*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Trabzon hakkında herşey,tüm bilgiler ve resimler
trabzon halkının kökeni trabzon çömlekçi rus çömlekçi rus kadınları hakkinda bilgi
Trabzon ili, Karadeniz Bölgesi'in Doğu Karadeniz bölümünde yeralan Trabzon ili Karadeniz sahili ile Zigana dağları arasında yeralmakta olup, yüzüölçümü açısından az bir alan kaplamasına karşın nüfus ve ekonomi açısından yörenin en büyük şehridir. Batısında Giresun'a bağlı Eynesil ilçesi, güneyinde Gümüşhaneye bağlı Torul ilçesi, doğusunda da Rize'ye bağlı İkizdere ve Kalkandere ilçeleri, kuzeyi Karadeniz ile çevrili antik çağdan beri varlığı bilinen il ve il merkezinin adıdır
Etimoloji
Coğrafya
Dar bir sahil şeridinin ardında denize dikey uzanan dağlık bir araziye sahip olan ilin merkezi Boztepe (antik Minthrion tepesi) üzerine kurulmuştur. İl topraklarının 22,4 % yayla, 77,6 % si ise tepelerden oluşmaktadır.
İklim
Karadeniz'e özgü ılıman iklime sahip kentte hava sıcaklığı yıl boyunca 10° - 20°C arasında değişirken yaz ortalaması 27°C, kışın en soğuk zamanı (Kalandar zamanı)ise 5°C civarındadır.
Dereler
Değirmendere (Piksidis), Yanbolu, Fol,Ağasar,İskefiye,Kalenima, Karadere(Araklı), Küçükdere, Koha, Sürmene (Manahos), Solaklı, Baltacı deresi,Sera Deresi.
Nüfus
Trabzon, Karadeniz Bölgesi ve Doğu Karadeniz Bölümü'nün en büyük şehridir. İlçe merkezi nüfusu buyuklüğüne göre ilçeler ;
Trabzon ilinin ilçeleri
Akçaabat
Araklı
Of
Vakfıkebir
Beşikdüzü
Sürmene
Yomra
Tonya
Maçka
Arsin
Çarşıbaşı
Şalpazarı
Köprübaşı
Dernekpazarı
Çaykara
Cumhuriyet dönemi
Osmanlı dönemi
1903 Trabzon Vilayet Salnamesi’nde, Trabzon Vilayeti’ndeki kadın erkek ve etnik, dinsel nüfus dağılımı şöyledir[4].
Tarih
Antik çağ
Eusebius'a göre şehrin kuruluş tarihini MÖ 756 olmakla birlikte bu iddia Trabzon'u İstanbul, Roma hatta, genel kanıya göre Trabzon ve diğer Doğu Karadeniz kolonizasyonunu geçekleştiren Sinop'tan daha eski bir kent yapmaktadır. Bu durum gerçekse Sinoplular varolan bir kenti MÖ 630 tarihinden sonra yeniden kolonize etmiş olmalıdırlar.[5] Anabasis'te geçen "Pontos Euksenios kıyısındaki bu şehir Sinope’nin Kolhis ülkesindeki kolonisidir"ifadesi daha sonra Arrian ve Peripleus tarafından da onaylanmıştır.[6] Merkezinde Yunanlıların çevre köylerinde bugünkü Lazların atası olduğu sanılan Kolhislilerin ve Tsanlar'ın yaşadığı Trabzon, Antik çağ ve sonrasında Zigana geçidi üzerinden Ermenistan ve Euphrates civarında üretilen ticari malların takas edildiği ticaret merkezi ve dış ülkelere satıldığı bir ihraç limanı özelliğindeydi. Pontus İmparatoru Mithridates'in Roma İmparatorluğu ile giriştiği bir dizi savaşı kaybetmesinin ardından Anadolu topraklarının yanısıra Trabzon'da Roma hakimiyetine girmiştir.
Roma ve Bizans
Pompey'e karşı mücadelesinde Mithridates'e destek vermeyen Trabzon Roma döneminde ödüllendirilmiş serbest şehir statüsü kazandırılmıştır. Bizzat kente gelen Arrian, Trapezus’un Roma döneminde güney Karadenizdeki en önemli liman kenti olduğunu belirtmiştir. Roma İmparatoru Hadrian döneminde restore edilen kente, Trajan döneminde Pontus Kapadokyası eyaletinin başkenti olmuş ve yeni bir liman inşa edilmiştir. Gallianus döneminde bir Germen kabilesi olan Gotlar tarafından yağmalanmış, Justinian döneminde tekarar onarılarak eski konumunu kaznamıştır. İstanbul’un Latinler tarafından işgali üzerine Komnenos ailesi, Trabzon'a sığınarak 1461 tarihine Osmanlı fethine dek sürecek bağımsız bir krallık (Trabzon İmparatorluğu) kuracaklar, kendilerini Roma İmparatoru ilan edeceklerdi.
Trabzon İmparatorluğu
Komnenos hanedanından VII. Michael Latin işgali nedieniyle Trabzon'a gelerek teyzesi Gürcü kraliçesi Tamara'nın da desteğiyle kendini Roma İmparatoru ilan etmişse de Batı özellikle Vatikan Trabzon İmparatorunu küçümseyerek "Laz hükümdarı" olarak tanımlamıştır. Trabzon imparatorları başlangıçta diğer Bizans (Doğu Roma) imparatorları gibi çift başlı kartal (aetos) figürünü sembol olarak kullanmışlarsa da Latin işgalinin sona ermesi ve Konstantinapolis'de yeniden yasal yönetimin iktidarı ele geçirmesiyle, bir çatışmaya sebebiyet vermemek için bugün Trabzon Ayasofya müzesinin giriş kapısının üzerinde rölyefi bulunan tek başlı kartal sembolü tercih etmişlerdir. Cenevizliler ile Venedikliler, Moğollar ile Osmanlılar hatta çeşitli Türkmen (Akkoyunlu kabile federasyonuna mensup) klanları ile denge politikası sürdürerek, varlığını sürdürebilen bu zengin liman kenti, İstanbul'un fethinden sekiz yıl sonra (1461) Fatih Sultan Mehmet tarafından Karadenizdeki çeşitli beylikler, İtalyan kolonileri ve Kırım'la birlikte ele geçirilerek İpek yolunun stratejik anahtarının Osmanlı hakimiyetine girmesi sağlanmıştır.
