T
TİTAN
Forum Okuru
Ülkemizde Erozyon Tehlikesi Çok Olan Bölgeler
ülkemizde erozyon tehlikesi nerelerde var erozyon olan bölgeler nreler hangi bölgelerde isimleri zararları aklınması gereken tedbirler ile ilgili bilgiler burada melekler
Aynı anda dört mevsimin yaşandığı ülkemizde ne yazık ki istenmeyen doğa olayları da meydana gelebiliyor melekler. En son yaşadığımız Van depremi, ondan önce yaşadığımız 1999 Gölcük depremi hiç olmasını istemediğimiz ancak olağan doğa olayları. Elbette bu doğa olaylarının faciayla sonuçlanmaması yine insanlığın elinde. Depremle ilgili alıncak tedbirleri aldıktan sonra depremin öldürmeyeceğini artık öğrenmiş bulunuyoruz ama uygulamada ne kadar başarılıyız, orası tartışılır. Bir başka doğa olayı da erozyon. Ülkemizde erozyon tehlikesi çok olan bölgeler de mevcut. Erozyon tehlikesi ile ilgili diğer bilgileri makalemizde bulacaksınız.
Türkiye`de erozyon en fazla sırasıyla fırat, dicle ve yeşilırmak havzalarında görülüyor. Erozyon nedeniyle yılda toplam 346 ton sediment/toprak taşınıyor. Ancak, ölçümlerde yer almayan ve yatak yükü olarak ifade edilen kum çakıl gibi materyaller ile yamaçlardan akarak inen ve akarsulara ulaşmayan topraklarda dikkate alındığında türkiye`nin kaybettiği toprak miktarı 500 milyon tona, hatta bazı kesimlerin ifadesine göre 1 milyar tonu aşıyor.
Türkiye`deki akarsuların taşıdığı yüzer haldeki malzeme miktarı, dünyada taşınan katı maddenin 50`de 1`i kadar. Türkiye`de 1 kilometrekarelik alandan aşınarak akarsulara karışan ince malzeme miktarı, yılda ortalama yaklaşık 60ton. Bu miktar dünyada ortalama 142 ton. Türkiye`de erozyonla birim alandan taşınan katı materyal; afrika`dan 22, avrupa`dan 17 ve kuzey amerika`dan 6 kat daha fazla gerçekleşiyor.
Barajlar erken doluyor. Erozyon sonucunda barajlarda biriken katı materyaller, kullanılabilir baraj rezervuar hacminde gözle görülür kayıplara neden oluyor. Erozyon, büyük kaynaklar harcanarak gerçekleştirilen ve ekonomik ömrü ortalama 100 yıl olarak öngörülen barajların ömrünü kısaltıyor.
Türkiye`de yaşanan şiddetli erozyonun sonucu olarak, altınapa barajı 19, bayındır barajı 28, demirköprü barajı 41, hirfanlı barajı 33, karamanlı barajı 13, kartalkaya barajı 19, kemer barajı 22, selevir barajı 27, sürgü barajı 35, yalvaç barajı 27 yılda ekonomik ömrünü tamamladı. Erozyondan etkilenmeye devam eden buldan barajı`nın 72, çaygören barajı`nın 77, çubuk-1 barajı`nın 75, kesikköprü barajı`nın 66, seyhanbarajı`nın ise 70 yılda ekonomik ömrünü doldurması bekleniyor.
Erozyonun ulke ekonomısıne verdıgı zararlar
Erozyonun sebep olduğu en büyük zarar, oluşması için binlerce yıl geçmesi gereken canlı üst toprağın elden çıkmasıdır.
Tarımsal verimi arttırmak için 14 trilyon lirası destek olmak üzere bu yıl 45 trilyon liralık suni gübrenin kullanılması planlanmıştır. Ancak erozyonla her yıl en az bu değerde doğal gübreden kaybeden tarım arazilerinin, ne derece verimsiz hale geldiği dikkatlerden kaçmaktadır.
Meraların kaybı, hayvancılıkla temin edilecek büyük istihdam ve gelirden mahrumiyet demektir. 1982-1992 yılları arasında hayvansal ürünlerde ihracatımız 3 kat azalırken, ithalatımız 250 kat artmıştır.
Erken dolarak barajlarımızın ekonomik ömürlerinin kısalması, bir diğer önemi zarardır.
Erozyon, ülkede yer yer çekilen su sıkıntısının basta gelen nedenidir.
Kaybettiğimiz yağış suları, önüne kattığı değerli topraklarla birlikte sel, taşkın, heyelan ve ayrıca çığ felaketlerine neden olmakta; bunun sonucunda da büyük can ve mal kayıpları ile karşılaşılmaktadır.
Tarım alanları ve meraların verimsizleşmesi, ormansızlaşma büyük sosyo-ekonomik sıkıntılar yaratan, kentlere göçün baslıca sebebidir.
