yata yata para kazanan öğretmenler !!!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan PeLiNiM
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Bir öğretmen adayı olarak öğretmenlerin yaptığı işi asla basite almam alamam ama bunun dünyanın en zor işi olduğunu da iddia etmem çok saçma olur çünkü değil.Burda sayılan maddelerin belki bir kaçı zorluk teşkil ediyodur bi çoğu ise angarya ve basit işler.Yani benim görüşüme göre bu böyle.

Asıl zor olan şu ki bir insan benim kanımca mesleğinin zorluğundan yakınıyorsa(sadece öğretmenlik değil her meslek için söylüyorum) bence işini sevmiyordur.Bir aşçı düşünün en sevdiği pastayı yapıyor olsun ; o pastanın tadından yenmez lezzetine doyum olmaz çünkü onu yaparken şevk ve neşeyle yapmış sadece görvi olduğu için değil aynı zamanda hoşuna gittiği ve güzel zaman geçirdiği için mükkemmel bi iş çıkarmıştır.Bir de bu aşçının hiç hoşlanmadığı bir yemeği yaptığını düşünün.Sadece yapmış olmak için özenmeden yaptığını.Ne beklenebilir ki o yemekten 🙂

Şimdi aaa sen çocukları yemek öğretmenleri aşçı yerine mi koydun olur mu gibi şeyler demeyin çok gülerim 😀

Öğretmenlik de böyle işte eğer öğretmen olan kişi yaptığı işten zevk alıyor her şeye rağmen işinden gocunmuyor ve bıkmıyorsa asla ve asla işinin zorluğundan yakınmaz bence ve yakınmamalı da.Yakınan öğretmenlerin öğrencilere ne kadar faydası olacağı da tartışma konusu bence.

Çok çok rica ediyorum lütfen diyorum işini sevmeyen işinden yakınan öğretmenler bu mesleği bıraksın da yerine işine şevkli bağlı yaşama sevinci olan taze ,kanı tutuşan öğretmenler geçsin.Belki böyle olursa bişeyler değişir ha ne dersiniz?
 
Son düzenleme:
Distan bakinca elbetteki farkli göz ile görünüyor ögretmenlik.
Ama bu kendi fikrimce her is icin gecerli olan birsey!

Bir kasap Ögretmenligi hafife alir, bir Ögretmende Kasapligi...

Kendi fikrimi yazacagim bu konuda, elestirmek isteyende varsa buyursun meleklerim 🙂
Bence ögretmenlik gercekten kolay bir is degil, hersey bir kenara okadar cocuk ile ugrasmak basli basina sabir isi zaten.

AMA ben neyazikki türkiyede egitim konusunda cok büyük eksiler oldugunu gören bir insanim. Pelin abla koymus oldugun listeyi söyle bir gezdim, hepsini okuyamadim bile, okadar cok sey sayilmis, ama gel gelelimki, kim bunlarin hepsini yapiyor??

Bence burdaki sorun : kim demis ögretmenlik kolay meslek, diye olmasin.
Asil sorun gercekten orda yazilanlarin hakkini veren kac ögretmen var?
Yok eger gercekten HEPSI o denileni yapiyor ve uyguluyorsa, neden onca millet ÖGRETMENLIK KOLAY is desinki???


Istisnalar kaideyi bozmaz!!

Dedigim gibi kendi izlenimi yazdim.

Saygilarimla HeRCai...
 
Hayal bir öğretmen adayı olarak paylaşıma katılman çok güzel...Sevmeyen zaten bu mesleği yapamaz...Öğretmenlik özveri isteyen ,ender mesleklerdendir..Maddeler böyle sayılınca abartılı gibi duruyor,ama gerçekten uygulayanlar,işini layıkıyla yapanlar için tam bir angarya...
Mesela yarından itibaren tam 4 gün seminerimiz var.Sabah 8 de başlıyor. Ama katılmak zorundasın..Ücret ödenmez..Ama gitmezsen soruşturma açılır.
En beteri de öğretmenden daha öğretmen kesilen velilerle uğraşmaktır...Canı sıkılan ,meb e bir mail atsa,işin aslını astarını sormadan müfetti okula damlar...Dayısı olan öğretmeni sürdürmekle tehdit eder...Yıllardır bu işin içindeyim...Dışardan bakıldığı gibi değil hiçbirşey..Tek bildiğim çocuk sevgisi olmayan bu işi yapmaz...Yapsada hayır gelmez...Ne diyelim eğitim şart...
 


