Uzman SühaN
Administrator
Sessiz düşük kimyasal gebelik nedir?
bu konu;kimyasal gebelik,kimyasal hamilelik hakkında bilgiler vermektedir
Kimyasal gebelik normal bir gebelik olmayıp,döllenen yumurtanın sağlıklı bir embriyo gelişimi ile devam edememsi ve gebeliğin sadece gebelik testleriyle tespit edilmesidir
Kimyasal gebeliği hekimler sessiz düşük olarak ta isimlendirmektedir.Kısacası döllenme olur,fakat rahim içine yerleşemez.Ve sessizce adet kanamasıyla birlikte düşer
Kimyasal gebelik,kürtaj veya tıbbi bir müdahale gerektirmez ,sadece takip gerekmektedir.Kimyasal gebelik yaşayan üyelerimiz,misafirlerimiz bu konu hakkında ki tecrübelerinizi,yaşadıklarınızı paylaşabilirsiniz.Kimyasal gebelik hakkındaki tüm merak edilenleri konumuzda bulabilirsiniz
Kimyasal gebelik normal bir gebelik olmayıp,döllenen yumurtanın sağlıklı bir embriyo gelişimi ile devam edememsi ve gebeliğin sadece gebelik testleriyle tespit edilmesidir
Kimyasal gebeliği hekimler sessiz düşük olarak ta isimlendirmektedir.Kısacası döllenme olur,fakat rahim içine yerleşemez.Ve sessizce adet kanamasıyla birlikte düşer
Kimyasal gebelik,kürtaj veya tıbbi bir müdahale gerektirmez ,sadece takip gerekmektedir.Kimyasal gebelik yaşayan üyelerimiz,misafirlerimiz bu konu hakkında ki tecrübelerinizi,yaşadıklarınızı paylaşabilirsiniz.Kimyasal gebelik hakkındaki tüm merak edilenleri konumuzda bulabilirsiniz
(SESSİZ DÜŞÜK)
Kimyasak gebelik oluşan döllenme sonunu normal bir embriyo yada gebelik kesesi oluşamadan gebeliğin çok erken dönemde kendi kendine düşükle sonuçlanmasıdır. Bu gebelik kaybı çok erken dönemde olduğu için diğer düşükler gibi farkedilmezler sadece laboratuarda B-HCG hormonunun kanda yüksekliğinin farkedilmesiyle şüphelenilebilir. Kadınların çoğunluğu bu tür bir "sessiz düşük" geçirir fakat normal olarak bunun farkında olmaz ve adet gördüğünü zanneder.
B-HCG zamanla normal bir şekilde sıfıra düşerse herhangi bir tedavi veya kürtaj gerektirmez. B-HCG kan değerinin düşüşünün takip edilmesi gerekir, düşüş olmazsa dış gebelik yada başka bir patoloji olmaması açısından değerlendirmek gerekir.
Düşük Neden Olur?
Oosit (yumurta hücresi) döllendiği andan itibaren gebelik başlar. Döllenen yumurta hücresi Fallop tüpünde ilerleyerek uterus içine ulaşır ve burada en uygun yerde yerleşir. Bu yerleşme (implantasyon) sonrasında beta HCG salgısı başlar.
Doğanın en önemli görevlerinden biri yeryüzünün canlılara sunduğu sınırlı kaynaklarından en mükemmel olan canlıların faydalanmasını sağlamaktır. Bunun için de doğa(l) mekanizmalar yeni canlı oluşumunun her aşamasında ve hatta canlılar dünyaya geldikten sonra da hayatın her aşamasında devreye girerek tüm canlılar bir sınava tabi tutulur, hatalı olanlar ortadan kaldırılır ve kusursuz olanlara yer açılır. En mükemmel olan burada genetik, yapısal ve işlevsel olarak en mükemmel olan anlamında kullanılmaktadır. Doğal seleksiyon (seçim) adı verilen bu fizyolojik mekanizma hatalı olan organizmaları bulur ve yukarıda anlattığımız gibi, mükemmel olanlarına yer açmak için bir anlamda kendi yaptığı hataları yokederek düzeltmeye çalışır. En dar anlamda bakıldığında düşük bu fizyolojik mekanizmanın dışavurumlarından biri olarak görülebilir.