Jeolojik dengelerin, iklimin bozulması ve doğal varlıkların kaybı gözardı edilemez.
Aynı anda dört mevsimin yaşandığı ülkemizde ne yazık ki istenmeyen doğa olayları da meydana gelebiliyor melekler. En son yaşadığımız Van depremi, ondan önce yaşadığımız 1999 Gölcük depremi hiç olmasını istemediğimiz ancak olağan doğa olayları. Elbette bu doğa olaylarının faciayla sonuçlanmaması yine insanlığın elinde. Depremle ilgili alıncak tedbirleri aldıktan sonra depremin öldürmeyeceğini artık öğrenmiş bulunuyoruz ama uygulamada ne kadar başarılıyız, orası tartışılır. Bir başka doğa olayı da erozyon. Ülkemizde erozyon tehlikesi çok olan bölgeler de mevcut. Erozyon tehlikesi ile ilgili diğer bilgileri makalemizde bulacaksınız.
Türkiye`de erozyon en fazla sırasıyla fırat, dicle ve yeşilırmak havzalarında görülüyor. Erozyon nedeniyle yılda toplam 346 ton sediment/toprak taşınıyor. Ancak, ölçümlerde yer almayan ve yatak yükü olarak ifade edilen kum çakıl gibi materyaller ile yamaçlardan akarak inen ve akarsulara ulaşmayan topraklarda dikkate alındığında türkiye`nin kaybettiği toprak miktarı 500 milyon tona, hatta bazı kesimlerin ifadesine göre 1 milyar tonu aşıyor.
Türkiye`deki akarsuların taşıdığı yüzer haldeki malzeme miktarı, dünyada taşınan katı maddenin 50`de 1`i kadar. Türkiye`de 1 kilometrekarelik alandan aşınarak akarsulara karışan ince malzeme miktarı, yılda ortalama yaklaşık 60ton. Bu miktar dünyada ortalama 142 ton. Türkiye`de erozyonla birim alandan taşınan katı materyal; afrika`dan 22, avrupa`dan 17 ve kuzey amerika`dan 6 kat daha fazla gerçekleşiyor.
Barajlar erken doluyor. Erozyon sonucunda barajlarda biriken katı materyaller, kullanılabilir baraj rezervuar hacminde gözle görülür kayıplara neden oluyor. Erozyon, büyük kaynaklar harcanarak gerçekleştirilen ve ekonomik ömrü ortalama 100 yıl olarak öngörülen barajların ömrünü kısaltıyor.
Türkiye`de yaşanan şiddetli erozyonun sonucu olarak, altınapa barajı 19, bayındır barajı 28, demirköprü barajı 41, hirfanlı barajı 33, karamanlı barajı 13, kartalkaya barajı 19, kemer barajı 22, selevir barajı 27, sürgü barajı 35, yalvaç barajı 27 yılda ekonomik ömrünü tamamladı. Erozyondan etkilenmeye devam eden buldan barajı`nın 72, çaygören barajı`nın 77, çubuk-1 barajı`nın 75, kesikköprü barajı`nın 66, seyhanbarajı`nın ise 70 yılda ekonomik ömrünü doldurması bekleniyor.
Erozyonun ulke ekonomısıne verdıgı zararlar
Erozyonun sebep olduğu en büyük zarar, oluşması için binlerce yıl geçmesi gereken canlı üst toprağın elden çıkmasıdır.
Tarımsal verimi arttırmak için 14 trilyon lirası destek olmak üzere bu yıl 45 trilyon liralık suni gübrenin kullanılması planlanmıştır. Ancak erozyonla her yıl en az bu değerde doğal gübreden kaybeden tarım arazilerinin, ne derece verimsiz hale geldiği dikkatlerden kaçmaktadır.
Meraların kaybı, hayvancılıkla temin edilecek büyük istihdam ve gelirden mahrumiyet demektir. 1982-1992 yılları arasında hayvansal ürünlerde ihracatımız 3 kat azalırken, ithalatımız 250 kat artmıştır.
Erken dolarak barajlarımızın ekonomik ömürlerinin kısalması, bir diğer önemi zarardır.
Erozyon, ülkede yer yer çekilen su sıkıntısının basta gelen nedenidir.
Kaybettiğimiz yağış suları, önüne kattığı değerli topraklarla birlikte sel, taşkın, heyelan ve ayrıca çığ felaketlerine neden olmakta; bunun sonucunda da büyük can ve mal kayıpları ile karşılaşılmaktadır.
Tarım alanları ve meraların verimsizleşmesi, ormansızlaşma büyük sosyo-ekonomik sıkıntılar yaratan, kentlere göçün baslıca sebebidir.
Jeolojik dengelerin, iklimin bozulması ve doğal varlıkların kaybı gözardı edilemez.