Uzman SühaN
Administrator
Sigara içmek harammı?
İslam’ın evrensel helal ve haramları Kur'an-ı Kerim’de ve onun açıklaması olan sünnette zikredilmiştir. ‘Evrensel helal ve haram’ derken kastettiğimiz şey, her zaman ve her mekana göre genel geçer olan helal ve haramlardır.
Sigara konusu gerek sünnette, gerekse Kur’ân-ı Kerim’de yer almaz. Çünkü Kur’an’ın indiği zaman sigara denen bir şey yoktu. Sigara XV. asırdan sonra ortaya çıkmıştır.
İslam’ın temel kaynaklarında adı geçmeyen bir şeyin hükmünü anlamak için İslam’ın bazı genel kuralları vardır. Bunlardan birisi şudur:
Eşyada aslolan, ibahadır
Yani, her şey insanlar için yaratılmıştır. Bazı şeylerin ise haram olduğu açıklanmış, böylece hükmü bildirilmeyen şeyler de helal olarak kalmıştır, demektir. Bir diğeri de şudur:
“Temiz ve güzel olan şeyler helaldir, pis ve zararlı şeyler ise haramdır.”
Bu iki genel kural, beraberce düşünüldüğü zaman sigara için karşımıza şöyle bir sonuç çıkar: Sigara hakkında kaynaklarda bir şey söylenmediğine göre, onun hakkında hüküm verebilmemiz için onun pis ve zararlı olup olmadığına bakmalıyız: Eğer onun pis ve zararlı olduğunu söyleyebileceğimiz özellikleri varsa haram olduğuna, yoksa, helal olduğuna hükmetmeliyiz.
İşte bu metodik anlayış sebebiyle tarihte bazı İslam alimleri sigaranın helal/mubah olduğu hükmüne varmışlardır. Çünkü, demişlerdir, biz sigaranın bir zararını görmüş değiliz, şu halde onun haram olduğunu söyleyemeyiz. Eğer bir gün zararlı olduğu ortaya çıkarsa biz de ona göre hüküm veririz. Oysa bu gün sigaranın 2.000 civarında zehir içerdiğini, pek çok hastalığın sebebi olduğunu, içenlerin sadece kendilerine değil, içmeyenlere dahi zarar verdiklerini bilim kesin olarak ortaya koymuştur.
Bununla birlikte Hanefî gelenekte şöyle bir anlama metodu vardır: “Kıyasa/kurallara göre haram olan, ancak Kur'an-ı Kerim’de ve sünnette adı ve hükmü açıkça zikredilmeyen şeylere haram yerine, tahrîmen mekruh demek daha uygundur. Gerçi bununla kastedilen de haramlıktır, ancak bir şeye haram ya da helal hükmü vermek sadece Allah’a (cc) ait bir hak olduğu için, haram olduğu kesinkes anlaşılsa bile, Kur’an’da haram denmeyen şeylere nezaketen, tahrimen mekruh demek daha güzeldir.” Bu sebeple son dönem Hanefîler sigara için “tahrimen mekruh” hükmünü tercih etmişlerdir. “Tahrîmen mekruh”, kanun hükmünde kararname gibi, haram hükmünde mekruh demektir.
Ayrıca sigara insanın kendisini tehlikeye atmasıdır. Oysa Allah (cc): “Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın.” buyurmaktadır. Bu sebeple sigara, insanın kendisini tehlikeye atması demektir. Sigara içmek ayrıca çok önemli bir kul hakkıdır, çünkü içenler içmeyenlere zarar vermekte ve onları rahatsız etmektedirler. Kul hakkının affedilmesi de ancak, hakkı olan insanların bağışlamasına bağlıdır. Bunu temin etmek ise çok zordur.
Sigaranın hükmü?
Tütün, XV. asırdan sonra, İslâm ülkelerine girmiştir. O zamandan beri, İslâm uleması onu içmenin hükmü üzerinde durmuşlardır. Şöyle ki:
a. Bâzı âlimler, tütünün mubah olduğunu söylemişlerdir. Bunu söyleyenler, tütünün zararı olmadığını ve Şâri' (Şeriatı koyan, yani Allah) tarafından yasaklanmadığını ileri sürmüşlerdir.
