Şebnem Ferah şarkılarının sözleri burada kızlar

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ce: Şebnem Ferah

Can Kırıkları

Bu kalabalığın içinde yapayalnız hissetmektense
Dünyanın bir ucunda tek başımayım

Kir göstermeyen renkleriniz sizin olsun korkmaktansa
Bulanıklığın tam içinde bir başımayım

Benim belki de gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım benim can kırıklarım var
Senin gördüğün yanağımdan süzülenler
Asıl içimde, içinde yüzdüğüm bir deniz var
 
Ce: Şebnem Ferah

Delgeç

Gel bir parçam ol kanımdan canımdan
Gel bir parça al ekmeğimden suyumdan

Ben zaten düşmüşüm kaldırımlar yatağım olmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel bir de sen vur

Ben zaten düşmüşüm içim dışım korku dolmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel
Nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgarlara
Bu sert iklimli ıssız hayata
Delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu
Biliyorum durma gel
Bir de sen vur
Bir de sen vur
Gel bir de sen vur
Bir de sen vur
 
Ce: Şebnem Ferah

Okyanus

Önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Ben zaten suda doğmuşum
Kapıyı açmam gerek

İşte o an biri geliyor
Tutuyor kulağımdan
Gözü anahtar deliğinde
Bak diyor sadece burdan

Bırak diyorum o küçücük resmi
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle
Olmaz diyor tutup ayak bileğimi

Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek

Bak diyorum koca dünyaya
Burdan derhal çıkmak gerek
Bari çekme bileğimden
Benim her şeyi görüp öğrenmem gerek

Bir ileri bir geri
Her adım bu kapının ardı demek
Sonunda boğulmak olsa da
Senim o sularda yüzmem gerek

Anahtar deliğinden görünen
Bu küçücük manzara
Sana yetiyorsa yetsin
Benim o sularda yüzmem gerek
Yüzmem gerek

Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek

Bırak diyorum o küçücük resmi
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle
Olmaz diyor tutup ayak bileğimi
 
Ce: Şebnem Ferah

Zaman Geçip Gidiyor

Bilgi sahibi olmadan
Fikirlerle dolmuşuz
Bir yerlerde bir çift elin tuttuğu
Silahta kurşun olmuşuz

Kalem sahibi olmadan
Kılıçlar kuşanmışız
Yaşanıp yaşatmak dururken
Hem ölmüş hem katil olmuşuz

Gözlerimiz var ama
Görmek istemedikçe
Yüreklerimiz var ama hissetmedikçe

Hiç ıslanmadan yüzmek
Ne kadar mümkünse
Hiç yanmadan ateşle
Ne kadar oynanabilirse

İçinde yaşamak varken
Teğet geçmek dünyaya
İşte bana öyle geliyor
Çünkü zaman geçip gidiyor

Avuçlarında hissetmek varken
Birinin ellerini
Sıkıca tutup sevmekten
Güvenmekten korkar olmuşuz

Kapıları kapatmak yetmemiş
Kepenkler indirmişiz
Bir küçük asma kilitle
İnsanı insan şerrinden sakınmışız

Gözlerimiz var ama
Görmek istemedikçe
Yüreklerimiz var ama hissetmedikçe

Hiç ıslanmadan yüzmek
Ne kadar mümkünse
Hiç yanmadan ateşle
Ne kadar oynanabilirse

içinde yaşamak varken
Teğet geçmek dünyaya
İşte bana öyle geliyor
Çünkü zaman geçip gidiyor

Zamanımız var ama
Korkmayı sürdürdükçe
Ruhumuz var teslim etmeden önce
 
Ce: Şebnem Ferah

Bir Kalp Kırıldığında

Bir oyun oynayalım mı
Herkes açsın kalbini
Oyun oynayalım mı

Bir oyun oynayalım mı
Herkes söylesin adını
Oyun oynayalım mı

Her kalp bir büyük dünya
Ve bir kalp kırıldığında
Hayata dair ne varsa
Üzerinde o dünyanın başlar yok olmaya

Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada

Her kalp kırıldığında
Bir yerlerde yolculuk başlar
Mavi renkten siyahlığa
Her bir kalp kırıldığında

