Uzman SühaN
Administrator
Süt bankacılığı caizmidir?
Süt hısımlığı, İslâm hukukuna has evlenme engellerinden biridir. Bu yasak Nisa Sûresinin 23. âyetinde getirilmiş ve bu âyette Cenâb-ı Hak mü'min erkeklerin süt anneleriyle ve süt hemşireleriyle evlenmelerini yasaklamıştır. Bir hadis-i şerifte de
"Doğumdan (nesepten) haram olan her şey, süt emme yoluyla da haram olur." buyurulmuştur. (Müslim, Redâ: 1)
Bu yasağın en büyük hikmetlerinden biri,varlıkların en şereflisi olan insanın sütünün de büyük bir kıymete sahip olması ve süt vasıtasıyla insanlar arasında ayrı bir akrabalık ve yakınlık bağının meydana gelmesidir. Süt, anne ile evlât arasında cismânî bir bağ, ortadan kaldırılması imkânsız ruhî ve manevî bir irtibat kurar. Süt hısımlığı insanlar için ayrı bir yardımlaşma vâsıtası, müstakil bir yakınlaşma unsurudur. Bunun için süt hısımları birbirinin mahremi sayılmış ve evlenmeleri yasaklanmıştır. Aralarında nazar helâl, nikâh haram kılınmıştır.
Evlenecek kişiler arasında süt hısımlığının bulunup bulunmadığına çok dikkat etmek gerekir. Çünkü süt hısımlığı evlenmeye engeldir. İmam-ı Azama göre doğumdan en fazla iki buçuk yıl (30 ay) —İmam-ı Muhammed'le îmam-ı Ebû Yusufa göre ise iki senedir— sonrasına kadar, memesinden süt içilen veya emilen kadın süt annedir. Bu emme ile çocukla süt anne, süt annenin mahremleri ve aynı süt anneden süt emip süt kardeş durumuna giren diğer kimseler arasında süt akrabalık bağı meydana getirir. Az da olsa sütün mideye inmesi, kâfidir.
Bunun için emmek şart değildir, anne sütünün daha başka vâsıtalarla çocuğun midesine gönderilmesi de yeter. Şafiî ve Hanbelî mezhebinde, bir defa emme ile süt hısımlığı kurulmaz. Çocuğun en az beş defa emmesi lâzımdır.
Azamî iki buçuk senelik süt emme devresi geçtikten sonra alınan sütte, artık süt hısımlığı teessüs etmez. Yâni, iki buçuk yaşından büyük çocuk, memesini emdiği kadının süt evlâdı olmaz.
Bir erkeğin süt hısımlığı sebebiyle evlenemeyeceği kadınlar şunlardır:
1. Süt anne; süt anne ve babanın gerek neseb, gerekse süt cihetinden anneleri. Buna göre, kişi her şeyden önce süt annesiyle evlenemez. Süt annenin gerek hakikî annesiyle, gerekse süt annesiyle de evlenemez. Aynı yasak, süt babanın nesebî veya süt annesi yahut ninesi için de bahis mevzudur.
2. Hanımının süt kızları; süt evlâtlarının nesebî veya süt kızları; onların kızları. Şu hâlde, erkek, karısının süt annelik yaptığı kızlarla evlenemez. Çünkü onlar aynı zamanda kendi süt kızları durumundadır. Aynı şekilde, süt kızlarının ve süt oğullarının neseb ve süt kızlarıyla, yani süt hısımlığına sahip olduğu kız torunlarıyla evlenmesi de yasaktır. "Fürû" olarak adlandırılan bu alt soy silsile hâlinde devam eder ve her yeni kuşağın kız torunları ile süt dede arasında evlenme yasağı tahakkuk eder.
3. Süt cihetinden ana baba bir veya baba bir yahut ana bir kız kardeşleri; süt erkek ve kız kardeşlerinin nesebî ve süt kızları; onların kızları. Kişi süt kız kardeşleri ile de evlenemez. Aynı kadından süt emmiş olan çocuklar süt kardeşidirler. Süt veren kadınla kocasının gerek nesebî, gerekse süt çocukları, "ana baba bir" süt kardeşidir. Süt veren kadının önceki veya sonraki kocalarından olan nesebî ve süt çocukları ise, "ana bir" süt kardeşi olur. Aynı kocanın süt veren hanımından ayrı bir zevcesinden olan süt ve neseb evlâdı da, "baba bir" süt kardeşi olur. Kişi bu süt kardeşlerinden hiçbiri ile evlenemez.
