*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Yerli cep telefonu geliyor
netaş cep telefonu aselsan cep telefonu samsung wifi yerli markaları
Önde gelen sanayi ve elektronik devleri iki aydır bir araya gelerek, “Türkiye cep telefonu üretebilir mi?” sorusunun cevabını arıyor. Elektronik pazarında Türkiye’nin marka sahibi olabileceğinden hareket eden Koç Holding, Beko ve Arçelik marka cep telefonlarını çoktan üretti bile.
Arçelik, Beko, Vestel, Profilo, Aselsan, Raks gibi sanayi ve elektronik devi firmaların temsilcilerinin katıldığı “Türkiye GSM cihazı üretebilir mi?” başlıklı özel toplantılarla iki aydır cep telefonu üretilip üretilemeyeceği tartışılıyor. Telekomünikasyon Kurumu (TK) Başkanı Tayfun Acarer’in başkanlık yaptığı toplantılarda sanayici ve elektronikçiler, her yıl milyonlarca yeni kullanıcının girdiği pazardan pay almanın yollarını tartışıyor.
Son toplantıda Türkiye’nin cep telefonu üretmesi hem de milyonları hedeflemesi gerektiği önerildi: Yılda 50 milyon cep telefonu üretelim! Bu ateşli teklif, kurumun İstanbul’da gerçekleştirdiği girişimci toplantılarından birinde dile getirildi. Göreve gelmesinden hemen sonra yerli üreticilerle değişik alanlarda toplantılar düzenleyen TK Başkanı Acarer, Türkiye’nin ciddi bir cep telefonu tüketicisi olduğuna işaret ediyor. Türkiye’nin bundan 10 yıl önce denediği, ancak yürütemediği girişimci ruhunun tekrar diriltilerek bu alanda üretimin düşünülmesi gerektiğine inanan Acarer, “Her yıl milyonlarca cep telefonu cihazı satın alınıyor. Hiç olmazsa bunların bir kısmı Türkiye’de üretilebilir. Hatta hedef konup, tam rekabet şartları altında üretim gerçekleştirilip dünya pazarlarına açılabiliriz.” diyor.
Dünyadaki cep telefonu kullanıcı sayısı 2 milyarı çoktan geçti. Önümüzdeki beş yılda iki buçuk milyar kişi daha cep telefonu sahibi olacak. Ses, veri, görüntü aktarımı gibi temel özelliklerinin ötesine geçen cep telefonları multiterminal (çoklu iletişim) cihazları haline gelirken, müşteri kitlesini de kendiliğinden büyütüyor. Bebekler için çıkarılan cep telefonlarından gençlerin ellerinden düşmeyen bas-konuş cihazlarına, fotoğraf ve video çekimi yapan telefonlara kadar uzanan yeniliklere her gün bir yenisi ekleniyor.
Türkiye’de satılan cep telefonu model sayısı 2 bin 500’ün üzerinde. Sırasıyla Nokia, Ericsson, Motorola, Samsung, Siemens, Philips, Alcatel gibi şirketler dünya pazarından pay alan devler. Cep telefon cihaz satış pazarının yıllık cirosu 250 milyar doların üzerinde. Bu alanda Aselsan’ın ürettiği, ancak 2000’den sonra tarihe karışan Aselsan 1919 modeli dışında yerli bir markamız yok. Teknolojinin gidişatını gören Koç Holding, Arçelik ve Beko markalarıyla bu yılbaşından itibaren cep telefonu üretmeye başladı. Altı aylık projelendirmenin ardından üretime geçildi. Uzakdoğu ülkelerine parça üretim yaptıran Koç Grubu’nun bu girişimi diğer yerli üreticilere de örnek teşkil edeceğe benziyor. Ancak cep telefonu cihazlarının hiç olmazsa bir kısmının yerli üretimini öngören yeni bir strateji de tartışılıyor.