Osmanlı dönemi
1461 yılında trabzon kralı David Komnenos'un Mahmut Paşa'nın yakını olan başmabeycisi Yorgi Amiruki'nin aracılığıyla direnmeden kenti teslim etmesinden sonra II. Mehmet kent yönetimini Gelibolu sancak Beyi Kazım Bey'e bıraktıkmıştır. Sancak merkezi statüsünde olan Trabzon, 1582 yılında III. Murat döneminde Batum sancağı ile birleştirilerek Trabzon/Batum eyaletinin merkezi haline getirilmiştir. Trabzon Osmanlı döneminde de gerek doğu Anadolu ve İran'ın gerek se Baharat yolu'nun Batı'ya açıldığı liman kenti olarak stratejik önemini sürdürmüş dahası İran ve Kafkasya seferlerinde askeri üs noktası olarak kullanılmıştır. Celali ayaklanmaları, Kazancık cemaati gibi soyguncu aşiretler, yolsuzluk yapan sancakbeyleri (Rizeli Ömer) bölgeyi arpalık olarak kullanan beylerbeyleri (Ahmet Paşa, 1603 gibi), 1624, 1625, 1631 yıllarındaki Kazak yağmaları ve Tuzcuoğulları, Şatıroğlu Ömer ve İbrahim ağa gibi ayanlıktan gelme yerel derebeylerin ayaklanmaları bu dönemin önemli olaylarıdır. 1. Dünya savaşı sırasında 17 gemilik Rus donanması tarafından topa tutulan, 1916-1918 yılları Rus işgaline uğrayan kentin Hristiyan Rum nüfusu, savaşın bitimiden sonra mübadele ile Yunanistan'a gönderilmiştir. Canlı bir ticaret kenti olan Trabzon'da köklü Rum ve Müslüman aillerden oluşan eşrafı aktif olarak siyasetle uğraşmaktaydı. Barutçuzade Faik Ahmet Bey'in sahibi olduğu İstikbal gazetesi yerel sermaye ve aydınların düşüncelerini kamuoyuna duyurdukları en önemli haber kaynağıydı. Mondros Mütarekesi'nin ardından bölgede bir Pontus Devleti'nin kurulması hatta daha çok destek bulan bir proje olarak yeni kurulacak Ermenistan'a liman kenti olarak verilmesi gündeme geldiğinde Trabzon'lular 12 Şubat 1919 tarihinde Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'ni kurarak Osmanlı Devleti'ne bağlılığın korunması için mücadele etmeye karar vermişlerdi. Erzurum Kongresi'ne kalabalık bir heyetle katılan Trabzon heyeti ile kongreyi düzenleyenler arasında başkanlık seçimi ve kongrenin niteliği konusunda bazı pürüzler çıkmıştır. Görüş ayrılıkları derinleşince Heyet-i Temsiliye'nin Trabzonlu üyeleri Sivas Kongresi'ne katılmamışlardı. Saltanat yanlısı Trabzon valisi Galip Bey'in tutuklanması ve Türkiye Komunist Fırkası başkanı Mustafa Suphi ve 18 arkadaşının Trabzonlu kayıkçıların reisi Kahya Yahya tarafından 28-29 Ocak 1921 katli Cumhriyet öncesi dönemin son olaylarındandır.
Cumhuriyet dönemi
Kent 1923 yılında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 61. il merkezi olarak yerini almış, 1926 yılında ilk Halk Kütüphanesi ve Ziraat Bankası, 1929'da Vizera Hidroelektirik santrali, 1938'de Trabzon İçme Suyu tesisleri, 1942'de Trabzon Lisesi, 1947'de Trabzon Numune Hastanesi, 1949'da Göğüs Hastalıkları Hastanesi, 1954'de Trabzon limanı, 1957'de Trabzon havaalanı, 1958'de SSK Hastanesi, 1964'de Ayasofya müzesi, 1967'de çimento fabrikası açılmş, 1976 yılında Trabzonspor futbol takımı Türkiye 1. Ligi şampiyonluğunu kazanarak bu ünvanı İstanbul'dan Anadolu'ya taşımayı başaran ilk ve tek futbol takımı olmuştur. 1949 yılında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uygulamasıyla Anadolu'da bulunan 78 bin civarında ki yerleşim adından 28 bin kadarının adı Türkçe olmadığı gerekçesiyle değiştirilmiş olup büyük bölümü Yunanca olan Trabzon köy adları da değiştirilerek yerlerine Türkçe isimler konulmuştur. Son bir kaç yıl içinde kentin adını Türk ve dünya basınında duyuran önemli olaylar yaşanmıştır:
Toplum ve Kültür
Halk
Tarih boyunca Laz olarak adlandırılan halk, Rum ya da Osmanlı/Türk olsun, yaylacılık teknikleri, yaşam tarzı, köy mimarisi ve folklorik açıdan Anadolu köylüsünden net çizgilerle ayrılmakta ve Kafkasya halklarıyla Laz, Lezgi, Çerkes, Megrel, Mağharul-Dağıstan Avarlar'ı, Oset, Gürcü, Abhaz vs.) benzerlik göstermektedir. Trabzon halkının etnik kökenleri;kentin İpek yolu ve önemli ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle farklılık göstermekteyse de, şehir il ve çevresinde ki yerleşimlerde yaşayanların ağırlıklı olarak, bölgenin yerli unsurları olduğu kolayca anlaşılmaktadır. İlk Yunan kolonisi bölgeye geldiğinde burada yaşayan otohtan gruplar (muhtemelen bugün çoğu yeryüzünden silinen)kendi yerel dillerini konuşmaktaydılar. Bu gruplardan sadece Tsaniler'in ilk ve ortaçağın başlarında Kolhidya Krallığına bağlı oldukları bilinmektedir. Daha sonra da ortaçağ ve yeniçağ dönemi boyunca varlıklarını sürdüren Canik boyları olduğu ve bugün doğuda kalan bakiyelerinin de Laz ya da Megrel olarak anıldıkları bilinmektedir. MÖ.ki yüzyıllarda Makron olarak Yunanlılarca adlandırılmış bulunan toplulukların da aynı kökenden geldikleri ve Yunanca Makrocefali(Kocakafalı) olarak adlandırıldıkları bilinmektedir. Trabzon'un gemişine ait bu topluluklar