Verimli Çalışma ve Öğrenme Ölçeği
ölçek soruları çalışma alışkanlıkları envanteri motivasyon ölçeği motivasyon envanteri öğrenme ölçekleri
Eğitim-öğretim açısından bakıldığında rehberlik servisleri, öğrenciyi tanıma ve yönlendirme konusunda öğretmenlere ve ailelere yardımcı olmayı amaçlar. Fakat ülkemiz genç nüfusunun fazla olması, öğrenci sayısının da fazla olması anlamına gelmektedir ki bu da öğrenciyi tanıma amacıyla kullanılan teknik ve araçların gelişen teknoloji ile değerlendirilmesini gerektirmektedir. Rehber öğretmenin gelişen araç ve teknikleri kullanması, hem vakit kazanmasına hem de daha verimli çalışmalar yapmasına olanak sağlayacaktır.
Dünyada eğitim psikolojisi alanında son 10 yılda yapılan araştırmalar eğitim alanındaki uygulamaları büyük ölçüde etkilemiş olmasına rağmen Türk Milli Eğitimi bu değişmelerin önemli ölçüde dışında kalmıştır. Günümüzde öğrencilere "öğrenmeyi öğretmenin" ve buna bağlı olarak "çalışma becerilerini geliştirmenin" okulda öğretilen geleneksel dersler (Matematik, Türkçe gibi) kadar önemli hale geldiği tartışılmaz bir gerçektir.
Örneğin ABD'de çok sayıda eyalette çalışma becerileri, ya ilk ve ortaöğretim düzeyinde okullarda okutulan derslerden bir tanesi durumuna gelmiştir ya da seminerler aracılığıyla öğrencilere öğretilmektedir. Eskiden etkili öğrenmenin çoğunlukla öğretmenin öğretim tekniklerine bağlı olduğu düşünülürken, artık öğrencinin kendi öğrenme sürecindeki aktif rolü çağdaş eğitim sistemlerinde yaygın olarak kabul edilmektedir.
Öğrenciler, zamanlarının büyük kısmını, okula ve ders çalışmaya ayırdıkları halde, çoğu kez çabalarının başarılı olmalarına yetmediğini; veliler de çocuklarının ders çalışmaya yeterince zaman ayırdıkları halde başarılı olmakta zorlandıklarını belirtmektedirler. Bunun sonucu, öğrencilerin ders çalışırken kullandıkları becerilerin ve yöntemlerin etkililiği ve yeterliliği konusu sık sık gündeme gelmektedir.
Öğretmenler ise, sadece kendi alanları ile ilgili bilgi ve beceriler yanında öğrencilerine "nasıl çalışılması" gerektiği konusunda da yardımcı olmayı istediklerini ve bunu gerekli gördüklerini sık sık dile getirmektedirler. Çok çalışmasına rağmen çalışma yöntemini bilmeyen öğrenciler ümitsizliğe kapılırlar. Bu öğrenciler sınıf düzeyleri yükseldikçe kendilerini öğrenmeye motive etme, öğrenme süreçlerini planlama ve değerlendirme konularında yetersiz kalmaktadırlar. Bu durum öğrencilerin okuldaki başarılarını ve buna bağlı olarak okul sonrası yaşamlarını da olumsuz yönde etkilemektedir.
Bu ölçek, öğrencilerimizin kişilik özelliklerinin ve çalışma alışkanlıklarının başarılarına olan olumlu ve olumsuz etkilerini ortaya çıkarmak amacı ile geliştirilmiştir. Bize göre öğrenciye böyle önemli bir konuda yardımcı olabilmek için öncelikle onun neyi doğru, neyi yanlış yaptığı ölçülmelidir. Rehber öğretmenler ölçek sonuçlarına bakarak öğrencilerine hangi konularda yardımcı olacaklarını tespit edebilirler.