Halbuki, bugün tütünün zararları ilmen kesin şekilde ortaya çıkmıştır. Zararsız olduğu söylenemez. Şâri'nin yasaklamadığını söylemek de doğru olmasa gerektir. Zira Şâri', her haramı ismen tek tek zikretmemiştir. Hüküm, sadece sarih ve hususî naslarla değil, naslarda geçenlerin haram kılınış illetlerine bakarak yapılan kıyas ve istidlal yollarıyla da verilebilmektedir. Bu bakımdan hakkında sarih nas olmayan bir nesne hakkında kıyas ve istidlal yoluyla bir hüküm verilmesinde hiçbir mâni yoktur.
b. Bâzıları da sigara içmek mekruhtur, demişlerdir. Bunlar, kıyasla sabit bir hükme, haram demekten çekinmeleri ve sigaranın zararları hakkında kesin bilgi sahibi olmamaları yüzünden bu hükmü vermişlerdir.
c. Bâzıları da sigara içmek, özellikle tiryakisi olmak haramdır, demişlerdir. Bunların mesnedi ise, sigaranın vücuda zarar vermesi, israf olması ve nafaka mükellefiyetinde darlığa yol açması gibi sebeplerdir.
Bu üç sebepten biri gerçekleştiği yer ve durumda, sigara içmek haramdır. Bunlar gerçekleşmez ise, mekruhtur.
Özellikle dindar ve uzman bir hekimin vereceği karar çok önemlidir. Böyle bir doktor bir kimseye sigarayı mutlaka terketmesini söylerse, onun sigarayı içemesi dinen de helal olmaz.Dürr-ül-muhtar kitabının beşinci cildinde buyuruluyor ki:
Hanefi âlim İbni Nüceymi Mısri, Eşbah kitabında diyor ki:
Âyet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde haram olduğu bildirilmeyen şeyler, aslı üzere helal olur. Veya helal ve haram diye hüküm verilemez. Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğu, böyle şeyler helal olur dedi. İbni Hümam, Tahrir kitabında da böyle söylüyor. Bunun için, Besmele ile kesildiği bilinmeyen hayvana ve zararı görülmeyen ota helal denir. Tütün de böyledir. Âlimlerin çoğuna göre, helaldir. Birkaçına göre ise, hüküm verilemez. [Uyun-ül-besair’de, Hamevi Eşbahı şerh ederken, (Buradan tütün içmenin helal olduğu anlaşılıyor) buyuruyor.]
Hanefi âlimlerinden, Şam müftüsü, Abdürrahman İmadi, Hediye adındaki kitabında, (Tütün; soğan, sarmısak gibi mekruhtur) buyurdu. İbni Abidin, bu satırları açıklarken buyuruyor ki:
Vehbaniyye şerhinde, (Tütün içmek ve satmak yasak edilmelidir) diyor. [Tütünü yasak eden dördüncü Murad han zamanında bulunan Şernblali de, (Halife mubahları yasak edince haram olur) diyerek, tütün yasak edilmeli demiş, fakat yine de haram veya mekruh dememiştir.]
Mısır’da, Maliki âlimlerinin büyüklerinden Ali Echüri hazretleri tütünün helal olduğunu bildiren kitap yazıp, dört mezhep âlimlerinin, tütünün helal olduğunu bildiren fetvalarını nakletmiştir.
Abdülgani Nablüsi hazretleri de tütünün mubah olduğunu bildiren, Essulhu beynelihvan kitabında diyor ki:
Tütün bazılarına zarar verirse, yalnız bunlara haram olur, başkalarına haram olmaz. Bal, safra hastasına zarar verir. Fakat, başkalarına haram değildir. Her şey aslında helaldir. Haram veya mekruh diyebilmek için, delil lazımdır. Şarap habislerin en kötüsü iken ve Resulullah İslamiyetin bildiricisi olduğu halde, şaraba haram demedi. Âyet-i kerime ile yasak edilmesini bekledi. O halde, tütün içmek mubahtır, helaldir. Kokusu ise tab’an mekruhtur. Şer’an mekruh değildir.
İbni Abidin hazretleri devam ederek buyuruyor ki:
Tütün içmek Şafii’de haram değil, tenzihen mekruhtur. Hatta, zevce tütünü bırakınca, zarar görmezse, meyve gibi olur. Kocasının tütün parası vermesi lazım olur. Tütünü bırakınca, kadın zarar görürse, ilaç gibi olur.