günümüz Lazcasına yakın bir dili ya da leheyi konuştuğu tahmin edilebilir. Bölgede yaşadıkları ilk çağ seyyahlarınca dillendirilen Driller, Tibarenler, Movsineler, Khaltiler ve daha bir çok kavim doğuda ki Kafkas asıllı halkların uzantılarıydılar. Movsineler'in; anayaşam alanları olan Trabzon ve çevresinde farklı kültürler tarafından özümsendükleri tahmin edilmektedir. Halen Mosineler'in Abhazya ile Gürcüstan arasında Kafkas dağlarının doruklarına yakın noktalarda 60.bin kişi olarak yaşamlarını sürdürdüğü bilinmektedir. Seyahatnamelerde Mosinek olarak geçen bu kavim şu an Swan halkı olarak tanınmaktadır. Trabzon sahillerinden içerilerde Gümüşhane ve Bayburt'a doğru bulunan yerleşimlerde yaşamakta olan Khaltiler, Kafkasien Urartular'ın ana çekirdeğini oluşturmaktaydılar. Khalt adı Urartu'nun baş Tanrısının adıydı ve Khalti adı, Urartu baş Tanrısının yolundan gidenler anlamına kullanılagelmekteydi. Halen dağlık yörelerde yaşıyanlara sahil yöresi insanlarının Halt, sahil yörelerde yaşayanların Dağlık yörelerde yaşıyanlara Laz diyegeldikleri bilinmektedir. Kafkas kökenli halklar dışında, yöreye MÖ.VIII.yy.'da geldikleri bilinen ve merkezleri Bayburt'a yakın Gymnias kenti olan İskit(Saka)ler ve Khalibler yaşamaktaydı. İndo-İranien bir dil konuşan İskit/Sakalar diğer bölge halkları gibi özgün dillerini yitirmişlerse de Çikot, Ekşi, Saka gibi ailelerin İskitler'in devamı oldukları bilinmektedirler. Pontos krallık döneminde bu kavim ve kabilelerin bazıları daha çok ön plana çıkmış, bazıları da geri durmuşlardır. Günümüze kadar varlıklarını farklı siyasi boy adları altında sürdüren bu soylar İran, Yunan, Roma ve Türk etkisi altında ve farklı inanç kümelenmelerinde yer almışlardır. Bu toplulukların bir kısmı Rum Ortodoks ya da Ermeni Gregoryen inancında olmaları sebebiyle, XX. yy.'başında ki çatışma ve savaşlarda ülkelerini terketmek zorunda kalmışlardır. Fakat örneğin Yunanistan'a göçedenlere Laz ya da Türk tohumu gözüyle bakılması açık yaşanılan bir gerçektir. Yunan toplumunun Trabzon'dan gelen gömenleri gerçekte kendilerinden olmadıklarını anlamaları uzun sürmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Şalpazarı, Ağasar vadisinde yaşayan Çepni Türkmenleri bölgeye 13-14. yüzyıllar arasında yerleşmiş olup Dede Korkut masallarında bahsi geçen folklorik birikime ve Trabzon'un diğer yörelerinden kolayca ayrılabilen Türkmen dialektine sahiptirler. Fetih ile Fatih Sultan Mehmet tarafından şehir merkezinden yerel bazı unsurların özellikle İstanbul'a sürgün edilmeleri ve önemli miktarda gencin Osmanlı ordusuna alınmaları sebebiyle Anadolu'nun ve Balkanlar'ın bazı yörelerinden bir miktar müslüman nüfusun kaleiçine iskan olundukları bilinmektedir. Bunların arasında lakaplarından Arap, Acem, Arnavut, Boşnak kökenlilere sıklıkla rastlanmaktadır. Fakat başlangıçta yerleştirilen bu toplulukların ne kadarının şehir yaşamına uyum sağlayarak, kökleşebildikleri tespit edilememiştir. Bölgede Ermeni varlığı eskiye dayanmakla birlikte önemsenecek miktarda değildir. Gökbilgin'in Trabzon Tahrir Defterleri üzerine çalışmasında görüleceği gibi 1515 yılında kent merkezinde 774 Rum ve 179 Müslüman evine karşın sadece 15 Ermeni evi olduğu kayıtlıdır. XIX.yy.sonlarında İranlılar'ın, İtalyanlar'ın ve daha başka Avrupa kökenli ticaret kolonilerinin varlığı bilinmekteydi. Bu dönemde üç adet İran okulunun olduğu kayıtlardan gözükmektedir. Ayrıca şehir, 1859, 1864, 1877-78, 1905 ve 1917-20 yıllarında Kuzey ve Güney Kafkasya'dan büyük miktarlarda göç aldığı bilinmektedir. Gelen göçmenlerin önemli bir kısmı, Çerkes, Abhaz, Gürcü, Laz ve Dağıstanlılar'dı. Aslında Rum, Ermeni ve İtalyan gibi hristiyan sakinleri şehri terkettikçe, çoğunluğu Kafkasya'dan olmak üzere, bir kısmını da Kırım(Tatar) ve Mısır(Memlük, Arap) gibi değişik ülkelerden olmak üzere önemli müslüman grupların yerleşmelerine tanık olmaktayız. Trabzon'un XV.yy.'da müslüman şehri olmasının ardından, XIX.yy.'da müslümanlaşmasının tamamlanarak, en yüksek noktasına vardığını görmekteyiz. Trabzon halkının kökenlerine indiğimizde İç Karadeniz ve Doğu Anadolu'dan da önemli göçler aldığını tespit etmiş bulunmaktayız. Gümüşhane, Bayburt, Rize, Kars, Erzurum, Artvin ve Giresun, şehre yoğun göç veren illerimiz arasındadır. Sonuç;genel hatlarıyla sunni müslüman ve türk kimliğinde sentezlenmiş Trabzon insanı, ağırlıklı olarak bölgede binlerce yıldır varlıklarını sürdüren yerel unsurlardan oluşmaktadır dersek yanlış olmaz
Dil
Pontus Rumcası, Lazca, Rusça, Ermenice ve Farsça'dan çok sayıda ödünç kelime içeren Trabzon Türkçesi kendi içinde birkaç dialekt içermekte ve Kafkas gırtlağının izlerini taşımaktadır.[22] Trabzon ağzı Özellikle alışılmadık ünsüz değişimleri ile Anadolu Türkçesi'nden derin farklılıklar içermektedir.