İlk beş üretici ülkeden biriydik
Son 6 yılda Türkiye’ye 50 milyondan fazla cep telefonu girdi. Cihaz bedelinin ortalama 200 dolar olduğu hesaplandığında Türkiye’nin dışarıya ödediği para 10 milyar dolardan fazla. Oysa 1990’lı yılların başında bütün dünyayı saran GSM (Global System for Mobile Communications) merakı Türkiye’ye sıçradığında piyasa Özallı yılların refleksi ile buna cevap vermişti. Kendi uydusunu gönderen, teknoloji ve Ar-Ge yatırımları konusunda önemli adımlar atan Türkiye, yüzbinlerin sevgilisi haline geleceğini gördüğü cep telefonlarının üretimini de gözüne kestirmişti. O günlerin parlayan yıldızı kamu şirketi Aselsan, telekomda atılım yapan Netaş ve özel sektörün sıkı girişimcisi Raks neredeyse aynı zamanlarda cep telefonu üretmek için proje ve planlar hazırladı. Cihaz başına ortalama bin 500 doların gözden çıkarıldığı dönemde cep telefonları, üreticiler için lüks bir pazar izlenimi veriyordu. Ancak tüketiciler üreticileri şaşırttı, yüz binler seviyesinde beklenen talep milyonlara ulaşınca bu alanda yatırım yapan şirketler kazandı.
Askerî ve sivil elektronik alanında rüştünü ispat eden Aselsan, 1994’te cep telefonu üretme kararı alarak pazara girdi. Şirketin pazar analizlerini yaparak yol haritasını çizen ekibin içinde bulunan Yavuz Bayız, yıllık 200-400 bin kişi kullanıcı tahminleriyle işe koyulduklarını, 1997’de ilk prototipi bitirerek onaylarını aldıklarını söylüyor. Üç yıl gibi kısa bir sürede yeni teknoloji ile ilgili hızlı ve agresif şekilde yol alan Aselsan 1997’de dünyada cep telefonu üretimi yapmaya başlayan ilk 10 şirketten biri oldu. Türkiye de ilk 5 üretici ülkeden biriydi artık.
Belki kamu şirketi olması, belki küresel oyuncuların pazara göz dikmesiyle Aselsan 50-100 binli üretim hedeflerine sıkışarak yarışın gerisinde kaldı. Çünkü rakipleri 3-5 milyon cihaz üretimi üzerine kurdukları strateji ile cep telefonunun ne kadar hızlı yaygınlaşacağını görmüş ve geride kalanlara fark atmıştı. Aselsan’ın hesapları cihaz başına 100-130 dolarlık maliyet demekti. Milyonları üretenler için bu rakamlar yarı yarıya düştü. O devrin rakamlarıyla 200 milyon dolarlık yatırımı göze alamayan Aselsan, sessizce planlarından vazgeçti. Ve büyük umutlarla kurulan cep telefonu üretim hatlarında önce tasarımlara (1999), sonra üretime (2000) son verildi. Yavuz Bayız, “Şirket rekabet edemediği için cep telefonu hattını tasfiye etti.” diyor.
Kokulu telefon üretelim
Aynı dönemde Netaş’a fizibilite raporları hazırlayan Ali Akurgal, 1 milyon adet satış garantisiyle ortaya koydukları üretim raporlarının istenen sonucu vermediğini söylüyor: “O gün cep telefonlarının lüks tüketim malı olmadığını biz gördük. 150 dolardan satılabileceğini öngördük. Ancak satış rakamlarının 350 doların altında olmayacağı söylendi. Ve Netaş bu işi girmekten vazgeçti.”
Akurgal’a göre artık fason üretime düşen elektronik pazarında Türkiye marka sahibi olmalı. Ancak bundan daha önemli olanı kimsenin yapmadığını yaparak küresel rakiplerin önüne geçebilmek. Yani yazılım ve donanım alanında keşfe dönük işler yapılmalı. Örneğin ses, görüntü cep telefonu teknolojilerine yansıdı. Şimdi 3G olarak adlandırılan yeni nesil cep telefonlarında video ve görüntü ağırlıklı cihazlar öne çıkıyor. Akurgal’ın keşfe dönük teknoloji üretimi için verdiği örnek ise bir hayli ilginç: “Cep telefonlarından koku nakliyle ilgili bile projeler ürettik, ama yankı bulmadı.”