Paylaşımın için teşekkürler Hercaim...mesleği yakından tanımamak yanlış anlamalara neden olabiliyor...

Öğretmenlik mesleğinin en zor ve en emek istiyen branşıdır sınıf öğretmenliği.
Bir köyde tek başınıza hem müdür hem öğretmen olabilirsiniz. 1 den 5 e kadar bütün sınıfları okutmak zorunda kalabilirsiniz. Çocukların ikinci anne babası olursunuz. Bazen sizin söyledikleriniz ailenin söylediklerinden daha önemlidir onlar için.
Bir köye düşersiniz geliş gidiş yoktur ilçeye. haftada bir bazen iki-üç haftada bir merkezi görürsünüz.
Köyün varsa kadrolu imamıyla birlikte bilirkişisi olursunuz. bir çok şey sizden sorulur. Hele birde bayan iseniz köyde o zaman yandınız.
Sabah öğrencilerden önce gelip sobayı yakar akşam giderken sobayı boşaltmak zorunda kalabilirsiniz.
Köyde kalmak istemezsiniz (güvenlik için) ama ilçede uzaktır jandarmada kalmak için yalvarmak zorunda kalırsınız.. Köyde internet hatta bilgisayar yoktur (elektriğin olmadığı köylerde var) ama dosyalar internetten yollanır notlar internetten verilir...
ilçe merkezi lüks il merkezi ise ekstra lükstür bizim için. Çocukları oyun çağından alırsınız ve müthiş bi uğraşla bişeyler vermeye çalışırsınız.
Bazı illerde sınıfınızda türkçe bilen öğrenci olsun diye dua edersiniz ki bu sınıfa türkçe öğretmek için siz diğer dilleri öğrenmek zorunda kalırsınız...
3-4 gibi okul biter ama kafanız şişmiştir 1-2 saat kestirmeseniz olmaz. akşam olunca yarın ne yapıcam deyip en az bi saatinizi yine ertesi gün için ayırırsınız..
E-Okula bir derse değil en az 6 derse not girmek zorundasınız.
her yıl 30 bin küsür mezun verip sadece 15 bini göreve başlar ve yığılma artıp durur. 2yıllık mezunlar, Ziraatçiler, Diğer öğretmenlik branşlarından mezun olanlar kadrolu sınıf öğretmenliği yapar ama siz o okulda ücretli çalışmak zorunda kalabilirsiniz...
Müfettiş okula gelir öğrencilerin seviyesine bakmaz neden okul badanasız diyebilir.
Daha sayamadığım bir sürü zorluk. Bütün branşlar zordur öğretmenlik için ama emin olun diğer branş öğretmenleri iyiki sınıfçı değilim derler.
Ama zevklidir öğretmenlik.. Güzeldir. Benim için dünyanın en güzel mesleğidir.
'Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum' dememiş midir Hz. Ali.
"Dünyanın her yanında Öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve saygıdeğer kişileridir." dememiş midir Atam.
 
Pelin abla, bu yazdiklarinin altina imzami atarim.

AMA bunlar gercekten istisna olarak görünüyor.
Ögretmenlik cok saygi duydugum bir meslek.

Vermis oldugun örnek cok güzel bir örnek, ve yazmis oldugun türden bir ögretmen olabilmek neredeyse imkansiz gibi.
Hem onca isi yapan hemde isinden memnun olan kac ögretmen var abla?

Hem Hayalin dedigi gibi, bu isi anca zevk ile icrak eden biri yapar.
Ama malesef yine diyorum, adam akilli insan yok, ögretmenligin hakkini veren.
 