Doğal seleksiyonun düşük eyleminde en önemli özelliklerinden biri en erken dönemlerde devreye girmesidir. Hata henüz büyük boyutlara ulaşılmadan bertaraf edildiğinde mekanizma daha iyi işler. Bu nedenle her ne kadar düşük terimini ilk 20 hafta içinde oluşan bir olay olarak tarif etmiş olsak da aslında düşükler en sık gebeliğin oluştuğu ilk günlerde oluşur ve önemli bir kısmı da henüz adet gecikmesi gibi gebelik belirtileri oluşmadan, yani kadın gebe olduğunu algılamadan meydana gelir. Döllendikten hemen sonra süreç işlemeye başlar ve döllenmiş olan ancak kalitesi düşük yumurta hücresi hemen yokedilmeye çalışır. Bu süreç o kadar hassas işler ki, bu aşamadan adet gecikmesi olan gebeliğin dördüncü haftasına kadar oluşmuş olan gebeliklerin yaklaşık %25′i düşükle sonuçlanır. Bu gerçeği beta HCG hormonu ölçüm yöntemleri geliştirildikten sonra anlamış bulunuyoruz. Yukarıda anlattığımız gibi implantasyon (uterus içinde yerleşme) oluştuktan hemen sonra başlayan beta HCG salgısı hassas laboratuar incelemeleriyle ölçülebilmekte ve kadında henüz adet gecikmesi olmadan beta HCG salgısının arttığının gözlenmesiyle gebelik tanısı kesin konabilmektedir (gebeliğin tanısı hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayın). Bu aşamada henüz biyolojik olarak gebelik başlamamış olduğundan ve kan biyokimyasına göre (yani beta HCG artışına göre ) gebelik tanısı konduğundan gebeliğe kimyasal gebelik adı verilir
Kimyasak gebelik oluşan döllenme sonunu normal bir embriyo yada gebelik kesesi oluşamadan gebeliğin çok erken dönemde kendi kendine düşükle sonuçlanmasıdır. Bu gebelik kaybı çok erken dönemde olduğu için diğer düşükler gibi farkedilmezler sadece laboratuarda B-HCG hormonunun kanda yüksekliğinin farkedilmesiyle şüphelenilebilir. Kadınların çoğunluğu bu tür bir "sessiz düşük" geçirir fakat normal olarak bunun farkında olmaz ve adet gördüğünü zanneder.
B-HCG zamanla normal bir şekilde sıfıra düşerse herhangi bir tedavi veya kürtaj gerektirmez. B-HCG kan değerinin düşüşünün takip edilmesi gerekir, düşüş olmazsa dış gebelik yada başka bir patoloji olmaması açısından değerlendirmek gerekir.
Düşük Neden Olur?
Oosit (yumurta hücresi) döllendiği andan itibaren gebelik başlar. Döllenen yumurta hücresi Fallop tüpünde ilerleyerek uterus içine ulaşır ve burada en uygun yerde yerleşir. Bu yerleşme (implantasyon) sonrasında beta HCG salgısı başlar.
Doğanın en önemli görevlerinden biri yeryüzünün canlılara sunduğu sınırlı kaynaklarından en mükemmel olan canlıların faydalanmasını sağlamaktır. Bunun için de doğa(l) mekanizmalar yeni canlı oluşumunun her aşamasında ve hatta canlılar dünyaya geldikten sonra da hayatın her aşamasında devreye girerek tüm canlılar bir sınava tabi tutulur, hatalı olanlar ortadan kaldırılır ve kusursuz olanlara yer açılır. En mükemmel olan burada genetik, yapısal ve işlevsel olarak en mükemmel olan anlamında kullanılmaktadır. Doğal seleksiyon (seçim) adı verilen bu fizyolojik mekanizma hatalı olan organizmaları bulur ve yukarıda anlattığımız gibi, mükemmel olanlarına yer açmak için bir anlamda kendi yaptığı hataları yokederek düzeltmeye çalışır. En dar anlamda bakıldığında düşük bu fizyolojik mekanizmanın dışavurumlarından biri olarak görülebilir.
Doğal seleksiyonun düşük eyleminde en önemli özelliklerinden biri en erken dönemlerde devreye girmesidir. Hata henüz büyük boyutlara ulaşılmadan bertaraf edildiğinde mekanizma daha iyi işler. Bu nedenle her ne kadar düşük terimini ilk 20 hafta içinde oluşan bir olay olarak tarif etmiş olsak da aslında düşükler en sık gebeliğin oluştuğu ilk günlerde oluşur ve önemli bir kısmı da henüz adet gecikmesi gibi gebelik belirtileri oluşmadan, yani kadın gebe olduğunu algılamadan meydana gelir. Döllendikten hemen sonra süreç işlemeye başlar ve döllenmiş olan ancak kalitesi düşük yumurta hücresi hemen yokedilmeye çalışır. Bu süreç o kadar hassas işler ki, bu aşamadan adet gecikmesi olan gebeliğin dördüncü haftasına kadar oluşmuş olan gebeliklerin yaklaşık %25′i düşükle sonuçlanır. Bu gerçeği beta HCG hormonu ölçüm yöntemleri geliştirildikten sonra anlamış bulunuyoruz. Yukarıda anlattığımız gibi implantasyon (uterus içinde yerleşme) oluştuktan hemen sonra başlayan beta HCG salgısı hassas laboratuar incelemeleriyle ölçülebilmekte ve kadında henüz adet gecikmesi olmadan beta HCG salgısının arttığının gözlenmesiyle gebelik tanısı kesin konabilmektedir (gebeliğin tanısı hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayın). Bu aşamada henüz biyolojik olarak gebelik başlamamış olduğundan ve kan biyokimyasına göre (yani beta HCG artışına göre ) gebelik tanısı konduğundan gebeliğe kimyasal gebelik adı verilir