Verimli çalışma ve öğrenme konusunda, kişilik özelliklerinin etkisi inkar edilemeyecek bir gerçektir. Örnek vermemiz gerekirse, sürekli olarak insanlarla olmaktan,eğlenceden hoşlanan, okul içinde ve dışında pek çok etkinliğe katılan aşırı sosyal bir öğrenci, derslerinde başarısız olabilir. Diğer bir örnek, sorumluluk duygusu yüksek olan bir öğrencinin derslerinde başarılı olma ihtimali oldukça yüksektir. Öğrenme konusunda en önemli unsurlardan biri de “Motivasyon” dur.
devamı
Eğitim-öğretim açısından bakıldığında rehberlik servisleri, öğrenciyi tanıma ve yönlendirme konusunda öğretmenlere ve ailelere yardımcı olmayı amaçlar. Fakat ülkemiz genç nüfusunun fazla olması, öğrenci sayısının da fazla olması anlamına gelmektedir ki bu da öğrenciyi tanıma amacıyla kullanılan teknik ve araçların gelişen teknoloji ile değerlendirilmesini gerektirmektedir. Rehber öğretmenin gelişen araç ve teknikleri kullanması, hem vakit kazanmasına hem de daha verimli çalışmalar yapmasına olanak sağlayacaktır.
Dünyada eğitim psikolojisi alanında son 10 yılda yapılan araştırmalar eğitim alanındaki uygulamaları büyük ölçüde etkilemiş olmasına rağmen Türk Milli Eğitimi bu değişmelerin önemli ölçüde dışında kalmıştır. Günümüzde öğrencilere "öğrenmeyi öğretmenin" ve buna bağlı olarak "çalışma becerilerini geliştirmenin" okulda öğretilen geleneksel dersler (Matematik, Türkçe gibi) kadar önemli hale geldiği tartışılmaz bir gerçektir.
Örneğin ABD'de çok sayıda eyalette çalışma becerileri, ya ilk ve ortaöğretim düzeyinde okullarda okutulan derslerden bir tanesi durumuna gelmiştir ya da seminerler aracılığıyla öğrencilere öğretilmektedir. Eskiden etkili öğrenmenin çoğunlukla öğretmenin öğretim tekniklerine bağlı olduğu düşünülürken, artık öğrencinin kendi öğrenme sürecindeki aktif rolü çağdaş eğitim sistemlerinde yaygın olarak kabul edilmektedir.
Öğrenciler, zamanlarının büyük kısmını, okula ve ders çalışmaya ayırdıkları halde, çoğu kez çabalarının başarılı olmalarına yetmediğini; veliler de çocuklarının ders çalışmaya yeterince zaman ayırdıkları halde başarılı olmakta zorlandıklarını belirtmektedirler. Bunun sonucu, öğrencilerin ders çalışırken kullandıkları becerilerin ve yöntemlerin etkililiği ve yeterliliği konusu sık sık gündeme gelmektedir.
Öğretmenler ise, sadece kendi alanları ile ilgili bilgi ve beceriler yanında öğrencilerine "nasıl çalışılması" gerektiği konusunda da yardımcı olmayı istediklerini ve bunu gerekli gördüklerini sık sık dile getirmektedirler. Çok çalışmasına rağmen çalışma yöntemini bilmeyen öğrenciler ümitsizliğe kapılırlar. Bu öğrenciler sınıf düzeyleri yükseldikçe kendilerini öğrenmeye motive etme, öğrenme süreçlerini planlama ve değerlendirme konularında yetersiz kalmaktadırlar. Bu durum öğrencilerin okuldaki başarılarını ve buna bağlı olarak okul sonrası yaşamlarını da olumsuz yönde etkilemektedir.
Bu ölçek, öğrencilerimizin kişilik özelliklerinin ve çalışma alışkanlıklarının başarılarına olan olumlu ve olumsuz etkilerini ortaya çıkarmak amacı ile geliştirilmiştir. Bize göre öğrenciye böyle önemli bir konuda yardımcı olabilmek için öncelikle onun neyi doğru, neyi yanlış yaptığı ölçülmelidir. Rehber öğretmenler ölçek sonuçlarına bakarak öğrencilerine hangi konularda yardımcı olacaklarını tespit edebilirler.
Verimli çalışma ve öğrenme konusunda, kişilik özelliklerinin etkisi inkar edilemeyecek bir gerçektir. Örnek vermemiz gerekirse, sürekli olarak insanlarla olmaktan,eğlenceden hoşlanan, okul içinde ve dışında pek çok etkinliğe katılan aşırı sosyal bir öğrenci, derslerinde başarısız olabilir. Diğer bir örnek, sorumluluk duygusu yüksek olan bir öğrencinin derslerinde başarılı olma ihtimali oldukça yüksektir. Öğrenme konusunda en önemli unsurlardan biri de “Motivasyon” dur.
devamı