Aynı zamanda Trabzon Yunanca'nın en az 2500 yıldır kesintisiz konuşulduğu en doğu Yunan kolonisi olup, Köprübaşı, Çaykara, Maçka, Tonya, Of, Dernekpazarı yerleşimlerinde Rumcanın arkaik ögeler taşıyan yerel bir dialekti günümüzde de Müslümanlar tarafından 50 civarında köyde konuşulmaya devam etmektedir
Giyim - kuşam
Osmanlı döneminde Samsun ile Batum arasında geleneksel giyim (Laz kıyafeti olarak da bilinir) şöyledir::
Köylü ya da şehirli olsun Trabzon kadını (Rize ve Artvin sahilinde yaşayan Lazlar gibi) kesinlikle şalvar giymemektedir. Tek istisna Şalpazarı bölgesinde olup Çepni kadınları şalvar giymekte ve ucu püsküllü kırmızı ya da pembe belbağı takmaktadır
Müzik ve Halk oyunları
Trabzon bölgesinin geleneksel çalgıları şimşir kaval, kemençe, davul -zurna ve yörede zimpona, dankiyo adlarıyla da bilinen tulumdur. Sayısız çeşidi olup kadın ve erkekler tarafından toplu oynanılan geleneksel dansların adı ise horondur.
Mutfak
Samsun Batum arasında yeralan bölge mutfağının ayırıcı temel besinleri karalahana, mısır ve hamsi olup, bu üçlünün çorbasından ekmeğine dek sayısız kombinasyonu bulunmaktadır. Bölgeye özgü yemeklerden en karakteristik olanları şunlardır:
Kültürel Yaşam
Trabzon ilinde tiyatro etkinlikleri Trabzon Belediye Tiyatrosu ve Trabzon Devlet Tiyatrosu tarafından yürütülmektedir.Halk eğitim merkezlerinde amatörce tiyatro, müzik ve halk oyunları çalışmaları yapılmaktadır. Müzik alanında çalışmalar yapan Devlet Klasik Türk Müziği Topluluğu'nun yanısıra karikatür ve resim çalışmaları Belediye Sergi Salonu'nda sergilenmektedir.
Tarihi-Turistik Yerler
Roma İmparatorluğu ve Osmanlı döneminde eyalet merkezi olmuş, Ortaçağ'da bir Rum imparatorluğuna başkentlik yapmış kent doğal güzelliklerinin yanısıra pek çok tarihi yapıyı barındırmaktadır. Bunların en önemlileri:
Eğitim
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde Trabzon'da eğitim kuruluşu olarak sekiz medrese, eğitim süresi dört yıl olan beş adet ilkokul, bir adet sanat yurdu, bir adet askeri rüştiye, bir adet idadi ve bir adet Darülmuallimin bulunmaktaydı Günümüde Trabzon ilinde 815 ilköğretim okulu, 86 lise ve dengi okul ve 2 Aralık 1963 tarihinde öğretime açılan Karadeniz Teknik Üniversitesi bulunmaktadır.
Trabzon ili, Karadeniz Bölgesi'in Doğu Karadeniz bölümünde yeralan Trabzon ili Karadeniz sahili ile Zigana dağları arasında yeralmakta olup, yüzüölçümü açısından az bir alan kaplamasına karşın nüfus ve ekonomi açısından yörenin en büyük şehridir. Batısında Giresun'a bağlı Eynesil ilçesi, güneyinde Gümüşhaneye bağlı Torul ilçesi, doğusunda da Rize'ye bağlı İkizdere ve Kalkandere ilçeleri, kuzeyi Karadeniz ile çevrili antik çağdan beri varlığı bilinen il ve il merkezinin adıdır
Etimoloji
- Yunan Lycaon’un oğlu Trapezeus'un Arkadya'daki adaşına ismini verdiği bilindiğinden, Karadenizdeki Trabzon'un da bu mitolojik kahramandan adını aldığı düşünülebilir
- Evliya Çelebi'nin 2500 yıllık bir Yunan kentinin adını 17. yüzyılda Türkçe halk etimolojisine dayandırarak verdiği Tuğra-bozan adı da kimi çevrelerce ciddiye alınmıştır.
- Hamilton, şehrin güney doğusunda dik yamaçlarla yükselen, fakat üstü düz olan Boztepe’nin görünüşüne bağlamış, antik Trabzon sikkelerindeki "masa" çiziminden de aldığı destekle, kente görümünden dolayı Yunanca Trapezus "masa" adının verildiğini iddia etmiştir
- Özhan Öztürk, Kolhis ve Kafkasya'dan getirilen kölelerin Yunanistan anakarasına taşındığı liman kenti olan Trabzon'un adının Trapezus'un eski Yunanca metinlerde geçen mecaz kullanımı "köle satılan düz platform” (Aristo. Fr. 874)olabileceğini ileri sürmüştür
Coğrafya
Dar bir sahil şeridinin ardında denize dikey uzanan dağlık bir araziye sahip olan ilin merkezi Boztepe (antik Minthrion tepesi) üzerine kurulmuştur. İl topraklarının 22,4 % yayla, 77,6 % si ise tepelerden oluşmaktadır.
İklim
Karadeniz'e özgü ılıman iklime sahip kentte hava sıcaklığı yıl boyunca 10° - 20°C arasında değişirken yaz ortalaması 27°C, kışın en soğuk zamanı (Kalandar zamanı)ise 5°C civarındadır.
Dereler
Değirmendere (Piksidis), Yanbolu, Fol,Ağasar,İskefiye,Kalenima, Karadere(Araklı), Küçükdere, Koha, Sürmene (Manahos), Solaklı, Baltacı deresi,Sera Deresi.