4. Süt cihetinden ana baba bir veya baba bir yahut ana bir teyze ve halalar; nesebî anne ve babanın süt anneleri, süt kız kardeşleri, süt teyze ve halaları. Bu durumda, süt babanın nesebî ve süt erkek ve kız kardeşleriyle, süt annenin nesebi ve süt erkek ve kız kardeşleri de süt emenin süt akrabası durumundadır. Dolayısıyla süt emen, süt teyze ve halalarıyla evlenemez. Süt anne ve babanın akrabası, süt evlâdın da akrabası olmasına karşılık, süt evlâdın nikâhlısı ile çocukları dışındaki akrabası, süt anne ile süt babanın akrabası olmaz. Meselâ süt anne, süt evlâdın nesebi babasıyla veya kardeşiyle evlenebilir.
Süt hısımlığıyla alâkalı olarak halk arasında yaygın şekilde söylenegelen "Süt aşağı inmez, yukarı çıkar" tâbirinin şer'î bir tâbir olmadığını belirtelim. Süt emme müddeti içinde olmak kaydıyla, aynı memeden süt emen çocuklar, memeyi farklı zamanlarda emseler ve babaları da değişik olsa dahi, süt kardeşidirler. Bunun için, süt emen kızla süt annesinin oğlu evlenemeyeceği gibi, oğlunun oğlu ile dahi evlenemez. Oğlun, kızın süt emmesinden önce veya sonra doğması ve emme ile doğum arasındaki zaman farkının seneleri bulması dahi bu neticeyi değiştirmez.
- Süt bankası kurulması caiz midir, sakıncaları ve buna karşılık alınması gereken tedbirler nelerdir?Son zamanlarda, İhtiyaç sahibi bebeklere verilmek üzere süt bankası kurularak, kadınlardan alınan sütlerin muhafaza edilmesi şeklinde bir uygulama ortaya çıkmış ve bazı Batı ülkelerinde yaygınlaşmıştır.
Böyle bir bankanın kurulmasının İslam’a göre caiz olup olmadığı konusu da gerek bireysel olarak İslam alimlerinin gerekse kurumsal olarak fetva kurullarının gündemine girmiştir.
Bu bağlamda olmak üzere bazı fetva kurulları, süt bankası uygulamalarının süt emme konusunda karışıklık meydana getireceği, bunun da farkında olmadan İslam’ın yasak kıldığı süt akrabaları arasında evlenmelere yol açabileceği gibi gerekçelerle bu bankaları kurmanın caiz olmayacağına karar vermişlerdir.
Ancak bu hüküm meselenin özüne yönelik olmayıp, kendilerinden süt alınan anneler ile süt verilen bebekler arasında oluşacak süt akrabalığı konusunda hassasiyet gösterilmeyerek, sütlerin ve süt akrabalıklarının karışması sonucu dinin yasakladığı evliliklere götürebileceği endişesinden kaynaklanmaktadır.
Prensip olarak, ihtiyaç duyulması halinde çocuklara annelerinden başka kadınların sütlerinin emzirme yoluyla verilmesinde bir sakınca olmadığı gibi, kadınlardan alınan sütlerin bekletilerek daha sonra ihtiyaç duyan bebeklere verilmesinde de sakınca yoktur. Ancak, süt akrabalığının getireceği evlilik yasaklarının ihlal edilmemesi için her türlü tedbirin alınması ve bu tedbirlerin hassasiyetle uygulanması gerekir.
Bu itibarla aşağıda işaret edilen hususların dikkate alınması kaydıyla insan sütünün saklanmasının ve ihtiyacı olan bebeklere verilmesinin dinî açıdan sakıncası olmadığına karar verilmiştir.
1. Süt verecek kadının kendi çocuğunu sütten mahrum bırakmaması,
2. Başka kadının sütünü içen çocuklar arasında oluşacak mahremlik dairesini, olabildiğince daraltmak için, pratik bir tedbir olarak, bir kadından alınan sütün sadece erkek veya sadece kız çocuklara verilmesi,
3. Süt veren kadın ile süt verilen çocuğun kimliklerinin, kayıt altına alınması ve bu bilginin her iki tarafa da verilmesi,
4. Bu hususun yasal düzenleme ile güvence altına alınması,
5. Evliliğe engel teşkil eden süt akrabalığı dairesinin daha da genişlememesi için, birden fazla anneye ait sütlerin karıştırılmaması,