Sigara konusu gerek sünnette, gerekse Kur’ân-ı Kerim’de yer almaz. Çünkü Kur’an’ın indiği zaman sigara denen bir şey yoktu. Sigara XV. asırdan sonra ortaya çıkmıştır.
İslam’ın temel kaynaklarında adı geçmeyen bir şeyin hükmünü anlamak için İslam’ın bazı genel kuralları vardır. Bunlardan birisi şudur:
Eşyada aslolan, ibahadır
Yani, her şey insanlar için yaratılmıştır. Bazı şeylerin ise haram olduğu açıklanmış, böylece hükmü bildirilmeyen şeyler de helal olarak kalmıştır, demektir. Bir diğeri de şudur:
“Temiz ve güzel olan şeyler helaldir, pis ve zararlı şeyler ise haramdır.”
Bu iki genel kural, beraberce düşünüldüğü zaman sigara için karşımıza şöyle bir sonuç çıkar: Sigara hakkında kaynaklarda bir şey söylenmediğine göre, onun hakkında hüküm verebilmemiz için onun pis ve zararlı olup olmadığına bakmalıyız: Eğer onun pis ve zararlı olduğunu söyleyebileceğimiz özellikleri varsa haram olduğuna, yoksa, helal olduğuna hükmetmeliyiz.
İşte bu metodik anlayış sebebiyle tarihte bazı İslam alimleri sigaranın helal/mubah olduğu hükmüne varmışlardır. Çünkü, demişlerdir, biz sigaranın bir zararını görmüş değiliz, şu halde onun haram olduğunu söyleyemeyiz. Eğer bir gün zararlı olduğu ortaya çıkarsa biz de ona göre hüküm veririz. Oysa bu gün sigaranın 2.000 civarında zehir içerdiğini, pek çok hastalığın sebebi olduğunu, içenlerin sadece kendilerine değil, içmeyenlere dahi zarar verdiklerini bilim kesin olarak ortaya koymuştur.
Bununla birlikte Hanefî gelenekte şöyle bir anlama metodu vardır: “Kıyasa/kurallara göre haram olan, ancak Kur'an-ı Kerim’de ve sünnette adı ve hükmü açıkça zikredilmeyen şeylere haram yerine, tahrîmen mekruh demek daha uygundur. Gerçi bununla kastedilen de haramlıktır, ancak bir şeye haram ya da helal hükmü vermek sadece Allah’a (cc) ait bir hak olduğu için, haram olduğu kesinkes anlaşılsa bile, Kur’an’da haram denmeyen şeylere nezaketen, tahrimen mekruh demek daha güzeldir.” Bu sebeple son dönem Hanefîler sigara için “tahrimen mekruh” hükmünü tercih etmişlerdir. “Tahrîmen mekruh”, kanun hükmünde kararname gibi, haram hükmünde mekruh demektir.
Ayrıca sigara insanın kendisini tehlikeye atmasıdır. Oysa Allah (cc): “Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın.” buyurmaktadır. Bu sebeple sigara, insanın kendisini tehlikeye atması demektir. Sigara içmek ayrıca çok önemli bir kul hakkıdır, çünkü içenler içmeyenlere zarar vermekte ve onları rahatsız etmektedirler. Kul hakkının affedilmesi de ancak, hakkı olan insanların bağışlamasına bağlıdır. Bunu temin etmek ise çok zordur.
Sigaranın hükmü?
Tütün, XV. asırdan sonra, İslâm ülkelerine girmiştir. O zamandan beri, İslâm uleması onu içmenin hükmü üzerinde durmuşlardır. Şöyle ki:
a. Bâzı âlimler, tütünün mubah olduğunu söylemişlerdir. Bunu söyleyenler, tütünün zararı olmadığını ve Şâri' (Şeriatı koyan, yani Allah) tarafından yasaklanmadığını ileri sürmüşlerdir.