Nüfus
Trabzon, Karadeniz Bölgesi ve Doğu Karadeniz Bölümü'nün en büyük şehridir. İlçe merkezi nüfusu buyuklüğüne göre ilçeler ;
Trabzon ilinin ilçeleri
Akçaabat
Araklı
Of
Vakfıkebir
Beşikdüzü
Sürmene
Yomra
Tonya
Maçka
Arsin
Çarşıbaşı
Şalpazarı
Köprübaşı
Dernekpazarı
Çaykara
Cumhuriyet dönemi
- 2007 - 740.569
- 2000 - 979.081
- 1997 - 858.687
- 1990 - 795.849
- 1985 - 786.194
- 1980 - 731.045
- 1975 - 719.008
- 1970 - 659.120
- 1965 - 595.782
- 1960 - 532.999
- 1955 - 462.249
- 1950 - 420.279
- 1945 - 395.733
- 1940 - 390.733
- 1935 - 360.679
- 1927 - 290.303
Osmanlı dönemi
1903 Trabzon Vilayet Salnamesi’nde, Trabzon Vilayeti’ndeki kadın erkek ve etnik, dinsel nüfus dağılımı şöyledir[4].
- Müslüman 972.981 (489.890 erkek, 483.091 kadın)
- Rum Ortodoks 185.784 (93.871 erkek, 91.913 kadın)
- Ermeni Gregoryen 50.233 (25.444 erkek, 24.789 kadın)
- Ermeni Katolik 1.506 (755 erkek, 751 kadın)
- Ermeni Protestan 1.140 (575 erkek, 565 kadın)
- Toplam 1.211.644 (610.535 erkek, 601.109 kadın)
Tarih
Antik çağ
Eusebius'a göre şehrin kuruluş tarihini MÖ 756 olmakla birlikte bu iddia Trabzon'u İstanbul, Roma hatta, genel kanıya göre Trabzon ve diğer Doğu Karadeniz kolonizasyonunu geçekleştiren Sinop'tan daha eski bir kent yapmaktadır. Bu durum gerçekse Sinoplular varolan bir kenti MÖ 630 tarihinden sonra yeniden kolonize etmiş olmalıdırlar.[5] Anabasis'te geçen "Pontos Euksenios kıyısındaki bu şehir Sinope’nin Kolhis ülkesindeki kolonisidir"ifadesi daha sonra Arrian ve Peripleus tarafından da onaylanmıştır.[6] Merkezinde Yunanlıların çevre köylerinde bugünkü Lazların atası olduğu sanılan Kolhislilerin ve Tsanlar'ın yaşadığı Trabzon, Antik çağ ve sonrasında Zigana geçidi üzerinden Ermenistan ve Euphrates civarında üretilen ticari malların takas edildiği ticaret merkezi ve dış ülkelere satıldığı bir ihraç limanı özelliğindeydi. Pontus İmparatoru Mithridates'in Roma İmparatorluğu ile giriştiği bir dizi savaşı kaybetmesinin ardından Anadolu topraklarının yanısıra Trabzon'da Roma hakimiyetine girmiştir.
Roma ve Bizans
Pompey'e karşı mücadelesinde Mithridates'e destek vermeyen Trabzon Roma döneminde ödüllendirilmiş serbest şehir statüsü kazandırılmıştır. Bizzat kente gelen Arrian, Trapezus’un Roma döneminde güney Karadenizdeki en önemli liman kenti olduğunu belirtmiştir. Roma İmparatoru Hadrian döneminde restore edilen kente, Trajan döneminde Pontus Kapadokyası eyaletinin başkenti olmuş ve yeni bir liman inşa edilmiştir. Gallianus döneminde bir Germen kabilesi olan Gotlar tarafından yağmalanmış, Justinian döneminde tekarar onarılarak eski konumunu kaznamıştır. İstanbul’un Latinler tarafından işgali üzerine Komnenos ailesi, Trabzon'a sığınarak 1461 tarihine Osmanlı fethine dek sürecek bağımsız bir krallık (Trabzon İmparatorluğu) kuracaklar, kendilerini Roma İmparatoru ilan edeceklerdi.
Trabzon İmparatorluğu
Komnenos hanedanından VII. Michael Latin işgali nedieniyle Trabzon'a gelerek teyzesi Gürcü kraliçesi Tamara'nın da desteğiyle kendini Roma İmparatoru ilan etmişse de Batı özellikle Vatikan Trabzon İmparatorunu küçümseyerek "Laz hükümdarı" olarak tanımlamıştır. Trabzon imparatorları başlangıçta diğer Bizans (Doğu Roma) imparatorları gibi çift başlı kartal (aetos) figürünü sembol olarak kullanmışlarsa da Latin işgalinin sona ermesi ve Konstantinapolis'de yeniden yasal yönetimin iktidarı ele geçirmesiyle, bir çatışmaya sebebiyet vermemek için bugün Trabzon Ayasofya müzesinin giriş kapısının üzerinde rölyefi bulunan tek başlı kartal sembolü tercih etmişlerdir. Cenevizliler ile Venedikliler, Moğollar ile Osmanlılar hatta çeşitli Türkmen (Akkoyunlu kabile federasyonuna mensup) klanları ile denge politikası sürdürerek, varlığını sürdürebilen bu zengin liman kenti, İstanbul'un fethinden sekiz yıl sonra (1461) Fatih Sultan Mehmet tarafından Karadenizdeki çeşitli beylikler, İtalyan kolonileri ve Kırım'la birlikte ele geçirilerek İpek yolunun stratejik anahtarının Osmanlı hakimiyetine girmesi sağlanmıştır.