Bizler yan gelip yatmıyoruz. vatandaşa yarın gel,bu gün olmaz diyen çalışan kesimden değiliz..Biz öğrencilerimize bu git yarın gel demiyoruz.Bazıları yatağında uyurken biz sabah 7.00 de iş başı yapıyoruz. Biz 60 kişilik sınıflarda ders yapıyoruz. Üstelik her sınıfta en az 5 tanesi davranış bozukluğu olan çocuklardır.Bir tarafta bu çocukları sakinleştirip,öbür taraftan ders işlemek kolay değil.Altı saat derse girdikten sonra kendimi maden ocağında çalışmış gibi hissediyorum.Biz öğretmenler sadece okulda çalışmıyoruz. Aynı zamanda eve de iş götürürüz.Ben 5 .sınıf dersine giriyorum.Her dönem en az 3 yazılı yapmak zorundayız.Bir öğretim yılı boyunca (9x60=540x6=3240)3240 yazılı kağıdı ve bir onun kadar da ödev okumak zorundayım.Dağ başında askerden sonra öğretmenler görev yapar.Askerin gidemediği yere bile öğretmen gider.(Lütfen bilmediğiniz konularda yazmayın,hariçten gazel okumayın. Bu yazdıklarım öğretmenlik mesleğinin zorluklarının küçük bir kısmını teşkil eder.Gelişmiş ülkelerde sınıf mevcudların standartı 24 iken bizde 60 dır.O ülke öğretmenlerinini aldığı paranın beşte birini de alamayız.
Öğretmenlik mesleği memurluk dışı özel bir meslektir.işin içinde olamayana ki ben de öğretmen olmadan önce öyleydim dışardan çok kolay gelir ama işin içine girin bir kez böyle olduğunu bilseydim girmezdim dersiniz. ha sen niye yapıyorsun derseniz çünkü ben öğrencilermi ve mesleğimi çok seviyorum🙂
 
Son düzenleme:

illaki 1 kasa domateste çürük çıkabileceği gibi öğretmenler içinde de bu mesleğe yeterince adapte olamamış arkadaşlarımız olabilir, tıpki doktor, mühendis, avukat esnaf, vs vs.
bunun genele yayılması çok anlamsız.
 
Valla bu böyle uzaaaaar gider 🙂

Ama bir gercekte varki, kimse yogurdum eksi demez 🙂
Umarim anlatabildim


Ayrica Mutlum yaptigin yorumlara katiliyorum canim 🙂
 
Valla bu böyle uzaaaaar gider 🙂

Ama bir gercekte varki, kimse yogurdum eksi demez 🙂
Umarim anlatabildim


Ayrica Mutlum yaptigin yorumlara katiliyorum canim 🙂
ben mesleğimi seviyorum. çocuklarla iç içe olmak en büyük mutluluğum. öğretmen olmanın gerektirdiği şartlar ağır. kendinize zaman ayıramıyorsunuz öğretmenlik mesaili bir iş değil. eve gittiğinizde okulda kalmıyor tüm sorunlar. hayatınızın her sn yesini işinizle içi içe geçiriyorsunuz. sonunda öyle bir hal alıyorki kendi çocuğunuza bir damla faydanız dokunmadığını görüyorsunuz. GÖNÜL YARASI filmi bizlerin kaderini anlatan güzel bir fim bence....
Öğretmene olan bu önyargılı tutumun nedenini de anlamış değilim

Üniversiteden mezun olduğumuzda genceciktik.Hayallerimiz vardı.Gençliğimizin en güzel yıllarını doğunun en ücra yerinde çürüttük.
tamam şartlarımız zor,sırtımızda yük var ama kimse bizim elimizdeki güce sahip değil..Kimse bir insanı bizim kadar çok etkileyemez iyi veya kötü yönde.Çocuklar gelişimlerinin en önemli dönemlerini bizim yanımızda bizim elimizde geçiriyorlar.,karakterlerine biz şekil veriyoruz.Aile de etkili ama bir yere kadar.Çocuk büyüme döneminde anne-babasından çok bizi görüyor,bizi örnek alıyor.Benim ilkokul öğretmenim güleryüzlü ve hoşgörülü biri olmasaydı ben de böyle olmazdım,daha farklı olurdum.Sanırım daha olumsuz daha sert olurdum.Bizler geleceğe yön veren ışıklarız,meşaleleri tutuşturan ateşleriz🙂🙂
Anlayana tabi😀
 
pelinim emeğine sağlık..doğrusu korkmaya başladım..demek biz öğretmen adaylarını bunca iş bekliyormuş!!!öğretmenler eli öpülesi insanlardır..öğretmenlerimiz olmasaydı hiçbirimiz bulunduğumuz mevkide olmazdık..onlar melekler melekkkkk....pelinim rabbim kolaylık sağlık versin kuzumm..kim demişse biz öğretmenler yata yata para kazaniyoruz gelsin şu konuyu okusun sonra bir daha düşünüp öyle karar versin bence....