Cep telefonu üretme konusunda telaş yaşayan gruplardan biri de Vestel olmuş. Uzakdoğu pazarında yaşanan büyümeyi göz ardı etmeyen yöneticiler, 1-2 milyon değil, 50-60 milyonluk yıllık üretimin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyor. Zafer Küçükateş, 40 parça üretmek değil ekran, batarya, anakart gibi belirli kalemlerde üretim yapılmasını öneriyor. Dizayn, tasarım, yazılım gibi katma değerli hizmetler de Türkiye’nin üretim yapabileceği alanlar.
Bundan çok daha önemlisi ise pazarlama ağı. Bugün cep telefonlarını Uzakdoğu ve Çin merkezli fason elektronik fabrikalarıyla anlaşmalar yaparak baştan aşağıya imal etmek mümkün. Ya da otomotiv sektöründe olduğu gibi montaj sanayii şeklinde yeni bir pazar oluşturulabilir. Aslolan ise innovasyon, yani yenilikçi ürünlerle piyasaya girmek. Arçelik ve Beko markalarıyla Uzakdoğu’da üretilen cep telefonlarını Türkiye’deki kullanıcı profili ve alışkanlıklarına göre dizayn eden ve satışa sunan Koç Holding önemli bir kapıyı araladı. Şimdilik telefonların yerli üretimiyle ilgili gelişme yok. Ancak bugün 5 ayrı modelde her iki markanın da cep telefonu cihazları bayilerinde satılıyor. 2006’ya kadar model sayısı 10’a çıkacak. Ar-Ge birimlerinde yazılım, tasarım alanlarında deneyim kazanan grubun yeni adımları bekleniyor. Tabii Türkiye’deki bütün elektronik üreticisi holdinglerin konuya sahip çıkması gerekiyor. Bakalım 1995’lerde kaçırdığımız cep telefonu üretim trenine tekrar binip pazara girebilecek miyiz?
ÖNGÖRÜLER AŞILDI
Deutsche Bank’ın dünya cep telefonu pazarı ile ilgili 1990’lı yılların başında yaptığı tahminler sektöre yön verdi. O günlerde 2000’li yıllarda milyarlarca cep telefonu kullanıcısını öngören istatistikler bugün çoktan aşıldı.
Önde gelen sanayi ve elektronik devleri iki aydır bir araya gelerek, “Türkiye cep telefonu üretebilir mi?” sorusunun cevabını arıyor. Elektronik pazarında Türkiye’nin marka sahibi olabileceğinden hareket eden Koç Holding, Beko ve Arçelik marka cep telefonlarını çoktan üretti bile.
Arçelik, Beko, Vestel, Profilo, Aselsan, Raks gibi sanayi ve elektronik devi firmaların temsilcilerinin katıldığı “Türkiye GSM cihazı üretebilir mi?” başlıklı özel toplantılarla iki aydır cep telefonu üretilip üretilemeyeceği tartışılıyor. Telekomünikasyon Kurumu (TK) Başkanı Tayfun Acarer’in başkanlık yaptığı toplantılarda sanayici ve elektronikçiler, her yıl milyonlarca yeni kullanıcının girdiği pazardan pay almanın yollarını tartışıyor.
Son toplantıda Türkiye’nin cep telefonu üretmesi hem de milyonları hedeflemesi gerektiği önerildi: Yılda 50 milyon cep telefonu üretelim! Bu ateşli teklif, kurumun İstanbul’da gerçekleştirdiği girişimci toplantılarından birinde dile getirildi. Göreve gelmesinden hemen sonra yerli üreticilerle değişik alanlarda toplantılar düzenleyen TK Başkanı Acarer, Türkiye’nin ciddi bir cep telefonu tüketicisi olduğuna işaret ediyor. Türkiye’nin bundan 10 yıl önce denediği, ancak yürütemediği girişimci ruhunun tekrar diriltilerek bu alanda üretimin düşünülmesi gerektiğine inanan Acarer, “Her yıl milyonlarca cep telefonu cihazı satın alınıyor. Hiç olmazsa bunların bir kısmı Türkiye’de üretilebilir. Hatta hedef konup, tam rekabet şartları altında üretim gerçekleştirilip dünya pazarlarına açılabiliriz.” diyor.
