Konuya cevap cer

Cevap: Sıla basında çıkan haberleri


07.10.2006 - 04:12

 

Sıla ile ilgili ilk yazımı okuyanlar bilirler; bu diziden hoşlanmadığımı, yapılan işin bana pek de ahlaklı gelmediğini. Hala aynı fikirdeyim ancak benim bu fikirde olmam bu dizinin izlenme oranlarında ki yükselen grafiğini görmemem anlamına da gelmez. O yazımın son bölümünde, Sıla ile ilgili aşağıdaki notu düşmüştüm.

 

 SILA’NIN İZLENME ORANLARI: 15 Eylül 2006 Cuma günü genelde beşinci, AB’de de üçüncü sırada yer aldı. Tekrarının yayınlandığı 19 Eylül 2006 Salı günü genelde onuncu, AB’de dokuzuncu oldu. Tekrarı çok geç saatteydi. Cuma günkü yayınsa saat sekizdeydi. Fakat geçtiğimiz hafta iddialı yapımların çoğu ekrana gelmediği için, gerçek izlenme oranı önümüzdeki iki üç hafta içerisinde belli olur.

 

Şimdi o iki haftanın izlenme oranlarını verme zamanı.

 

 22 Eylül 2006 Cuma: Total’de üçüncü, AB’de dördüncü oldu.

29 Eylül 2006 Cuma: Total’e birinci, AB’de üçüncü oldu.

 

Öncelikle şaşırmadığımı söylemeliyim. Beklediğim sonuçtu. Rating’inin iyi olacağı, bizim izleyicinin seveceği apaçık ortadaydı. Gelelim nedenlerine…

 

Bizim kadınlarımız kazak erkekleri sever; yani gücünü kullanan, lafını dinleten ama bir tarafta da duygusal ve kadınına değer veren adamlardan. Ayrıca bizim seyircimiz, kadın erkek ilişkisinde inatlaşmalara da bayılır. Bu inatlaşmalar da hep erkek tarafının haklı çıkması, kazanan taraf olması da tercih edilir. Kadın güçsüz düşmeli, erkek kadının tam da dibe vurduğu nokta da; korumacı, kollayıcı tavrı ile ön plana çıkmalıdır. Yani anlayacağınız erkek hep güç timsali ve adaletli olmalıdır. Yani Boran gibi…

 

Ayrıca Mehmet Akif Alakurt’un yükselen yıldızını da göz ardı etmemek gerek. Hacı dizisindeki performansını burada da devam ettiriyor. Ancak Mehmet Akif Alakurt nasıl başarılı bir tercihse, Cansu Dere’de o kadar kötü bir seçim. Kimse kusuruma bakmasın ama gerçekten çok kötü oynuyor. Keşke bundan iki yıl önce gittiği tiyatro kurslarına devam etseydi. Dizide Sıla karakterinin yaşadıkları, gerçekten de çok yoğun duygu fırtınaları gerektiriyor. Oysa Cansu; o kadar abartılı, o kadar kör göze parmak oynuyor ki, adeta ben rol yapıyorum diye bağırıyor. Ağlamasından kızgınlığına, sevincinden bayılmasına kadar her şey abartı. Sanki evcilik oynar gibi. Üzülerek söylüyorum ama çok kötü…

 

Dizi ile ilgili başka bir konuysa; çok sayıda geri dönüş (flashback) olması. Yani sık sık geçmişten görüntüler giriyor. Bu da tempoyu kötü etkiliyor. Ayrıca pek de hoş olmuyor. Son olarak ben yine de tekrarlıyorum; bana göre Aşka Sürgün’ün kopyası bir dizidir ve yapılan ayıptır. Hele Faruk Bayhan gibi, eskiden bir kanalın genel müdürlüğünü yapmış birinin, ortağı olduğu bir yapım şirketine, böyle iş yapmak yakışmamaktadır.

 

Yaprak Eser


Geri
Üst