Cevap: Sipsi
Halk çalgılarımızın üfleme ile (nefesli) çalınan en küçük boylu çalgılarından birisi olup,Sipsi adı ( İnce küçük ) anlamına gelir.Göl kenarlarında, sazlıklarda veya sulak arazilerde yetişen, kamış veya kargı dediğimiz malzemeden yapılır. Bu malzemeleri çeşitlilik gösterir. Bunların et kalınlığı (iç çapı) 4-5 mm olanları kullanılır.Ege bölgesinde ve Teke yöresinde kullanılan çalgılardandır.Batı Akdeniz Bölgesinde özellikle teke yöresi; denilen Burdur, Isparta, Denizli, Muğla, Afyon ve Antalya'nın özellikle Korkuteli Elmalı dolaylarında en fazla da Burdur'da ve yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir.Sipsi ile çalınan halk ezgilerinin oyunlu alanlarına "sipsi oyunları" da denilmektedir. Genellikle teke yöresinde sipsi ile çalınan ezgilerin ölçüleri dokuz zamanlıdır.Sipsi’nin boyu biçimi ve perde sayısı her çalan ve yapan ustaya göre değişmektedir.Gövde kısmı 20cm kadardır.1 veya 1,5 oktav civarında ses genişliği vardır.Genellikle 6 veya 7 adet ses perdesi olanlar kullanılmaktadır.Kamıştan yapılır ve iki parçalıdır.Birinci kısım ağızlıktır aynı zamanda sipsinin ses veren (öten) kısmıdır. İkinci kısım üzeri deliklerin açıldığı gövde kısmıdır.Ağızlık denen birinci kısım, sipsinin (gövdenin) içine girebilen çapı daha dar ve ince kamıştan yapılır. Uzunluğu da 3 ya da 4 cm dir.Borusu kemik ve ağaçtan yapılanları da vardır.Kuvvetli bir nefesle çalınır.Gür bir sesi vardır.Sipsinin kendine özgü ve çok ilginç bir akortlama sistemi vardır. Ağızlığın gövdeye geçen kısmındaki açılmış olan kapağın üzerine iplik dolanır. Böylece aşağı yukarı oynatmak suretiyle istenilen akort elde edilmiş olur. Yine ağızlığın üzerine açılan kanalın içine saç kılı geçirilerek, ayarlanmış akordun değişmemesi sağlanır.Sipsi görünüm olarak küçük, çalınış itibarıyla çok zor olan nefesli hak çalgılarımızdan birisidir.Eksik perdeli oluşu çalınmasını bir kat daha güçleştirir Ancak eksik perdeli olması yöre özelliğindendir.Yedi delikli sipsilerin, alttan iki deliği açık olmak üzere diğer delikler kapatılarak çalınır. Ağızlığın baş kısmı dil ile veya herhangi bir madde ile kapatılarak üflenir.Sipsinin kenar seslerinde devamlı olarak üstten beş delik (perde) kapalı olarak tutulur (arka delik dahil) En önemli özelliklerinden bir tanesi nefes alıp verme, yani sesi hiç kesmeden sürekli olarak nefes çevirme olayıdır.Bu nedenle sürekli çalındığı için sipsi çalanın dudakları yorulmaktadır ve ağızlık ile gövdenin birleştiği yere bazen zurnada olduğu gibi plastik bir maddeden 'lüle' denen araç geçirilir.Bunun görevi ise yorulan dudakları bir lüleye dayamak koşuluyla dinlendirmek ve daha uzun süre çalınmasını sağlamaktır.Sipsi çalabilmek için önce güçlü bir nefese ihtiyaç vardır.Boğaz,Gurbet,Teke ve Zeybek havalarının en güzel seslendirildiği bir halk çalgımızdır.
Burdur'un Altınyayla ilçesi civarında çalınan sipsi isimli çalgı, yurt dışında da büyük ilgi görüyor. Üflemeli bir çalgı olan sipsi ustalarından Mahmut Kılıç'ın ölmesinin üzerine yörede bu çalgıyı yapan Mehmet Bedel isminde bir tek sipsi ustası kaldı. Sipsi ustası Mehmet Bedel, yöresel çalgı sipsiyi tanıtırken, yaşadığı sıkıntıları da şöyle anlattı. "Bu çalgıyı yapacak kamış bulmak zorlaştı. Bugüne kadar başta Japonya olmak üzere bir çok ülkeye sipsi gönderdik. İskoçların gaydası ile ses benzerliği bulunan sipsi İskoçlar tarafından da beğeniliyor ve bu ülkeden çok sayıda talep geliyor. Gelen talepleri malzeme yetersizliğinden dolayı karşılamakta zorlanıyorum. Bu talepleri ancak siparişleri belli bir zamana yayarak karşılıyorum. Sipsi, Karadeniz Bölgesi'nin yöresel çalgısı tuluma da benziyor. Çok küçük olması fazla yer tutmaması bakımından da aranılan bir çalgı. Şu anda evimin altını atölye haline getirdim. Burada çoban kavalı, kartal kanadından kemik düdük ve sipsi yapıyorum." Burdur İl Kültür Müdürlüğü, Burdur'da kısa dönem askerlere Ulusal Eğitime Destek Kampanyası kapsamında sipsi satarak gelir elde etmek, hem yörenin, hem de bu çalgının tanıtımına katkı sağlamak için çalışmalar başlattı. Bu kampanyadan elde edilecek gelir, ulusal eğitime katkı için kullanılacak. İlk olarak beş yüz adet sipsi satacaklarını belirten Kültür Müdürlüğü yetkilileri, yurt dışı taleplerinin kendilerine de geldiğini; dönem dönem Japonların buraya gelerek, hem Aziziye'de nostaljik olarak bu kültürü yaşadıklarını, hem de buradan otantik çalgılar alarak ülkelerine götürdüklerini belirttiler. Yetkililer bu çalgının yöre kültürünü tanıtılması açısından öneminin büyük olduğunu söylediler. Şu anda yöredeki fiyatı 5 milyon ile 15 milyon arasında değişen sipsinin usta ve malzeme yetersizliği nedeniyle az sayıda yapılması fiyatını artırıyor. Muğla-Fethiye yöresindeki kamışlardan yapılan sipsinin boyu 20 cm. sesi ise gayda ve tulumla benzerlik gösteriyor.