Osmanlı dönemi
1461 yılında trabzon kralı David Komnenos'un Mahmut Paşa'nın yakını olan başmabeycisi Yorgi Amiruki'nin aracılığıyla direnmeden kenti teslim etmesinden sonra II. Mehmet kent yönetimini Gelibolu sancak Beyi Kazım Bey'e bıraktıkmıştır. Sancak merkezi statüsünde olan Trabzon, 1582 yılında III. Murat döneminde Batum sancağı ile birleştirilerek Trabzon/Batum eyaletinin merkezi haline getirilmiştir. Trabzon Osmanlı döneminde de gerek doğu Anadolu ve İran'ın gerek se Baharat yolu'nun Batı'ya açıldığı liman kenti olarak stratejik önemini sürdürmüş dahası İran ve Kafkasya seferlerinde askeri üs noktası olarak kullanılmıştır. Celali ayaklanmaları, Kazancık cemaati gibi soyguncu aşiretler, yolsuzluk yapan sancakbeyleri (Rizeli Ömer) bölgeyi arpalık olarak kullanan beylerbeyleri (Ahmet Paşa, 1603 gibi), 1624, 1625, 1631 yıllarındaki Kazak yağmaları ve Tuzcuoğulları, Şatıroğlu Ömer ve İbrahim ağa gibi ayanlıktan gelme yerel derebeylerin ayaklanmaları bu dönemin önemli olaylarıdır. 1. Dünya savaşı sırasında 17 gemilik Rus donanması tarafından topa tutulan, 1916-1918 yılları Rus işgaline uğrayan kentin Hristiyan Rum nüfusu, savaşın bitimiden sonra mübadele ile Yunanistan'a gönderilmiştir. Canlı bir ticaret kenti olan Trabzon'da köklü Rum ve Müslüman aillerden oluşan eşrafı aktif olarak siyasetle uğraşmaktaydı. Barutçuzade Faik Ahmet Bey'in sahibi olduğu İstikbal gazetesi yerel sermaye ve aydınların düşüncelerini kamuoyuna duyurdukları en önemli haber kaynağıydı. Mondros Mütarekesi'nin ardından bölgede bir Pontus Devleti'nin kurulması hatta daha çok destek bulan bir proje olarak yeni kurulacak Ermenistan'a liman kenti olarak verilmesi gündeme geldiğinde Trabzon'lular 12 Şubat 1919 tarihinde Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'ni kurarak Osmanlı Devleti'ne bağlılığın korunması için mücadele etmeye karar vermişlerdi. Erzurum Kongresi'ne kalabalık bir heyetle katılan Trabzon heyeti ile kongreyi düzenleyenler arasında başkanlık seçimi ve kongrenin niteliği konusunda bazı pürüzler çıkmıştır. Görüş ayrılıkları derinleşince Heyet-i Temsiliye'nin Trabzonlu üyeleri Sivas Kongresi'ne katılmamışlardı. Saltanat yanlısı Trabzon valisi Galip Bey'in tutuklanması ve Türkiye Komunist Fırkası başkanı Mustafa Suphi ve 18 arkadaşının Trabzonlu kayıkçıların reisi Kahya Yahya tarafından 28-29 Ocak 1921 katli Cumhriyet öncesi dönemin son olaylarındandır.
Cumhuriyet dönemi
Kent 1923 yılında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 61. il merkezi olarak yerini almış, 1926 yılında ilk Halk Kütüphanesi ve Ziraat Bankası, 1929'da Vizera Hidroelektirik santrali, 1938'de Trabzon İçme Suyu tesisleri, 1942'de Trabzon Lisesi, 1947'de Trabzon Numune Hastanesi, 1949'da Göğüs Hastalıkları Hastanesi, 1954'de Trabzon limanı, 1957'de Trabzon havaalanı, 1958'de SSK Hastanesi, 1964'de Ayasofya müzesi, 1967'de çimento fabrikası açılmş, 1976 yılında Trabzonspor futbol takımı Türkiye 1. Ligi şampiyonluğunu kazanarak bu ünvanı İstanbul'dan Anadolu'ya taşımayı başaran ilk ve tek futbol takımı olmuştur. 1949 yılında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uygulamasıyla Anadolu'da bulunan 78 bin civarında ki yerleşim adından 28 bin kadarının adı Türkçe olmadığı gerekçesiyle değiştirilmiş olup büyük bölümü Yunanca olan Trabzon köy adları da değiştirilerek yerlerine Türkçe isimler konulmuştur. Son bir kaç yıl içinde kentin adını Türk ve dünya basınında duyuran önemli olaylar yaşanmıştır:
- 26 Mayıs 2003 tarihinde Afganistan'dan dönen İspanyol Barış Gücü askerlerini taşıyan Yak-42 tipi bir yolcu Trabzon Havalimanı'na inmek isterken alandan yapılan uyarıdan sonra yanlışlıkla deniz yerine karaya yönelip Pilav Dağı eteklerine çarması sonucu 62'si İspanyol askeri, 12'si mürettebat toplam 74 yolcu ölmüştür.,
- 6 Nisan 2005 tarihinde F tipi cezaevlerinin şartlarını protesto etmek isteyen TAYAD üyelerine karşı linç girişiminde bulunulmuştur,
- 5 Şubat 2006 tarihinde Santa Maria kilisesinde görevli rahip Andrea Santaro görev yerinde öldürülmüştür.
- 19 Ocak 2007 tarihinde AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i İstanbul'da öldüren kişinin Trabzonlu olmasının ulusal ve yerel basında altı özenle çizilmiş ve muhtemel nedenleri sorgulanmıştır.
