçur Tepesi (3.420 m.), Gudashevsivrisi Tepesi (3.406 m.), Koyunsokağı Tepesi (3.342 m.), Marsis Tepesi (3.334 m.) ve Aşağı Karataş Tepesi (3.322 m.) ile Verçenik (Üçdoruk) Tepesi’dir (3.711 m.). Bu dağlar derin akarsu vadileri ile bölünmüştür. Çok sayıda akarsu tarafından bölünen bu düzlüklerin tabanı ovaları oluşturur. Akarsuların getirdiği alüvyonlar Karadeniz kıyısından içeriye doğru taraça şeklinde düzlükler meydana getirmişlerdir. Bunlardan en geniş olanı Ardeşen ilçe merkezinin yerleşim alanını oluşturan Fırtına Deresi’nin taban seviyesi ovasıdır. İkizdere’de Varda, Gökyayla, Cimil, Ovit; Çayeli’nde Karos; Pazar’da Ambarlı, Varap; Çamlıhemşin’de Varoş, Elevit, Trovit, Ovit, Palovit, Çiçekli, Ayder, Başhemşin, Salinov, Kavran; Ardeşen’de Duta; Fındıklı’da Taşlı yaylaları ilin diğer düzlükleridir.
İl topraklarını Çağlayan (Abu), Fırtına, Arılı Dere, Hemşin Deresi, Sabuncular Deresi, Büyük Dere, Kıbledağ Deresi, İyi Dere, Pazar Deresi, Taşlı Dere, Durak Deresi, Hala Deresi, Balamya Çayı ile İkizdere sulamaktadır. Dağlar arasında küçük göller bulunmaktadır. Rize Dağlarının yüksek kesimlerinde Buzyalağı ve Moren Set Gölleri vardır. Rize Dağları’nın 2.400 m.yi aşan bölümlerinde buzul aşındırması ve biriktirmesi sonucu oluşmuş olan 19 adet küçük alanlı göl bulunmaktadır. Bu göllerin en büyükleri 0.07 km2 yüzölçümündeki Ambar Gölü (2.950 m.) ile Büyük Deniz Gölü’dür (2.900 m.) . 2.400-3.000 m. yükseklikler arasında yer alan bu göllerin en küçüğü ise 0.01 km yüzölçümündeki Öküzyatağı Gölü’dür. (2.775 m). İlin yüzölçümü 3.920 km2 olup, toplam nüfusu
Doğu Karadeniz Dağlık Sistemine dahil olan Rize arazisi esas itibariyle paleozoik (I.zaman) bir temel üzerinde ve Kretase’de (III. Zaman ara devresi) başlayan büyük orojenezle (Dağ oluşumu) yüzeye çıkmış Granodiorit ve Kretase flişlerinden ibaret olmakla birlikte yer yer Neojen depolarına da rastlanır.
Rize, sık ve gür tabii bitki örtüsüne sahip olup, dağlık alanlarda kızılağaç, gürgen, meşe, kestane, ladin, köknar ağaçlarından oluşan ormanlar bulunmaktadır. Alçak alanlarda teraslar halinde çay plantasyonları, narenciye bahçeleri, yeşil otlar vardır. Rize’de ormanlar yaklaşık olarak 2.000-2.200 m. yüksekliklerde sona erer ve yerini alp çayırlarına bırakır. Turuncu ve beyaz renkli küçük dağ zambakları ile papatyalar gibi çeşitli türlerin yer aldığı bu sahada, çayırların yanında lekeler halinde yer yer kısa boylu, orman gülü çalılıkları da yer almaktadır.
Dağlarla çevrili Rize ve çevresi dört mevsimde de ılıman ve yağışlı bir iklime sahiptir. Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesidir. M2’ye yılda 2510 kg. yağış düşer. Yıllık ortalama sıcaklık da 15 C.dir. Bu iklimden ötürü de il ve çevresi zengin bir bitki örtüsü ile kaplanmıştır.
İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, ormancılık, el dokumacılığı, turizm, ahşap gemi yapımcılığına dayalıdır. İlin arazisinin çok engebeli olmasından dolayı tarım alanları kısıtlıdır. Bununla birlikte, Türkiye’de üretilen çayın büyük bir kısmı burada yetişir. Cumhuriyetin ilk yıllarında çay yetiştirilmesi için çalışmalara başlanmış, 1937 yılında çay tarımına geçilmiştir. Günümüzde çay tarımına dayalı bir de çay sanayii kurulmuştur. Bunun dışında mısır, fındık, puroluk tütün, meyve ve sebze yetiştirilir. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan yetiştirilmekte olup, arıcılık yapılmaktadır. İkizdere yöresinde elde edilen Anzer balı ülke çağında ünlüdür. Kıyı kesimlerinde de balıkçılık yapılmaktadır. Ormancılık da önemli bir geçim kaynağıdır. El sanatları arasında el dokumacılığının önemli bir yeri vardır.