Dünyadaki cep telefonu kullanıcı sayısı 2 milyarı çoktan geçti. Önümüzdeki beş yılda iki buçuk milyar kişi daha cep telefonu sahibi olacak. Ses, veri, görüntü aktarımı gibi temel özelliklerinin ötesine geçen cep telefonları multiterminal (çoklu iletişim) cihazları haline gelirken, müşteri kitlesini de kendiliğinden büyütüyor. Bebekler için çıkarılan cep telefonlarından gençlerin ellerinden düşmeyen bas-konuş cihazlarına, fotoğraf ve video çekimi yapan telefonlara kadar uzanan yeniliklere her gün bir yenisi ekleniyor.
Türkiye’de satılan cep telefonu model sayısı 2 bin 500’ün üzerinde. Sırasıyla Nokia, Ericsson, Motorola, Samsung, Siemens, Philips, Alcatel gibi şirketler dünya pazarından pay alan devler. Cep telefon cihaz satış pazarının yıllık cirosu 250 milyar doların üzerinde. Bu alanda Aselsan’ın ürettiği, ancak 2000’den sonra tarihe karışan Aselsan 1919 modeli dışında yerli bir markamız yok. Teknolojinin gidişatını gören Koç Holding, Arçelik ve Beko markalarıyla bu yılbaşından itibaren cep telefonu üretmeye başladı. Altı aylık projelendirmenin ardından üretime geçildi. Uzakdoğu ülkelerine parça üretim yaptıran Koç Grubu’nun bu girişimi diğer yerli üreticilere de örnek teşkil edeceğe benziyor. Ancak cep telefonu cihazlarının hiç olmazsa bir kısmının yerli üretimini öngören yeni bir strateji de tartışılıyor.
İlk beş üretici ülkeden biriydik
Son 6 yılda Türkiye’ye 50 milyondan fazla cep telefonu girdi. Cihaz bedelinin ortalama 200 dolar olduğu hesaplandığında Türkiye’nin dışarıya ödediği para 10 milyar dolardan fazla. Oysa 1990’lı yılların başında bütün dünyayı saran GSM (Global System for Mobile Communications) merakı Türkiye’ye sıçradığında piyasa Özallı yılların refleksi ile buna cevap vermişti. Kendi uydusunu gönderen, teknoloji ve Ar-Ge yatırımları konusunda önemli adımlar atan Türkiye, yüzbinlerin sevgilisi haline geleceğini gördüğü cep telefonlarının üretimini de gözüne kestirmişti. O günlerin parlayan yıldızı kamu şirketi Aselsan, telekomda atılım yapan Netaş ve özel sektörün sıkı girişimcisi Raks neredeyse aynı zamanlarda cep telefonu üretmek için proje ve planlar hazırladı. Cihaz başına ortalama bin 500 doların gözden çıkarıldığı dönemde cep telefonları, üreticiler için lüks bir pazar izlenimi veriyordu. Ancak tüketiciler üreticileri şaşırttı, yüz binler seviyesinde beklenen talep milyonlara ulaşınca bu alanda yatırım yapan şirketler kazandı.
Askerî ve sivil elektronik alanında rüştünü ispat eden Aselsan, 1994’te cep telefonu üretme kararı alarak pazara girdi. Şirketin pazar analizlerini yaparak yol haritasını çizen ekibin içinde bulunan Yavuz Bayız, yıllık 200-400 bin kişi kullanıcı tahminleriyle işe koyulduklarını, 1997’de ilk prototipi bitirerek onaylarını aldıklarını söylüyor. Üç yıl gibi kısa bir sürede yeni teknoloji ile ilgili hızlı ve agresif şekilde yol alan Aselsan 1997’de dünyada cep telefonu üretimi yapmaya başlayan ilk 10 şirketten biri oldu. Türkiye de ilk 5 üretici ülkeden biriydi artık.