Toplum ve Kültür
Halk
Tarih boyunca Laz olarak adlandırılan halk, Rum ya da Osmanlı/Türk olsun, yaylacılık teknikleri, yaşam tarzı, köy mimarisi ve folklorik açıdan Anadolu köylüsünden net çizgilerle ayrılmakta ve Kafkasya halklarıyla Laz, Lezgi, Çerkes, Megrel, Mağharul-Dağıstan Avarlar'ı, Oset, Gürcü, Abhaz vs.) benzerlik göstermektedir. Trabzon halkının etnik kökenleri;kentin İpek yolu ve önemli ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle farklılık göstermekteyse de, şehir il ve çevresinde ki yerleşimlerde yaşayanların ağırlıklı olarak, bölgenin yerli unsurları olduğu kolayca anlaşılmaktadır. İlk Yunan kolonisi bölgeye geldiğinde burada yaşayan otohtan gruplar (muhtemelen bugün çoğu yeryüzünden silinen)kendi yerel dillerini konuşmaktaydılar. Bu gruplardan sadece Tsaniler'in ilk ve ortaçağın başlarında Kolhidya Krallığına bağlı oldukları bilinmektedir. Daha sonra da ortaçağ ve yeniçağ dönemi boyunca varlıklarını sürdüren Canik boyları olduğu ve bugün doğuda kalan bakiyelerinin de Laz ya da Megrel olarak anıldıkları bilinmektedir. MÖ.ki yüzyıllarda Makron olarak Yunanlılarca adlandırılmış bulunan toplulukların da aynı kökenden geldikleri ve Yunanca Makrocefali(Kocakafalı) olarak adlandırıldıkları bilinmektedir. Trabzon'un gemişine ait bu topluluklar günümüz Lazcasına yakın bir dili ya da leheyi konuştuğu tahmin edilebilir. Bölgede yaşadıkları ilk çağ seyyahlarınca dillendirilen Driller, Tibarenler, Movsineler, Khaltiler ve daha bir çok kavim doğuda ki Kafkas asıllı halkların uzantılarıydılar. Movsineler'in; anayaşam alanları olan Trabzon ve çevresinde farklı kültürler tarafından özümsendükleri tahmin edilmektedir. Halen Mosineler'in Abhazya ile Gürcüstan arasında Kafkas dağlarının doruklarına yakın noktalarda 60.bin kişi olarak yaşamlarını sürdürdüğü bilinmektedir. Seyahatnamelerde Mosinek olarak geçen bu kavim şu an Swan halkı olarak tanınmaktadır. Trabzon sahillerinden içerilerde Gümüşhane ve Bayburt'a doğru bulunan yerleşimlerde yaşamakta olan Khaltiler, Kafkasien Urartular'ın ana çekirdeğini oluşturmaktaydılar. Khalt adı Urartu'nun baş Tanrısının adıydı ve Khalti adı, Urartu baş Tanrısının yolundan gidenler anlamına kullanılagelmekteydi. Halen dağlık yörelerde yaşıyanlara sahil yöresi insanlarının Halt, sahil yörelerde yaşayanların Dağlık yörelerde yaşıyanlara Laz diyegeldikleri bilinmektedir. Kafkas kökenli halklar dışında, yöreye MÖ.VIII.yy.'da geldikleri bilinen ve merkezleri Bayburt'a yakın Gymnias kenti olan İskit(Saka)ler ve Khalibler yaşamaktaydı. İndo-İranien bir dil konuşan İskit/Sakalar diğer bölge halkları gibi özgün dillerini yitirmişlerse de Çikot, Ekşi, Saka gibi ailelerin İskitler'in devamı oldukları bilinmektedirler. Pontos krallık döneminde bu kavim ve kabilelerin bazıları daha çok ön plana çıkmış, bazıları da geri durmuşlardır. Günümüze kadar varlıklarını farklı siyasi boy adları altında sürdüren bu soylar İran, Yunan, Roma ve Türk etkisi altında ve farklı inanç kümelenmelerinde yer almışlardır. Bu toplulukların bir kısmı Rum Ortodoks ya da Ermeni Gregoryen inancında olmaları sebebiyle, XX. yy.'başında ki çatışma ve savaşlarda ülkelerini terketmek zorunda kalmışlardır. Fakat örneğin Yunanistan'a göçedenlere Laz ya da Türk tohumu gözüyle bakılması açık yaşanılan bir gerçektir. Yunan toplumunun Trabzon'dan gelen gömenleri gerçekte kendilerinden olmadıklarını anlamaları uzun sürmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Şalpazarı, Ağasar vadisinde yaşayan Çepni Türkmenleri bölgeye 13-14. yüzyıllar arasında yerleşmiş olup Dede Korkut masallarında bahsi geçen folklorik birikime ve Trabzon'un diğer yörelerinden kolayca ayrılabilen Türkmen dialektine sahiptirler. Fetih ile Fatih Sultan Mehmet tarafından şehir merkezinden yerel bazı unsurların özellikle İstanbul'a sürgün edilmeleri ve önemli miktarda gencin Osmanlı ordusuna alınmaları sebebiyle Anadolu'nun ve Balkanlar'ın bazı yörelerinden bir miktar müslüman nüfusun kaleiçine iskan olundukları bilinmektedir. Bunların arasında lakaplarından Arap, Acem, Arnavut, Boşnak kökenlilere sıklıkla rastlanmaktadır. Fakat başlangıçta yerleştirilen bu toplulukların ne kadarının şehir yaşamına uyum sağlayarak, kökleşebildikleri tespit edilememiştir. Bölgede Ermeni varlığı eskiye dayanmakla birlikte önemsenecek miktarda değildir. Gökbilgin'in Trabzon Tahrir Defterleri üzerine çalışmasında görüleceği gibi 1515 yılında kent merkezinde 774 Rum ve 179 Müslüman evine karşın sadece 15 Ermeni evi olduğu kayıtlıdır. XIX.yy.sonlarında İranlılar'ın, İtalyanlar'ın ve daha başka Avrupa kökenli ticaret kolonilerinin varlığı bilinmekteydi. Bu dönemde üç adet İran okulunun olduğu kayıtlardan gözükmektedir. Ayrıca şehir, 1859, 1864, 1877-78, 1905 ve 1917-20 yıllarında Kuzey ve Güney Kafkasya'dan büyük miktarlarda göç aldığı bilinmektedir. Gelen göçmenlerin önemli bir kısmı, Çerkes, Abhaz, Gürcü, Laz ve Dağıstanlılar'dı. Aslında Rum, Ermeni ve İtalyan gibi hristiyan sakinleri şehri terkettikçe, çoğunluğu Kafkasya'dan olmak üzere, bir kısmını da Kırım(Tatar) ve Mısır(Memlük, Arap) gibi değişik ülkelerden olmak üzere önemli müslüman grupların yerleşmelerine tanık olmaktayız. Trabzon'un XV.yy.'da müslüman şehri olmasının ardından, XIX.yy.'da müslümanlaşmasının tamamlanarak, en yüksek noktasına vardığını görmekteyiz. Trabzon halkının kökenlerine indiğimizde İç Karadeniz ve Doğu Anadolu'dan da önemli göçler aldığını tespit etmiş bulunmaktayız. Gümüşhane, Bayburt, Rize, Kars, Erzurum, Artvin ve Giresun, şehre yoğun göç veren illerimiz arasındadır. Sonuç;genel hatlarıyla sunni müslüman ve türk kimliğinde sentezlenmiş Trabzon insanı, ağırlıklı olarak bölgede binlerce yıldır varlıklarını sürdüren yerel unsurlardan oluşmaktadır dersek yanlış olmaz
Dil
Pontus Rumcası, Lazca, Rusça, Ermenice ve Farsça'dan çok sayıda ödünç kelime içeren Trabzon Türkçesi kendi içinde birkaç dialekt içermekte ve Kafkas gırtlağının izlerini taşımaktadır.[22] Trabzon ağzı Özellikle alışılmadık ünsüz değişimleri ile Anadolu Türkçesi'nden derin farklılıklar içermektedir.