6. Süt veren anneye, masrafları dışında bir ücret verilmemesi, alınan sütlerin para karşılığı satılmaması,
7. Kendi annesinin sütü ile beslenme imkânı bulunan çocukların, bu sistemden yararlandırılmaması.
"Doğumdan (nesepten) haram olan her şey, süt emme yoluyla da haram olur." buyurulmuştur. (Müslim, Redâ: 1)
Bu yasağın en büyük hikmetlerinden biri,varlıkların en şereflisi olan insanın sütünün de büyük bir kıymete sahip olması ve süt vasıtasıyla insanlar arasında ayrı bir akrabalık ve yakınlık bağının meydana gelmesidir. Süt, anne ile evlât arasında cismânî bir bağ, ortadan kaldırılması imkânsız ruhî ve manevî bir irtibat kurar. Süt hısımlığı insanlar için ayrı bir yardımlaşma vâsıtası, müstakil bir yakınlaşma unsurudur. Bunun için süt hısımları birbirinin mahremi sayılmış ve evlenmeleri yasaklanmıştır. Aralarında nazar helâl, nikâh haram kılınmıştır.
Evlenecek kişiler arasında süt hısımlığının bulunup bulunmadığına çok dikkat etmek gerekir. Çünkü süt hısımlığı evlenmeye engeldir. İmam-ı Azama göre doğumdan en fazla iki buçuk yıl (30 ay) —İmam-ı Muhammed'le îmam-ı Ebû Yusufa göre ise iki senedir— sonrasına kadar, memesinden süt içilen veya emilen kadın süt annedir. Bu emme ile çocukla süt anne, süt annenin mahremleri ve aynı süt anneden süt emip süt kardeş durumuna giren diğer kimseler arasında süt akrabalık bağı meydana getirir. Az da olsa sütün mideye inmesi, kâfidir.
Bunun için emmek şart değildir, anne sütünün daha başka vâsıtalarla çocuğun midesine gönderilmesi de yeter. Şafiî ve Hanbelî mezhebinde, bir defa emme ile süt hısımlığı kurulmaz. Çocuğun en az beş defa emmesi lâzımdır.
Azamî iki buçuk senelik süt emme devresi geçtikten sonra alınan sütte, artık süt hısımlığı teessüs etmez. Yâni, iki buçuk yaşından büyük çocuk, memesini emdiği kadının süt evlâdı olmaz.
Bir erkeğin süt hısımlığı sebebiyle evlenemeyeceği kadınlar şunlardır:
1. Süt anne; süt anne ve babanın gerek neseb, gerekse süt cihetinden anneleri. Buna göre, kişi her şeyden önce süt annesiyle evlenemez. Süt annenin gerek hakikî annesiyle, gerekse süt annesiyle de evlenemez. Aynı yasak, süt babanın nesebî veya süt annesi yahut ninesi için de bahis mevzudur.
2. Hanımının süt kızları; süt evlâtlarının nesebî veya süt kızları; onların kızları. Şu hâlde, erkek, karısının süt annelik yaptığı kızlarla evlenemez. Çünkü onlar aynı zamanda kendi süt kızları durumundadır. Aynı şekilde, süt kızlarının ve süt oğullarının neseb ve süt kızlarıyla, yani süt hısımlığına sahip olduğu kız torunlarıyla evlenmesi de yasaktır. "Fürû" olarak adlandırılan bu alt soy silsile hâlinde devam eder ve her yeni kuşağın kız torunları ile süt dede arasında evlenme yasağı tahakkuk eder.
3. Süt cihetinden ana baba bir veya baba bir yahut ana bir kız kardeşleri; süt erkek ve kız kardeşlerinin nesebî ve süt kızları; onların kızları. Kişi süt kız kardeşleri ile de evlenemez. Aynı kadından süt emmiş olan çocuklar süt kardeşidirler. Süt veren kadınla kocasının gerek nesebî, gerekse süt çocukları, "ana baba bir" süt kardeşidir. Süt veren kadının önceki veya sonraki kocalarından olan nesebî ve süt çocukları ise, "ana bir" süt kardeşi olur. Aynı kocanın süt veren hanımından ayrı bir zevcesinden olan süt ve neseb evlâdı da, "baba bir" süt kardeşi olur. Kişi bu süt kardeşlerinden hiçbiri ile evlenemez.