Rize’de sanayii çok fazla gelişmemiştir. Bununla beraber, çay ve çay paketleme, un, balık yağı, balık unu, sirke, orman ürünleri, çivi ve çelik tel fabrikaları bulunmaktadır. Ahşap gemi ve kayık yapımı, marangozluk, taşçılık, dülgerlik ilin ekonomisinde katkısı olan yaygın mesleklerdir. Rize Dağları dağcılık ve turizm yönünden önemli olup, ekonomisinde katkı payı bulunmaktadır.
Yer altı kaynakları yönünden fazla zengin değildir. Ardeşen’de manganez, kaolin, kil, tuğla ve kiremit hammaddesi; Çamlıhemşin’de manganez; Çayeli’nde bakır, kurşun, çinko, prit; Fındıklı’da demir ve kaolin madeni içeren yataklar bulunmaktadır. Ayrıca maden suyu kaynakları ve Ayder Kaplıcası ile Andon ve Şimşirli içmeleri vardır.
Rize’nin ismi ile ilgili araştırma yapılmamış olup, tarihi kaynaklarda Rhizion, Rhizus, Rhition, Riso, Risso, Risum olarak geçmektedir. İlin adı ile ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlere göre; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos, Rumca’da “Rıza” olarak dağ eteği anlamında kullanılmıştır. Osmanlıca’da ise Rize, ufak kırıntı, döküntü anlamındadır.
Rize ve çevresinde yapılan yüzey araştırmaları yörenin Yontma Tunç Çağından sonra yerleşime açıldığını göstermektedir. Burada Eski Tunç Çağı’na ait bazı buluntularla karşılaşılmıştır. Hitit ve Urartular bu bölgeye kadar inmişler, Güney Rusya ve Kafkasya’da yaşayan Kimmerler (MÖ.VIII.yüzyılda) bu yöreye gelmişler, onları İskitler izlemiştir. MÖ.650-550 yılları arasında Miletoslular Karadeniz kıyılarında yüze yakın koloni kurmuşlardır. MÖ.606 yılında bölgeye kısa bir süre de olsa Medler hakim olmuştur. MÖ.547 yılından sonra Anadolu’nun büyük bir bölümü ile birlikte Rize de Perslerin yönetimi altına girmiştir. MÖ.334’te Büyük İskender Pers egemenliğine son vermiştir. MÖ.301-MS.117 arasında Perslerin Pont Satraplığının devamı olan Pontus Devleti buraya egemen olmuştur. MÖ.63’te Roma İmparatoru Pompeius’un Pontus Kralı Mithridates’i yenmesinden sonra bölge Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmiştir.
İmparator Traianus zamanında yörede Roma garnizonları kurulmuştur. Romanın ikiye ayrılmasından sonra Rize ve çevresi Bizans topraklarının içerisinde kalmıştır. 395-1294 yılları arasında Rize Bizans’ın Pontus Polemiecus Eyaleti içerisinde yer alıyordu. Aynı zamanda da burada Bizans’ın askeri bir garnizonu vardı. İmparator Iustinianus zamanında (527-565) Rize kalesi genişletilmiş, Bizans ordusuna paralı asker olarak Avar, Kuman ve Bulgar Türkleri alınmış ve bunlar Rize başta olmak üzere doğudaki sınırlarda görevlendirilmişlerdir. Iustinianus döneminde bölgede yaşayan Canlar ve doğudaki Lazların saldırıları önlenmiştir. Bu kavimlerin İskit kökenli Hıristiyan Türk oldukları iddia edilmektedir.
İstanbul’un Latinler tarafından 1204’te işgal edilmesinden sonra, Alexios Komnenos Gürcülerden de yardım alarak Trabzon’da bağımsız bir Trabzon-Rum Devleti kurmuştur (1204-1461). Bu dönem içerisinde Rize ve çevresi de Trabzon devletinin sınırları içerisinde kalmıştır.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Rize ve çevresi Selçukluların kontrolüne girmişse de daha sonra Trabzon Rum Devleti buraya yeniden hakim olmuştur. Akkoyunlular zamanında (1350-1502) Rize’nin güney kesimlerine özellikle Hemşin’e Türk boyları yerleştirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in 1461’de Trabzon’u ele geçirmesi ile birlikte Osmanlı topraklarına katmıştır.