Bir oyun oynayalım mı
Çocuklar gibi beraber
Oyun oynayalım mı

Bir oyun oynayalım mı
Kırmayalım birbirimizi
Oyun oynayalım mı

Her kalp ayrı bir dünya
Ve bir parça kristal aynı zamanda
Bir de bilmeyerek değil ama bilerek kırılmışsa
Artık acı da duymaz başlar yok olmaya
 
Ce: Şebnem Ferah

Çakıl Taşları

Benim çakıl taşlarım var irili ufaklı
Kaybolduğumda yere yayıp yol yaptığım
Çakıl taşlarım var her yerden topladığım
Boşluğa düştüğümde oyunlar yaratıp oynadığım

Benim bir sözlüğüm var unutulmuş bir dil
Oysa ki içinde her şeyin anlamı gizli
Benim bir gözlüğüm var sol camı kırıldı
Taktığım zamanlarda içini gösteren adeta

Sen hiç hiç oldun mu, birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
Düştün mü sen?

Benim hiç boyanmamış dört duvarım var
Çatlaklarından sızıp içinden geçtiğim
Benim hiç yıkılmamış duvarlarım var
Dikkatle baktığımda ardını gördüğüm adeta

Sen hiç hiç oldun mu birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
Düştün mü sen?

Benim bir hikayem var sonunu yazmadığım
Benim bir sevgilim var henüz tanışmadığım
Benim umudum var benim umudum
Benim umudum var benim umudum

Sen hiç hiç oldun mu birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?

Hiç oldun mu birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
Düştün mü sen?
 
Ce: Şebnem Ferah

Geçmişe Yolculuk

Bugün kendimi kuru yapraklarla kaplı
Çıkmaz bir sokağa benzetiyorum
Sadece o sokakta yaşayanlar üzerimden
Gelip geçiyor

Bugün kendimi odalarından çoğu boş
Bazen dolan bir otel gibi hissediyorum
İçimden ne hayatlar ne hikayeler ne aşklar
Geçip gidiyor

Ben böyle değildim ne zaman kayboldum
Rüzgarla dans ederdim ne zaman savruldum
Bir ses duydum geçmiş zamandan
Bir ses duydum küçük bir kızdan

Bir bilet istiyorum
Sadece gidiş olsun
Çocukluğun saflığına
Gidip orda yaşamam gerek

Bilet istiyorum
Tek kişilik olsun
Yarına çıkabilmem için
Heyecanı hatırlamam gerek

Bugün kendimi parktaki bir bank gibi
Sessiz ve sabit hissediyorum
Geceleri üzerimde şehrin ışıkları
Yatıp uyuyor

Bugün kendimi tonlarca yük taşıyan
Gemilerin denizi gibi hissediyorum
Kaldırma kuvvetim var ama şehrin atıkları
İçime akıyor
 
Ce: Şebnem Ferah

Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem


Suyun derinliği aynıydı
Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu
Bütün yapraklar sararıp düşecekti
Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı

Bütün aşklar çok büyük olacaktı
Ama en büyük bizimkisi diyecektik
Her bir insan eşsiz olacaktı
Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik

Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına
Önce senin ellerin kirlenecek
Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine
O yürekte hep yerin olacak

Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum

Çok sonraları fark edecektik
İyilik temizlik bile göreceli olacaktı
O kadar hızlı kirlenecektik ki
Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı

Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden
Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek
Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına
Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek
 
Ce: Şebnem Ferah

Hoşçakal

Seni ararken kendimi kaybetmekten yoruldum
Bulduğumu zannettiğimde
Kendimden ayrı düştüm

Bu garip bir veda olacak
Çünkü aslında hep içimdesin
Ne kadar uzağa gitsem de
Gittiğim her yerde benimlesin

Söylenecek söz yok
Gidiyorum ben

Hoşçakal, hoşçakal
Hoşçakal, hoşçakal

Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp koşmak içimde var
Hoşçakal

Biraz su biraz yeşillik
Her yer benim evimdir
Taşırım dünyayı sırtımda
Her dil benim dilimdir

Ama söylenecek söz yok
Gidiyorum ben