4. Süt cihetinden ana baba bir veya baba bir yahut ana bir teyze ve halalar; nesebî anne ve babanın süt anneleri, süt kız kardeşleri, süt teyze ve halaları. Bu durumda, süt babanın nesebî ve süt erkek ve kız kardeşleriyle, süt annenin nesebi ve süt erkek ve kız kardeşleri de süt emenin süt akrabası durumundadır. Dolayısıyla süt emen, süt teyze ve halalarıyla evlenemez. Süt anne ve babanın akrabası, süt evlâdın da akrabası olmasına karşılık, süt evlâdın nikâhlısı ile çocukları dışındaki akrabası, süt anne ile süt babanın akrabası olmaz. Meselâ süt anne, süt evlâdın nesebi babasıyla veya kardeşiyle evlenebilir.
Süt hısımlığıyla alâkalı olarak halk arasında yaygın şekilde söylenegelen "Süt aşağı inmez, yukarı çıkar" tâbirinin şer'î bir tâbir olmadığını belirtelim. Süt emme müddeti içinde olmak kaydıyla, aynı memeden süt emen çocuklar, memeyi farklı zamanlarda emseler ve babaları da değişik olsa dahi, süt kardeşidirler. Bunun için, süt emen kızla süt annesinin oğlu evlenemeyeceği gibi, oğlunun oğlu ile dahi evlenemez. Oğlun, kızın süt emmesinden önce veya sonra doğması ve emme ile doğum arasındaki zaman farkının seneleri bulması dahi bu neticeyi değiştirmez.
- Süt bankası kurulması caiz midir, sakıncaları ve buna karşılık alınması gereken tedbirler nelerdir?Son zamanlarda, İhtiyaç sahibi bebeklere verilmek üzere süt bankası kurularak, kadınlardan alınan sütlerin muhafaza edilmesi şeklinde bir uygulama ortaya çıkmış ve bazı Batı ülkelerinde yaygınlaşmıştır.
Böyle bir bankanın kurulmasının İslam’a göre caiz olup olmadığı konusu da gerek bireysel olarak İslam alimlerinin gerekse kurumsal olarak fetva kurullarının gündemine girmiştir.
Bu bağlamda olmak üzere bazı fetva kurulları, süt bankası uygulamalarının süt emme konusunda karışıklık meydana getireceği, bunun da farkında olmadan İslam’ın yasak kıldığı süt akrabaları arasında evlenmelere yol açabileceği gibi gerekçelerle bu bankaları kurmanın caiz olmayacağına karar vermişlerdir.
Ancak bu hüküm meselenin özüne yönelik olmayıp, kendilerinden süt alınan anneler ile süt verilen bebekler arasında oluşacak süt akrabalığı konusunda hassasiyet gösterilmeyerek, sütlerin ve süt akrabalıklarının karışması sonucu dinin yasakladığı evliliklere götürebileceği endişesinden kaynaklanmaktadır.
Prensip olarak, ihtiyaç duyulması halinde çocuklara annelerinden başka kadınların sütlerinin emzirme yoluyla verilmesinde bir sakınca olmadığı gibi, kadınlardan alınan sütlerin bekletilerek daha sonra ihtiyaç duyan bebeklere verilmesinde de sakınca yoktur. Ancak, süt akrabalığının getireceği evlilik yasaklarının ihlal edilmemesi için her türlü tedbirin alınması ve bu tedbirlerin hassasiyetle uygulanması gerekir.
Bu itibarla aşağıda işaret edilen hususların dikkate alınması kaydıyla insan sütünün saklanmasının ve ihtiyacı olan bebeklere verilmesinin dinî açıdan sakıncası olmadığına karar verilmiştir.
1. Süt verecek kadının kendi çocuğunu sütten mahrum bırakmaması,
2. Başka kadının sütünü içen çocuklar arasında oluşacak mahremlik dairesini, olabildiğince daraltmak için, pratik bir tedbir olarak, bir kadından alınan sütün sadece erkek veya sadece kız çocuklara verilmesi,
3. Süt veren kadın ile süt verilen çocuğun kimliklerinin, kayıt altına alınması ve bu bilginin her iki tarafa da verilmesi,
4. Bu hususun yasal düzenleme ile güvence altına alınması,
5. Evliliğe engel teşkil eden süt akrabalığı dairesinin daha da genişlememesi için, birden fazla anneye ait sütlerin karıştırılmaması,
6. Süt veren anneye, masrafları dışında bir ücret verilmemesi, alınan sütlerin para karşılığı satılmaması,
7. Kendi annesinin sütü ile beslenme imkânı bulunan çocukların, bu sistemden yararlandırılmaması.