Şehİt ÖĞretmen Saİt Korkmaz

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Şehİt ÖĞretmen Saİt Korkmaz
şehit öğretmen sait korkmaz ilköğretim okulu
Merhaba, bu formda 28.09.1994 tarihinde Ağrı-Doğubeyazıt/Kazan Köyünde Öğretmen Sait KORKMAZ'ın şehit edilişini eşi Aklime KORKMAZın Şehit Mektupları isimli bir kitaptaki anlatımıyla aktarmak istedim.Şehit eşi Aklime KORKMAZ o zamanı şöyle anlatmaktadır:

29 Eylül 1994 akşamı eşimle yemek yedikten sonra sohbet ettik.Ben hamile olduğum için hastaydım,köyde su olmadığı için köydeki pis sular sebebiyle tifo kapmıştım.İlaç kullandığım için ayakta duramıyordum.Eşim ben ve kızımdan yatmamızı istedi.O gün Milli Takım maçı olduğu için ben izledikten sonra yatarım dedi.
Ben uykudaydım.Kapının çok sert çalındığını duydum.Ben zannettim ki köylülerden biri hasta diye kapıyı çalıyor.Yataktan kalkıp baktığımda eşim kapıyı açmıştı, iki kişi elleri silahlı ve tam donanmış kişilerdi.Ellerinde telsizleri vardı,ben ve eşim çok şaşırmıştık.Adamlar içeri girip oturduktan sonra ben kızımı mahsustan uykusundan uyandırıp tuvalete götürdüm.Adamlar kızımızı görüp bize bir şey yapmazlar diye düşündüm.Biraz konuştuktan sonra eşime ''Bizi kapıya kadar geçirir misin?''dediler.Eşim ve ben balkona çıktık.Bize dediler ki,''dışarının lambasını kapatın evinizden çıktığımızı kimse görmesin.''Kapımızda bir köylünün köpeği duruyordu.Adamlar eşim ve bana''şu köpeğe ekmek verin bizi ısırmasın''dediler.Ben ve eşim ekmeği alıp köpeğe verirken eşimi çağırdılar''Hoca gel,sana bir şey diyeceğiz''dediler.Adamlar iki metre ileride duruyorlardı.Eşim yanlarına gitti,birden kurşun sesleriyle birlikte eşim Ayten diye bağırdı ve balkondan koşup lambayı açtım.Zannettim ki havaya ateş ediyorlar.Eşimi ayakta beklerken onu yerde can çekişirken gördükten sonra eşime doğru koşup ona sarılıp bağırdım ''beni de öldürün diye.''Ama ortalıklarda kimse yoktu.Eşim o haliyle bana işaret ediyordu,''korkma yaşıyorum ben''dercesine.
Başımdaki yazmayı sağ göğsündeki kurşun yarasına bastırdım kan kaybetmesin diye.Bağırıyordum,''ölme ne olur çocuğunu gör''diye.O an el fenerini alıp köye koştum,bütün kapıları çaldım.Kimse yardım etmiyordu.Köylüler beni kovuyor,''git başımıza bela mısın'' diyorlardı.Eşimin yanına koşup geldiğim zaman kızım ''ne oldu diye bağırıyor'',kızımı orda bırakıp tekrar köye gidip köyün gençleri ve erkekleri yardım etmiyorsa kadınları yardım eder diye umut ediyordum.Hepsine de yalvarıyor,''Bana bir şey yapmadılar size de yapmazlar'' diye söyledim.''Ne olur biriniz bana at arabası verin,eşimi şehre götürüp tedavi ettireyim,eşim sizin çocuklarınız için buradaydı'' diyor ve yalvarıyordum.
En sonunda baktım ki kimse bana yardım etmeyecek eşimin yanına geldim.Başını dizime koydum.Baktım ki eşim can veriyor,dudaklarını suyla ıslattım.Eşime kelimeyi şahadet getirttim.Kalkıp eşimin başının altına bir minder koydum,üstünü örttüm.En sonunda köy muhtarının kardeşi gelip''ölmüş kızım gel gidelim bize''dedi.Önce gitmedim,eşimin başında kalmak istedim.Sonra düşündüm adamlar geri dönüp kızıma ve bana kötülük yapmak isterse diye muhtarın kardeşinin evine sığındım.Şimdi düşünüyorum da evimizin köye uzak olmasından başka aramızda bir dere vardı.Dörtbuçuk aylık hamile olduğum halde,kim bilir kaç defa göğsüme kadar sulara gömülüp köylülerden yardım istedim.Ben ki köyün vahşi köpeklerinden korkuyordum,o gece köpekler benim feryatımdan benden korkup kaçıyorlardı.O kadar mücadele etmeme rağmen eşimi kurtaramadım.

Şehit öğretmenimize ayriyaten bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin,ailelerine sabır versin.
 
Geri
Üst