- / b / > / p / baluk > paluk
- / d / > / t / dere > tere
- / k / > / g / katuk > gatuk
- / g / > / c / gelin > celun (Batı Trabzon)
- / c / > / ç / came > çame
- / k / > / ç / > öküz > öçüz (Merkez Çömlekçi mahallesi, Doğu Trabzon)
Aynı zamanda Trabzon Yunanca'nın en az 2500 yıldır kesintisiz konuşulduğu en doğu Yunan kolonisi olup, Köprübaşı, Çaykara, Maçka, Tonya, Of, Dernekpazarı yerleşimlerinde Rumcanın arkaik ögeler taşıyan yerel bir dialekti günümüzde de Müslümanlar tarafından 50 civarında köyde konuşulmaya devam etmektedir
Giyim - kuşam
Osmanlı döneminde Samsun ile Batum arasında geleneksel giyim (Laz kıyafeti olarak da bilinir) şöyledir::
- Erkek: Başta iki ucu üzerinden sarık gibi dolanarak uzun kulaklı bir düğümle bağlanan ve kukula adı verilen siyah başlık. Üstte beyaz mintan ve üzerine siyah aba yelek. Altta bacak arası körüklü bacak kısmı dar zipka adı verilen siyah şalvar.
- Kadın (köylü): İçte kamis adı verilen yakasız Trabzon bezinden gömlek, başta keşan peştemal, alltta etek veya üçetek elbise (zibun)bele bağlanan ve rengi yöreden yöreye değişen peştemal (fota. Üstte fermene veya kadife adı verilen yelek.
- Kadın (şehirli, kasabalı): Başta tepelik, Tapla, Koursi, hotoz adı verilen gümüş ya da altın sırmalı yuvarlak tepelik. İçte kamis, üzerine zibun (üçetek) belde peştemal, lahor veya trablus.
Köylü ya da şehirli olsun Trabzon kadını (Rize ve Artvin sahilinde yaşayan Lazlar gibi) kesinlikle şalvar giymemektedir. Tek istisna Şalpazarı bölgesinde olup Çepni kadınları şalvar giymekte ve ucu püsküllü kırmızı ya da pembe belbağı takmaktadır
Müzik ve Halk oyunları
Trabzon bölgesinin geleneksel çalgıları şimşir kaval, kemençe, davul -zurna ve yörede zimpona, dankiyo adlarıyla da bilinen tulumdur. Sayısız çeşidi olup kadın ve erkekler tarafından toplu oynanılan geleneksel dansların adı ise horondur.
Mutfak
Samsun Batum arasında yeralan bölge mutfağının ayırıcı temel besinleri karalahana, mısır ve hamsi olup, bu üçlünün çorbasından ekmeğine dek sayısız kombinasyonu bulunmaktadır. Bölgeye özgü yemeklerden en karakteristik olanları şunlardır:
- Mısır unundan:Kuymak (Rize'de muhlama, Şalpazarında yağlaş), haçapur, hamsili ekmek, lamesli ekmek
- Karalahanadan: Çorba, Ğuliya, manca, sarma
- Tatlı olarak: Kabak malezi, kabak pilavı (bölgede pilav ve makarna şekerli olarak tüketilir)
- Hamsiden: Buğulama, hoholli hamsi, hamsili ekmek, kaygana
- Fasülyeden (lobya): turşu kavurma
Kültürel Yaşam
Trabzon ilinde tiyatro etkinlikleri Trabzon Belediye Tiyatrosu ve Trabzon Devlet Tiyatrosu tarafından yürütülmektedir.Halk eğitim merkezlerinde amatörce tiyatro, müzik ve halk oyunları çalışmaları yapılmaktadır. Müzik alanında çalışmalar yapan Devlet Klasik Türk Müziği Topluluğu'nun yanısıra karikatür ve resim çalışmaları Belediye Sergi Salonu'nda sergilenmektedir.
Tarihi-Turistik Yerler
Roma İmparatorluğu ve Osmanlı döneminde eyalet merkezi olmuş, Ortaçağ'da bir Rum imparatorluğuna başkentlik yapmış kent doğal güzelliklerinin yanısıra pek çok tarihi yapıyı barındırmaktadır. Bunların en önemlileri:
- Manastırlar: Sümela Manastırı, Ayasofya müzesi,Kaymaklı Manastırı(Amenapırgiç Ermeni Kilisesi), Kızlar (Panagia Theoskepastos) Manastırı, Gregorios Peristera (Hızır İlyas)Manastırı, Kızlar (Panagia Kerameste) Manastırı, Vazelon Manastırı,
- Hagaios Savas (Maşatlık) Kaya Kiliseleri,
- Kiliseler ve Camiler: Hagia Anna (Küçük Ayvasil), Sotha (St. John)K, Hagios Theodoros, Hagios Konstantinos, Hagios Khristophoras, Hagios Kiryaki, Santa Maria, Hagios Mikhail, Panagia Tzita, Fatih (Panagia Khrysokephalos), Yeni Cuma (Hagios Eugenios), Nakip (Hagios Andreas Kilisesi), Hüsnü Köktuğ (Hagios Eleutherios), İskender Paşa Camii, Semerciler, Çarşı Camii, Gülbahar Hatun Camii, Trabzon valiliği ve Valievi.
- Konaklar: [Atatürk Köşkü] Memiş Ağa Konağı (Sürmene), Çakıroğlu İsmail Ağa Konağı (Of), Çakıroğlu Hasan Ağa Konağı, Sarımollaoğlu Topal Mustafa Evi (Araklı)
- Mustafa Arslan Junior, Heykel
Eğitim
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde Trabzon'da eğitim kuruluşu olarak sekiz medrese, eğitim süresi dört yıl olan beş adet ilkokul, bir adet sanat yurdu, bir adet askeri rüştiye, bir adet idadi ve bir adet Darülmuallimin bulunmaktaydı Günümüde Trabzon ilinde 815 ilköğretim okulu, 86 lise ve dengi okul ve 2 Aralık 1963 tarihinde öğretime açılan Karadeniz Teknik Üniversitesi bulunmaktadır.