Belki kamu şirketi olması, belki küresel oyuncuların pazara göz dikmesiyle Aselsan 50-100 binli üretim hedeflerine sıkışarak yarışın gerisinde kaldı. Çünkü rakipleri 3-5 milyon cihaz üretimi üzerine kurdukları strateji ile cep telefonunun ne kadar hızlı yaygınlaşacağını görmüş ve geride kalanlara fark atmıştı. Aselsan’ın hesapları cihaz başına 100-130 dolarlık maliyet demekti. Milyonları üretenler için bu rakamlar yarı yarıya düştü. O devrin rakamlarıyla 200 milyon dolarlık yatırımı göze alamayan Aselsan, sessizce planlarından vazgeçti. Ve büyük umutlarla kurulan cep telefonu üretim hatlarında önce tasarımlara (1999), sonra üretime (2000) son verildi. Yavuz Bayız, “Şirket rekabet edemediği için cep telefonu hattını tasfiye etti.” diyor.
Kokulu telefon üretelim
Aynı dönemde Netaş’a fizibilite raporları hazırlayan Ali Akurgal, 1 milyon adet satış garantisiyle ortaya koydukları üretim raporlarının istenen sonucu vermediğini söylüyor: “O gün cep telefonlarının lüks tüketim malı olmadığını biz gördük. 150 dolardan satılabileceğini öngördük. Ancak satış rakamlarının 350 doların altında olmayacağı söylendi. Ve Netaş bu işi girmekten vazgeçti.”
Akurgal’a göre artık fason üretime düşen elektronik pazarında Türkiye marka sahibi olmalı. Ancak bundan daha önemli olanı kimsenin yapmadığını yaparak küresel rakiplerin önüne geçebilmek. Yani yazılım ve donanım alanında keşfe dönük işler yapılmalı. Örneğin ses, görüntü cep telefonu teknolojilerine yansıdı. Şimdi 3G olarak adlandırılan yeni nesil cep telefonlarında video ve görüntü ağırlıklı cihazlar öne çıkıyor. Akurgal’ın keşfe dönük teknoloji üretimi için verdiği örnek ise bir hayli ilginç: “Cep telefonlarından koku nakliyle ilgili bile projeler ürettik, ama yankı bulmadı.”
Cep telefonu üretme konusunda telaş yaşayan gruplardan biri de Vestel olmuş. Uzakdoğu pazarında yaşanan büyümeyi göz ardı etmeyen yöneticiler, 1-2 milyon değil, 50-60 milyonluk yıllık üretimin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyor. Zafer Küçükateş, 40 parça üretmek değil ekran, batarya, anakart gibi belirli kalemlerde üretim yapılmasını öneriyor. Dizayn, tasarım, yazılım gibi katma değerli hizmetler de Türkiye’nin üretim yapabileceği alanlar.
Bundan çok daha önemlisi ise pazarlama ağı. Bugün cep telefonlarını Uzakdoğu ve Çin merkezli fason elektronik fabrikalarıyla anlaşmalar yaparak baştan aşağıya imal etmek mümkün. Ya da otomotiv sektöründe olduğu gibi montaj sanayii şeklinde yeni bir pazar oluşturulabilir. Aslolan ise innovasyon, yani yenilikçi ürünlerle piyasaya girmek. Arçelik ve Beko markalarıyla Uzakdoğu’da üretilen cep telefonlarını Türkiye’deki kullanıcı profili ve alışkanlıklarına göre dizayn eden ve satışa sunan Koç Holding önemli bir kapıyı araladı. Şimdilik telefonların yerli üretimiyle ilgili gelişme yok. Ancak bugün 5 ayrı modelde her iki markanın da cep telefonu cihazları bayilerinde satılıyor. 2006’ya kadar model sayısı 10’a çıkacak. Ar-Ge birimlerinde yazılım, tasarım alanlarında deneyim kazanan grubun yeni adımları bekleniyor. Tabii Türkiye’deki bütün elektronik üreticisi holdinglerin konuya sahip çıkması gerekiyor. Bakalım 1995’lerde kaçırdığımız cep telefonu üretim trenine tekrar binip pazara girebilecek miyiz?
ÖNGÖRÜLER AŞILDI
Deutsche Bank’ın dünya cep telefonu pazarı ile ilgili 1990’lı yılların başında yaptığı tahminler sektöre yön verdi. O günlerde 2000’li yıllarda milyarlarca cep telefonu kullanıcısını öngören istatistikler bugün çoktan aşıldı.