Osmanlı döneminde liman, nahiye ve kaza merkezi olarak önemini korumuştur. 1640 yılında buraya gelen Evliya Çelebi Rize’den şöyle söz etmiştir: “Trabzon’a bağlı deniz kıyısında bahçeli güzel bir yerdir”. Osmanlı döneminde Batum Kalesi muhafızı Tuzcuoğlu Memiş Ağa (1814-1817) ve Trabzon ağalarının isyanı (1835) gibi isyanlar olmuş ve bastırılmıştır. Rize XIX.yüzyılda önemli bir kaza merkezidir. Berlin Antlaşması ile (1878) Lazistan sancağının merkezi olan Batum Rusya’ya bırakılınca Rize Sancak merkezi olmuştur.
I.Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesinde başlayan çatışmalar Rize’yi de etkilemiştir. Ruslar Karadeniz sahilleri ile birlikte Rize’yi de denizden bombalamışlardır. Rusların karadan ilerleyişini önlemek için gönüllü milisler arasına Rizeliler de katılmıştır. Rus kuvvetlerine karşı fazla direnemeyen milisler Çayeli’ne çekilmiş ve 8 Mart 1916’da Ruslar Rize’yi işgal etmiştir. Rus İhtilalinden sonra Ruslar 2 Mart 1918’de Rize’den çekilmişler, bu kez Ermeni ve Rum çeteleri bölgede bir Rum Pontus Devleti kurmak için çalışmalar yapmış, çeteler sivil halkı öldürmüştür. Bu duruma karşı Trabzon’da bütün Doğu Karadeniz Bölgesini kapsayan “Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti” kurulmuştur. Kazım Karabekir Paşa’nın önderliğinde bu çalışmalar sonuçsuz kalmıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra Rize Artvin ile birleştirilerek Çoruh Vilayeti ismini almıştır. Rize 1936’da Artvin’den ayrılmış ve il konumuna getirilmiştir.
Rize’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Rize Kalesi, Bozuk Kale, Çamlıhemşin’de Zil Kale, Kale-i Bala (Yukarı Kale), Pazar Kız Kalesi, Pazar Kalecik Sivri Kale, Pazar Cihar Kale, İskender Cafer Paşa Camisi (1570), Büyük Gülbahar Sultan Camisi (1906), Kale Camisi (1658), Küçük Gülbahar Hatun Camisi (XVI.yüzyıl), Orta Cami (1737), Reşadiye Camisi (1671), Camiönü Camisi (1698), Değirmendere Camisi (1786), Taşçıoğlu Camisi (XVIII.yüzyıl), Portakallık Camisi (XIX.yüzyıl), Şeyh Camisi (1711), Muradiye Köyü Camisi (1909), Uzunkaya Köyü Camisi (XIX.yüzyıl), Ardeşen Ekşioğlu Camisi (1869), Ardeşen Seslikaya Köyü Camisi (1801), Ardeşen Tunca Köyü Camisi (1902), Yukarı Durak Camisi (1743), Pirinçlik Camisi (1886), Çamlıhemşin Şenköy Camisi (1900), Aşağı Çamlıca Köyü Camisi (XIX.yüzyıl), Yolkıyı Köyü Camisi (1911), Çayeli Cafer Paşa Camisi (1467), Ormancık Camisi (1826), Fındıklı Merkez Camisi (XVIII.yüzyıl), Güneysu Kıbledağ Camisi (1862), Kiremit Köyü Aşağı Mahalle Camisi (XIX.yüzyıl), Hemşin Baltacılı Camisi (1791), İkizdere Çamlık Köyü Merkez Camisi (XIX.yüzyıl), Pazar Yücehisar Camisi (1799), Mataracızade Hacı Mustafa Efendi Çeşmesi (1886) bulunmaktadır.
Rize'de;Tuzcuoğulları Evi, Mataracı Mehmet Efendi Evi (Atatürk Müzesi), Fındıklı Hurşit Bey Evi, Şenyuva Köprüsü, Köprüköy Köprüsü, Fındıklı Çağlayan Köprüsü ve Karadeniz Türk sivil mimarisi örneklerinden evler bulunmaktadır. Ayrıca ilde Kaçkar Dağları Milli Parkı vardır. Milli park ayrıca doğa yürüyüş sporuna uygun topografyası ile dağcılık faaliyetlerine olanak sağlamaktadır. Milli parkın, Çamlıhemşin ilçesi, Ayder Yaylası başta olmak üzere yayla yerleşim alanlarının bazı bölümlerinde kontrollü olarak çadır ve karavanla konaklama yapılabilmektedir. Fırtına Deresi’nde de treking yapılmaktadır.
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 1024x768.
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 896x672.