Zamanın Eskitemedigi Ceyiz Sandıgı
Çeyiz sandıkları çok eski zamanlardan beri gelinlerin en önemli eşyasıdır.Kadınlarımızın bütün eşyalarını içinde taşıdığı genç kızlığını ,anneliğini,yaşlılığını içinde sakladığı.Zaman bile eskitemedi bu güzelim simgeleri...
Anadolu kültürünün parçası olan, geleneksel Türk el sanatı ürünü süslemelerle bezeli çeyiz sandıkları, ''dünya evi''ne girecek genç kızların yıllarca biriktirdikleri el işi ürünleri saklamaya devam ediyor.
Sandık ustası Yaşar Dınız, Adana'daki Kazancılar Çarşısı'nda, babadan kalma mesleğini 55 yıldır sürdürdüğünü ve oğlu Emre'nin de kendisi gibi sandık üretimine devam ettiğini söyledi.
Sandık üretiminin Osmanlı'dan gelen önemli bir Türk geleneği olduğunu ve sandıksız bir evin düşünülemeyeceğini ifade eden Dınız, "Çeyiz sandığı birçok gelenek ve görenek gibi giderek unutulmaya başlasa da Anadolu köylerinde halen genç kızlarımız tarafından yaşatılıyor.
Evlenme çağına gelen genç kızlar, çeyizlerini sandıklarında biriktiriyor. Kentlerde ise çeyiz biriktirme için kullanılmasa da evlerde aksesuar ve değişik amaçlı değerlendiriliyor" dedi.
Çeyiz sandığının beraberinde pek çok geleneği de yaşattığını ifade eden Dınız, şöyle devam etti:
"Kızlar, çocukluktan itibaren çeyizleri için danteller yaparlar, örgüler örerler, örtüler biriktirirler ve yıllar içerisinde çeyizlerini oluştururlar. Çeyiz sandığı gelinin mahremiyetidir ve izinsiz açılıp bakılamaz.
Genç kız gelin olarak evden ayrıldığında, sandık yeni evine götürülmeden önce ailesinden ya da yakın akrabalarından birisi sandığın üzerine oturup damadın yakınlarından 'sandık bahşişi' ister.
Eğer bahşiş yetersiz gelirse 'sandık ağır, yerinden kalkmıyor' deyip, daha fazlasını ister."
Oyma sanatı
Yaşar Dınız, sandıkların üzerindeki oyma ve süslerin de başlı başına bir Türk el sanatı olduğunu, oymacılığın yıllarca süren eğitimle çıraklara aktarıldığını kaydetti.
Çeyiz sandıklarının tamamlayıcısının, "tülbentlik" olarak kullanılan camekan sandıklar ve mücevherlikler olduğunu ifade eden Dınız, "Mücevher sandıklarının ise 'üstten güllü', 'çift güllü', 'kızaklı', 'önden düğmeli' ve 'üstten bombeli' gibi türleri bulunuyor.
Bu sandıkların her birinin kendine özel ve gizli açılış şekilleri var. Genellikle kilit yerleri dışarıdan görünmeyecek şekilde yapılır. Özel hareketlerle açılan gizli bölümlerde bulunur. Hatta anahtarları da üzerlerindeki gizli bölümlerde saklanır" dedi.
Anadolu kültürünün parçası olan, geleneksel Türk el sanatı ürünü süslemelerle bezeli çeyiz sandıkları, ''dünya evi''ne girecek genç kızların yıllarca biriktirdikleri el işi ürünleri saklamaya devam ediyor.
Sandık ustası Yaşar Dınız, Adana'daki Kazancılar Çarşısı'nda, babadan kalma mesleğini 55 yıldır sürdürdüğünü ve oğlu Emre'nin de kendisi gibi sandık üretimine devam ettiğini söyledi.
Sandık üretiminin Osmanlı'dan gelen önemli bir Türk geleneği olduğunu ve sandıksız bir evin düşünülemeyeceğini ifade eden Dınız, "Çeyiz sandığı birçok gelenek ve görenek gibi giderek unutulmaya başlasa da Anadolu köylerinde halen genç kızlarımız tarafından yaşatılıyor.
Evlenme çağına gelen genç kızlar, çeyizlerini sandıklarında biriktiriyor. Kentlerde ise çeyiz biriktirme için kullanılmasa da evlerde aksesuar ve değişik amaçlı değerlendiriliyor" dedi.
Çeyiz sandığının beraberinde pek çok geleneği de yaşattığını ifade eden Dınız, şöyle devam etti:
"Kızlar, çocukluktan itibaren çeyizleri için danteller yaparlar, örgüler örerler, örtüler biriktirirler ve yıllar içerisinde çeyizlerini oluştururlar. Çeyiz sandığı gelinin mahremiyetidir ve izinsiz açılıp bakılamaz.
Genç kız gelin olarak evden ayrıldığında, sandık yeni evine götürülmeden önce ailesinden ya da yakın akrabalarından birisi sandığın üzerine oturup damadın yakınlarından 'sandık bahşişi' ister.
Eğer bahşiş yetersiz gelirse 'sandık ağır, yerinden kalkmıyor' deyip, daha fazlasını ister."
Oyma sanatı
Yaşar Dınız, sandıkların üzerindeki oyma ve süslerin de başlı başına bir Türk el sanatı olduğunu, oymacılığın yıllarca süren eğitimle çıraklara aktarıldığını kaydetti.
Çeyiz sandıklarının tamamlayıcısının, "tülbentlik" olarak kullanılan camekan sandıklar ve mücevherlikler olduğunu ifade eden Dınız, "Mücevher sandıklarının ise 'üstten güllü', 'çift güllü', 'kızaklı', 'önden düğmeli' ve 'üstten bombeli' gibi türleri bulunuyor.
Bu sandıkların her birinin kendine özel ve gizli açılış şekilleri var. Genellikle kilit yerleri dışarıdan görünmeyecek şekilde yapılır. Özel hareketlerle açılan gizli bölümlerde bulunur. Hatta anahtarları da üzerlerindeki gizli bölümlerde saklanır" dedi.