Halbuki, bugün tütünün zararları ilmen kesin şekilde ortaya çıkmıştır. Zararsız olduğu söylenemez. Şâri'nin yasaklamadığını söylemek de doğru olmasa gerektir. Zira Şâri', her haramı ismen tek tek zikretmemiştir. Hüküm, sadece sarih ve hususî naslarla değil, naslarda geçenlerin haram kılınış illetlerine bakarak yapılan kıyas ve istidlal yollarıyla da verilebilmektedir. Bu bakımdan hakkında sarih nas olmayan bir nesne hakkında kıyas ve istidlal yoluyla bir hüküm verilmesinde hiçbir mâni yoktur.
b. Bâzıları da sigara içmek mekruhtur, demişlerdir. Bunlar, kıyasla sabit bir hükme, haram demekten çekinmeleri ve sigaranın zararları hakkında kesin bilgi sahibi olmamaları yüzünden bu hükmü vermişlerdir.
c. Bâzıları da sigara içmek, özellikle tiryakisi olmak haramdır, demişlerdir. Bunların mesnedi ise, sigaranın vücuda zarar vermesi, israf olması ve nafaka mükellefiyetinde darlığa yol açması gibi sebeplerdir.
Bu üç sebepten biri gerçekleştiği yer ve durumda, sigara içmek haramdır. Bunlar gerçekleşmez ise, mekruhtur.
Özellikle dindar ve uzman bir hekimin vereceği karar çok önemlidir. Böyle bir doktor bir kimseye sigarayı mutlaka terketmesini söylerse, onun sigarayı içemesi dinen de helal olmaz.Dürr-ül-muhtar kitabının beşinci cildinde buyuruluyor ki:
Hanefi âlim İbni Nüceymi Mısri, Eşbah kitabında diyor ki:
Âyet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde haram olduğu bildirilmeyen şeyler, aslı üzere helal olur. Veya helal ve haram diye hüküm verilemez. Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğu, böyle şeyler helal olur dedi. İbni Hümam, Tahrir kitabında da böyle söylüyor. Bunun için, Besmele ile kesildiği bilinmeyen hayvana ve zararı görülmeyen ota helal denir. Tütün de böyledir. Âlimlerin çoğuna göre, helaldir. Birkaçına göre ise, hüküm verilemez. [Uyun-ül-besair’de, Hamevi Eşbahı şerh ederken, (Buradan tütün içmenin helal olduğu anlaşılıyor) buyuruyor.]
Hanefi âlimlerinden, Şam müftüsü, Abdürrahman İmadi, Hediye adındaki kitabında, (Tütün; soğan, sarmısak gibi mekruhtur) buyurdu. İbni Abidin, bu satırları açıklarken buyuruyor ki:
Vehbaniyye şerhinde, (Tütün içmek ve satmak yasak edilmelidir) diyor. [Tütünü yasak eden dördüncü Murad han zamanında bulunan Şernblali de, (Halife mubahları yasak edince haram olur) diyerek, tütün yasak edilmeli demiş, fakat yine de haram veya mekruh dememiştir.]
Mısır’da, Maliki âlimlerinin büyüklerinden Ali Echüri hazretleri tütünün helal olduğunu bildiren kitap yazıp, dört mezhep âlimlerinin, tütünün helal olduğunu bildiren fetvalarını nakletmiştir.
Abdülgani Nablüsi hazretleri de tütünün mubah olduğunu bildiren, Essulhu beynelihvan kitabında diyor ki:
Tütün bazılarına zarar verirse, yalnız bunlara haram olur, başkalarına haram olmaz. Bal, safra hastasına zarar verir. Fakat, başkalarına haram değildir. Her şey aslında helaldir. Haram veya mekruh diyebilmek için, delil lazımdır. Şarap habislerin en kötüsü iken ve Resulullah İslamiyetin bildiricisi olduğu halde, şaraba haram demedi. Âyet-i kerime ile yasak edilmesini bekledi. O halde, tütün içmek mubahtır, helaldir. Kokusu ise tab’an mekruhtur. Şer’an mekruh değildir.
İbni Abidin hazretleri devam ederek buyuruyor ki:
Tütün içmek Şafii’de haram değil, tenzihen mekruhtur. Hatta, zevce tütünü bırakınca, zarar görmezse, meyve gibi olur. Kocasının tütün parası vermesi lazım olur. Tütünü bırakınca, kadın zarar görürse, ilaç gibi olur.